Sosyal Medya

EKONOMİ

Gayri Resmi Ekonomiler

2017'deki bazı IMF araştırmalarına göre, Sahra Altı Afrika ülkelerindeki kayıt dışı ekonomiler GSYH’nin yüzde 25 ila 65'ine tekabül ediyor ve tarım dışı istihdamın yüzde 30 ila 90'ını oluşturuyor.

Boubacar Amadou CISSE

Dünyada sosyoekonomik gelişme yarışı hızlı bir şekilde devam etmektedir. Ancak ülkelerin ekonomik refah seviyelerini arttırmak ve daha iyi konumlara ulaşma amaçları vardır. Bu seviyeyi arttırmak için ülkelerin sahip oldukları yetenekleri etkileyen birçok temel faktörü vardır. Ekonomik faaliyetlerin denetimi bunlardan biridir. Bununla birlikte kayıt dışı ekonomiler, bir ulusun büyümesini engelleyebilecek engellerden sadece birisidir.

Kayıt dışı ekonomi veya paralel ekonominin çeşitli tanımları vardır. Kayıt dışı ekonomi; pazar payına sahip ancak henüz tescil edilmemiş hane halkı işletmeleri ve ayrıca daha büyük tescilli şirketler tarafından yapılan resmi olmayan üretimi veya yasadışı faaliyetler olarak tanımlanabilir. Bireyler tarafından üstlenilen yasadışı ekonomik faaliyetler de bir kayıt dışı ekonomi biçimi olarak kabul edilebilir. Bahsedilen tüm formların ortak bazı faktörleri vardır. Fakat bunlardan en önemlisi, bir milletin büyümesini ve gelişmesini engellemesidir.

Düşük Gelirli Ülkelerde Bilinen Bir Zorluk

Paralel ekonomiler, bir şekilde, dünyadaki tüm ülkelerde mevcuttur, ancak düşük gelirli ülkelerde daha yaygındır. 2017'deki bazı IMF araştırmalarına göre, Sahra Altı Afrika ülkelerindeki kayıt dışı ekonomiler GSYH’nin yüzde 25 ila 65'ine tekabül ediyor ve tarım dışı istihdamın yüzde 30 ila 90'ını oluşturuyor. Bu durum politika belirleyicilerin karşısına hem zorluklar hem de fırsatlar çıkarmaktadır.

Olumlu yönden bakıldığında, kayıt dışı ekonomilerin yüksek oranı birçokları için büyük bir iş havuzu sağlar. Bu durum çalışma çağında daha fazla insanın olduğu ve istihdam oluşturmanın aynı hızda sağlanamadığı ülkeler için nispeten önemlidir. Öte yandan, bu sektördeki istihdam edilebilirlik düşük üretkenlik anlamına gelir ve sektör uygun düzenlemelerden yoksundur.

Kayıt dışı ekonomiler, ülkenin ekonomik potansiyeli ile 'bazen' ilgisizdir. 2017 IMF Personeli çalışmaları, Nijerya ve Tanzanya'nın en yüksek gayri resmi ekonomik faaliyet oranına sahip olduğunu (GSYH’lerinin %50'sinin üzerinde), Moritus ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ise en düşük orana (GSYH’lerinin %20 ila 30'u arasında) sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte, Nijerya tüm Afrika'daki en büyük ekonomik güçken, Tanzanya da kıtadaki en umut verici ülkeler arasında yer almaktadır. Nüfus artışının kayıt dışı ekonomik uygulamalarla bir ilişkisi var gibi görünmektedir; ancak, bu hala bir hipotezdir ve bunu kanıtlayan hiçbir çalışma yoktur.

Afrika ülkelerinde, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, içsel sosyoekonomik sorunlar paralel ekonomileri desteklemektedir. Siyasi krizler nedeniyle, hükümetler birçok sektörü veya bölgeyi kontrol edemiyor ve düzenlemekte başarısız oluyor. Bu, kayıt dışı ekonomi faaliyetlerinin artışını hızlandırmaktadır. Araştırmalar, kayıt dışı ekonomilerin daha çok petrol üreten ülkelerde ve Afrika'daki kırılgan eyaletlerde ortaya çıktığını gösteriyor. En kötü durumda, paralel ekonomiler, oyuncuların kuralları koyduğu paralel hükümete yol açabilir.

Sebepler ve Göstergeler

Para birimi ve işgücü katılımının gösterilebileceği birkaç paralel ekonomi göstergesi vardır. Kayıt dışı ekonomide, nakit para tercih edilen ödeme yöntemidir ve yüksek derecede işgücü katılımı vardır. Bu göstergelerin arkasında, tüm gelişmekte olan devletlerde ortak olan birkaç faktör yatmaktadır: kurumsal gelişme, vergi yükü, işsizlik, ticaretin serbestleşmesi, nüfus patlaması vb. Bu ülkelerde, yolsuzluk ve yapılan hukuksuzlukların cezasız kalması nedeniyle insanlar gayri resmi faaliyetlerde bulunmaktan kaçınmama eğilimindedir.

Afrika'daki paralel ekonomi ve diğer birçok idari sorunun arkasındaki bir diğer önemli neden, 1980'lerde IMF ve Dünya Bankası tarafından önerilen veya -belki de- dayatılan Yapısal Uyum Programıdır (SAP). Bu program birçok kişi tarafından bilinmeyebilir, ancak Afrika ülkeleri tarafından tam 40 yıl önce benimsenen tam bir skandal girişimidir. Kalkınmayı desteklemek ve hükümet harcamalarını azaltmak amacıyla, IMF ve Dünya Bankası 30'dan fazla Sahra Altı Afrika ülkesine milyarlarca ABD doları vermişti. Kredinin koşulları tüm sektörlerde muazzamdı. Erken emeklilik, işgücünü ve harcamaları azaltmak için teşvik edildi. Devlet sektörlerinde işe alımlar filtrelendi ve kabul sınava dayandırıldı. Birçok ihtiyacı karşılamak için daha az memur istihdam edilmeye başlandı. Pek çok sektör aynı bakanlığın şemsiyesi altına girmeye zorlandı. Bu, farklı kalkınma sektörlerinin fon tahsisinin yanlış yönetilmesine yol açtı ve amaçlanan amaç tam tersiydi. Programın bir diğer amacı da özel sektörü geliştirmekti; bu asla karşılanmadı.

Bunlar, büyük ekonomik sektörlerin yönetimini ve hükümet hizmetlerini felce uğrattı. Bugün, özel sektör hala yoksul ve diğer ekonomik sektörlerin çoğu toparlanmaya çalışıyor. Bu durum kayıt dışı ekonominin tüm sektörlerde yer kazanmasını sağlamıştır. Yapısal Uyum Programı birçok ekonomik kısıtlamayı tetiklemiş olabilir. Ancak altı çizilen ülkeler, kırk yıl sonra dahi uygulanan programın olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıyadır.

Sonuç

Paralel ekonomik faaliyetler Afrika ülkelerinin ekonomilerini çeşitli şekillerde sakat bıraktı. Sosyoekonomik ve teknolojik gelişme yarışı herkes tarafından biliniyor. İstatistikler, Afrika kıtasının dünyanın geleceğinin merkezinde olacağını öngörüyor. Bununla birlikte, kıtada olan bir dizi kriz ve sorunla birlikte, Afrika'nın hepimiz için daha iyi bir geleceğe götüren hayati rolünden ve konumundan tam olarak yararlanamayacağını söylemek  de daha doğru olacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.