Sosyal Medya

İSLAM

İNSANCA YAŞAYABİLMEK: HAVASS-I SELİME

Eğer bu beş temel özellik ve hak sağlanamıyorsa insanca yaşamak mümkün değildir. İslami yönetimleri diğer din ve ideolojilerden ayıran en temel unsurların başında bu beş temel hakkın insanlara verilmesi vardır

Ebu Masum MÜCAHİT

Havass-ı selime insanca yaşayabilmenin beş temel şartıdır. Bunlar: akıl, nesil, Mal, Can ve din emniyetinden oluşur. Bu beş emniyetin sağlandığı yerlerde insanca yaşanabilir.  Eğer bu beş temel özellik ve hak sağlanamıyorsa insanca yaşamak mümkün değildir. İslami yönetimleri diğer din ve ideolojilerden ayıran en temel unsurların başında bu beş temel hakkın insanlara verilmesi vardır. İnsanlık bunun önemini anlamış olsaydı koşa koşa İslam’a sarılır ve Müslümanca bir sosyal hayatı tercih ederdi.

1.Akıl Emniyeti: Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük meleke akıldır. Akıl doğrular içinde en doğruyu bulabilme melekesidir. Akıl, en sonu ve ondan sonrayı düşünme melekesidir. Akıl emniyeti sağlanamazsa akıl rahat bir şekilde düşünemez hale gelir. Kölelik, alkol, bağımlılık gibi unsurlar insanlar arasında yaygınlaşır ve akıl işlevsiz hale gelir. Günümüzde belki geleneksel anlamda kölelik yok ama modern kölelik hemen hemen hayatın her alanında yaşanıyor. Mal ve dünya hırsı bizim rahat düşünmemizi engelliyor. Tüketim hırsıyla kuşatılmış insanlar lüks hayat hayallerinin esareti altına giriyorlar. Materyalist toplumlarda akıl emniyetinden, insanların özgür düşünmelerinden söz edilemez.  Bu yüzden yüce dinimiz İslam, müminlere dünya ve dünya malını amaç edinmemelerini öğütlemektedir. Uyuşturucunun ve alkolün kol gezdiği toplumlarda insanların düşünemediklerini görmekteyiz. İnsan gerçeklerden kaçmak, hayal âleminde kendisine sanal bir dünyada gezmek için alkol ve uyuşturucu alır. Çünkü bu sanal gerçeklik insana hiçbir sorumluluk yüklemez. Fakat zamanında yok sayılan sorumluluklar ilerleyen dönemlerde mutlaka insanın karşısına çıkacaktır.  İslam öncelikle dünyanın bir imtihan olduğunu, asıl hayatın ise öldükten sonra başlayacağını ifade eder. İslam anlayışına göre bu hayatı kazanmanın yolu Allah’a kulluktan geçer. Bu şekilde inanan ve düşünen bir insan bütün dünyevi bağlarından kurtularak özgürleşir. Böyle bir insanı bağımlı hale getirmek imkânsızdır. Bu şekilde düşünüp inanamayan insanlar ise kendi geleceklerini ve toplumlarının geleceklerini başka güçlerin hâkimiyetine verirler. Öte dünya inancından yoksun insanların geleceklerini bir kısım güçler planlamaya başlar.

2.Nesil Emniyeti: Bir insan için en önemli bilgilerin başında anne ve babasını bilmesi gelir. Kültürün nesilden nesle sağlıklı bir şekilde aktarılmasında bu çok önemli bir hususiyet olarak karşımıza çıkar. Bugünkü toplumlarda zinanın serbest bırakıldığını, hayâsızca yaşamanın özendirildiğini müşahede etmekteyiz. İki tarafın rızasına uygun olduktan sonra her türlü ahlaksızların yapılabilmesi ile ilgili kanunların çıkarıldığı toplumlarda nesil emniyetinden söz edilemez. Nesil emniyetinin olmadığı yerlerde sağlıklı bireyler yetiştirmek de mümkün değildir. Bu gün Batı diye bildiğimiz modern diye vasıflandırdığımız toplumlarda, bataklıklara saplanmış gençlerin en büyük sıkıntılarının anne babalarına bilmemekten geçtiğini görmekteyiz. O zaman zinanın yasaklandığı, zinaya götüren yolların bile engellendiği bir toplum oluşturmalıyız. Ancak bu şekilde neslimizi güvence altına alabiliriz. Hayvanlar âleminde bile kendine özgü bir aile düzeni vardır. Bu yüzden insanların en önemli meselesi aile hayatıdır. İslam dini aileyi önemsemiş ve nikâhsız olan her türlü ilişkiyi büyük günah olarak kabul etmiştir. Yüce peygamberimiz (s.a.v) evlenen kişi dinini tamamlamıştır diye buyurmaktadır.

 3.Can Emniyeti: İslam insanların canlarını güvence altına almıştır. İnsana ve bedenine yapılan her türlü zulmü misliyle ödettirmiştir. Allah’ın verdiği canı Allah’ın dışında kimsenin alamayacağını ifade etmiştir. İnsanın canına kastedenin canının devlet tarafından alınacağı hükme bağlanmıştır. Günümüzün materyalist sistemlerinde ise onlarca insanı katledenlerin suçunu devlet affetmektedir. Bundan dolayı hiçbir insanın canı güvence altında değildir. İnsanın kendi yaşamını güvence altına alması vazgeçilmez bir zorunluluktur. Bireyler ancak o zaman rahat bir şekilde dünyada yaşayabilir. Fakat maddenin ön planda olduğu bu kapitalist dünyada göz çıkarmanın cezası az, gözlük kıranın cezası fazla; adam öldürenin cezası az,  ama adamın malını soyanın cezası çok fazladır. Küresel güçler kurdukları terör örgütleri ile ülkeleri her açıdan zor duruma düşürmekteler. Canlı bombaların patladığı ülkelerde binlerce, milyonlarca insan yok edilmektedir. Böylece ülkeler askeri, siyasi, ekonomik vb. açılardan güçsüz düşürülmekte ve sömürü düzene daha rahat bir şekilde işletilmektedir. Bugün canımız batılı devletlerin insafına kalmış durumdadır. Bu hak tanımaz küresel güçler demokrasi bahanesiyle Afganistan, Irak, Libya, Vietnam, Mali gibi birçok ülkeye binlerce ton bomba attılar. Yaşadığımız çağda BM Siyonist çetesinin daimi beş üyesi dışındaki hiçbir ülkede can güvenliği yoktur. Hâlbuki İslam’da bir kişiyi öldürmek tüm âlemi öldürmek olarak algılanmıştır. Bu yüzden Müslümanlar yeni bir dünya kurmak zorundadırlar. Bu yeni dünya hiçbir insanın diğerinden üstün olmadığı, Kabe nasıl kutsalsa insanların canının da kutsal kabul edildiği ve cana kastın cezasının çok ağır olduğu bir dünya olmalıdır.

4.Mal Emniyeti: Mal emeğin karşılığıdır. İnsan emek verir ve emeğinin karşılığını kullanabileceği bir araca dönüştürür. Günümüzde emeğin en reel karşılığı para olarak değerlendirilmektedir. Yaşadığımız çağda faiz sistemi hâkimdir. Dolar, euro, borsanın hâkim olduğu bu sistemin içerisine bunlar yetmiyormuş gibi tahvil senetlerinin, bitcoin gibi sanal paraların da dâhil edildiğini görmekteyiz. Bunlar dünyayı sömüren yaklaşık iki yüz tane küresel sermaye sahibinin elinde olan ekonomik silahlardır.  Bu oyun kurucular bu güçlerini dünyayı fesada boğmak için kullanmaktadır. Doları yükselten ve düşüren, borsa kumarını yükselten ve düşüren, Uluslararası Para piyasasını yükselten ve düşüren tamamen bu kirli çetedir.  Küresel çetelerin hâkimiyetinde olan ülkeler ve ekonomiler dolara bağımlı olarak yaşamakta ve bu yapılarda ekonomik operasyon yapmak daha kolay hale gelmektedir. Anında yükselip anında düşen dolar kurları ve altının ons fiyatı üzerinde yapılan operasyonlar vb. aracılığıyla insanların emekleri bir anda yok sayılmaktadır. Buna bağlı olarak parasının ve malının değeri düşen insanlar bir anda fakirleştirilmektedir. Bir aylık çalışmanın karşılığında 10 gram altın alma kapasitesi olan bir kişi altının fiyatı yükseldiği zaman bir aylık çalmasının karşılığında 6 gram altın alabilmektedir. Buna bağlı olarak da alım gücü düşmektedir. Bu ortamda mal emniyetinden nasıl söz edebiliriz ki. Develüasyonun, enflasyonun olduğu bir sistemde insanların emekleri nasıl korunabilir ki. O zaman insanca yaşamak istiyorsak insan emeğine saygının olduğu, faizin yasaklandığı, sanal kumarın tamamen ortadan kaldırıldığı, bütün paraların altına ve gümüşe bağlandığı, insan emeğinin tamamen korunduğu bir sistemi yeniden inşa etmek zorundayız.

5.Din emniyeti: Din inanmak ve inandığımızı yaşamaktır. Bugün dünyada insanlar, ülkeler ve toplumlar ancak küresel terör örgütü devletlerin müsaadesi kadar İslam’ı yaşamaktadır. Kurdukları terör örgütünü bahane ederek şehit kanları ile sulanmış ülkeleri işgal eden küresel güçler ancak benim istediğim tarzda bir İslam’ı ancak benim istediğim seviyede yaşayabilirsin demektedir.

Güya demokratik ülkelerde insanların dinlerini özgürce yaşamaları noktasında her türlü özgürlük ortamı oluşturulmaktadır. Demokratik bir sistemi benimsediğini ifade eden birçok İslam ülkesinde hutbelerde okunan ayetlere karışılmakta, Allah’ın kitabına müdahale edilmektedir. Fransız devlet başkanı ilahlık taslayarak Kuran’a müdahale etmeyi planlamaktadır. İnsanca yaşamak başkasının hayatına zarar vermeden, istediğin dine inanmak ve yaşamaktır. Günümüz firavunları Müslümanlara kendi kafalarına göre isimler vermekte, Kuran’dan ayetleri çıkarmayı planlamakta, Allah’ın dinini değil kendi kafalarındaki dini oluşturmaya çalışmaktadır. İslam devletleri hiç kimsenin dini yaşantısına karışmamıştır. Ama bugünkü batılılar düşünmemize, giyim tarzımıza, ibadet şeklimize, her şeyimize karışmaktadır.

Sözün kısası günümüz dünyasında malımız, canımız, neslimiz, aklımız ve dinimiz emniyette değildir. O zaman biz nasıl insanlığımızı koruyabiliriz. Gelin bu dünyayı yeniden iman ederek değiştirelim. Yeryüzünde fitne ve fesat kalkıp din yalnız Allah’ın oluncaya kadar çalışalım. Belki biz kaybederiz ama nesillerimize insanca yaşanabilir bir dünya bırakırız

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.