Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

ÜMMETİN GELECEĞİ NESİLLERİN YETİŞMESİ

Ümmetin geleceğini bina edecek nesiller yetiştirmek için hala neyi bekliyoruz. Günümüzün çocukları geleceğin banileri Çocuklarımızı ne zaman Rasulullah huzurunda bir Abdullah b. Abbas, bir Enes olarak göreceğiz. Ömer ARİF

Ömer ARİF
 
Ümmetin geleceğini bina edecek nesiller yetiştirmek için hala neyi bekliyoruz. Günümüzün çocukları geleceğin banileri  Çocuklarımızı ne zaman Rasulullah huzurunda bir Abdullah b. Abbas, bir Enes olarak göreceğiz. Çocukların görmüş olduğu manzaralar onlara daha çocukken şekil vermeye başlar. Hayırlı şeyler onun hayır mayasına kıvam ve koruma olarak cevap verir. Özellikle çok küçük yaşlarda şahit olduğu şeyler onun hayatının şekillenmesine çok büyük tesir eder. Şahsiyetinin temelleri sağlam veya çürük olarak bu ilk çocukluk çağlarında atılır. Günümüzde insanların şahsiyetlerinin bukalemun misali farklılık arzetmesi çoğu zaman ilk aile profili ile okul profilinin uyuşmamasından kaynaklanmaktadır. Çocuk evde İslamcı, okulda Kemalist, sokakta vurdum  duymaz rolleri arasında sıkışıp kalmaktadır. Aile çocuğa der ki: Oğlum, sana okulda Atatürk’ten sorarlarsa sakın ha evde bizden duyduklarını söyleme. Yoksa seni okuldan atarlar.Okulda Atatürk bizi kurtaran büyük bir adamdır de tamam mı. Böylece çocuğun ilk okul izlenimi evde farklı, okulda farklı görünmek olmaktadır.

Yapılan araştırmalar ispat etmiştir ki; küçük yaşlarda başlanılan eğitim, sağlam bir temel vazifesi görmektedir. Peygamber efendimizin ifadesiyle “Küçükken ilim öğrenenlerin durumu taş üzerine nakşetmek gibidir. Yaş ilerleyince öğrenen su üzerine yazı yazmak gibidir. Geleceğimizi bina etmek, bu günkü nesli yoğun bir eğitim programına girdirmekle mümkün olur. Geleceğin neslinin imarı aşama aşama geçmekle mümkündür.

1. Prensip:  Nesli yetiştirecek büyüklerin öncelikle kendine önem vermesi

Çocuklar sözden çok halden ve tavırdan etkilenirler. Durumu bozuk, yaşantısı ahlaksız ve görgüsüz, görüşü şeytani olan bir kişi diliyle ne kadar güzel ve etkili konuşursa konuşsun bu körpe dimalarda pozitif etki yapamaz. Güzel örnek olmayan büyükler ve eğiticiler su üzerine yazı yazan, resim yapan kimseye benzer. Yani kalıcı faydası olmaz. Yıllar boyu eğitimcilerin dile getirdiği şey yaşamaktan daha tesirli bir tebliğ yoktur ilkesi olmuştur. İslam’ın liderleri ve önderleri devamlı ahlakı takvası ve mücadelesiyle kendileri güzel örnek olmuşlardır. Davaları sadece dilde kalmamış hayatlarının tamamında davaları canlı bir örnek olmuştur. Sigara içen bir babanın oğlum sakın ha sigara içme demesi acaba ne kadar tesirli olabilir. Namaz kılmayan bir kişinin başkalarına sakın ha namazı geçirme demesi ne ifade edebilir ki. Öncelikle ümmetin çocuklarını yetiştirme iddiasında bulunanlar kendisini hem teorik hem de pratik olarak hazır hale getirmelidir. Korkak komutan askerlerine ne kadar cesaret marşları söylerse söylesin kendisinin korktuğu anlaşıldığı andan itibaren söylediği hamaset türküleri askerine fayda vermeyecektir. Ahir zamandaki yanlış telakkilerden birisi de hatib ile mürebbiyi birbirine karıştırmaktır. Şunu net ifade etmek gerekirse ümmeti emanet edeceğimiz neslimizi hatibler değil mürebbiler ve muallimler yetiştirecektir. Hitabet kolaydır. Ama terbiye zordur ve zahmet ve fedakarlık ister. Zaten Rasulullah efendimiz ahir zamanda hatiplerin çok olacağını ama fakihlerin az olacağını haber veriyor. Hatiplerden mutlaka istifade edilecektir. Ama yetişme ancak terbiye ve uzun vadeli bir programın ciddiyetle uygulanmasıyla mümkün olur.

2. Prensip:  Eğitimin temel taşı şefkat ve merhamettir.

Zorluklar mürebbiyi asla zorbalığa götürmemelidir. Baştan iyi bilinmelidir ki zahmetsiz rahmet olmaz. Zaman uzadıkça katılaşan ve gerilen kişilerin verimi düşmeye başlar alıcı konumundaki çocuklar bu işten soğumaya başlar. İntikam duyguları ve düşmanlık kavramlarını zikreden öğretici artık faydalı olmaktan çok karşısındakilere zarar vermeye başlar. Günümüzde yapılan ilmi araştırmalar şiddet ve zorbalık gören öğrencilerin kapasitelerinin körleştiğini ortaya koymuştur. Ayrıca şiddete maruz kalan çocukta öğreticiye karşı duyulan korku ve endişe çocuktan hem kendisine güveni hem de öğretmenine güveni yok etmektedir. Merhamet bağlarını koparmak çocuktaki öğrenme bağlarını zayıflatmakta veya tamamen koparmaktadır.

3. Prensip: Çocuklara özgüven kazanmaları için yardımcı olmak

Çocuk öncelikle kendisine güvenildiğini hissetmeli, ailenin ve öğretmenin kendisine önem verdiğini bilmelidir. Ailesi ve öğretmeni için büyük bir değer olduğu duygusu onda oluşmalıdır. Sen yapamazsın senden adam olmaz telkinleriyle büyüyen çocuklar özgüvenlerini yitirebilirler. Bunun aksine çocuklara büyük adam olup insanlığa faydalı olacağı telkin edilmelidir. Ümmetin ve insanların kendisinden çok şey beklediği sıkça dillendirilmelidir. Öz güven oluşmayan çocuklarda aşırı düzeyde çekingenlik ve üretken olmasına mani korkaklık meydana gelmektedir.

4. Prensip: Adım adım kendi alemlerini oluşturmaları için onları kontrollü bir şekilde serbest bırakmak

Bu serbest bırakma işlemi onların kendi kendilerine iş yapabilme becerilerini geliştirmek ve devamlı başkalarına bağlı kalma duygusundan kurtulmak içindir. Kendilerine model olarak alacakları kişiyi iyi belirledikten sonra en güzel modelin Allah’ın rasülü  olduğunu anlayan nesil onun hayatı ve ahlakı üzere yaşamış olduğu çağın sahabesi olmak için adımlar atmasını izlemek gerekir. Film ve çizgi film kahramanlarını kendisine model seçen çocuklar hem ahlaken hem de itikaden fitne tohumlarına tarla olmak zorunda bırakılmaktadır. İslamın çizmiş olduğu sınırları iyi belirlemek suretiyle çocuklara hareket alanı bırakmak onların daha iyi yetişmesine zemin hazırlayacak fikri yapının ve ufkunun genişlik kazanmasına yardımcı olacaktır.Aksi halde basmakalıp sloganik öğretiler çocuklarda ilmi ve fikri ilerleme imkanı vermeyecektir. Çocukların bazı kararları kendilerinin vermesi mesuliyet sorumluluğuna sevk edecektir.

5. Prensip: Hayatın ne manaya geldiği ve hedefleri doğru tespit edebilmek

Hayatı oluşturan her zaman dilimi kıymetlidir. Hayatta kat edilecek her aşama kıymetlidir. Hiçbir anı israf edilmemelidir. Kaybolan zamanlar asla geri gelmeyecektir. İnsana bir defa verilen hayat nimeti bitince bir daha tekrar verilmeyecektir. Yani hayatta rövanş yoktur. Zaman dilimlerini Allah’ın razı olacağı şekilde her bir anı değerli kabul etmek lazımdır. Plansızlık insanın ömrünü heder eder. Bu sebebe binaen gerek evde gerekse ev dışında çocuğun tabii olduğu belirli bir plan ve prensip dahilin de yaşaması gerçeği ona telkin edilmelidir. Yoksa dağınıklık ve neme lazımcılık onun hayatının bir parçası olur. Aile içerisinde uygulanacak plan çocuğun aile hayatının çekirdeği olacağı için çok önemlidir. Hayata hangi anlamı yükleyeceği aile portifiyle şekillenmektedir. Hayırlı kimselerin ve ulemanın hayatını an be an nasıl değerlendirdiğini onların hayatlarından kesitler halinde anlatılmalıdır. Himmeti yüksek kimselerin hayattaki gayelerinin yemek içmek ve dünyada konfor elde etmek olmadığını; esas hayatı Allah’ın istediği şekilde, onun dinine hizmet etmek olduğunu anlatmak bunların .ocuklarda temini için mesuliyetten kaçmayan, vurdumduymaz tavırlara girmeyen ve İslam alemindeki ve genel manadaki dünyadaki hadiselerin kendilerinin ilgilendirdiğini gündeme taşıyabilmek önemlidir.

6. Prensip: Hayatta var olmanın hedefini belirlemek

Hedefsiz olaylar önünde şuursuzca sürüklenen bir nesilden lider ve örnek çıkmaz. Hedef belirlemek hedefe varmak için plan hazırlamaya zorlar. Ana hedef olan Allah’ın razı olduğu şekilde bir kul olabilmek için toplumsal manada emin olma vasfının en önemli etken olduğunu unutmamak lazımdır. Başkalarını sevebilen ve sevilen itici üsluptan uzak olan, ıslah ve yapıcı bir tarz benimseyen, olayların hayırlı boyutlarını görebilen kimseler ümmetin derdine derman olabilecek kişide aranan belli başlı vasıflarıdır.
 
Konulan hedefler:

-Makul ve ulaşılabilen hedefler olmalıdır. Afaki hedefler koyup tamamen devredışı kalmak daha ilk baştan kişiyi verimsizleştirip bitiren en önemli olumsuz etkendir. Hayatı iyi okuyamayan ve toplum mühendisliğinden nasipdar olmayan mürebbi elinde nice yanlış hesap ve hedef kurbanı cevher genç dimalar vardır.

-Her hedefin önünde problemlerin olabileceği ve onlardan yılmamanın gerektiği işlenmelidir. Hedefi olan insanların daima engelli koşu yapan bir yarışçı gibi hayata bakıp engelleri ve engellemeleri doğal karşılayıp onları çözmeye, halletmeye motive edilmelidir. Hz. Enes’in resulullah yanında geçirdiği 10 yıla yakın zaman iyi tetkit ediliğ öz güven aşılama noktasında Allahın rasulünün yaklaşımı iyi tahlil edilmelidir.

Motivasyon, planlama ve takip aşaması yerli yerince olmadığı sürece hedeflere ulaşılmaz;

A- MOTİVASYON (Şuurlandırma)
Motivasyon Maddeleri:

1- Zamanı değerlendirme;
a. En önemli olanları öne almak
b. Zaman mefhumunu “israfın en çirkini zamanı israf etmektir” başlığıyla sunmak
2- Konulan hedefe ulaşacağına kesin inanmak;
a. Allah yolunda gayret edenlere başarının yollarını açar.
b. Başarı Allah’tandır.
3- Konulan hedefe ulaşmak için tespit edilen çalışmaları eksiksiz yerine getirmek;
4- İşin ehliyle istişare;
a. Çalışma konularının istişaresi
b. Çalışma metodunun istişaresi
c. Ani durum istişareleri
d. İstişare heyeti oluşturmak
5- Çalışmalarda Sabretmek;
a. Yapılması gereken çalışmalar ihmal edilirse huzuru ilahide kişinin mesul olacağı asla unutulmamalıdır.
 
B- PLANLAMA

1- Teşkilat yapısı hiyerarşik plan;
2- Çalışma takvimi planı;
a. Kısa vadeli planlar
b. Orta vadeli planlar
c. Uzun vadeli planlar
3- Çok ciddi arşivleme;
4- Yapılan planların tamamı uygulanabilir olmalı, afaki ve bıktırıcı olmamalı;
5- Görev ve yetkiler net olarak ifade edilmelidir;
 
C- TAKİP (murakabe)

1- Takip ekibinin çalışmalarını yürüten kimselerin dışında olması;
2- Takibatın ölçülebilir olması;
3- Verimsiz yürüdüğü tespit edilen çalışmaların veriminin artırılması için rapor hazırlanması;
4- Başarı ve başarısızlık kriterleri önceden tespit edilmeli;
5- Yapılan takiplerin mutlaka çalışma ekibine dönüşümü olması;
 
Ömer ARİF

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.