Sosyal Medya

Ebü Masum Mücahit

AÇLIK VE TARIM

300 yıl önce dünyada 9 milyon kilometrekare tarım arazisi vardı. Tarımda makineleşme ile birlikte tarım arazileri arttı ve bu alan 37 milyon kilometrekareye kadar ulaştı. Fakat bu artış geri kalmış ülkelerde olumlu bir etki yapmamış ve açlığa bağlı ölümleri artırmıştır.

Ebu Masum Mücahit

Tarım insanoğlunun ilk yapmış olduğu ekonomik faaliyetlerden biridir.. İnsan için en temel ihtiyaç beslenmedir. Beslenme faaliyetlerimiz için gerekli olan besinleri tarım ve hayvancılıktan elde ederiz. 300 yıl önce dünyada 9 milyon kilometrekare tarım arazisi vardı. Tarımda makineleşme ile birlikte tarım arazileri arttı ve bu alan 37 milyon kilometrekareye kadar ulaştı. Fakat bu artış geri kalmış ülkelerde olumlu bir etki yapmamış ve açlığa bağlı ölümleri artırmıştır.  Bunun nedeni emperyalist ülkelerin sömürgesidir.
 
Günümüzde sanayi bakımından gelişmiş olan sömürgeci ülkelerin tarım bakımından da geliştiklerini görmekteyiz. Dünyada en fazla tarımsal ürün üreten ve ihraç eden ülkelerin sanayi ülkeleri olduğunu görüyoruz. Temel ekonomik kaynakları tarım ve hayvancılık olan ülkelerde yaşayan insanların ise yeterli düzeyde beslenemediğini, sürekli tarımla uğraşmalarına rağmen açlık yüzünden yaşanan ölümlerin bu ülkelerde oldukça fazla olduğunu görmekteyiz. Bu durumun asıl sebebi tabii ki sanayi bakımından gelişmiş ülkelerin bu ülkelerde uyguladıkları sömürgeci politikalardır. Sanayi bakımından gelişmiş ülkeler, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin insanlarının fazla üretimlerini engellemek için çalışıyor. Gelişmekte olan ülkelerde herhangi bir teknik buluş olunca Batılı ülkelerin bu buluşları kendi himayelerine geçirdiklerini, geri kalmış ülkeler tarım yapmak istediklerinde bu sömürgeci güçlerin engel olduklarını görüyoruz.
 
Türkiye de 1976 yılında iskenderun’lu bir makine mühendisinin yaptığı fındık kırma makinası. Patent için sanayi bakanlığına başvurmuş ve altı ay sonra fındık kırma makinası İtalyan bir firma tarafından dünyaya pazarlanmıştır. Düşünün bir ülkenin sanayisini geliştirecek bir bakan sanayiyi engelliyor. Tabii bunu kim yaptırıyor emperyalist ülkeler . Emperyalist ülkeler geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeleri bilinçli bir şekilde engelleyerek kendisine muhtaç bir halde tutmak istemektedirler.
 
İngilizler Hindistan'ı işgal ettiklerinde 5000 ipek dokuma ustasının başparmağını kesmişlerdir. Çünkü İpek ustaları ipek üretmeye devam ederse yünden yapılmış olan İngiliz kumaşlarının dünya piyasasında yeri olmayacaktı. Gıda Tarım Örgütü  kurulduktan sonra birçok ülkede pamuk ve kenevir üretiminin engellenmeye çalışıldığını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarından Adnan Menderes ülkede pamuk ve haşhaş üretimi yaptığı için iktidardan acı bir şekilde indirilmiş ve idam edilmiştir. Türkiye'nin üretmiş olduğu Rahmetli Erbakan hocanın kurduğu Gümüş Motor’un iflas etmesini sağlamak için Batı destekli hükümetlerin dışarıdan ucuz fiyata traktör aldıklarını görmekteyiz.  Hükümetlerin ülkesini ve ülke çıkarlarını desteklemesi gerekirken bu makineleri ve aletleri dışarıdan alması aslında ülkeye yapılan en büyük ihanettir.

 Dünyada Siyonist çetelerin kurduğu Birleşmiş Milletler ve onun kurumları kollektif olarak çalışmakta ve ülkeleri daha fakir bırakma projeleri hazırlamaktadır.  Ülkeler dolarla borçlandırılmakta ve her 10 yılda bir küresel kriz çıkarılmaktadır. Siyonist çetenin IMF ve Dünya Bankası gibi kolları borçlu ülkelere gelerek şu fabrikayı kapat veya sat, şu tarım ürününü üretme, sana kredi verelim, böylece borcunu öde, demektedir. Böylece ülkeler eskisinden daha fazla bu Siyonist ve emperyalist çetelerin esiri olmaktadır. 2007 krizinde Endonezya’ya uçak fabrikasını kapattırdılar. Türkiye'de rahmetli Erbakan Hoca'nın açmış olduğu, yıllık 100 bin üretim kapasiteli TÜMOSAN motorları yaklaşık 25 yıl sadece yılda 10 motor üretmişti.
 
TÜMOSON tamkapasiteli çalıssa Türkiye'deki tarım toprakları daha iyi işlenecek ve dışarıdan gelecek makinelere ihtiyaç kalmayacaktı. Bu şekilde tarımsal üretim bakımından dışa bağımlılık ortadan kalkacak ve ülkedeki birim alandan alınan verim oldukça yüksek olacaktı.Türkiye endüstride olduğu gibi tarımsal ürün ihracatındada önde bir ülke olacaktı.  Fakat dış bağlantılı hükümetler, başka ülkelerden daha ucuza traktör ithal ettiler ve bu fabrikaların zarar etmesine neden oldular. Bu durumu sadece Türkiye ve Hindistan'da değil dünyadaki birçok ülkede görmekteyiz. Somali'ye 10 yıl boyunca Avrupalıların para aktarması, insanlara karşılıksız para dağıtması Somali halkının tarım yapmamasına neden olmuştur.
 
Rahatça para kazanan insanlar tarım yapmadan para ile her şeyi almaya başlayınca kendi toprakları atıl kalmıştır. Sonuçta Somali'de 1990'lı yıllarda kıtlık meydana gelmiştir. Somali topraklarında İtalyan tarım şirketleri plantasyon tarım alanları kurarak onların topraklarında kendileri için üretim yapmaktadır. BM tarım kurulyşu FAO güya tarımsal verimlilik için kurulmuş .Fakat bu örgütün geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere herhangi bir katkısı olmadığı gibi yanlış yönlendirmeler ile zarar vermiştir. Bu yüzden ülke yöneticilerinin ve ülkedeki Müslüman düşünürlerin uyanık olması gerekmektedir. Açlıktan ölen insanların ölmemesi için yardım dağıtmak yetmez. Öncelikli olarak o ülke insanlarının zihin dünyalarının düzelmesi gerekmektedir. Yerli üretimin desteklenerek tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılığa son verilmesi bir zorunluluktur. Ayrıca tarım ve hayvancılığı destekleyecek sanayi kolları kurularak bütüncül bir kalkınma hamlesi ortaya koymak gerekmektedir.
 
Müslüman ülkeler, BM ve Batılı öğretiler yerine kendi ülkelerinin kalkınma planlarını ortaya koymalıdırlar. Müslümanlar kendi ilaçlarını ve tohumlarını üretmek zorundalar. Böylece zengin tarım topraklarına sahip, iklimi müsait, ucuz iş gücünün olduğu, üretimin ve karın daha yüksek olduğu Müslüman ülkeler fakir ve aç kalmayacak. İhracat artacak , GSMH yükselecek , insanların refah düzeyleri yükselecektir.İnsanlar ülkelerini bırakıp başka ülkelere göç etmeyeceklerdir.
 
Birim alandan alınan üretimi artırmak, ülkeyi kalkındırmak, açlıktan ölmemek ve Batılılara el açmamak için kendi ülkelerimizin değerlerini bilerek kendi topraklarımızı en verimli şekilde kullanmanın planlamalarını yapmak zorundayız. Bir haram lokma yiyen insanın 40 gün ibadeti kabul olmaz düsturunu unutmamalıyız. Bu gün Batılıların üretmiş olduğu hangi ürün helal gıdalardan oluşmaktadır. Kendi gıda sektörümüzü Müslümanlar olarak oluşturmamız gerekmektedir. Nesillerimizin düzgünce yetişebilmesi, ibadetlerimizin kabul olması ve huzur bulmamız için ve içine domuz ürünleri katılmamış gıdalar tüketebilmemiz için sanayileşmeliyiz.İlk emri oku olan bir dinin mensubuyuz. Ve inanıyoruz ki iki günü eşit olan ziyandadır.
 
Yüce dinimiz bizlere öyle bir tarım yapın ki bire yedi yüz veren başak gibi üzerine bereket yağsın, diyor. Müslümanlar olarak bize çizilen hedef bu. Öyleyse sen çalış, gayret et. Gök rahmetini,  yer nimetini sana verir. Unutmayalım ki O kâfirler iktidar olursa hem ekini (tarımı) hem de nesli (insanı) yok eder. O zaman yeryüzünde  adaleti sağlamalıyız. Hakkı üstün tutan bir nizam kurmak zorundayız.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.