Ebü Masum Mücahit
PAPANIN IRAK’TA NE İŞİ VAR?
Ebu Masum Mücahid
5 Mart ile 8 Mart tarihleri arasında Katoliklerin dini lideri Papa işgal ettikleri yağmaladıkları, namuslarını kirlettikleri, yakıp yıktıkları, birbirini öldürmeleri için nifak tohumları ektikleri insanların toprağı olan Irak’ı ziyarete geldi. Aslında bu ziyaret katilin cenazeye gelmesi gibi bir şey. Çünkü bu papalık değil miydi Haçlı seferlerini düzenleyip bu coğrafyayı kan gölüne çevirttiren? Bu papalık değil miydi 1.Dünya Savaşı döneminde Avrupalı devletleri teşvik eden, onlara akıl veren? Bu coğrafya kan gölüne çevrilirken sesi çıkmayan Papa, zulme rızanın hiçbir dinde yerinin olmadığını bilmiyor mu? Bu coğrafyanın sömürülerek yok edilmesi için kurulan sistemin başında Papa vardı elbette. Yoksa 1980'li ve 1990'lı yıllarda kendi çıkarları için İran'la savaş çıkartan, 1991 yılında Ramazan ayında ve hem de sahur vaktinde 160 bin ton bombayı masun insanların üzerine atan bu zihniyeti tam olarak anlayamayız.
Bu zihniyet, tüm yaptıkları yetmezmiş gibi 2003 yılında Irak coğrafyasını tekrar yakıp yıkan, kendi uydurdukları birtakım modern kutsallar uğruna masum insanların ülkelerini işgal eden, kadınların namuslarını kirleten, çocukları katleden, Irak halkının hakkı olan doğal kaynakları sömüren, İmam-ı Azam'ın türbesini bile soyan kirli zihniyettir. Hepinizin hatırlayacağı gibi düzmece ve barbarca bahaneler ile Irak bu ırkçı ve vahşi zihniyetin temsilcileri tarafından işgal edilmiş, 1.5 milyon kadının namusu kirletilmiş, 3 milyon insan hayatını kaybetmiş, 5 milyon insanın ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Bütün bu zulümlerin sonunda işgale ve katliama gerekçe gösterdikleri kitle imha silahlarının Irak’ta bulunmadığı pişkince ifade edilmişti. Papanın ve papalığın bu zulme sessiz kalmasının nedeni neydi? Bütün bu zulümler işlenirken Papa neden barış istemiyordu. Cevabı çok açık. Çünkü Irak’ta mevcut düzenin bozulması, kan ve gözyaşının devam etmesi Papanın işine gelecekti. Çünkü o da bu planın içinde idi ve bu zulmü onaylıyordu. Papanın o zaman sesi çıkmadı çünkü öldürdükleri insanlar Müslümandı. Bitmedi zulümleri; içimizden devşirdikleri saf insanları kandırarak DAEŞ ve Haşdi Şabi gibi illegal yapılar aracılığıyla Müslümanları birbirlerine düşürdüler. Çünkü onların menfaatlerinin devamı için kan yeniden akmalı ve Irak yeniden bölünmeliydi. İşte tüm bunların üzerine Papa Irak'ı görmeye geldi. Hem de bir Umut elçisi ve barış elçisi gibi!!! Hatta Irak’ı işgal eden haçlıların yeni komutanı Biden’i dünyaya umut ışığı olarak takdim etti.
Bizi üzen onların görmeye gelmesi değil tabii ki. Onlar sıfatlarının gereğini, sapkın inançlarının gereğini yapıyorlar. Bizi üzen içimizdeki satılıkların onları hoş karşılamasıdır. 2003 yılında aldığı 200 milyon dolar rüşvet karşılığında Amerikan askerlerine silah sıkmanın caiz olmadığı noktasında fetva veren Necefli âlim geçinen Sistani ve onu karşılayan yöneticiler ve Müslüman geçinen halk üzüyor bizi. Sistani güya Irak'taki Şiilerin lideri. Müslümanların namusunu kirleten, ülkelerini işgal eden küffara karşı savaşmanın caiz olmadığını söyleyen biri âlim değil ancak zalim olur. Bu adam Müslümanları temsil edebilir mi? Daha da acısı Necef şehrinde Papa'nın ziyareti sırasında astıkları afişler. Bizi kahreden bu afişlerde yazan yazılar. O yazılardan biri aynen şöyle: ‘’Siz bizden, biz de sizden bir parçayız.‘’ Bu cümle ne anlama geliyor? Onurlu, izzetli, ülkesini seven bir Müslüman bu cümleyi kesinlikle söyleyemez. Kâfirlerin dostları ancak kâfirlerdir. Bir Müslümanın onların dostu olmasını bir kenara bırakın kalbi dahi onlara kesinlikle meyledemez. Yeryüzünü kana bulamış, haçlı seferlerini düzenlemiş papalığın bizden olması mümkün mü? Ama bizden görünen insanların bu yazıyı yazması ve Müslümanların bunların peşinden gitmeleri ne kadar acı. Unutmayalım ki Papa gittiği her yerde sıkıntı çıkarmıştır. Her ne kadar barış, özgürlük diye gitse de ajandası tamamen Katolik Hıristiyanlığı yaymaktır. Dinler arası diyalog diye Müslümanları teslise inanan Hıristiyanlar yapmayı amaçlamaktadır. Papa ve Papalık kurumunun 1998 yılında Türkiye'de FETÖ ile kurduğu dinler arası diyalog çalışmalarının ardından bu ülke 15 Temmuz darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır. 2018 yılında Ezher şeyhi ile yapılan dinler arası diyalog görüşmesi ve 2019 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ayin törenleri ve sonrasında bu coğrafyalarda tutuklamalar, gözyaşı ve kan ortaya çıkmıştır. Papanın2021 yılındaki Irak ziyareti ve bu ziyarette kullandığı ifadeler barış, insanlar arasındaki sevgi sözleri ile süslenmiş bir zehirli baldır. Asıl amaç geçmişte de defalarca olduğu gibi barışı ve sevgiyi yok etmektir. Papa gittiği hiçbir yerde Avrupa’nın zulmünden bahsetmemiş, sadece terör örgütlerini ifade ederek olayı geçiştirmiştir. Bu durum Papanın ne kadar samimiyetsiz olduğunu ifade etmektedir.
Irak ı bombalayıp kardeş kavgasını körükleyen, terör örgütleri kurup onlara başta finansman olmak üzere her türlü desteği sağlayan Papaya, Irak’taki kardeş kavgasından kaçarken Akdeniz’de ölen ve dünya gündemine düşen Aylin bebeğin babasının tablo hediye etmesi kadar üzücü ne olabilir? Hakikaten celladına âşık, acınası Müslümanlar. Aylin bebeğin babası bu tablo ile ülkemizi bombaladın, doğal kaynaklarımızı sömürdün, evlerimizi yıktın, namusumuzu kirlettin, kızım Aylin’i öldürttün diye sanki Papaya teşekkür ediyor. ‘’Ey rabbim içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme. ‘’ (Araf :155)
Bir diğer konu da Papanın Irak ziyaretinde maskesiz dolaşması. Yoksa Papaya virüs bulaşmıyor mu? Ya da bu virüs Irakta mı yok? Yoksa virüs ve aşı bir oyun mu? 84 yaşındaki bir insanın hiçbir yerde maske takmaması akıllara bu soruları getiryor.
Papanın ziyaretine en onurlu cevabı Müslümanların izzetini ve onurunu koruyan, hakikaten âlim ve abid bir insan olan Diyanet İşleri Başkanı Şeyh Hasan Fettah verdi. Fettah, Papanın kim olduğunu bilen ve ziyaretin asıl nedenini sezmiş bir şahsiyet. Bu yüzden kendisini ziyaret etmek istediğini söyleyen Papaya “ O buraya fitne çıkartmaya geliyor. O burada yeni bir Mekke ve Medine oluşturmak istiyor. Müslümanlar arasında tefrika çıkarmak istiyor.” demiştir. Şeyh Hasan Fettah net bir şekilde tavrını koymuş ve görüşme taleplerini kesin bir dille reddetmiştir. Ayrıca alim kişi idarecilerin yanlışlarını söyler, onların sofrasına bile oturmaz düsturunca Irak Cumhurbaşkanı'nın bütün ısrarlarına rağmen Papa ile görüşmeyi reddetmiştir.
Papa Irak ziyaretinde niyetini Ur şehrine yaptığı ziyaretle ortaya koymuştur. Papa, Ur şehrini dinler arası diyalog diye bildiğimiz safsata bir düşüncenin merkezi haline getirmeye çabalamaktadır. Nitekim Türkmen cephesi başkanı yeni bir özerk bölge oluşturuluyor, Irak ı yeniden bölüyorlar diyerek papanın asıl niyetini ifade etmiştir. Papa ise İbrahimi dinlerin birlikteliği söylemi ile Müslümanları kandırmaya çalışmaktadır. Biz Hz. İbrahim’in dinine inanıyoruz ama Papanın tanımladığı İbrahim’in değil.
Kuzey Irak Kürt bölgesine ziyaretinde Barzani Aşireti'nin bölgeye ihanet içinde bir tavır sergilediğini görüyoruz. Papanın kafasında Türkiye’nin güneydoğu toprağının da içinde olduğu bir Kürdistan haritası var. Bu harita bölgede yeni bir çatışmayı tetikliyor. Papa ve onun yerli işbirlikçileri Selahattin Eyyübi’nin evlatlarını kullanarak adı bugün Kürdistan yarın ise Hıristiyan olacak bir devlet mi kurmak istiyorlar? Nitekim Avrupalı misyonerler Selahattin Eyyubi’nin torunlarını İslam’dan uzaklaştırmak için her türlü çabayı sarf ediyorlar. Bu amacı gerçekleştirmek için sadece Erbil şehrinde 45 öğrenci gurubuyla Fransızlar ilgilenmektedir. Papa paganizmi destekliyor ve kendisi de bir pagan. Unutmadan Biden’ın da bir pagan olduğunu ifade edelim.
Papa’nın bu ziyareti özellikle bölgedeki Müslümanları buradan uzaklaştırma Hıristiyanlara ise aşk ve şevk vermek içindir. Nitekim Papa Sistani ile görüşmesinde Hıristiyanları koruduğu için Sistani’ye teşekkür etmiştir. Aynı Papa Musul’a geçince de Hıristiyanları bölgeye davet etmiştir. Bu durum yeni kargaşaların başlangıcı olacaktır. Öncelikle yeni bir göç dalgası başlatılacak, Musul ve çevresinde nüfus yeniden değiştirilmeye çalışılacaktır.
Orta Doğuda Rusya’nın Ortodoks kiliselerini desteklemesi ile Ortodoksluğun bölgede güç kazandığı görülmektedir. Papanın Irak ziyaretinin bir diğer nedeni de bölgede Ortodoksluğun güçlenmesini engellemektir. İran Rusya ile hareket etmektedir. İran Şiası Fars ırkçılığı ile kuvvet buluyor. Şia’da her zaman Kum ile Necef ekolleri mücadele etmiştir. Papa Kum ekolüne karşı durmakta, Necef ekolü ile ittifak kurarak hem İran’ı hem Rusya’yı hem de Ortodoksluğu engellemeye çalışmaktadır. Yani izlenen politika böl-parçala-yut politikasıdır.
Pekiyi biz Müslümanlar ne zaman kurtulacağız şu kurtlar sofrasında menü olmaktan? Ne zamana kadar devam edecek sofrada menü olmamız? İsterseniz cevabı Allah’ın kitabı versin: ‘’Toptan Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşmandınız da Allah sizi birleştirdi. O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. (Ali İmran 103. ayet) Bu ayet bize aslında bir araya gelmemizin ve kurtuluşumuzun Allah’ın kitabında olduğunu söylüyor.
Müslümanlar bir an önce İslam Birliğini kurup halifelerini seçmelidir. Müslüman coğrafyada haklarımızı korumak için İslam barış gücünü kurulmalıdır. Müslümanların mallarını korumak için İslam ortak pazarı ve Ortak Para birimine geçilmelidir. Ve her şeyden önce Müslümanlar olarak yeniden iman etmeliyiz. Aslında rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’yı anlayıp ona kulak verirsek diyeceğimiz son söz şudur: Bize ne Amerika’dan bize ne Papadan…
Henüz yorum yapılmamış.