Sosyal Medya

İSLAM

Dürüstlük ve Kurtuluş Yolu

Toplumun hemen hemen her kesiminde hile, aldatmaca, gıybet, sözde durmama gibi kötü hasletlerin zuhur etmesi, Hz. Peygamber’in temsil ettiği erdemli yaşam ile bağdaşmayan bir hayat içerisinde olduğumuzun delilleridir.

Abdulqader Taher Saleh

İster bireysel isterse toplumsal olsun hayatımızda huzurlu ve güvenli bir yaşam sürdürmek için İslamî ahlak olmazsa olmazlarımızdandır. Erdemli bir yaşama ulaşmak için ancak yüce yaratıcı Allah’ın koymuş olduğu ahlak kurallarına uymamız gerekmektedir. Cenâb-ı Hak, “Şüphesiz ki sen yüce bir ahlak üzerindesin” buyurmak suretiyle bu ahlakı yaşatan ve örnek olan Hz. Peygamber’i işaret etmiştir.  

Bir toplum ahlaktan yoksun olduğunda birçok problemle karşı karşıya kalacaktır. Çünkü toplumun sağlam temeller üzerine oturması ve bu temeller üzerinde gelişmesi ahlakla ilişkilidir. Arap şairin de dediği gibi “Toplumlar ancak ahlakları sayesinde dururlar…ahlakları kaybolunca onlar da kaybolurlar”. Bunun en iyi kanıtı da tarih sayfalarıdır.

Topyekûn Mücadele

Bugün insanlığın ihtiyaç duyduğu erdemlilik ve ahlak hem maddi hem de manevi dünyamızdan neredeyse tamamen kaybolmuş durumdadır. İnsanlığı fıtratına uygun ve güvenli bir yaşama kavuşturmak için ahlaki ilkeler yeniden tesis edilmelidir. Bunun sadece vaizlerin sorumluluğu olmadığı aşikârdır. Çünkü erdemli bir toplum inşa etmekte her bireyin, her ailenin sorumluluğu vardır. Mesleği ne olursa olsun herkes bu sorunun çözümüne tüm benliğiyle destek olmak zorundadır.

Peygamber Efendimiz bu konu hakkında buyurdular ki Hepiniz çobansınız, güttüklerinizden sorumlusunuz”. Demek ki, herkes kendi himayesinde kim varsa onun üzerinde çalışmalıdır. Tıpkı Hz. Peygamber’in etrafındaki insanlarla ilgilendiği gibi biz de çevremizdeki tüm insanlarla ilgilenmek zorundayız.  

Peygamber Efendimiz, cahiliye zamanından beri dürüstlük sıfatıyla tanınıyordu. Bu karakteri ile etrafındaki insanları etkiledi. Onlar sadece kendisini sevip takip etmek ile kalmayıp onun dürüstlüğü ve doğruluğunu da benimsediler. Dolayısıyla anlaşılıyor ki, dürüstlüğü yaymak için de samimi ve iyi insanları sevmek ve onlar ile beraber olmak gerekir. Allah Teala, Tevbe suresinin 119. ayetinde “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun” buyuruyor.

Doğrululuk

Toplumumuzda çok ileri boyutlarda ahlaki bir erozyonun yaşandığını görmekteyiz. İdarecilikten aileye, öğretimden iktisada varıncaya kadar toplumun hemen hemen her kesiminde hile, aldatmaca, gıybet, sözde durmama gibi kötü hasletlerin zuhur etmesi, Hz. Peygamber’in temsil ettiği erdemli yaşam ile bağdaşmayan bir hayat içerisinde olduğumuzun delilleridir. Kureyş'ten bir adam, Ebu Cehil'e, "Ey Ebu'l-Hakem, burada konuştuklarımızı sen ve benden başka kimse duymayacak, bilmeyecek; lütfen bana söyle sence Muhammed bu peygamberlik davasında doğru mu söylüyor, yalancı mı?" diye sorunca Ebu Cehil de: "Vallahi Muhammed doğru sözlüdür. O, asla yalan söylememiştir” diye cevap verdi.

İşte biz düşmanlarının bile doğruluğuna tanıklık ettiği bir peygamberin ümmetiyiz. Biz de bu yolda yürümeliyiz. En güzel ahlaka sahip peygamber bize şöyle buyurdu: Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete iletir. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru’ olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme iletir. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında ‘yalancı’ olarak yazılır.”

Müslümanlar olarak bu güzel ahlakla yaşamak ve bu güzel ahlakı yaşatmak için sorumluluk almak zorundayız. Kendimiz için arzuladığımızı başkaları için de istemeliyiz. Bununla birlikte kendimiz her zaman dürüstlükten yana olduğumuz gibi diğer insanları da bu konuda teşvik etmeliyiz. Onlara doğruluğun faydasını ve Allah'ın rızasını ve cenneti kazanmanın yolunun dürüstlük olduğunu bildirmeliyiz. Öte yandan hile, yalan, manipülasyon vesairenin ancak Allah’ın azabına götürdüğünü dile getirmeliyiz.

Sonuç olarak diyebiliriz ki dünyamızdaki sıkıntıların temelinde dürüstlükten ayrılma yatmaktadır. İnsan önce kendisine sonra da çevresine karşı dürüst olmalıdır. Doğruluk ve ahlak temelinde sağlıklı bir toplum inşa edebilmek için tövbe edip Allah’ın elçisinin ahlakını kendimize örnek almalıyız. Ancak bu sayede Allah’ın emrettiği gibi hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ahlaki ilkelere sahip bir toplum kurabiliriz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.