İSLAM
11 Ayın Sultanı...Ramazan'a Genel Bakış
Müslüman ülke ve beldelerinde bu ay büyük bir coşku ve heyecanla karşılanır. Ramazan ayında oruç farizasının yanı sıra itikâfın ihyası, infak ve nafile namazların çoğaltılması gibi hayırlar da ön plana çıkar.
Oumar TANDJİGORA
İslâmî takvimin dokuzuncu ayı olan Ramazan Müslümanlar tarafından sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilir. Bu ayın toplumsal bir değer kazanması; içerisinde Kur’an-ı Kerim’in nazil olması, orucu farz kılınması ve bu ayın faziletlerine ilişkin ayetler ve rivayetler olmasından kaynaklanır. Müslüman ülke ve beldelerinde bu ay büyük bir coşku ve heyecanla karşılanır. Ramazan ayında oruç farizasının yanı sıra itikâfın ihyası, infak ve nafile namazların çoğaltılması gibi hayırlar da ön plana çıkar.
Ramazan orucu, hicrî ikinci (m.624)yılda farz kılınmıştır. Aynı yılın Ramazan’ında Müslümanlar Hz. Peygamberin önderliğinde hak ve batılı birbirinden ayıran ilk zaferi elde etmiştir. O yıldan günümüze gelinceye kadar ramazan ayının gelmesiyle birlikte Müslümanlar, şuurlu yaşamaya ve Kur’an-ı Kerim ile ilgiliçalışmaları artırmaya çok gayret gösterirler.
Ramazan’ın gelmesiyle birlikte sosyal hayatımızda da birçok değişikliğe şahit oluruz. Toplu iftar yemekleri, dini programlar, bilgi yarışmalar, hikâyeler vb. faaliyetler gerçekleşir. Ramazan sofralarına akrabaların birbirlerini, zenginin fakiri, fakirin zengini, hocanın talebelerini, ev sahibinin evsizleri misafirliğe davet etmesi Ramazan’da icra edilen güzelliklerden bazılarıdır. Her toplum Ramazan ayını ihya etmek adına kendi şartlarına ve kültürüne göre maddi ve manevi birçok etkinlik gerçekleştirir.
Müslümanlar bu mübarek ay gelmeden önce ilk olarak manevi anlamda kendilerini Ramazan’a hazırlarlar. Recep ve Şaban ayları Ramazan’a hazırlık mahiyetinde tutulan oruçlarla, günahlara tövbe ile birbirinden helallik dileme ve gönül alma faaliyetleri ile geçer. Bu aylarda Müslümanların dillerin düşürmedikleri dua Hz. Peygamber’den gelen “Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır” duasıdır.
Ramazan’a yaklaştıkça İslam toplumlarında sevinç ve coşku artar. Çünkü aylar da kendi cinsinde farklı farklıdır. Başka bir deyişle Ramazan kendi cinsinin sultanıdır. Bu yüzden “11 ayın sultanı” olarak isimlendirilmektedir. Bu sultanı gereğince karşılamak için alışverişler yapılır, hamur yemekleri ve Ramazan şerbetleri hazırlanır, evlerde boyama, temizleme işleri olduğu gibi camiler de temizlenir, camilerin halıları/hasırları değiştirilir. Hatta kimileri halıların üzerine gül suyu gibi güzel kokular sürer. Şehirlerin meydanları, camilerin minareleri Ramazan mahyalarıyla süslenir.
Ramazan’dan bir önceki günün yatsı namazından sonra cemaat olarak Teravih namazlarıyla beraber ibadetler artmaya başlar. Farz namazlardan önce veya sonra her toplum kendine uygun vakitte ibadet mahiyetinde birçok etkinlik icra eder. Tefsir oturmaları, hafızların bülbül gibi okuduğu mukabeleler ve Aşr-ı şerifler, âlimlerin güzel vaazları gibi dini programlar bu etkinliklerden bazılarıdır. Böylece toplum hem din konusunda bilgilendirilmiş olur hem de kul ve Allah arasındaki ilişkiler kuvvetlendirilmeye çalışılır.
Bu mübarek ayın en önemli özelliklerinden bir de iftar ve sahurdur. Normal zamanda namaz vaktinin girmesi ezanla ikaz edilirken Ramazan’da iftar ve sahur zamanlarında davul, top, tüfek vb. ile Müslümanlar uyarılır. Tabii bu tür adetlerin birçoğu eskide kalmıştır. Fakat bazı bölgelerde bu tür adetler hala devam etmektedir.
İftar zamanında şehir tenhalaşırken bazı insanlar evlerinde bazıları ise lokantalarda, sokaklarda, camii bahçelerinde iftar etmeyi tercih ederler. İftarda toplumlar arasında yemek farklılığı olduğu gibi iftar şeklinde de birtakım farklılıklar göze çarpmaktadır. Mesela bazı toplumlar önce su ve hurma gibi hafif yemeklerle oruç açıp akşam namazından sonra iftarını yaparken bazılar akşam namazından sonra iftarın tamamını yapar. Hz. Peygamber’in sünnetine dayanarak hurmayla iftarına başlayanlar olduğu gibi; çorba, su, soğuk veya sıcak içeceklerle iftarına başlayanlar da görülmektedir.
Bazı Müslümanlar akrabasını, komşusunu ve misafirlerini sofralarına davet eder. Bazıları ise ülke dışında bulunan ihtiyaç sahibi Müslüman kardeşleriyle iftar sofralarını paylaşmaya çalışırlar. Zaten İslam’ın getirdiği insanlar arasındaki ekonomik dengeyi sağlama sistemlerinden birisi de bu çerçevede Ramazan münasebetiyle işlevsellik kazanır. Yani her zamankinden daha fazla sadaka verme teşviki ve oruç tutamayan kronik hastaların ve yaşlıların, ramazanın her bir gününe karşılık bir yoksulu yedirmesinin farz olması ekonomik dengeyi sağlama amacına hizmet eder.
1000 aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi Ramazan ayındadır. Müslümanlar bu mübarek geceyi hatim, namaz, zikir, dua, vaaz, sadaka ve mevlidi şeriflerle ihya etmeye çalışırlar. Bazı bölgelerde çocuklar, kapı kapı dolaşarak şeker toplar. Bazı toplumlar ise gecenin bereketini kazanmak için sünnet törenleri düzenler. Görüldüğü gibi Ramazan sadece ibadet açısından değil gelenek ve görenekler açısından da zengin bir aydır. 29 veya 30 gün olan Ramazan ayının ardından Ramazan Bayramı gelir. Bayramdan önce hem fakirlere yiyecek bir lokma olsun hem de oruç tutanın günahları temizlensin, amelleri kabul edilsin diye fitre de farz kılınmıştır.
Ey mübarek ay! Namazla başlar, oruçla sürer ve infakla bitersin. Ne güzelsin Ramazan! Rabbim ömrümüzü Ramazan ahiretimizi bayram kılsın inşallah.
Zeynep Ağar
Nisan 29, 2021 Perşembe 11:13
Rabbim senden razı olsun Ömercigim. Çok güzel bir genel bakış olmuş. Allah ilmini artırsın inşallah