Sosyal Medya

İSLAM

Ey Siyonist Medya! Filistinliler de Nefes Alamıyor!?

Farklı ülkelerinin yerel haber kuruluşlarının haber temin ettiği dev Batı medyası, İsrail’in dünya çapındaki itibarını korumaya devam ediyor.

İfeoluwa Siddiq Oyelami 

Bir süredir dünyanın farklı yerlerinde siyasi ve sosyal kargaşalar yaşanıyor. Salgına rağmen sokaklardaki siyasi protesto ve kaosların ardı arkası kesilmiyor. Bu yaşananlar bizim ne kadar uzağımızda olursa olsun medya sayesinde hepsinden haberdar oluyoruz.  Bundan dolayıdır ki günümüzde herhangi bir kişi kendisinden binlerce kilometre uzakta olan insanların davasına sahip çıkabiliyor, onların gündelik yaşamları hakkında bilgi sahibi olabiliyor.  Medyadan kimin kime zulmettiğini, hangi devletin ne yaptığını, birçok ülkenin ekonomik, sosyal, askeri vb. yapısı hakkında birçok bilgiyi öğrenebiliyoruz. Hatta birçok zaman bizi ilgilendirmeyen konulara bile sosyal medya etiketleri aracılığıyla dâhil oluyoruz.

Bütün bunlar hem geleneksel medyanın hem de sosyal medyanın nasıl bir güç olduğunu gösteriyor. Ancak Filistin ve Filistinlilerin durumu bize bu durumun aksini söylüyor. Çünkü Müslüman dünyasındaki yerel ve uluslararası medya organlarının dışında, uluslararası basın Filistin’de yaşanan zulmü ekranlara getirmiyor.  Aksine onu bastırmaya çalışıyor. Hâlbuki Filistin’deki olaylar sadece Müslümanları değil her akıl sahibini ilgilendiren bir konudur.

Kudüs'teki Filistin mahallelerinden biri olan Şeyh Cerrah'ı işgal etmeye çalışan İsrail güçlerine karşı aylardır protesto faaliyetleri icra eden Filistinlilere her gün sert bir şekilde müdahale ediliyor. İsrail askerleri, Ramazan ayının son cuma günü her zamanki vahşetini ortaya koyarak Mescid-i Aksa'da ibadet eden masum Müslümanlara saldırı düzenledi.

Birleşik Milletler’in defalarca İsrail’in işgal altında olan topraklardaki özel mülklere el koyma hakkının olmadığını belirtmesine rağmen İsrail kendi bildiğini okumaya devam etti. Fakat son haftalarda İsrail askerlerinin gerçekleştirmeye çalıştığı bazı işgal faaliyetleri ciddi anlamda ses getirdi. Dolayısıyla Şeyh Cerrah Mahallesi, İsrail’in Doğu Kudüs’teki Filistin evlerini gayrimeşru işgalinin sembolü haline geldi.

Son saldırılarda yine birçok Filistinli yaralandı ve hayatını kaybetti. Fakat her zamanki gibi yaşananlar büyük medya sahiplerinin ilgisini çekmedi. Ateşli saldırılardan önce, sosyal medyada Filistinlilerin evlerini zapt eden İsraillilerin birkaç videosu yayınlandı. Bunlardan birisinde Mona al-Kurd adlı Filistinli bir kadın İsrailli bir adamın karşısına çıkarak İngilizce "Yakup, evimi çalıyorsun" ve "Yakup, bunun evin olmadığını biliyorsun" diyor.  İsrailli adam ise cevaben “evet, ama ben girersem geri dönmeyeceksin, öyleyse sorun nedir, neden bana bağırıyorsun?” şeklinde cevap veriyor ve  “zaten ben evini çalmazsam, başkası çalacak"  diyerek ilave ediyor.

Ne yazık ki İsrail vahşetini açıkça yansıtan bu video, dünya gündeminde hiçbir şekilde yer bulamamıştır. Aslında İsrailli Yakup'un sözleri, üç maymunu oynayan medya devlerinin de kirli zihniyetini yansıtmaktadır. Elbette bu kadar hassas olmayan konuları içeren bir video olsaydı, sadece uluslararası medyanın gündemine gelmekle kalmayacak birçok medya maymunu bu konu üzerinde günlerce müzakerelerde bulunacaklardı. Fakat konu Siyonizm’in kirli yüzünü ve adaletsizliğini ortaya çıkaracağı için, zulme uğrayanlar Filistinli Müslümanlar olduğu için uluslararası medya olayları hiçbir şekilde gündemine almadı.

Dünyanın birçok yerinde İsrail işgalinin medyaya yansıması hususunda bir tarafgirlik söz konusudur. Çoğu zaman medya bu olaylardan görmezden gelmektedir. Filistin’de yaşananları ekrana taşıyan birçok medya ise olayları tamamen farklı bir şekilde, daha doğrusu İsrail’in lehine olacak bir tarzda yansıtmaktadır.

Söz gelimi batıda ve özellikle de hazinesi ile Siyonizm’i finanse eden ABD’de ekranlarda ancak İsrail askerlerine taş atan Filistinlilerin fotoğrafları görürsünüz. Fakat Filistinlilere karşı nefretle ateş açan İsrail askerleri masummuş gibi gösterilir. Bu sayede birçok insan Filistin’de ne olup bittiğini anlayamaz hatta yanlış anlar.

Farklı ülkelerinin yerel haber kuruluşlarının haber temin ettiği dev Batı medyası, İsrail’in dünya çapındaki itibarını korumaya devam ediyor. Bu nedenle, İsrail’in uluslararası ceza mahkemesi soruşturmasına itirazı veya insan hakları raporları gibi konuları, dünyaya duyurmamayı tercih ediyorlar. Yahut da hiçbir zaman İsrail'i yaptırımlardan koruyan tek şeyin adaletsiz BM yapısı olduğunu dile getirmiyorlar. Sonuç olarak medya aracılığıyla aslında bir işgal ve terör devleti olan İsrail, ideal bir yapı olarak sunuluyor.. Hatta ne komik ki bazı çevrelerde ona Ortadoğu'daki tek demokrasi deniyor.

Geleneksel medya insanları hayal kırıklığına uğrattığında insanların genellikle sosyal medyaya yönlenip seslerini kendi kendilerine duyurmaları beklenir. Ancak görünen o ki, Siyonistler Müslümanlara İsrail’in zulümlerini protesto etme hakkını tanımamaya başladılar. Facebook ve Instagram'ın sahibi olan Facebook Inc, cuma günü olay zirvedeyken saldırılarla ilgili gönderileri ve etiketlerini kaldırdı. Bazı hesaplar askıya alındı. Aynı gün Twitter da bazı Filistinli aktivistlerin hesaplarını askıya aldı.  Elbette bu durum medya emperyalistlerinin ilk kez yaptığı bir şey değildir. Bu şirketler zaten birkaç kez sistematik sansür ve farklı konularda ayrımcılık yapmakla suçlanmıştır.

2018 yılında Aljazeera, bu sosyal medya devlerinin işgalci İsrail ile işbirliklerini konu alan bir yazı yayınladı. Bu yazıya göre İsrail Adalet Bakanı 2016 yılında bir Facebook heyetinden Facebook, Google ve YouTube'dan İsrail aleyhine olan içerikleri silme talebinde bulunmuştur ve bu talepler yüzde 95 oranında gerçekleştirilmiştir.

Tüm bunlar göz önüne alındığında bu medya devlerinin insanlık için nasıl bir tehdit ve tehlike oluşturdukları açığa çıkmaktadır. Bu medya platformlarının birçoğu Siyonistlere ait veya Siyonist lobileri ile işbirliği yaptığı için onların hiçbir zaman Filistin ve Filistinliler için adaletli olamayacağı aşikârdır. Onlar “hakk” yerine “menfaati” savundukları için hiçbir zaman güvenilir olmazlar. Ancak önemli olan başta Müslümanlar olmak üzere tüm insanlığın bu problemlerin farkına varmaları ve adaleti esas alan bir basın ve medya yapısı kurmalarıdır.  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.