Sosyal Medya

Ebü Masum Mücahit

İran 8. Cumhurbaşkanını Seçti

Bu seçimlerin sonucunda İran’ın dış politikası değişmeyecek, İran dünyada yayılmacı bir politika izlemeye devam edecektir.

Ebu Masum Mücahid

İran'da 13. Cumhurbaşkanlığı seçimleri 18 Haziran saat 07.00’da başladı. Seçimlerde 8 aday yarıştı. Halkın  %48.8 oranında katılım gösterdiği seçimler 19 saat sürdü.  Yani 59 milyon seçmenin 28.900 milyonu oy kullandı. Yapılan seçimin sonunda İbrahim Reisi İran’ın 13. Cumhurbaşkanı oldu.

İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri 4 yılda bir yapılmaktadır. Bir kişinin en fazla iki sefer cumhurbaşkanı seçilme hakkı vardır. Adayların cumhurbaşkanı olarak seçilmesi için Anayasayı Koruma Kurulu’nun onayı gerekmektedir.  13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık 500 aday başvurdu. Ancak Anayasayı koruma Kurulu tarafından 8 adaya onay verildi. Eski cumhurbaşkanlarından Ahmedinejat da bu seçimlere girmek istedi. Fakat Anayasayı Koruma Kurulu tarafından onaylanmadı. Halkın büyük bir kısmı seçimlerde oy kullanmadı. Bu seçim İran seçimleri içerisinde katılım oranı en düşük seçim oldu.  Birçok muhalif ve Cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyip de adaylığı kabul görmeyen lider, İran’da toplum mühendisliği yapanların bilinçli olarak seçimlere katılımı düşük tutmak istediklerini ve bu yüzden birçok kişinin adaylığının kabul edilmediğini ifade ediyor.

Bu seçimlerde Hamaney ve rejimin kendini yenilemek için sistemi güvence altına alacağı ve birçok düzenleme yapacağı söyleniyor. İran rejiminin kendini yenileme süreci, Humeyni’den sonra yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Hamaney sağlık durumu iyi olmadığı için yerini güvenebileceği birine bırakmak istiyor. Bu kişinin siyasi tecrübe kazanması için cumhurbaşkanlığında yetişmesi gerekiyor. Bu isim İbrahim Reisi olacak diyebiliriz.

Seçimlerden önce özellikle İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanlarından Kasım Süleymani’nin suikast sonucunda öldürülmesi ile İran Suriye ve Yemen gibi birçok bölgede zor durumda bırakıldı. İran hem bu zor durumdan kurtulmak hem de halkın ekonomik sıkıntılardan kurtulmasını sağlamak için bir dizi ekonomik reformu yürürlüğe sokacak. Yeni dönemde İran dini liderinin belirlenmesi gerekiyordu. Özellikle iktidar yanlılarının –muhafazakârların- bu seçimde ezici çoğunlukla meclise girmesi gerekiyordu.  Nitekim bu seçimde İran istediğini aldı. Seçimi Hamaney’in adayı kazandı. Halk seçim sonuçlarını şöyle yorumladı:  Trump gitti, Netanyahu gitti ama İran hala ayakta.    İran'da Artık devlet Birliği sağlanmış oldu. Bu yeni dönemde Meclis, yasama ve yargı uyum içerisinde olacak.  Bu seçimden sonra yargı erkinin başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı oldu.

İran seçimlere katılımı her zaman önemsemiştir. Batı dünyasına İran halkının rejimi onayladığını göstermek için seçimlere katılımların yüksek olması konusunda önlemler almıştır. Seçimlere katılmayanlara devlet memurluğunu zorlaştırmaktadır. Seçimlerde oy kullanmak için bir kimlik bir de sayfalı büyük kimlikle yeterlidir. Oyu kullanan bireyin sayfalı kimliğine mühür basılır. Bu mühür kişinin seçimlere katıldığını gösterir. Devlet memuru olmak istediği zaman deftere bakılır. Eğer seçimlere katılmamış ise rejimi onaylamadı düşüncesiyle bu kişinin devlet memurluğunun önüne geçilir.  

Bu seçimlerde, Batı dünyasının ve seçimlere giremeyen adayların boykot çağrısı halkın seçimlere katılımını azaltmıştır.  İnsanların çoğunun seçimlere gitmesi veya gitmemesi İran rejimi için çok büyük bir anlam ifade etmedi. Hatta muhafazakârların işine yaradı. Bu seçimlerde muhafazakârların adayı İbrahim Reisi’nin kazanması, Humeyni’den sonra yeniden yapılanmanın başlayacağı anlamına gelmektedir. Humeyni'ye ve Dini lider Hamaney’e tam bağlı İbrahim Reisi’nin cumhurbaşkanı olması bundan sonraki dönemde özellikle muhafazakârların devlet yapılanmasında daha önemli çalışmalar yapacağını göstermektedir. İbrahim Reisi seçim çalışmalarında özellikle halkın ekonomik sıkıntılardan kurtulması için bir dizi ticari çalışmalar yapacağını ifade etti. Reisi, nükleer çalışmalarda Batı ile anlaşmaya çalışacağını, bunu başaramazsa farklı alternatiflere yönelmeyi hedefleyeceğini söyledi.

Bu seçimlerin sonucunda İran’ın dış politikası değişmeyecek, İran dünyada yayılmacı bir politika izlemeye devam edecektir.  Özellikle Şia üzerinden İran rejiminin veya İran devletinin çıkarlarını korumak için çalışacaktır. İran rejiminin Balkanlardan Pakistan'a, Orta Asya'dan Nijerya’ya kadar uzanan bölge üzerinde birçok siyasi çalışması vardır. İran bu çalışmalarına devam edecektir. İran’ın bu çalışmaları ümmet içerisindeki ihtilafları artırmakta ve çatışmalar çıkarmaktadır. İslam dünyasında yaşanan bu olumsuzluklar ise Batının işine yaramaktadır. Mesela İran rejiminin Mısır’da Mursi yönetimine karşı diğer gurupları desteklemesi Batının işini kolaylaştırmıştır.

İran D-8'in güçlü ülkelerinden biridir. D-8 görünürde ekonomik bir birlikteliktir. Hakikatte ise Müslümanlar arasındaki ihtilafları yok etmek için kurulmuş bir yapıdır. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın D-8’i inşa etmesindeki temel amaç Ümmetin birliğini sağlamaktır.

İran, günümüz dünyasında halkı Müslüman olan ülkeler içerisinde güçlü bir ülkedir. Gücünü ümmetin birliği beraberliği için harcasa ümmetin içinde bulunduğu durumdan kurtuluşuna vesile olacaktır.  İran, Batı ile ilişkilerini daha seviyeli daha düzenli bir şekilde tutar onların çıkarlarına alet olmaz,  mezhepçi çalışmalarını azaltırsa ümmet için hayırlı olacaktır. D-8’ler kurulduğunda üye ülkelerin birbirlerine karşı istihbarat yapmayacağı hatta istihbaratta birbirleri ile paylaşım içerisinde olacaklarını güvence altına alan bir madde bulunmaktaydı.

Bu madde 2006 yılına kadar uygulanmıştır. Bugün İslam dünyasının sorunlarını çözmek için buna benzer yaklaşımların çoğaltılması gerekmektedir. Bu yüzden İran, ümmet çalışmalarına önem vermeli, D-8'in canlanması için yeniden harekete geçmelidir. Bu sayede hem Müslümanların hem de İran'ın yüzü gülecektir. İran’ın ya da herhangi bir Müslüman ülkenin bölücü tavırları Batılıların ve sömürgecilerin işine yarayacaktır. Yani ırkçı emperyalist Avrupa ile ABD’nin ya da kan emici Rusya ve Çin’in. Dolayısıyla İslam dünyasında kan, gözyaşı ve yoksulluk artarak devam edecektir. Bunu engellemenin yolu birlikten geçmektedir. Bu birliğin inşasında ise İran’a büyük sorumluluklar düşmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.