Sosyal Medya

EKONOMİ

Farklı Ekonomik Sistemlerde Servet Dağılımı ve İslam Ekonomi Sistemi

Ekonomi; mal ve hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde üretimini, tüketimini ve dağıtımını sağlayan bir bilgi alanıdır. Servet dağılımının nasıl olacağı ise ekonominin önemli bir konularından biridir.

 

Mohammad Nadimur Rahman*

İnsanların ihtiyaçları sınırsızdır fakat dünyadaki kaynakları ise sınırlıdır. Bu nedenle bu kaynakların verimli ve etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Ekonomi; mal ve hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde üretimini, tüketimini ve dağıtımını sağlayan bir bilgi alanıdır.  Servet dağılımının nasıl olacağı ise ekonominin önemli bir konularından biridir. Bu konuda iki ana konvansiyonel ekonomik sistem vardır. Bunlar, sosyalist ve kapitalist sistemlerdir. Bu ekonomik sistemler, servet dağılımı konusunda farklı görüşlere sahiptir. İslami ekonomik sistem ise kaynağını Kuran ve Sünnetten almaktadır ve servet dağılımı konusunda bu iki sistemden tamamen ayrılmaktadır.

Sosyalist ekonomi sisteminde hükümet, halkın serveti üzerinde mutlak bir kontrole sahiptir. Burada hükümet halka ait tüm servetleri toplar ve eşit olarak dağıtır. Dolayısıyla sosyalist ekonomik sistem, hükümetin insanların servetine müdahale etme konusunda tam yetkili olduğu bir model üzerine inşa edilmiştir. Sosyalist ekonomik sistemin olumsuz yönlerinden biri insanların bir kısmının yeterli seviyede servet sahibi olma imkânlarını engellemesi,  bunun yanında bir kısım güç sahiplerinin ise hayatta kalmak için yeterli servete sahip olmalarına rağmen sürekli olarak servet elde etmelerine imkân tanımasıdır. Yani sosyalist sistemde servet eşit olarak dağıtılsa bile insanlar arasındaki gelir farkı çok fazla olabilmektedir.

Kapitalist ekonomik sistem, teorik olarak hükümetin insanların serveti üzerinde herhangi bir kontrolünün olmadığı, piyasa odaklı bir ekonomik sistemdir. Bu sistemde devlet, insanların sahip oldukları zenginliklere müdahale etmez. Dolayısıyla, servetin insanlar arasında eşit dağılımı gibi bir bakış açısı bu sistemde yoktur. Kapitalist bir ekonomik sistemde toplumun sadece çalışan kısmı servetten pay alabilir. Öte yandan, hiç çalışmayan veya çalışamayan insanlar bu sistemde herhangi bir şey elde edemez. Dolayısıyla kapitalist ekonomik sistemlerdeki gelir farkı, sosyalist ekonomik sistemlere göre daha geniştir. Ayrıca çeşitli istatistiksel raporlar, kapitalist bir toplumda zenginlerin daha da zenginleştiğini, fakirlerin ise daha da fakirleştiğini göstermektedir.

İslami ekonomik sistem, hem sosyalist hem de kapitalist ekonomik sistemden tamamen farklıdır. İlk olarak şunu söyleyebiliriz ki sosyalist ve kapitalist sistemler insan ürünü iken, İslami ekonomik sistemin kaynağı doğrudan Kuran ve sünnettir. İslam ekonomi sisteminde servet insanlar arasında adil bir şekilde dağıtılır. Burada insanlar çaba ve ihtiyaçlarına göre kazanç elde edebilirler.

İslami ekonomik sistemde servet dağılımının merkezinde olan zekât, vakıf ve sadaka gibi kavramlar zenginleri fakirlere karşı sorumlu tutar. Zekât, tüm zengin Müslümanların ödemesi gereken zorunlu bir servettir. Zorunlu olmayan vakıf ve sadaka ise teşvik edilir. Dolayısıyla İslam ekonomi sisteminde, yeterli servete sahip olan kişiler servetlerinin bir kısmını az servete sahip olanlarla –ihtiyaç sahipleri ile- paylaşır. Böyle bir paylaşımda esasen kimsenin kaybettiği bir şey yoktur. Zira Müslüman bir kişi paylaştığı malın mükâfatını ahirette alacağına inanır. İslam inanışına göre esasında başkaları ile paylaşabildiklerin senindir. İslam peygamberi veren elin alan elden üstün olduğunu ifade etmiştir. Allah Teâla yüce kitabı Kuran’da şöyle buyurmaktadır: “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab’leri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Bakara: 262).

Sonuç olarak, İslami ekonomik sistemin uygulandığı bir toplumda gelir eşitsizliği daha azdır. Bununla birlikte İslam ekonomik sistemi uygulayan toplumların 2008 dünya mali krizinden etkilenmediği fark edilmiştir. Unutulmamalıdır ki bu ekonomik sistem, insanların finansal olarak gelişmesini engelleyen faizi yasaklamaktadır. Bütün bunlar, İslam ekonomik sisteminin yukarıda sayılanlara göre daha sağlam ve dirençli göründüğüne işaret etmektedir. Bu nedenle insanlar arasında İslam ekonomik sisteminin uygulanmasıyla zengin ve fakir arasındaki uçurum en aza indirilebilir, yoksulluk ve işsizlik sorunu da çözülebilir.


*Doktora Öğrencisi (İktisat), Erciyes Üniversitesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.