Sosyal Medya

İSLAM

İslam’ın İlk Döneminde Kadınların İlimdeki Rolü

“Anne bir okuldur ki, onu eğitirsen soyu iyi olan bir toplum oluşturmuş olursun”

Zahrah Fateh Jaf

Müslüman kadınların İslam ilim tarihindeki rolleri, Müslümanlar ve diğer dinlere mensup düşünürler arasında önemli bir tartışma konusu olmuştur. Bu mesele her geçen gün daha şiddetli bir şekilde tartışılmaktadır. Bundan dolayıdır ki hem ilim mirasımıza kadınların katkılarını değerlendirmek hem de ilk nesil Müslüman kadınların ilmî konulardaki örnekliklerini günümüz kadınlarının gündemini taşımak oldukça önemlidir.

Hz. Peygamber’in (s.a.v) tebliğ görevi günlerinde kadınların toplumdaki statüsü önemli bir şekilde yükselmiştir. Önceki dönemlerde yok sayılan ve adı dahi anılmayan kadınlar Hz. Peygamber’in İslam’ı tebliğ etmeye başlamasıyla birlikte birçok konuda fikirlerine başvurulan şahsiyetler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v)“Kadınlar erkeklerin kız kardeşleridir” sözü birçok alanda kadının erkekle eş ya da denk olarak algılanmaya başlandığının en önemli delillerindendir. Kadınların hak ettikleri değeri elde ettikleri alanların başında ise ilim gelmektedir.

İlimle Meşgul Olan Bazı Kadın Sahabeler

Hz. Ayşe

İslam ümmetinin ilk neslinde yaşayan kadınlar arasında çocuklara ve gençlere ders vermekle yetinmeyip sahabe büyüklerine ilim aktaran kadınlar vardı. Bunların başında müminlerin annesi Hz. Ayşe’nin olduğunu görmekteyiz. Onun örnek hayatı ve insanlar üzerindeki etkisi, bu dönemde yaşayan kadınların ilimdeki yerini açıkça ortaya koymaktadır. Hicri 58 yılında vefat eden Hz. Ayşe’den çok sayıda sahabe hadis öğrenmiştir. Onun vasıtasıyla aktarılan hadisler klasik hadis kitaplarında önemli bir yer tutmaktadır. Bu dönemde Hz. Ayşe’nin yanında, büyük kadın sahabelerden olan Safiye b. Şeybe, Ümmü Seleme ve Ümmü Hebibe de önemli hadis râvilerindendir.

 

Tabilerden  Muaze el-Adeviyye

Tabiin döneminde yaşayan Muaze el-Adeviyye b. Abdullah el-Basriye (Ö. 83) önden gelen kadın alimlerdendir Din, takva ve züht sahibi olarak nitelenen bu şahsiyet, Hz. Ayşe ve Hz. Ali’den ilim almıştır. Muaze hanımefendi, kadınlara ders halkalarını düzenlemiştir Ayrıca Ebu Kılâbe el-Cermî, Katade, Ömer b. Zer gibi meşhur tabiler ve Buhari ve Müslim gibi önemli hadis kitaplarında yer alan birçok rical kendisinden ilim almışlardır. İmam Zehebi, Muaze el-Adeviyye’nin züht ve sabır yönünü şu şekilde anlatmıştır:

“Geceyi ibadetle geçirirdi. Kocası ve oğlunun şehit oldukları haberini aldığında kendisine ziyarete gelen kadınlara “Bu şehadetleri benimle kutlamaya gelmişseniz hoş geldiniz, aksi takdirde dönebilirsiniz” demiştir. Muâze şöyle derdi: Allah’a yemin olsun, ömrünün kalanında ancak Rabbime yaklaşmayı isterim ki beni Ebu'ş-Şa'sa ve oğluyla cennette buluştursun.”

 

Ümmü Derda

İlk dönemdeki kadın alimlerden bize örnek teşkil eden başka bir şahıs da kendi dönemindeki kadınlardan en bilgililerinden olan ve fıkıh alanında üstad sayılan Cüheyme el-Usabiye el-Hamiyriyye el-Dimeşkiyye’dir. Ümmü Derda es Suğra olarak bilenen bu hanımefendi, Hz. Peygamber’in (s.a.v) meşhur sahabesi olan Ebu Derda’nın eşidir.  Kocası başta olmak üzere Salman el-Farsi, Ka’b b. Asım, Hz. Ayşe, Ebu Hureyre gibi sahabe büyüklerinden ilim almıştır.

O zamanının büyük alimlerinden eğitim alan Ümmü Derda’nın fıkıh ilminde mahir olduğu birçok kaynakta ifade edilmiştir. Onun ilim erbabı bir kadın olmasının yanında ibadetler konusunda da oldukça hassas olduğu söylenmektedir. Ümmü Derda’nın ilminden bahseden ez-Zehebî, Abdulümelik b. Mervan halife iken Şam Camii’nde kendisinden ilim öğrendiğini belirtmiştir. Bununla birlikte kimi ilim talebeleri de Ümmü Derda’dan ilim almak için seyahate çıkmışlardır. Bir gün onun arkaya yaslandığını gören talebeler, “Belki seni sıkmışızdır ey Ümmü'd-Derda” dediler. Ümmü Derda cevaben şöyle demiştir: “Beni sıktığınızı mı düşüyorsunuz. Ben her şeyimle ibadet istedim ve ilim meclisleri kadar kalbime şifa veren herhangi bir şey görmedim.”

Sonuç

Yukarda İslam’ın ilk döneminde yaşayan ve ilimle meşgul olan bazı kadınlardan bahsettik.  Bu anlatılanlar bu dönemde kadınların da erkekler kadar ilimle uğraştıklarını ve topluma katkı sağladıklarını göstermektedir. Dolayısıyla ilim konusunda erkeğin kadına ya da kadının erkeğe üstünlüğü söz konusu değildir. Çünkü üstünlük ancak takvadadır. Bu yüzden günümüzdeki Müslüman kadınlar İslam’ın ilk dönemindeki ilim erbabı annelerimizi örnek almalı, ilmî çalışmalarda çalışkan, ibadetlerde gayretli olmalıdır. Çünkü gelecek nesilleri yetiştirme ve geliştirme ümidi noktasında en önemli unsur kadınlardır.

Bir Arap şair şöyle demiştir: 

 

أعددتَ شعباً طيبَ الأعراقِ

الأمُّ مدرسة إنْ أعْدَدتَها

 Anne bir okuldur ki, onu eğitirsen soyu iyi olan bir toplum oluşturmuş olursun”

Son olarak Müslüman kadınlara seslenmek istiyorum: Ey İslam’ın kadınları! Sorumluluk duygusuna sahip olmalısınız çünkü siz toplumun direğini tutan annelersiniz. Sizler kız kardeşimizsiniz. Siz iyi olursanız toplum da iyi olur. Kötü olursanız toplum kötülükten asla kurtulamaz. Dolayısıyla çok dikkatli olmalısınız çünkü düşmanların ilk hedefi sizsiniz. İslam düşmanlarının planlarını uygulamalarına ve hedeflerine ulaşmalarına alet olmayın. İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarının silahına kurşun olmayın. Herkesten yaptıklarının hesabının sorulacağı o gün geldiğinde bilemedim ve cahildim gibi mazeretler kimseden kabul edilmeyecektir. Hayatta olduğumuz sürece fırsatımız vardır. Bu fırsatı ilim, iyilik ve barış için kullanalım.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.