Sosyal Medya

Ebü Masum Mücahit

Emperyalizmin İleri Karakolu: BAE

Ebu Masum Mücahit

Ortadoğu'da Fransa'nın, ABD’nin, çok uluslu şirketlerin, arz-ı mevutçuların her dediğini yapan bir BAE var. BAE, mevcut konumu itibariyle askeri, siyasi ve ekonomik imkanlarını bu emperyalist güçlerin istekleri doğrultusunda kullanan yapı. Kısacası bu güçlerin keskin kılıcı konumunda.Birleşik Arap Emirlikleri (BAE); Abu Dabi, Dubai, Sharjah, Fujairah, Umm Al Quwain ve Ajman Emirliklerinden oluşan 6 Emirliğin bir araya gelmesiyle 1971 yılında kurulmuştur. Bilahare Ras Al Khaimah da 10 Şubat 1972'de federasyona katılmıştır. Böylece BAE, söz konusu 7 Emirliğin oluşturduğu bir federasyon haline gelmiştir.

Birleşik Arap Emirlikleri, yaklaşık on milyon nüfusa sahip bir ülke.  Bu nüfusun dağılımı ise şu şekildedir: Ülkede yaşayan insanların iki milyonu Arap Müslümanlardan oluşuyor. Bunun 1.5 milyonu ehl-i sünnet, beş yüz bini ise Şii Karmatilerden (yani Kılıçoğulları ) oluşmaktadır. Sayıları beş milyona kadar ulaşan Hintli putperest ve mecusi bulunmaktadır ve bunlar Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşıdır.  İki milyon civarındaki Pakistanlı ve Bangladeşli ise BAE vatandaşı değildir. Ülkede bir milyon civarında ise farklı etnik gruplara ait insanlar yaşamaktadır.  

Birleşik Arap Emirlikleri günümüzde Ortadoğu'da özellikle ehl-i sünnet Müslümanlara karşı verilen mücadelenin başını çekmektedir. BAE yönetimi Emperyalistlerle mücadele eden Müslümanlara karşı amansız ve acımasız bir mücadele ortaya koymaktadır. Ülke yönetimi nerede İslami bir hareket olsa onu yok etmek için bütün sermayesini ve istihbaratını bu mücadelenin başarısızlığa uğraması için seferber etmektedir. BAE yönetiminin özellikle Amerika ve Fransa merkezli bir çalışmanın içerisinde olduğu dikkat çekmektedir. Bölgede Amerika’nın, Fransa’nın ve çok uluslu şirketlerin çalışmalarına engel olabilecek bütün güçlere karşı BAE yoğun bir mücadele içerisine girmektedir. Trump'ın Ortadoğu ziyaretinde Suudi Arabistan ile ittifak yapan BAE yönetimi Kuveyt, Katar, ihvan-ı Müslimin ve Türkiye ile yoğun bir mücadele içerisine girmiştir.  Özellikle İhvan-ı müslimin’e karşı yapılan her türlü çalışmayı finanse etmekte, asker ve istihbarat desteği sağlamaktadır.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin bu çalışmalarını anlamak için onların geçmişine kadar inmek gerekir. Birleşik Arap Emirlikleri'nin tanımak için önce Karmatileri tanımamız gerekir. Karmatiler Hanife kabilesindendir.  Hanife kabilesi müseylimetü’l kezzab’ın kabilesidir. Yemame Savaşı'nda Karmatiler yenilince Sasani İmparatorluğu'na sığındılar.  Hz Ömer döneminde Sasanilerin yıkılmasıyla mecburen Müslüman oldular ve Şia’nın İsmaili kolunu tercih ettiler. Hz Osman döneminde fitne çıkaran ve Hz. Osman'ı şehit edenler Karmatilerdir.   Karmatiler 10. yüzyıla kadar sessiz kaldılar. 10. yy.da Müslümanların zayıflığından istifade ederek hemen Bahreyn bölgesini işgal ettiler.  Hatta Mekke'yi 20 yıl işgal ederek haccı yasakladılar. İşgalle Kabe’yi Umman’a taşımayı düşündüler. Hacerü’l-Esved taşını Umman’a taşıdılar. Zemzem suyunu kapattılar. Karmatilerin Mekke'yi işgal eden komutanı Ebu Tahir hacer-ül Esved taşını tutup kaldırdı ve şöyle seslendi: “Ey Muhammed'in Rabbinin ebabilleri neredesiniz? (Şehristani; el-Milel ve’n-Nihal, Mahmut Şakir; İslam ansiklopedisi). Halife Mu'tazıd-Billah döneminde Karmatiler tekrar İran’a sürüldü ve Kanuni dönemine kadar sessiz kaldılar.  Kanuni döneminde Portekizlilerin gelmesi ile tekrar ayaklandılar.  Kanuni de onları İran'a sürdü.  Abdulaziz Han zamanına kadar sessizliklerini korudular. Abdülaziz Han zamanında tekrar Basra Körfezi’ne geldiler. İngilizlerin Basra Körfezi'ni 1920'de işgal etmesiyle İngilizlerle ittifak ettiler.  İngilizler 1971’de bu bölgeden çıkarken bölgeyi Umman’a vermek yerine Birleşik Arap Emirlikleri’ni kurup Zahit oğullarını yani Hanife oğullarının torunları Karmatileri yönetime getirdiler.

 

Birleşik Arap Emirlikleri'nin günümüzde Orta doğudaki her türlü fitnenin merkezinde olmasının, İslam'a ve Müslümanlara yapılacak her türlü saldırıda en başta yer almasının altında yatan ana neden Karmatilerin tarihidir. BAE yönetimi Abu Dabi’de  Beyt'ül İbrahim adıyla (Hz.  İbrahim'in  kabesi) yeni bir kabe! İnşa etmiştir. Bu sözde kabe Müslümanların kabesi, Hristiyanların kabesi ve Yahudilerin kabesi olmak üzere üç ayrı yapıdan oluşmaktadır.  Arap yarımadasında ilk putperest ibadethanesini 21 Nisan 2019'da BAE tarafından açılmıştır.  Bunların yanında BAE yönetimi Buda heykelleri yaptırmış, 21 Nisan 2019'da sınırsız din merkezlerini açmış, 3 Şubat 2019'da Katoliklerin papasını büyük bir törenle karşılayarak ayinler düzenlemiştir.   Mısır'da emperyalistleri ülkeden çıkarmak isteyen, Siyonizmle mücadele eden Mursi'ye karşı emperyalistlerle sonuna kadar iş birliği yapan, Sisi’yi hem maddi hem de manevi olarak destekleyen ülke de BAE’dir. Emperyalist Batının Sudan'da Ömer Beşiri yıkmak için çıkardığı halk gösterilerini finanse eden, Yemen’de insanları öldüren gurupları destekleyen, Afrika'daki İslami hareketleri engelleyen, Hamas’ın Filistin’de verdiği mücadeleyi akamate uğratmaya çalışan, Tunus'taki darbede Fransa’nın emirlerini uygulayan, Libya'nın işgalinde Hafter’e sonsuz destek veren ve birçok İslam ülkesinde emperyalist güçlerle birlik olup Müslümanlara saldıran ülke Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Bütün bu icraatların alt yapısını Karmatilerin tarihi geri planı oluşturmaktadır. Bu nokta anlaşılmadan BAE’nin faaliyetlerini anlamak imkansızdır. Elbette atanın suçu evlada geçmez fakat evlat ataları gibi güçlünün yanında olur, insanların zayıflığın istifade edip zalimlerle birlik olup mazlumlara zulüm ederse işin rengi değişir. Çünkü bozuk neseb iman ve amelle düzeltilmek zorundadır. Diğer türlü mevcut insanlar atalarının yanlış yolunu devam ettirmek durumunda kalacaklardır ve buna müsaade etmek zulme ortak olmaktır.

İnanıyoruz ki küfrün bu gücü kırılacak.  Bizim zayıflığımızda bize ihanet edenler yarın elbet hesap verecekler. Çünkü hiçbir neden ihanete bahane olamaz. Fakat ihanetin mutlaka bedeli olur. Hata affedilir ama ihanet asla affedilemez. Bedeli mutlaka ödetilmelidir. Müslümanlar olarak ne zaman Allah’ı ilah ve Rab, Peygamberimizi rehber edinip salihlerle beraber olursak; ne zaman anam, babam, canım, her şeyim Allah ve Rasulü uğruna feda olsun diyebilirsek zulüm yok olacaktır. Biz Müslümanlar olarak izzet ve şerefi dünya nimetlerinde değil de Allah ve Rasulünün yolunda ararsak ve ölümü ne zaman hayattan daha fazla seversek o gün münafıklar, fitneciler ve kafirler bize zarar veremeyecektir.

 Unutmayalım ki Hak gelir batıl zail olur ve zafer İnananlarındır, zafer yakındır. Selam ve dua ile…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.