Sosyal Medya

İSLAM

İnsan Özgürlüğü Neden Bu Kadar Çok Seviyor?

Yaratılış konusunu çarpıtmak için belli bir dönemde Darwin’in evrim teorisini insanlara dayatmaya çalıştılar. Geldiğimiz noktada Darwin’in fikirleri bir teori olmaktan öteye gidemedi. Büyük Patlama teorisi ise insanlara farklı bir şekilde pazarlanmaya çalışıldı.

Ahraf Akintola
 
(Rikesh luitel tarafından İngiliceden Türkçeye tercüme edilmiştir)

Özgürlük kavramı, modern dünyaya ait değerlerin oluşturduğu yanlış algılardan dolayı insanlar tarafından tam olarak doğru anlaşılamamaktadır. Muhakkak ki özgürlük sınırsız bir davranış serbestliğini mümkün kılmamalıdır. Dolayısıyla istediğimiz gibi giyinmek, istediğimiz gibi yemek, vücudumuzla istediğimizi yapmak, istediğimizle beraber olmak vs. gibi mutlak özgürlük fikirleri her ne kadar güzel ve çekici görünse de imani noktada birtakım tehditler oluşturmaktadır.

Özgürlük ve Yaratılış Meselesi

Neden yaratıldık, varoluşumuzun manası nedir? Bu tarz sorular insan için en temel sorulardır. Bilim adamları, siyasetçiler, filozoflar ve modern dünyayı etkileyen birçok insan bu sorulara farklı farklı cevaplar vermişlerdir. Çünkü günümüzde ilim ile dinin arası açılmış, bu iki alan birbiri ile çatışmalı hale getirilmiştir. Oysa geçmiş zamanlarda durum bundan çok farklıydı. Dinin bilimle çatıştığı iddiası gibi bilinçli oluşturulan algılar günümüz modern dünyasının oluşturduğu en büyük safsatalardandır. Çünkü tarihi süreç içerisinde durumun böyle olmadığını ortaya koyan birçok delil mevcuttur. Yüzeysel bir şekilde baktığımızda dahi insanların her iki alanda da başarılı olduklarını görmekteyiz.

Yaratılış konusunu çarpıtmak için belli bir dönemde Darwin’in evrim teorisini insanlara dayatmaya çalıştılar. Geldiğimiz noktada Darwin’in fikirleri bir teori olmaktan öteye gidemedi. Büyük Patlama teorisi ise insanlara farklı bir şekilde pazarlanmaya çalışıldı.

Allah’ın yarattığı bütün varlıkları rastgele oluşan ve şansa dayalı olarak var olan nesneler haline indirgediler. İnsanın maymunlardan geldiğini öne sürdüler. Haşa masallardaki kaplumbağa ve tilki misallerinde olduğu gibi, Hz. Âdem ve Havva’nın sadece birer mitolojik karakterden ibaret olduğuna insanları inandırmaya çalıştılar. Ne yazık ki bu tür yaklaşımların tamamı, özgürlük kavramını öne sürerek din ve dinin kurumsal yapısını yok etmek amacıyla kullanıldı.

İnsan ve Özgürlük Sevdası

İnsanoğlu yaratılışı gereği her şeyi yönetmek ister. Kendi hayatımızın, çevremizin, etrafımızda olup bitenlerin kontrolümüz altında olmasından hoşnutluk duyarız. Ama gerçekten her şey kontrolümüz altında mıdır? Başka bir deyişle insan mutlak bir otoriteye erişebilir mi? Bu sorunun cevabı akledenler için aşikârdır.

Vücudumuzdan bizi çevreleyen dünyaya, soluduğumuz havadan içtiğimiz suya kadar hayatımıza etki eden birçok durumu kontrol altında tutamıyoruz. Peki, özgürlüğe bu kadar çok değer verip kalbinin atışını bile kontrol edemeyen birine özgür diyebilir miyiz? Kendimize soralım, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz dışında vücudumuzun hangi kısımlarını gerçekten kontrol edebiliyoruz? Tabii ki hiçbirini! Hatta çoğu zaman düşünce ve eylemlerimizi dahi yönetemediğimiz durumlar oluyor.

Hayatta kalması bir yılda ne kadar yağmur yağdığına bağlı olan birinin gerçekten özgür olduğu söylenebilir mi?
Bugün tüm dünya çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüsün insafına kaldı. Sıradan insanın pek bilmediği bir hastalık olan COVİD, insanların iletişim biçimini, davranış tarzını, kılık-kıyafetini, kültürünü ve ruh halini derin bir şekilde değiştirdi. İki yıl önce kimse bu durumu tahmin edemezdi. Fakat bu yaşananlardan hiç ders almamış bir şekilde hala yaratıcımıza teslim olmak yerine dilediğimize boyun eğmek ve dilediğimizi yapmak için özgürlük propagandası peşindeyiz.

Özgürlük ve Allah’ın Emir ve Yasakları

Bizler yalnızca Allah'a kulluk etmek için yaratıldık. Temel ibadet eylemlerinin yanı sıra, yaptığımız her şey- evlilik, yemek, ticaret, konuşma vb.- bu amaca yönelik adımlar olmalıdır. Modern dünya, bize Allah'ın sınırlarından dolayı boğucu bir dünyada yaşadığımızı hissettirir. Fakat Allah’ın koymuş olduğu kurallar yaratılışımıza en uygun kaidelerdir. Çünkü insanın nasıl mutlu olacağını en iyi bilen onu yaratandır.

İslam’da insanoğluna koyulan yasakların kapsamı, yapmamıza izin verilenlere kıyasla oldukça azdır. Mesela domuz eti, alkol, uzun sivri dişleri olan hayvanlar ve ölü leş dışında her türlü yiyeceğe İslam’da izin verilmiştir. Kitap ehli dahil olmak üzere; puta tapanlar ve Kuran’da (Nisa 4:21-24) açıklanan 12 kategori hariç tüm kadınlarla evlenmenize izin vardır. Faiz ve Allah'ın haram kıldığı şeyler dışında her türlü ticaret helâldir. Bu örnekleri daha iyi kavrayabilmek için atamız Âdem ve eşine cennetin tamamının verildiğini ama sadece bir ağacın yasaklandığını hatırlayalım.

İnsanın Hevesi

Allah Teala, Câsiye suresinde şöyle buyuruyor:
 “Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?” (Câsiye 45:23)

Bir sonraki ayette ise Allah bu kategorideki insanların söylediklerini bildiriyor: “Hayat, ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak zamanın geçişi yokluğa sürükler" derler. Günümüzdeki modern sapkınların kullandıkları tabirler de hemen hemen bu ayette ifade edilenlerle aynıdır. Zira duygu, düşünce ve inanç şeytanın insanı yanlış yola yönlendirmek için kullandığı tuzaklardır. O kontrolün sizin elinizde olduğunu düşündürür, sizin burada sonsuza dek kalacağınızı ve diriltilip amellerinizden hesaba çekileceğinizi size unutturur. Ta ki bu yol kalbinizin, kulaklarınızın ve gözlerinizin hakikatten mühürlenmesine yol açar. Allah buyurur ki, “…Allah’tan başka onu kim hidayete erdirir ki...”

Aziz kardeşlerim, tıpkı sevgili peygamberimizin buyurduğu gibi bu dünya müminlere zindan, kâfirlere cennettir. Allah'a karşı sorumluluğumuzu hatırlayalım. Bizim için en güzel hürriyet, Allah'ın helâl kıldığı hükümler içinde yaşamaktır. Bizler bu dünyada bu sınırlara bağlı kalmalıyız ki ahirette ebedi bir kısıtlamaya maruz kalmayalım. Yanlış yola sapanlardan olmayalım!
Selametle…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.