EKONOMİ
Afganistan Ekonomisine Genel Bir Bakış ve Taliban'ı Bekleyen Sıkıntılar
Afganistan, kullanılmamış 1 trilyon dolar değerindeki yer altı kaynaklarına sahiptir. Buna rağmen ülkede %23 civarında bir işsizlik vardır. Ülke nüfusunun yarısı ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Ashar Awan
Amerikan birliklerinin Afganistan'dan çekilmesi ve devletin Taliban tarafından ele geçirilmesinin ardından insanlar, ülkedeki hayatın çeşitli alanlarında nelerin olageldiğini takip ediyorlar. Bu atmosferde medya kanununun icrası ve insan (kadın) hakları gibi konulara ciddi bir odaklanma gözlenirken ülke ekonomisine çok az ilgi gösterildi.
Afganistan, kullanılmamış 1 trilyon dolar değerindeki yer altı kaynaklarına sahiptir. Buna rağmen ülkede %23 civarında bir işsizlik vardır. Ülke nüfusunun yarısı ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
2019 yılında Afganistan toplam 984 metrik ton üzüm üreterek dünyada üzüm üreten 18. ülke haline gelmiştir. Bunun yanında Afganistan buğday, patates, karpuz, pirinç ve benzeri ürünleri de üretmektedir. Yine de ülkede geçmişte yaşanan ekonomik krizlerin etkisi ve hükümetin zayıf yönetim şeklinden dolayı tarımsal üretim tam potansiyeline ulaşamamıştır.
Afganistan'da NATO destekli hükümetin 20 yıllık yönetimi sırasında, ekonomik yükseliş 4 milyar dolardan 20,5 milyar dolara çıkmıştır. Fakat ne yazık ki ülkenin ekonomisi esas olarak dış yardımlara dayanmaktadır. 2009 yılında yabancı askeri birliklerin Afganistan'ı terk etmeye başlaması dış yardımların azalmasına sebep oldu ve o zamandan itibaren ülkenin ekonomisi küçülmeye devam ediyor.
Taliban'ın Kabil'i devralmasından bir gün önce Afganistan merkez bankasının kasasında [Da Afganistan Bankası (DAB)] toplam 9 milyar dolar vardı. Şu anda, Taliban bu miktarın ancak %0,1'inden daha azını kontrolünde tutuyor. Çünkü ABD, IMF ve Dünya Bankası, Afganistan'ın devlet olarak sahip olduğu tüm varlıklara el koydu.
Afganistan gelirinin bir diğer önemli kaynağı da işçi dövizidir. Yani gurbetçilerin kendi vatanlarına gönderdikleri yurtdışı havalelerdir. Bu havalelerin toplam payı 789 milyon dolardır. Yani GSYİH'nın yaklaşık %4'ünü oluşturmaktadır.
Siyasi istikrarsızlık, güçlü ve köklü kurumların bulunmaması ve mülkiyet haklarının olmaması gibi nedenlerinden dolayı, Afganistan’da özel sektörler büyüyemedi. Esasında 2001'den 2021'e kadar Afganistan'da yalnızca sağlık, eğitim ve telekomünikasyon sektörleri gelişti. Bu dönem boyunca okullarda yeni kayıt arttı, bebek ölüm oranları azaldı ve telefon kullanıcıları önemli ölçüde arttı. Tabii ki bu süreç içerisinde doğurganlık hızının 7,5'ten 4,5'e düşmesi de gözlerden kaçmamalıdır.
Taliban İktidarından Sonra
20 yıl boyunca Amerikan liderliğindeki NATO kontrolüyle omuz omuza girerek şeriat yönetimi talep eden Taliban artık Afganistan’ın başındadır. Şimdilik bu yeni rejimin önündeki en büyük sıkıntı, Afganistan'ın sekteye uğramış olan ekonomisidir.
Taliban "savaşı kazanmış" ve Kabil'i geri almış olabilir, ancak ön cephede onları ciddi bir ekonomik savaş beklemektedir. Ülke artık uluslararası bankacılık sisteminden uzaklaşmış, IMF veya diğer bağışçıların artık Kabil'e ilgileri kalmamıştır.
Şimdi medyada Afgan vatandaşların bankaların ve ATM’lerin önünde izin verilen az miktardaki parayı alabilmek için uzun kuyruklarda beklediğine dair haber ve görseller yer alıyor. Taliban hükümeti güvenlik, eğitim, sağlık vb. alanlarda hizmet veren hükümet çalışanlarına maaş ödeme konusunda ciddi bir zorluk çekebilir.
Gelecek Nasıl Olacak
Dış yardımlar sayesinde Afganistan'ın bazı altyapı işlerinde gelişme kaydedilmiş olsa da özel işletmeler oldukça az olması ve dolayısıyla yatırımların yetersizliği Taliban’ı sıkıntıya sokabilir. Bu yüzden yeni hükümet herhangi bir ön gelir olmadan hizmet sunmanın zorluklarıyla başa çıkma durumunda olacak gibi görünüyor. Sonuç olarak, Taliban hükümetinin gelir kaynakları sürdürülebilir bir nitelik arz etmiyor. Bu durumda yeni Afgan hükümetinin tercih edebileceği tek seçenek yine dış yardımıdır. Ne ilginç ki bu dış yardım, Taliban hükümeti tarafından “terörle mücadele”, “cinsiyet eşitsizliği” ve “insan hakları” gibi konulardaki küresel istekleri kabul etme güvencesi olmadan verilmeyecektir.
Nihayetinde, Afganistan'ın bu paramparça ekonomisini kurtarabilmek için Taliban’ın ekonomiyi kökten inşa etmeye odaklanması gerekir. Hem yatırımcılar hem de tüketiciler için güven en önemli şeydir. Bu nedenle, Taliban'ın sonuna kadar güvenli ortam ve ilişkiler kurması gerekir. Dolayısıyla, çökmekte olan bu ekonominin kurtarılabilmesi yalnızca canlı bir uluslararası ticaretin olmasıyla mümkün görünüyor. Bu nedenle, Taliban liderliğindeki Afganistan'ın özellikle İran, Çin, Pakistan, Azerbaycan ve Türkiye ile iyi bir ticari ve diplomatik ilişki kurması gerekmektedir.
Tercüman
Rikesh luitel
Henüz yorum yapılmamış.