Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Pakistan'ın Nükleer Programının Babası Olarak Bilinen Dr. Abdul Qadeer Khan Kimdir?

Pakistan'ın nükleer programının babası lakabıyla bilinen Dr. Khan fani hayata gözlerini yumup ebedi aleme göç ettiğinde 85 yaşındaydı. Pekiyi Dr. Khan kimdi ve onu önemli kılan şeyler nelerdir?

Ashar Awan
 
Geçtiğimiz pazar günü, Dr. Abdul Qadeer Khan'ın ölüm haberi internete düştü. Kimileri bu habere oldukça sevindi. Fakat birçok Müslüman ve İslam ümmeti açısından Abdul Qadeer Khan’ın ölümü ciddi bir kayıp olmuştur. Pakistan'ın nükleer programının babası lakabıyla bilinen Dr. Khan fani hayata gözlerini yumup ebedi aleme göç ettiğinde 85 yaşındaydı. Pekiyi Dr. Khan kimdi ve onu önemli kılan şeyler nelerdir? Bu soruların açık bir şekilde cevaplandırılması gerekmektedir.
 
Nükleer Silahlanma Yarışı
 
Atomik bombaların dünya savaş tarihine girmesi, 2. Dünya Savaşı'nın sona erdiği yıllarda olmuştur.  Amerika Birleşik Devletleri, 6 ve 9 Ağustos 1945 tarihlerinde Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirleri üzerine iki nükleer bomba atmıştır. Çoğu sivil olmak üzere, 129.000 ila 226.000 kişi bu bombalar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Si vis pacem, para bellum, “Barış istiyorsanız savaşa hazırlanın” Latin atasözünde de ifade edildiği gibi, ABD'nin bu eylemi SSCB (Rusya), İngiltere, Fransa ve Çin'in cephaneliklerine bu tür patlayıcıları eklemelerine sebep olmuştur. 1967 yılına gelince bu beş ülke, kendilerinden başkasının bu silahları edinmesini yasaklayan bir anlaşma imzaladı.
 
 
 
Ancak Pakistan, Hindistan ve İsrail olmak üzere üç ülke bu anlaşmaya katılmamıştır. O yıllarda, Müslüman komşusu Pakistan'a karşı düşmanlığını hiçbir zaman gizlemeyen Hindistan, nükleer silah üretme programını yürürlüğe soktu ve 1974'te ilk nükleer denemesini gerçekleştirdi. Avrupa'da akademik hayatını devam ettiren Pakistanlı bilim adamı Abdul Qadeer Khan bu süreçte ortaya çıktı.
 
Khan’ın Çocukluğu ve Eğitimi
 
Dr. Khan, 1936 yılında Hindistan’ın Bhopal şehrinde öğretmen bir babanın çocuğu olarak doğmuştur.  Abdul Qadeer Khan, eğitimine çocukluğunu geçirdiği ve Müslümanların çoğunlukta olduğu Bhopal bölgesinde yerel bir okulda başladı. Khan bu yıllarda aynı zamanda bir imamdan ders almak için o bölgede bulunan bir mescide gitmeye başladı ve burada İslami anlamda eğitim gördü. Fakat 1952 yılında ailesiyle birlikte Pakistan'a göç etti. 
 
Ailesi Pakistan'ın Karaçi kentine taşındı. Khan oradaki St. Anthony Lisesi'ne kabul edildi. Daha sonra Karaçi Bilim Koleji'nde matematik ve fizik okudu. 1960 yılında Karaçi Üniversitesi'nden fiziksel metalurji bölümünden mezun oldu ve bir süre müfettişlik yaptı. Daha sonra bu işi bırakıp eğitimine devam etmek üzere Almanya'nın Berlin şehrine gitti. Khan, doktorasını Belçika'da metalurji mühendisliği uzmanlığında tamamladı. Hollanda ve Belçika'da kaldığı sürede alanında uzmanlaştı. Bir nükleer yakıt şirketi olan URENCO'da görev yaparken bazı sofistike belgeleri ve teknolojileri inceleme fırsatını buldu.
 
 
Pakistan'ın Nükleer Programı
 
Pakistan’ın doğu bölgelerini kaybetmesi, Hindistan’ın nükleer testler yapmaya başlaması üzerine Khan, memleketinin kendi bilgisine ihtiyaç duyduğunun farkına vararak Pakistan’a geri döndü. O günkü Pakistan başbakanı Zülfikar Ali Butto, onu ülkenin uranyum projesinin başkanlığıyla görevlendirdi. Bu süreçte kendisi Pakistan hükümetinin Protonium'dan Uranyum'a geçiş yapmasına önderlik etti ve bilimsel birikimiyle projeyi başarıya sürükledi. Böylece Khan ve ekibi, 1976-1978 yılları arasında kısa bir süre içinde Pakistan’ın uranyumu zenginleştirme projesini tamamladı.
 
Khan, Pakistan'ı nükleer bir güç haline getirmek için hayatını tehlikeye atmakla kalmamış, aynı zamanda çeşitli akademik oluşumların ve araştırma kurumlarının güçlendirilmesine de katkıda bulunmuştur. Pakistan için yaptığı hizmetler nedeniyle Pakistan’daki çeşitli kurumlara onun adı verilmiştir. Kanada, Japonya ve İngiltere dahil olmak üzere dünya çapında çeşitli araştırma üniversiteleri ve kurumlarının yönetim kurulunda yer almıştır. Pakistan'a yaptığı önemli katkılardan dolayı, 1996 yılında hükümet kendisine ülkenin en yüksek sivil ödülü olan Nishan e Imtiaz'ı verdi. 28 Mayıs 1998 tarihinde Pakistan, Belucistan'ın Chaghi dağlarında başarılı nükleer testler gerçekleştirdi. Bu gelişmelere cevaben Batı dünyasının Pakistan'a çeşitli yaptırımlar uyguladığını görmekteyiz.
 
Khan Hakkındaki Tartışmalar
 
Abdul Qadeer Khan, ülkesinde bir kahraman olarak algılanmaktadır. Fakat Batı dünyasına göre tam bir baş belasıdır. ABD ve Avrupa, onu Libya, İran ve Kuzey Kore'ye nükleer silah yaymakla suçladı. Şubat 2004’te Khan bu iddiaları -zorla düzenlendiği düşünülen- bir basın açıklamasında kabul etti. Böylece kendisi eve hapsedildi. 
 
Birkaç yıl sonra Abdul Qadeer Khan hükümete bir dava açtı ve Khan’ın sorgulanması anayasaya aykırı ilan edildi.  Dolayısıyla 6 Şubat 2009'da serbest bırakıldı.
 
Khan’ın Vefatı
 
Abdul Qadeer Khan, İslamabad'daki Khan Araştırma Laboratuvarları Hastanesi'nde iki ay kaldıktan sonra 10 Ekim 2021’de vefat etmiştir. Akciğer sorunu olduğu ve Kovid-19'a yakalandığı söylenen Khan, öldüğünde tam olarak 85 yaşındaydı. Ölümü, sadece eşi ve iki kızı Dina ile Ayesha'yı değil, Pakistan vatandaşlarının tamamını üzüntüye boğmuştur. Ömrünü Pakistan'ı Müslüman dünyasındaki ilk nükleer güç yapmaya adayan Khan, resmi protokol ile İslamabad'ın H-8 Sektör Mezarlığı’nda ebedi âleme uğurlandı.
 
Abdul Qadeer Khan, hep “nükleer güç olan güvenli bir Pakistan’la barış” sloganına inanırdı. Bir keresinde “Irak ve Libya nükleer güç olsalardı yıkımı görmezlerdi.” demiştir.
 
Khan’ın Eserleri
 
Dr. Abdul Qadeer Khan geliştirdiği nükleer programların yanı sıra, yaptığı bilimsel çalışmalarla akademi camiasını da ciddi anlamda etkilemiştir. Yayınlanmış birçok akademik makalenin yanı sıra, Advances in Physical Metallurgy ve Metallurgical Thermodynamics & Kinetics adlı iki kitap yayınlamıştır. Her ikisi de İngilizce, Hollandaca ve Almanca gibi dillerde mevcuttur.
 
Allah Teâlâ’dan kendisine rahmet ve mağfiret diliyoruz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.