Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Kilisede Tecavüz: Rahiplerin 'bekarlık' zorunluluğu kaldırılacak mı?

Oumar Tandjigora 
 
Eskiden beri Katolik Hıristiyanlara özellikle rahiplere en çok sorulan soru evli bir adam neden rahip olamaz? Rahipler neden bekar olmak zorunda? Bu iki soru soranların hedefinde genellikle şu iki şey vardır. Birincisi, rahiplerin bekar olmalarının anlamı. İkincisi ise, rahiplerin bekar olmalarının doğru olup olmamasıdır. 
 
Rahibin bekarlığı 
Rahipliğin evli erkeklere açılması, Katolik Kilisesi'ndeki en eski ve en yıkılmaz engellerden birinin sonudur. Bu engel (rahibin bekar olma zorunluluğu),12. yüzyıla kadar uzanır. Aslında 1139'da İkinci Lateran Konseyi evli erkeklerin rahip olarak atanmasını yasakladı. Tüm Hıristiyan mezhepleri arasında, yüzyıllar boyunca bekar rahiplerin bu mutlak disiplinini sürdüren tek Roma Kilisesi idi. Aksine Protestan ve Ortodoks kiliseler rahiplerin evlenmesine izin verir. Genellikle bunun gerekçesi, Hz. İsa’nın bekar yaşaması. Ve onunla birlikte yaşayan on iki havariyi bekar olarak seçmesi ve üstelik İncil'deki birçok önemli kişi bekar olmasıdır. 
 
Başka bir gerekçe de İncil'de rivayet edildiğine göre Hz. İsa öğrencilere: “karısını fuhuştan başka bir nedenle boşayıp başkasıyla evlenen, zina etmiş olur. Boşanan kadınla evlenen de zina etmiş olur.”  Dedikten sonra öğrenciler İsa'ya, “Eğer erkekle karısı arasındaki ilişki buysa, hiç evlenmemek daha iyi!” dediler. Hz. İsa onlara, “Herkes bu sözü kabul edemez, ancak Tanrı'nın güç verdiği kişiler kabul edebilir” dedi. “Çünkü kimisi doğuştan hadımdır, kimisi insanlar tarafından hadım edilir, kimisi de Göklerin Egemenliği uğruna kendini hadım sayar. Bunu kabul edebilen etsin!” (Matta 19: 8-12)
 
Görüldüğü gibi bu gerekçelerin rahiplerin bekarlık zorunluluğu konusunda açık olmadığı aşikârdır. Ayrıca Hıristiyan kaynaklarında bazı evli peygamberlerden bahsedilmektedir.  Tabii, Hıristiyan din adamları bu tarz sorulara cevap vermeye çalışsa da belli ki Hıristiyanlar için bile argümanlarının tutar tarafı yoktur. 
 
Rahiplerin bekarlık zorunluluğu kilise için bir inanç meselesi haline dönmüştür. Kilisenin bu kutsal ve kaldırılmaz ilkesine baskı yapan Hristiyan halkı ve siyasetçilerin yanı sıra bazı din adamları da bu baskının bir kanadını temsil etmektedir. Son yıllarda bazı rahiplerin cinsel istismarda bulunmalarının çoğalması ve evli rahipler bulunması rahipliğin bekarlık zorunluluğunun artık kutsal çerçevesinden çıkmaya başladığı  anlamına geliyor.
 
Kilisede Cinsel İstismar Meselesi 
Son dönemlerde kiliselerde cinsel istismarı olaylarının artmasıyla geçen sorular daha da arttı ve gündeme geldi. Üstelik sadece kiliselerde değil Vatikan bile baskı altında kalmaktadır. Nisan 2010 yılında Orta Amerika ülkesi olan Kosta Rika Devlet Başkanı Oscar Arias, Katolik Kilisesi'nde rahiplerin bekarlık zorunluluğunun ortadan kaldırılmasından yana olduğunu açıkladı. Fakat Katolik Kilisesi camiasındaki skandalların sorumlusunun rahiplerin bekarlık zorunluluğu olduğunu söylemekten kaçınarak şu ifadeleri vermiştir: ''Ancak bekarlık zorunluğu kaldırılırsa rahiplerin farklı bir tutumu olacaktır.''
 
2019’da Yüzlerce Latin Amerikalı ve Kızılderili piskoposunu Vatikan'da üç hafta boyunca bir araya getiren Amazon'daki Sinod, etkileyici bir önlem önerdi: “Bir piskoposun evli erkekleri rahip olarak atama izni!” Bunun Orta Amerika ve Amazon bölgesinde başlamasıyla beraber son yıllarda diğer bölgelere  ulaşmayı başardığını söylemek mümkündür.
 
Birçok dindarın 'çifte yaşamları/eşcinsellik' konusunda sorgulanması sonucunda Fransız yazarı Frédéric Martel tarafından yazılan kitap, Robert Laffont tarafından Şubat 2019'da “Sodoma : Enquête au cœur du Vatican” başlığı altında Fransızca olarak basılmıştır. Eser, “In the Closet of The Vatican” başlığı altında İngilizce ve Portekizce olarak da yayınlanmıştır.Yaklaşık on beş ülkede en çok satılan kitap olmasıyla birlikte New York Times’ın en çok satanlar listesinde yer alıyor ve Fransa'da sekiz hafta boyunca listenin başında ve satışlarda bir numarada kalmıştır. Bu kitap şimdi yirmiden fazla dile çevrilmiştir. Yazara göre “Vatikan homofobik; LGBT bireylere karşı, eşcinsel evliliklere karşı, eşcinsellerin evlat edinmesine karşı. Ama orası eşcinsellerle dolu ve çifte yaşamları var” ayrıca “Kilisenin homofobisi, rahiplerin eşcinselliğiyle bağlantılıdır.” sözlerini dile getirdi. Görüldüğü gibi dünyanın dört bir yanında rağbet gören bu esere ilişkin binlerce makale, röportaj ve televizyon programının ortaya çıkması rahiplik ve bekarlık konusunun yeniden gündeme getirmesine neden oldu. Son olarak, kitabın en önemli vurgularından biri ise kiliselerde eşcinsel yaşamanın nedeni olarak rahiplerin bekarlık zorunluluğuna ihtimal vermesidir.
 
Fransa'da 2021 Ekim ayında Katolik Kilisesi tarafından finanse edilen Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu(CIASE), üç yıllık soruşturmanın/araştırmanın ardından 1950 ile 2020 yılları arasında 330.000 küçük çocuğun cinsel saldırıya uğradığı sonucuna varıldı.Basın toplantısında CIASE başkanlığını yapan Jean-Marc Sauvé, ilk başta bekarlık ile cinsel istismar arasında açıkça bir nedensellik bağı olmadığını söylemesine rağmen Komisyon raporunda istismar neredeyse üçte ikisi rahipler ve dindar erkekler ve kadınlar tarafından ve üçte birinden biraz fazlası (1,25%) kilise'nin meslekten olmayan personeli tarafından işlendi. 
 
CIASE Komisyonu, Katolik Kilisesi'ne 45 maddeli öneri sunarken Kilise tarafından rahiplerin özellikle 'kutsanmış bekarlığın etik gerekliliklerinin' tanımlanması dikkat çeken tavsiyeler arasında yer aldı. Bu gelişmeler, rahiplerin bekarlık zorunluluğuna ilişkin sorunları artırdı. Amazon bölgesinde başlanan hamle fenomen hale gelmiştir. 
 
Kiliseye karşı bu gelişmelerden iki hafta sonra (18 Ekim 2021)’de Fransa Başbakanı Jean Castex, Vatikan'da Papa Francis ile Fransa ve Vatikan arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasının yüzüncü yılını kutlamak için bir araya geldi. Bu görüşme sırasında bir değişiklik yapmak üzere ele aldıkları konulardan biri rahiplerin evliliğidir. Bunun sebep olduğu gayri ahlaki eylemlerin diplomatik hale bile geldiğini ve dönülmez bir angajman ve gelişme olduğu söylenebilir. 
 
İslam’da rahiplik yoktur
İslam, aşırılıktan uzak, birini diğerinin aleyhine bozmadan, dünya ile ahireti hikmetli bir şekilde birleştiren, dengeli bir hayat kurmayı öğreten bir dindir. Üstelik Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar doğru ve kolaylık sağlayan tek din O’dur. Hz. Peygamber’in, evliliğin insanı gayrı meşru ilişkilerden koruduğunu ve evlenmekten uzak durmanın sünnetinden olmadığını birkaç hadiste söz ettiğini görüyoruz. Kuran’ın birkaç yerinde evlenmeye teşvik ettiğini de tanık olmaktayız. 
Kur’ân-ı Kerîm’de‘ruhban’, kendilerini ibadete adayan Hristiyanlar için kullanılan bir terimdir. Tefsirlerde yer alan açıklamalara göre ruhbanlık, bir grup Hristiyan’ın dinde ortaya çıkan fitneden uzaklaşıp dağlara çekilerek ibadet etme ve nefis tezkiyesinde bulunmanın yanı sıra mağaralarda ve kuytu köşelerde yalnız yaşama, kadınlardan uzak durma gibi meşakkatli bir hayat tarzına katlanmasını ifade etmektedir.Ancak ruhbanlık uygulamasının Allah tarafından farz kılınmadığı, Hristiyanların bunu Allah’ın rızasını kazanmak için kendilerinin ortaya çıkardığı ve ona uymayı taahhüt ettikleri belirtilmesi gerekir. (Ruhban, Salime Leyla GÜRKAN, TDV)Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça şu ifadeleri etmektedir: “...Arkalarından Meryem oğlu Îsâ’yı da gönderdik, ona İncil’i verdik, ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Kendilerinin icat ettikleri ruhbanlığa gelince, biz onlara bunu emretmemiştik; sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapmışlardı, ama buna hakkıyla riayet etmediler. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik, ama çokları yoldan çıkmışlardır.” (el-Hadîd 57/27)
 
Son olarak rahiplerin bekarlık zorunluluğu aşırılık ve insanın doğasına savaş açmaktan ibarettir. Bazı din adamları bu zorunluluğa dayanamayacağı doğal olarak normaldir. Siyasetçiler, araştırmacılar ve din adamlarının Katolik Kilisesi camiasındaki skandalların sorumlusunun rahiplerin bekarlık zorunluluğu olduğunu söylemekten kaçınmalarının nedeni bekarlık zorunluluğunun kutsal ve inanç meselesi haline dönmesi olabilir. Ancak bu, onun büyük bir rolü olmadığı anlamına gelmez. Ayrıca Katolik nüfusunun daha fazla olduğu ülkelerin siyasetçileri bu sorunu çözmekten geride kalmayacaklar. Üstelik Katolik Kiliselere ve Vatikan’a karşı baskı ve provokasyon, bu konu ile ilgili bir değişiklik yaşayacağı gibi bir izlenim vermektedir. Fakat bu Vatikan için hiç kolay olmayabilir.

2 Yorum

  1. Leyla

    Eylül 10, 2022 Cumartesi 07:01

    Allah yardımcımız olsun

  2. Zeynep Ağar

    Ekim 30, 2021 Cumartesi 16:42

    Kiliselerde ve Vatikan'da durum vahim. Nereden tutsan elinde kalıyor. Maalesef sadece Hıristiyan dünyasında değil, dünyanın değişik yerlerinde bulunan diğer sekuler dinlerde de ve hatta İslam'ı hakkıyla yaşamayan müslümanlarda da istismar ve eşcinsellik konusu yayılmış durumda. Bir an önce İslam'ın bize emrettiği öze dönüp, helal ve haramlara dikkat ederek yaşamalıyız. Emri bil maruf nehyanil munker konusunda da azami hassasiyeti göstermeliyiz. Saygılarımla...

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.