Sosyal Medya

Ebü Masum Mücahit

İklim Değişikliği ile neler Hedeflenmektedir?

Ebu Masum Mücahit

Paris İklim Anlaşması nedir? Dünyanın gündemine hızlı bir şekilde giren bu anlaşama ile oluşturulmak istenen algıyla ne amaçlanmaktadır?  Kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, kendi menfaatleri söz konusu olduğunda insanlığı ateşe vermekten çekinmeyen kapitalist dergahın  materyalist adamlarına ne oldu da birden bire insanları düşünmeye ve sevmeye başladılar? Bu durum gerçekten garip bir hayli değil mi?

5 Aralık 2010’da 21. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraftarları Konferansı Paris'te düzenlendi. Konferansta iklim değişikliği konusunda yapılaması planlanan bir dizi icraata taraftar olan ülkeler belirlendi. 2016’nın nisan ayında ise New York'ta Paris İklim Anlaşması imzalandı.  191 ülke Paris İklim Anlaşması’na taraftar oldu. Başlangıçta anlaşmaya taraftar olmayan 17 ülke vardı. Bu ülkelerin sayısı daha sonraki süreçte 7'ye düştü. Anlaşmayı imzalamayan ülkelerden biri de Türkiye idi.  Türkiye, bu anlaşmaya uymamanın bedelleri olduğunu, bu bedellerin ödendiği takdirde anlaşmaya taraftar olacağı ifade etti.  2021 yılı Ekim ayında ise Türkiye bu anlaşmaya imza attı ve Türkiye’nin tam 3,1 milyar Euro kredi alacağı kesinleşti.

Paris İklim Anlaşması ile hedeflenen görünür ve görünmez gerçekler nelerdir? Görünürde her şey insanlığın faydasına gibi. Fakat gerçekler hiç de öyle değil. Bu anlaşmayı gündeme getiren güçlerin asıl amacı insanlığı köleleştirip yok etmektir. Bakara Suresi’nin 11. ve 12. Ayet-i kerimelerinde yer alan; ‘’Onlara yeryüzünde düzeni bozmayın dendiğinde, hayır biz yalnızca ıslah edenleriz derler. Biline ki bozanlar onların ta kendileridir ama farkında olmuyorlar.’’ İfadeleri tam olarak da bu fitne ve ifsat odaklarının durumunu açıklamaktadır.

Pekâlâ bu anlaşmanın görünürdeki nedeni nedir?

Bilindiği üzere 19. yüzyıldan sonra dünyada çok hızlı bir şekilde sanayileşme başladı. Sanayileşme ile beraber özellikle atmosfere karbon salınımı çok fazla oldu. Karbondioksit gazı yorgan gibi ısıyı tutan, uzaya göndermeyen bir gazdır.  Karbon salınımının artmasıyla birlikte dünyada sıcaklığın 1,5 derece yükseldiği ifade edilmektedir. Bu sıcaklık artışı ise dünyadaki iklim değişikliklerini ortaya çıkarmaktadır. Bazı bölgelerde yağış artarken bazı bölgelerde yağışın azaldığı ifade edilmektedir.  Bu karbon salınımının devam etmesi durumunda ise buzulların eriyeceği ifade edilmektedir.

Karbon salınımının artması ile ısı artışı oluyor. Fakat Allah’ın koyduğu kanun ve nizamda karbon, atmosferde sürekli bir döngü içerisinde bulunmaktadır. Salınımı artan karbon taş kürede, sularda, bitkilerde depolanmaktadır. Yanardağlardan da karbondioksit atmosfere karışmaktadır. Bu döngüye insan müdahalesi olduğunda atmosferdeki karbondioksit artmaktadır. Buraya kadar söylenenler doğrudur. Fakat bu durumdan faydalanan felaket tellalları pireyi deve yapmaktalar. Özellikle korku psikolojisi ile insanları ve ülkeleri yönetmek istemekte ve bu sayede kendilerine yeni rant alanları oluşturmayı amaçlamaktadırlar.

İnsanların temel tüketim maddesi et, insanın en temel fizyolojik ihtiyacı beslenmedir. Dünyada en fazla tüketilen ve en çok para getiren sektörlerden biri et sektörüdür. Et ihtiyacının büyük kısmı   büyükbaş hayvanlardan elde edilmektedir. İneklerden çıkan metan gazının, özellikle karbondioksit gibi küresel ısınmaya neden olduğu anlatılmaktadır. Kim tarafından? Dünyanın en zengin adamı Bill Gates tarafından. Adam her gittiği yerde bunu anlatıyor. Neden? Tabii ki gözünün doymamasından. Bu şahıs hırsına yenik düşüyor, Allah’a savaş açıyor, resmen ilahlık taslıyor. Allah’ın yarattığı inekleri öldürüp yapay et satmak istiyor. Bu çağdaş firavun yapay et patentini aldı. Türkiye’de Aydın-Denizli arasından arsa aramaya başladı.  2021 Ekim sonunda Bodrum’da birtakım görüşmelerde bulundu. 27 Ekim 2021’de Galler’deki iklim konferansında niyetinin ne olduğunu bizzat açıkladı. Bill Gates’in açıklamalarına bakıldığında amacının küresel ısınma olmadığını çok açık bir şekilde görebilmekteyiz.  

Çeşitli iklim değişimlerini bahane ederek insanlığı bir çıkmaza doğru sürükleyen emperyalist güçler, oluşturdukları korku atmosferinin ardından kendilerince çözüm önerileri de ortaya koymaktadırlar. Bunlardan bir tanesi büyükbaş hayvan besiciliğinin azaltılması veya büyükbaş hayvanların itlaf edilmesi düşüncesidir. Yani büyükbaş hayvanları öldürüp üretecekleri suni etler ile et ihtiyacını karşılamayı planlamaktadırlar. Bu sayede dünyaya yapay et satacaklar ve en fazla para getiren sektörlerden biri daha onların eline geçmiş olacak. İklim anlaşmasının ve Covit 19’un sponsoru Bill Gates’tir. Bu şahıs yapay et üretimini Türkiye'nin Ankara Üniversitesi'nde yapmış ve patentini ise Amerika'dan almıştır.  Bu durum ayrıca sorgulanması gereken bir önem arz etmektedir.

Bütün bu açıklamalardan sonra hangi akıl sahibi Bill Gates ve onun gibi düşünenlerin insanları çok düşündüklerini, küresel ısınmaya neden olan faktörleri kaldırmak için mallarını harcadıklarını düşünebilir? Bu düşünce en hafif tabiri ile safdillik olur. Bir tohumun kalitesi, o tohumdan ortaya çıkan ürün vesilesi ile anlaşılır. Bu emperyalist kan emicilerin tarihteki hangi eylemleri insanlığın faydasına olmuş ki iklim değişikliklerini bahane ederek ortaya attıkları sorunlar ve bunlara getirdikleri çözüm önerileri insanlığın faydasına olsun. Asgari düzeyde tarih bilen hiçbir insan bu safsatalara inanmaz. Bugün   dünyada açlıktan ölen milyonları düşünmeyen, hatta mazlum coğrafyaların kaynaklarını sömüren, insanları katleden, ülkeleri işgal eden güçler ile Paris İklim Anlaşması’na sponsor olanlar aynı güçler değil mi? Aynı hafta içerisinde dünyayı yakanlar, karbonu atmosfere salanlar (Dünyanın Ormanlarını Niçin Yaktılar? adlı yazımızda ayrıntılı olarak anlatılmıştır) aynı kişiler değil mi? Siz kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? Bill Gates’in özel yatı neyle çalışıyor? Mazotla. Bu şahıs karbon salınımına engel olacaksa gideceği yerlere lüksünden taviz verip uçakla gitsin. Neden aşırı karbon salınımı yapan özel botu ile yolculuk yapıyor? Bill Gates, 66. yaş günü kutlamalarına katılan arkadaşlarının, özel uçakları ve yatları ile gelerek 19 ton karbon salınımına neden olmaları niçin müsaade etti?

Maalesef yaşadığımız dünyanın yönetimi kapitalistlerin elinde. Bunlar para için her şeyi yaparlar. Ortalama düzeyde coğrafya bilenler bilir ki iklim sürekli sabit değildir.  Bir bölgede yaşanan iklim olaylarının 40 yılının ortalamasına iklim denir. Bazı yıllarda yağış artar, bazı yıllarda azalır. Dünya bazen donacak, bazen yanacaktır. Bu durum gayet normaldir. İşte bu normal durumun ortalaması iklim olacaktır. Fakat günümüzde bazı felaket tellalları bu durumu bir korku atmosferi üretmek için sabote etmektedirler. Buradaki tek amaçları kendi rant alanlarını genişletmek ve insanlığı daha fazla köleleştirmektir.

ABD'nin bir dönem önceki başkanı Trump, İklim Değişikliği Anlaşması’ndan çekilmişti. Çünkü bunların yani dünyayı BM aracılığıyla yönetmek isteyen Küreselcilerin niyetlerini çok iyi biliyordu.  Bunlar dünyadaki medyayı ele geçirmişler. Farklı ses çıkmasına hiçbir şekilde izin vermemektedirler. İnsanların büyük bir çoğunluğu geçim derdi ile uğraştığı için hem sosyal hem de kültürel olarak gerekli bilgi altyapısına sahip olma imkanlarını bulamamaktadır. Bu durum zaten bilinçli bir şekilde oluşturulmaktadır. Çünkü temel ihtiyaçlarını karşılayamama korkusu ile yaşayan bir topluluğu idare etmek her zaman için daha kolaydır.

 

Dünya sermayenin büyük bir kısmı bu kapitalist güçlerin elindedir. Bunların insanlığı düşündüğünü düşünmeyelim. Kendilerinden olan ama kendi değirmenlerine su taşımayan Trump'a neler yaptıklarını, tweetlerini, instagram ve facebook paylaşımlarını nasıl sildiklerini hatırlayalım. Bunlar kendisinin dışında hiç kimseyi düşünmeyen, ahiret düşüncesi olmayan, sadece para ile mutlu olacağını düşünen azgın bir topluluktur. Rahmetli Erbakan Hoca’ya göre bunlar; dünyayı yöneten 4’ler Ailesi ile 400'ler Ailesi’dir.

Yaşadığımız dünyanın bugününe ve dününe yüzeysel bir şekilde baktığımızda dahi karbondioksit salınımının ana nedeninin Batı medeniyeti ve kapitalizm olduğunu görmekteyiz. Yani ana suçlu inekler ve kömür değildir. Ana suçlu kapitalizmdir. Pekiyi çözüm nedir? Çözüm insanlığın ebedi mutluluğunun tek kaynağı olan İslam’dır. Huzur, güven ve adalet İslam’dadır. Çünkü İslam israfa, aç gözlülüğe karşıdır. İslam anlayışında doğa, Allah’ın insanlara bir emaneti olarak değerlendirilir.

İklim değişikliğini önlemek istiyorsak önce tüketim alışkanlıklarımızdan kurtulmamız gerekmektedir. İl olarak israfı önleyelim. Gelin bu kapitalist sistemi değiştirelim. Hakka ve adalete dayalı bir sistem kuralım. Ey iklim değişikliğini gündeme getiren gafiller!!! Önce dünya hırsınızı bırakın. Önce tüketim alışkanlıklarınızı bırakın. Samimiyseniz gelin israfı yasaklayan, hırsı yasaklayın, ekosistemi koruyan İslam’a ram olun. İnsanlığın elinden her şeyi aldınız. Şimdi insanların elinden balığı ve eti almayı düşünüyorsunuz. Allah size bu fırsatı vermez. Çünkü Allah mazlumların, gariplerin, kimsesizlerin sahibidir.  Ey zalimler!!! Allah’ın sizin yaptığınızdan haberi yok mu sanıyorsunuz?  

Dünyada bu kadar fazla tüketimi karşılamak için üretmek gerekiyor. Fabrikaların çok çalışması gerekiyor.  Bir yandan insanların daha fazla tüketmesi için sürekli reklamlar yapıyorsunuz. Bir yandan insanların daha fazla yemesi, yiyerek köleleşmesi pompalıyorsunuz. Diğer yandan iklim değişikliğinin ve karbon salınımının azaltılması noktasında düşündüğünüzü iddia ediyorsunuz.  

Biz Müslümanlar olarak yeryüzünde adalete dayalı bir yönetim sistemi kurmadıktan sonra kapitalist sistem devam edecek, havadaki küresel ısınma doruğa ulaşacak, karbon salınımı sürekli artacaktır. Bu noktada en temel çözüm insandadır. Çünkü insan düzeldiğinde kâinat düzelecektir. İnsanın ise ilk düzelmesi gereken uzvu akleden kalbidir. O zaman insanın mantığı ve düşüncesi düzelecek ve sonuç olarak eylemleri düzelecektir.

Allahu Teala kâinatta mükemmel bir sistem kurmuştur. Bu sisteme ekolojik denge veya ekosistem adını vermekteyiz.  İslam alimleri buna sünnetullah demektedir.  Oksijen, karbondioksit, azot ve su sürekli litosfer, hidrosfer, biyosfer ve atmosfer içerisinde döngü içerisinde bulunmaktadır.  İnsan bu dörtlüye müdahale etmediği sürece herhangi bir sorun meydana gelmemektedir. Irmak kenarında bile abdest alırken suyu israf etmeyen bir insan modeli inşa edebildiğimiz gün ekosistem ve ekolojik denge bozulması gibi bir sorun gündemimizde olmayacaktır.

Allah'ın koyduğu kuralların devam etmesini istiyorsak, Allah'ın bu ekosistemi ve ekolojik dengeyi bize emanet ettiğini biliyorsak, yeryüzünü fesada boğan bu hainlerin çalışmalarına dur dememiz ve yeniden hakka ve adalete dayalı bir sistem kurmak için mücadele etmemiz gerekmektedir.

1 Yorum

  1. Anonim

    Kasım 29, 2021 Pazartesi 12:52

    Bütün makaleler çok güzel özellikle de Ebu Masum Mücahid.Allah razı olsun bir çok soru işaretlerime cevap buldum.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.