Sosyal Medya

Ömer Arif

Yaratılış Gayemiz ve İbadet Şuuru

Ömer Arif 

Mevcudat alemini yoktan var eden Yüce Allah, insanı eşrefi mahlukat olarak yaratmış ve yaratılış gayesini zatına kulluk olarak haber vermiştir.

Kâinat penceresinden bu kâinata bakan her akıl sahibi, bu muntazam yaratılış karşısında kendisini bu kainatın sahibine teslim eder. Bu alem, O'nun yüceliğine bir alamettir, onun gücüne kuvvetine bir delildir. Bütün eşyada onun varlığına delalet eden Sırlar vardır. Her şey onun tarafından bir hikmetle yaratılmıştır. Aleme ibretle bakanlar, bu hakikati müşahede eder.

Kıymetli kardeşlerim!

Aleme ibret gözüyle bakan ariflere nice hikmetler görülmüştür.

Alem ki tamamı nüshayı hikmettir

manasını Fehm eyleyene cennettir,

mahrumu şuhut olanların çeşminde,

zindanı Bela, çahı Gamu mihnettir.

Bu alem, baştan sona bir hikmet sayfasıdır manasını anlayabilen için Cennet sayılır, bakmasını bilmeyenlerin gözünde ise bir bela zindanı eziyet ve üzüntü kuyusudur)

Zerreden kürreye, zamandan mekana, arzdan arşa var olan her şey Allah'ı kendi hal diliyle tesbih edip onun varlığını ve birliğini açığa çıkarmak için birer lisandır.

Nitekim Rabbimiz kur'an-ı Kerim'in de şöyle buyuruyor:

تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪ وَلٰكِنْ لَا تَفْقَهُون  تَسْب۪يحَهُمْۜ اِنَّهُ كَانَ حَل۪يمًا غَفُورًا(الاسراء 44)  

“Yedi kat gök,yer ve bunlarda olan şeyler Allah'ı tesbih ederler,fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız.O,Halim ve çok bağışlayandır.” (isra 44)

 

Allah, insanlara ibretle bakmayı emrediyor.

اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُو۬لِي الْاَلْبَابِۚ ( ال عمران 190)

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardına gelip gidişinde, aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır.” (Ali İmran 190)

 İnanan kimse, kâinata ibretle bakar. Hikmet sahipleri zerrede Allah'ın azametini müşahede ederken kafir ve münafık olanlar koca kainatta zerre kadar bile ibretle bakmaktan mahrumdurlar

Kıymetli kardeşlerim! 

Yeter ki ibretle bakabilelim.  Alemin tamamı kevni bir ayettir. Allah, kâinatı insanın emrine amade kıldığını şu şekilde ifade buyuruyor:

اَلَمْ تَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ سَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ وَاَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةًۜ

( لقمان 20)

 

“Allah'ın göklerdeki ve yerdeki nice Varlık ve imkanları sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca İhsan ettiğini görmediniz mi?” (Lokman 20)

 Allah, insanlara akıl,fikir ve hissedeceği azalar vererek kâinattaki nimetleri ,hayırları ve güzellikleri idrak etmesine imkan vermiştir.

Gökyüzünün indirdiği, yeryüzünün bitirdiği hep insana hizmet ediyor. Maddi ve manevi o kadar çok nimet içerisindeyiz ki Rabbimizin buyurduğu gibi saymakla bitiremeyiz.

وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُۜ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟

  (ابراهيم ٣٤)

“O,size istediğiniz her şeyden verdi.Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalksanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür.” (İbrahim 34)

Dünya niçin vardır?

 İnsan niçin yaratılmıştır?

      Sorularına verilen cevaplar sistemlerin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Hakikatte dünya imtihan mekânı, insan ise bu imtihan ile mükelleftir.

      Aklını nakle teslim eden insanlar, Dünya ve ahiret saadetine ererken; haddini aşıp aklını nakle teslim etmeyenler ise hüsrana uğramıştır.

     Bu, şu manaya geliyor: insanın görevi, kendi hevesine göre yaşam tarzı belirlemek, kanun yapmak değildir. Ama var olan Hakkın kanunlarına uymaktır. Öncelikle insan kendi yaratılış gayesini iyi anlamalı, sonra da her şeyi benzersiz yaratan Rabbine hakkıyla Kul olmak için yaşamalıdır.

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ

“Ben insanları ve cinleri bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat 56) buyruğuna göre hayatını tanzim etmelidir.

İnsan, bu kadar nimet ile donatıldıktan sonra elbette başıboş bırakılacak değil idi.

اَيَحْسَبُ الْاِنْسَانُ اَنْ يُتْرَكَ سُدًىۜ

“İnsan, başıboş bırakılacağını mı zanneder.”(Kıyamet Suresi 36)

 İbadet, zaman ve şekli belirlendiği şekli ile yapılan sorumluluklar. Namaz, oruç,hac ve zekat gibi.

      Ubudiyet ise her yönüyle Allah'ın emirlerine sarılıp, nehirlerinden kaçınmaktır.

      Ubudiyet, hayatın tamamını şuurlu bir Müslüman olarak yaşamaktır.

    Ademoğlunda öyle bir macun vardır ki; hem Melek hem hayvan ahlakı taşır.

Hayvana meyletse ondan beterdir, meleğe meyletse ondan iyidir. İşte insan, kulluk macunuyla yoğrulursa, meleklerin seviyesine çıkar, şehvet ve nefis Macunu ile yoğrulursa belki hayvandan daha aşağı olur.

İnsan oğlu, yerin ve göğün yüklenemediği ağır bir emaneti yüklendi.

اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُۜ اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًاۙ(الاحزاب 72)

“Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler. Sorumluluğundan korktular. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalim çok cahildir” (Ahzab 72)

 İşte insan bu kulluk emanetini ölünceye kadar taşımak için Rabbine söz Verdi.

“İnsan, dünyaya kesbi Kemal ve seyri Cemal için gelmiştir. Vecizesinin manası insan akıl ve irade emanetlerini Rab’ının emirleri doğrultusunda kullanıp dünyadayken Hakka boyun eğerse, Cenneti bulup cemalullahı doya doya seyredecektir.

Allah, insanı Yeryüzünde halife kıldı:

وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي جَاعِلٌ فِي الْاَرْضِ خَل۪يفَةًۜ قَالُٓوا اَتَجْعَلُ ف۪يهَا مَنْ يُفْسِدُ ف۪يهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَٓاءَۚ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَۜ قَالَ اِنّ۪ي اَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ

 )البقرة 30(

 

 Hatırla ki; Rabbin meleklere: “Ben Yeryüzünde Bir halife yaratacağım" dedi. Onlar: “Biz, seni hamd ile tesbih ve takdis edip dururken yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın. Dediler. Allah da onlara: Ben sizin bilmediklerinizi bilirim buyurdu."( Bakara 30)

    İşte Allah, yeryüzünde kendi adına iş yapma, onun emirlerini uygulayıp yasaklarından uzak durma manasını ifade eden bu halifelik nimetini kim daha güzel yaparsa ,ona göre karşılığını alacak. Bu vazifeyi yerine getirip getirmeme noktasında İnsanlar 3 gruba ayrılırlar; Mümin, münafık ve kafir.

Kıymetli kardeşlerim

 “Huzuruna toplanacağınız Allah (cc)’tan korkunuz.” (Maide, 5/11) ayeti kerimesini sık sık tefekkür etmemiz gerekir. Yoksa hayatımız gaflet bataklığında çürür gider. O öyle bir huzur ki Peygamberin-ı izamın bizim ne edip etmediklerimizi sen en iyi bilirsin diyerek o huzurda hesabın ağırlığını bizlere haber vermiş oluyorlar. 

    İmam-ı Azam efendimize kendisini bilmez bir adam hakaret edince buna dayanamayan sevenleri adamı kovalamaya başlarlar. İmam-ı Azam’da o adamı kovalar. Adamı bir köşeye sıkıştırınca İmam-ı Azam, adamı bırakın, zarar vermeyin der. Adama yaklaşır “kıyamet günü senden şikâyetçi değilim haberin olsun.” der ve ayrılır. Ahali sorar Efendim adamı bunun için mi kovaladın. İmam cevap verir. “Evet huzuru ilahide haklı olarak bile hesaba çıkmak istemem.”

    Peygamberimiz; “Ben size iki şey bıraktım ikisine sarıldığınız müddetçe asla sapıtmayacaksınız; Allah'ın kitabı ve benim Sünnetim.”

 Evet Kıymetli kardeşlerim!

     Allah'ın kitabına ve Resulullah'ın sünnetine sarılarak şuurlu bir şekilde kulluk vazifemizi yapmak için gayret etmeliyiz.

     Bu süreçte gelip geçici dünya zevkleri, şeytanın vesveseleri, nefsin bir takım istekleri ve şeytani duygulara sahip insanlar kulluktan insanı çevirmek için var gücüyle gayret edecektir.

Akıllı insan, baki Olan ahireti fanı olan dünyaya tercih eder. Ölüm gelmeden önce ölüme hazırlık yapar ve bu dünyada Allah'ın rızasını kazanacak şekilde Salih ameller hususunda en üst düzeyde gayret eder. Resulullah Efendimizin buyurduğu gibi “hesaba çekilmeden önce Kendinizi hesaba çekiniz" düsturunu her an hayatında uygular.

    Şunu iyi bilelim ki hayatta rövanş yoktur. Ya Rab bizi dünyaya tekrar gönder de yapmadığımız salih amelleri yapalım diyenlerin durumuna düşmemek için, dünyada her bir anın kıymetini bilip kulluk noktasında hassasiyetimizi kaybetmeyelim. İbadetleri ihsan makamında yapmanın gayretinde olalım.

    Bir gün Hasan-ı Basrî'ye bu hayatta zühd hayatı sürmenin sırrı nedir? Diye soruldu. O şöyle cevap verdi:

 1- Rızkımı benden başka hiç kimsenin alamayacağını bildim bu yüzden kalbim sekinet içinde mutmain oldu. 

 2- Amelimi benden başka kimsenin yapmayacağını bildim ve amelle meşgul oldum. 

 3- Allâhın beni görüp gözettiğini bildim ve onun beni herhangi bir masiyet üzere görmesinden haya edip çekindim. 

 4- Ölümün beni beklediğini bildim ve Rabbime kavuşma günü için azık (amel ) hazırladım.

 

Özetle;

İnsanın yaratılış gayesine uygun bir kulluk yapması için;

1-Tereddütsüz iman

2-ihsan makamında ibadet 

3-Allah’ın her an gördüğü şuurunda muamelat

4-Hikmet üzere davet 

5-Allah yolunda mal ve can ile cihat

6-Usul üzere islami ilimler tahsil etmek. 

 

Sohbetimizi kısa bir dua ile bitirelim inşallah:

Allahım!

Bizi verdiğin zaman şükredenlerden, imtihan ettiğin zaman sabredenlerden, günah işlediği zaman tövbe edenlerden eyle.

Allahım!

Bizi Yüce zatına layık kul eyle, Peygamber Efendimize layık ümmet eyle, birbirilerimize layık kardeş eyle, sana hakkıyla kulluk yapmayı nasip eyle.

Hakkı hak bilip hakka sarılmayı, batılı batıl bilip batıldan kaçmayı bizlere nasip eyle.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.