Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Müslümanlar neden Noel-Yılbaşı Kutluyorlar?

Mesele Noel kutlamaktan çok daha fazlası ve durum çok daha içler acısı

Ifeoluwa Siddiq Oyelami

Son yıllarda farklı coğrafyalarda yaşanan Müslümanlar arasında Noel ve yılbaşı kutlamaları hayli artmış görülmektedir. Şehirlerin her alanında festival sembolleri göze çarpıyor. Zaten medyada ve sanal dünyada sürekli olarak süslü çam ağaçları, ışıklar, “jingle-bell” vb.şarkılar karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki bu ithal kültürü, kimi “fetva yetkilileri” tarafından da onaylanmaya başlandı. 

Hz. Peygamberin, “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır”  şeklindeki kutlu buyruğu, Müslümanların gayr-i Müslim bayramını kutlayamayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Yine Resülullah, bizim bayramımıza işaret ederek “her milletin bayramı vardır. Bu da bizim bayramımız” demiştir. Yani Noel-yılbaşı kutlanmaz denildiğinde aslında yeni bir şey denilmiyor. Ne de olsa Müslümanların Hırıstıyan ve diğer milletlerle etkileşimi dün başlamadı.  Fakat bugün hiç görülmediği derecede özenti davranışların sergilendiğine şahit oluyoruz.  Peki, buna sebebiyet veren şeyler nelerdir? 

1.     Bilinçsizlik

Bilinçsizlik insanın en büyük düşmanı olmalı. Zira insanı olması gereken yere değil, olmaması gereken yerlere götürür. Kimi Müslümanlar etraflarında cereyan eden olaylara müdahil olmuyor ve olayların hakikatini sormuyorlar. Noel nedir? Yılbaşı nedir? sorusuna bu günleri kutlayanların çok  azı cevap verebilir.

Anlam itibarıyla birbirlerinden bağımsız olan Noel ve Yılbaşı, Batıda ortaya çıkan popüler kültürde artık birleştirilmiş ve “festival sezonu” olarak ortaya çıkmıştır. Bu sezonda kullanılan sembollerin birçoğu batıl inançların bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Söz gelimi bütün dünyada Noel ağacı  (Christmastree) olarak bilinen ağaç dindar Hristiyanlara “İsa’nın doğumu ve çarmıhtan dirilişi” olarak anlatılırken; dinî hassasiyeti olan Müslüman toplumlara ise “Noel ağacı” olarak değil de, sadece yılbaşı eğlencesinin bir simgesi olarak sunulmaktadır.

Belli ki kutlayanların bir kısmı kendilerine veya çocuklarına giydirdikleri sembollerin batıl inançlara veya putperestlikle olan bağlantılarının farkında değildir. Noel’in kökünün bu şekilde batıl inançlara dayanmasından dolayı birçok bilinçli Hıristiyan bu günü kutlamaz. Hatta Hıristiyanların çoğunlukta olduğu Rusya’da 25 Aralık resmi tatil değildir.

2.     Gayr-i Müslimnlere Özendirme Trendi

Günümüzde eğitimden giyim tarzına, ekonomiden ailevi meselelere kadar Müslümanların gayr-i Müslimlere özenmediği bir alan kalmadı. Onlar ne yapıyorlarsa biz de onu yapmaya çalışıyoruz. Hz. Peygamber, “kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz” buyururken tam da bunu diyordu. İşte bu sorun diğer alanlarda olduğu gibi bayramlarda da hem bireysel hem de resmi olarak yaşanmaktadır. Bu o kadar belirgindir ki yılbaşı aktivelerinin “en şahane” yerlerinde Müslüman ülkeler yer almaktadır. Aşağılık kompleksine kapılan kimi Müslümanlar, birçok faaliyetlerinde medeni gözükeyim arzusuyla  Hıristiyan bayramlarını kutlayarak kendilerini beğendirmeye çalışıyorlar. Fakat bilinmelidir ki taklitler sadece asıllarını yaşatır. Taklit ettikçe mağlup olursunuz, mağlup oldukça taklit edersiniz. Bu bir kısır döngüdür ve çıkmaz sokaktır. Çözüm kendi değerlerimiz üzerine inşa edilmiş bir hayatı yaşamak ve bu hayatın yaşanması için mücadele etmektir.

3.     Özünden Çıkma

21. yüzyılda hemen hemen bütün Müslüman toplumu, Ramazan ve Hac günlerini hesaplama dışında İslam kültürü merkezindeki hicrî takvimle ilgilenmiyor. Çünkü dünya işlerimiz hep batıya bağlanmış durumda. Ne var ki Müslümanların işlerini dokümantasyona geçirme ihtiyacı hasıl olduğunda “gayr-i Müslümlerden farklı olalım” diye,  Hak-Batıl  kavramlarını ayrıştırmak amacıyla yüce hicret olayı sıfır (0) noktası kabul edilerek  yeni bir  takvim sistemi kabul edildi. Günümüz Müslümanları olarak Hicret olayına  önem vermeyerek hicrî takvimi  bıraktık, ilk Müslümanların yaşadıkları meşakkati yok sayıp bize dayatılan Hıristiyan takviminin şanını yüceltmeye devam ediyoruz.

Bu arada şunu belirtmek gerekiyor ki takvimlerin toplumların inançlarıyla son derece önemli bir bağlantısı vardır. Söz gelimi, kendine has bir takvimi kullanan sayılı ülkelerden biri olan Etiyopya  takvimi Etiyopya Ortodoks Tewahedo kiliselerinden çıkmıştır. Budistlerin ve Çinlilerin benimsedikleri takvim için de aynı şey geçerlidir.

4.     Ticari Fırsatçılar

Batı ülkelerinde Noel’in yaklaşmasıyla birlikte tüketimin çılgınca bir noktaya ulaştığı görülür. Çünkü tüketicilik, bu sezonun ayrılmaz bir parçasıdır. Bazı araştırmalar, İngiltere’de Noel sezonunda bir hane başı tüketimin %29 oranında artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Tabi ki cazip ışıklar, ikna edici bir sürü reklamlar ve pahalı hediyeleşme kültürü dikkate alındığında bu hiç şaşırtıcı gelmiyor.

Son günlerde artan e-ticaret ve kıtalararası pazarlama yapan firmalar,  bu tüketim kültürünü artık Batı dışında dünyaya da  dayatmaya başladılar. Ne yazık ki bu firmalarla rekabet halinde olan yerli firmalar da buna paralel olarak aynen süs, ağaç, ışık kültürlerini birebir kullanmaya başladılar. İşte bu durumu sürekli olarak yaşayan  Müslümanlar, yaşanan hali normal bir durum olarak kabul etmeye başladılar. Hatta bazen ucuz fiyatlardan dolayı bu sezonu dört gözle beklemeye başladılar.

5.     Fesat Eğilimliliği

Noel-Yılbaşı kutlanmaları, toplumumuzu geçtikçe sarsan fesat ve günahlardan ayrı düşünülmez. Bu sezon Hıristiyanlıkta dinî ve ailevî bir temelli olmasına rağmen birçok ahlaksızlıkların yaşandığı bir zaman dilimi haline gelmiştir. Bu sezonda her türlü parti, tatil ve eğlence söz konusu oluyor ve tabi ki Allah’ın yasakladığı kumarın süslenmiş hali olan piyango kültürü birçok ülkede ortaya çıkıyor.

Kimi Müslümanlar, zaten bu fesada meyilli oldukları için bu sezonda cereyan eden şeyleri ayıpla karşılayacağına festivali savunma kaygısındalar. Buna karşı yapılan vaazlara da kulak vermezler.

Sonuç

Sonuç olarak gördüğümüz gibi Mesele Noel kutlamaktan çok daha fazlası ve durum çok daha içler acısı. Dolayısıyla bu sorun, sadece hutbelerle veya bizim yaptığımız gibi bu sezonda yazı yazmakla çözülecek değildir. Tabi ki çözüm noktasında bunların büyük payı olacaktır. Fakat problemlerin kökünden çözülmesi gerekmektedir. Söz gelimi, insanların tarih bilgisini arttırmak, onların konulara eleştirel yaklaşımla bakmaları gerektiğini bildirmek, özümüzü bilmek ve onun şanını yüceltmek için çok çalışmak gerekir.

Tekraren söyleyelim ki taklit ettikçe mağlup olursunuz, mağlup oldukça taklit edersiniz. Bu bir kısır döngüden çıkmanın yolu; ekonomiden siyasete, kültürden eğitime, sanattan spora varıncaya kadar her alanda kendi değerlerimiz üzerine inşa edilmiş bir hayatı yaşamak ve bu hayatın yaşanması için mücadele etmektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.