Sosyal Medya

EKONOMİ

En Kötü Ekonomik Kriz: Dünya Gıda Krizi Başlıyor!

TÜSEDAD başkanı Sencer Solakoğlu yapmış olduğu açıklamada, ilkbaharla birlikte Türkiye’de gıda fiyatları en az %30 veya %40 oranında artacağını ifade etmektedir

 Imeda Paksadze


Son günlerde tüm dünya kamuoyunun dikkati Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşa çekiliyor. Kimisi Ukrayna’yı destekliyor, kimisi Rusya’nın yanında olmaya tercih ediyor, kimisi de bu iki ülke arasında gelişen krizi kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Özellikle ABD ve Batı devletleri, iki ülke arasındaki durumu daha da derinleştirmekle meşguller. Çünkü kriz ve savaş ortamında biriler güçleniyor, birileri silah satarak zenginleşiyor. Diğer taraftan ise bazı güçlü devletler, farklı yönlerde yapay ekonomik şoklar oluşturarak pastada payını büyütmeye çabalıyor. Örneğin Çin, Covid-19 salgını başladığından beri birinci sınıf gıda ve diğer önemli gıda ürünlerini satın alarak stokluyor. Böylece bazı önemli mallarda oluşacak arzı kısıtlıyor. Yapay bir açık yaratarak mevcut ürünleri daha yüksek fiyatlara satmayı planlıyor. Çin, bu tür faaliyetleri ile dünyadaki gıda sorununu daha da ağırlaştırıyor. Bu durum gıda fiyatlarını evrensel anlamda oldukça pahalı hale getiriyor. 


Önceki yazılarımızda Ukrayna- Rusya savaşı üzerinde kısa bir açıklamada bulunmuştuk ve bu savaşın sonuçlarının dünya ekonomisini oldukça olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etmiştik. Fakat tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen dünya devletleri gerekli önlemleri alma noktasında gayet isteksiz görünüyor. Dünya ekonomisinin yeni bir küresel ekonomik krize doğru ilerlediğini yaşananları birazcık takip eden herkes görüyor. Her geçen gün enerji, petrol ve hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar neredeyse bütün sektörlerde üretim maliyetlerinde sürekli bir artışa neden oluyor. Çünkü bahsettiğimiz ürünler en temel üretim malzemeleridir. Üretim maliyetlerinin artmasının kaçınılmaz sonucu olarak ortaya çıkan fiyat artışları en çok çok günlük tüketim maddelerinde ve gıda ürünlerinde kendisini göstermektedir. Süreç bu şekilde ilerlerse dünya genelinde ciddi bir kıtlık yaşanması kaçınılmaz bir son olacaktır.


Maliyet açısından bakıldığında genel olarak fiyat artışları 2019 yılının sonuna doğru yani Covid-19’un ortaya çıkışından kısa bir süre sonra başlamıştır. Salgın döneminde tüm mallarda üretim azalmaya başlamıştır. Bununla birlikte virüsten korkan halk, ihtiyaç olandan daha fazla gıda ürünü satın alıp stoklamaya başlamıştır. Herhangi bir mala talebin artması ise o malın fiyatını otomatik olarak arttıracaktır. Diğer taraftan salgınla birlikte her ülkede kapanmalar olmuştur. Bazı ülkelerde salgından dolay OHAL ilan edilmiştir. Dışarı çıkma yasağı, iş yerlerinde mesafeli çalışma, bir iş yerinde çok kişinin birlikte çalışmaması ve mesai saatlerinde kısıtlamaya gidilmesi gibi nedenlerle üretim azalmış ve birçok ürünün maliyetinde fiyat artışı yaşanmıştır.
Yaşanan fiyat artışlarının diğer bir sebebi ise ülkelerin sanayileşmeye yoğunlaşması ve tarım ve hayvancılığın yeterince destelememesidir. Sanayileşme çabasında olan ülkelerin birçoğunda çiftçiler mesleklerini terk etmeye başlamıştır.

 

Yaşanan iklim değişikliklerden dolayı çiftçiler çeşitli ilaç ve gübreleri kullanmak zorunda kalmıştır. Bu durum ise ürünlerin üretim maliyetlerini artırmıştır. Sonuç olarak çiftçiler katma değeri yüksek ürünler üretip satamadıklarından yeterli düzeyde kar elde edememişlerdir. Böylece çiftçilik her geçen gün değerini kaybeden bir meslek durumuna gelmiştir.


Son günlerde çok sayıda iktisatçı ve alanla ilgilenen birçok uzman tarafından gıda fiyatlarında ilkbaharla birlikte ciddi yükselişler yaşanacağı iddia ediliyor. TÜSEDAD başkanı Sencer Solakoğlu yapmış olduğu açıklamada, ilkbaharla birlikte Türkiye’de gıda fiyatları en az %30 veya %40 oranında artacağını ifade etmektedir. Bu durum sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada geçerlidir. Tüm bu göstergelere bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki önümüzdeki aylar çok kolay geçmeyecektir. Tüm dünya gıda ürünü tedarik etme sorunu ile karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca tarım ürünleri ihraç eden ülkelerce ihracatın kısıtlaması veya geçici olarak tam yasaklaması, bazı ülkelerin ise gıda ürünü alıp stoklaması yakın gelecekte dünya genelinde bir kıtlık yaşanmasına sebebiyet verecektir.


Yukarıda yakın gelecekte patlak verecek bir ekonomik krizden yani dünya gıda krizinden bahsettik. Gelecekte olabilecek bir olay ile ilgili bugünden fikirlerimiz varsa o zaman bugünden çözüm bulmaya çalışmak gerek. Pekiyi, bu krize nasıl engel olabiliriz? Türkiye ve dünya ülkeleri bu kriz kolay atlatabilmek için şimdiden nasıl bir hazırlık yapmalıdır? 


Öncelikle şunu ifade edelim ki bu sorun sadece bir ülkeye ya da belli bir bölgeye ait bir mesele değildir. İklim değişikliği, küresel ısınma ve tarım ürünlerinde üretimin azalması küresel bir sorun olup tüm dünya ülkelerini ilgilendirmektedir. Dolayısıyla tüm dünya bu mesele ile ilgilenmek zorundadır. Dünyanın her tarafta tarım ürünleri üretilebiliyor fakat bu üretim tercihinin katma değeri fazla olmadığı için artık kimse bu sektöre yatırım yapmak istemiyor. Herkes silah, teknoloji ve sanayi ürünü üretimine yöneldiği için gıda ürünün temel ihtiyaç ürünü olduğu unutuluyor. Bu nedenle dünyadaki bütün olumsuz şartlara rağmen tüm dünya ülkelerinin yapması gereken ilk şey tarım sektörünü ön plana çıkarmaktır.  Özellikle bu dönemde her ülke tarım sektöründe çalışan işletmelere ve çiftçilere daha fazla sübvansiyon vermelidir. Nisan-Mayıs aylarına doğru sektörde çalışanları motive etmek amacıyla çeşitli yardım paketleri hazırlanmalıdır.

Yapılması gerekenleri doğru bir şekilde uygulamaya koyduğunda yaşanan gıda sorununu en kolay atlatacak olanlar Türk-İslam coğrafyasında yaşayan halklardır. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti bu kriz kendi lehine kullanabilir.  Biliyorsunuz ki Türkiye harika bir tarihe sahiptir. Çünkü Türkiye geleneksel ve modern tarım konusunda ciddi tecrübeleri olan bir ülkedir. Coğrafi konumu ve arazi verimi ile de dünyanın en iyi yerlerinden biridir. Bu deneyimin ve mevcut avantajların optimal kullanımı durumunda, ülke çok güzel sonuçlara varabilecektir. Bu nedenle hareketsizlik ve eylemsizlik yerine, anında gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.