SİYASET
Rusya- Ukrayna Savaşı (İngiltere / Fransa - Rothschild / Rockefeller Savaşı)
Fransa ve Almanya enerji ve silah noktasında yeterli seviyede olmadıkları için Rusya’nın tehdidinden ABD sayesinde kurtulmaya çalışmaktadır. Bu nedenle ABD silah fabrikalarından silah almak zorunda kalmışlardır.
Ebu Masum Mücahit
20 Şubat 2022’de Rus ordusu Ukrayna’yı birçok noktadan kuşattı ve işgale başladı. Bu savaşa dünya aslında uzun yıllardır hazırdı. Ruslar Ukrayna’nın birçok noktasını vurdu. Bu savaşın görünürdeki nedeni, bağımsız bir ülkenin kendi isteğiyle bir birlik içinde (NATO) olmak istemesi olarak görülüyor.
Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya girmesini kendisi için ciddi bir tehdit olarak algılıyor ve Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donbass bölgesinin coğrafi ve etnik olarak Rusya’ya ait olması gerektiğini savunuyor.
Savaş başlamadan önce iki taraf da Batılı güçler tarafından kışkırtıldı. ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere Ukrayna’ya destek vereceklerini en yüksek perdeden dillendirdiler. Fakat savaş başladığında Batı dünyasının ne kadar iki yüzlü olduğunu başta Ukraynalılar olmak üzere tüm dünya bir kez daha tecrübe etti. Ancak Ukrayna için artık yapacak fazla bir şey kalmamıştı.
Dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etmek isteyenler, esasında bu savaşı uzun yıllar önce planlamışlardı. Bu plan, aslında 1990 sonrasında uygulamaya konulan, dünyanın ve insanlığın yeniden düzenlenmesini esas alan büyük bir organizasyonun küçük bir parçasıydı. Gücü elinde bulunduranlar, “yeni bir dünya, yeniden reset” gibi söylemleri gündeme taşımışlardı. Yaşanan gelişmeler dünyayı ekonomik, psikolojik, siyasi ve sosyal yönden buhrana sürükleyip kolay şekillenecek bir hale getirmek amacına hizmet ediyordu.
Savaş başladığında Rusya, “Savaşa üçüncü bir ülke dahil olursa nükleer kullanırım.” uyarısını yaptı. Ukrayna’nın başında ise bir tiyatrocu vardı. Ukraynalı olmayan, Yahudi kökenli bu tiyatrocu tecrübesiz, devlet geleneği olmayan, Batının gazı ile hareket eden biriydi: Volodimir Zelenski. Rusya’nın başında ise neredeyse devletin bütün kademelerinde görev almış, Rusya’yı ve Rusları iyi tanıyan, yaklaşık 20 yıldır ülkesini yöneten bir lider vardı: Vladimir Putin.
Rus ve Ukrayna Ordularının Karşılaştırılması
Rusya’nın sahip olduğu askeri güç karşısında Ukrayna gerçekten çok zayıf bir güce sahipti. Fakat savaş başladıktan sonra garip ve anlaşılmaz şeyler olmaya başladı. Rusya bir günde Ukrayna’yı alabilecekken ağırlıklı askeri gücünü kullanmıyordu. Rusya Silahlı Kuvvetleri'nin 1.014.000 aktif, 2.000.000 yedek personeli bulunmaktadır. Ayrıca Asker sayısı bakımından dünyada 2.büyük güçtür. Rus ordusunda 12 bin 420 tank, 30 bin zırhlı, 3 bin roketatar, 7500 çekili top, 3500 savaş uçağı ve helikopter, 1 uçak gemisi, 85 denizaltı, 11 fırkateyn, 6000 nükleer silah bulunmaktadır. Ukrayna ordusunda ise 500 bin asker, 300 hava gücü, 69 savaş uçağı, 112 helikopter, 2500 tank, 12.000 zırhlı araç, 490 roketatar, 38 savaş gemisi bulunmaktadır. Rakamlar açıkça Rus ordusunun Ukrayna karşısında ezici bir güce sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Rus ordusu sahip olduğu güce rağmen bir aydır Ukrayna içerisinde ilerleyemiyor. Bu durum yaşanan savaşla ilgili farklı soruları akla getirmektedir. Savaş başladı ve Avrupalı devletler Rusya’ya karşı yaptırım kararları aldı. Ama İngiliz Shell firması Rusya ile petrol anlaşması yaptı. Avrupa bir yandan Rusya’ya ambargo uyguluyor, diğer yandan Rusya’dan petrol, doğalgaz, kömür vb. alıyor. Üstelik bu madenlerin fiyatları gün geçtikçe yükseliyor. Bu durumda Rusya ödüllendiriliyor mu, cezalandırılıyor mu? Rusya’nın kasası her geçen gün daha fazla doluyor. Fakat Fransa, Almanya gibi bazı Avrupalı ülkelerde ve gelişmemiş memleketlerin ekonomilerinde ciddi krizler yaşandığı için insanlar kaybediyor.
Kazanan sadece Rusya mı? Tabii ki hayır. Bu savaşı planlayanlar da kazanıyor. Bu savaşı öncelikli olarak Rusya’yı Rusya yapan İngiltere ve Rothschild ailesi kazanıyor. Kazananlara rakip konumunda olan Fransa ve Almanya ile Rockefeller ailesi ise kaybediyor.
Fransa ve Almanya enerji ve silah noktasında yeterli seviyede olmadıkları için Rusya’nın tehdidinden ABD sayesinde kurtulmaya çalışmaktadır. Bu nedenle ABD silah fabrikalarından silah almak zorunda kalmışlardır. Hem enerjiye hem de silaha ciddi para harcamak zorunda kaldıkları için bu ülkeler, ekonomik anlamda sıkıntı yaşamaktadırlar.
Fransa hiç bu kadar zorlanmamıştı. ABD tarihte hiç olmadığı kadar Avrupa’ya silah satmaya başladı. Avrupa’yı NATO’ya mecbur ederek tekrar kontrolü altına aldı. ABD, brexit ile Avrupa’dan ayrılan İngiltere sopasını kullanarak Rusya ile Avrupa’yı İngiltere’ye mahkûm etti. Rusya’yı güçlendiren İngiltere, Rus düşmanlığı ve Rus korkusu ile dünyayı 1990 öncesindeki gibi iki taraftan sömürmeye devam etmektedir.
Birtakım Sorular
Bu arada dünya gündemini her an meşgul eden pandemi haberlerine ne oldu? İnsanlık üzerinde korku imparatorluğu kuranlar nerede? Aşılar, yasaklar, karantinalar nereye kayboldu? Yoksa tüm bu yaşananlar başka planların hayata geçirilmesi için oluşturulmuş yapay gündemler miydi? İnsanlık pandemi gündemleri ile uyutulurken birileri alacaklarını aldıkları için mi gündem bir anda tam tersine döndü? Yoksa Rusya’nın Ukrayna’da vurduğu 30 biyolojik tesisten yayılan yeni bir virüs varyantı ile mi karşı karşıya kalacağız? Yaşanan bu süreç yeni bir kapanmanın alt yapısını olarak mı icra ediliyor? Mazot fiyatlarında yaşanan artışa paralel olarak gelişen tarım ve hayvancılık sektöründeki gerileme ve bu durumun oluşturacağı gıda krizi gerçekten insanlık için ciddi bir tehdit seviyesine ulaştı. Yoksa Rusya-Ukrayna savaşının arka planında Bill Gates’in yapay et üretimine alt yapı mı hazırlanıyor?
Müslümanlar Olarak Ne Yapmalıyız?
Biz insanlar tam bir iman ile Allah’a inanırsak insanlık üzerinde plan yapanların tüm hayalleri boşa çıkacaktır. Çünkü Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Allah, sünnetullahın bozulmasına asla müsaade etmeyecektir. Onlar ekosistemi, ekolojik dengeyi, insanı ve insanlığı yok etmeyi planlıyorlar. Allah zalimin zulmüne vereceği cezayı erteler fakat asla ihmal etmez. Allah onları birbiriyle cezalandıracaktır. Fakat bizler Müslümanlar olarak asla onların tarafında yer almamalıyız. Yoksa yaşanan tuğyanın ardından bir tufan geleceği muhakkaktır. Bu tufandan korunmak için İslam (Kuran ve sünnet) gemisinde yerimizi almak zorundayız. Tersi bir durumda bu tufan bizi de helak edecektir.
Müslümanlar olarak eğer iyiyi, güzeli, hakkı, cenneti ve ilahi rızayı istiyorsak Müslümanca mücadele etmenin hakkını vermek zorundayız. Bu yüzden batılı iyi tanımalıyız ki onunla mücadele edebilelim. Büyük İslam alimi İbni Sina, iki kuzuyu iki ayrı kafese koyar. Her ikisine de aynı yiyeceklerden verir. Fakat birinin karşısına kurt koyar. Sürekli kurdu gören kuzu iki ay sonra korkudan ölür. Bizler kafirlerden değil Allah’tan korkalım. Ölümden değil hesaptan korkalım. Allah, o kafirleri birbirileriyle cezalandırıp Müslümanlara yardım edecektir. Bize düşen Allah’ın koyduğu sınırlar içerisinde harket ederek mücadele etmektir. Nitekim Hak gelince batıl zail olacaktır. Unutmayalım ki zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Henüz yorum yapılmamış.