SİYASET
Türkiye Neden İsrail Cumhurbaşkanı'nı Ağırlamak Zorunda Kaldı?
Türkiye-İsrail ilişkilerinde 2008’den beri çok açık bir şekilde gerginlik yaşanıyordu. Özellikle İsrail'in Gazze'ye düzenlediği vahşi saldırılar bu gerginliği tırmandırdı
Muhammed ABDÜLHAMİT
Türkiye-İsrail İlişkilerine Kısa Bir Bakış
Türkiye-İsrail ilişkilerinde 2008’den beri çok açık bir şekilde gerginlik yaşanıyordu. Özellikle İsrail'in Gazze'ye düzenlediği vahşi saldırılar bu gerginliği tırmandırdı. 2010'da Akdeniz’in uluslararası sularında Mavi Marmara yardım gemisine, İsrail deniz kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırı sonucunda 10 yardım gönüllüsünün şehit edilmesi ilişkileri tamamen kopma noktasına getirdi. Bu saldırı sonucunda İsrail şehit yakınlarına 20 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalmıştı. Fakat ödenen tazminata rağmen iki ülke arasındaki gerginlik tam olarak sona ermedi. Bu durumun yaşanmasında; İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıları arttırarak devam ettirmesi, Mısır’da Muhammed Mursi’ye yönelik komplolar düzenleyerek seçilmiş hükümetin darbe sonucunda devrilmesine önemli katkılar sunması, Doğu Akdeniz’de yaşanan gaz probleminde Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile Türkiye’yi saf dışı bırakmaya çalışması gibi nedenlerin etkili olduğu söylenebilir.
İsrail, geçtiğimiz 15 yıllık süreçte Yunanistan’a askeri sistemler ve ileri teknoloji konusunda ciddi desteklerde bulundu. Mısır, bazı körfez ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi devletler İsrail tarafından sürekli olarak Türkiye’ye karşı kışkırtıldı. İsrail hükümetleri, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde Türkiye aleyhine icra edilen birçok askeri tatbikata öncülük etti. Bütün bu faaliyetleri ile İsrail, Türkiye’ye diplomatik, siyasi ve ticari yönden düşmanca mesajlar verdi.
İsrail'in Libya’da yaşanan krize perde arkasından dahil olması ve Halife Hafter’i desteklemesi iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin bozulmasının bir başka nedenidir. Nisan 2019'da Türkiye, Libya’da yaşanan krize müdahil olarak seçilmiş hükümeti desteklemeseydi, Libya'nın başkenti Trablus Libya halkına katliam yapan Halife Hafter'in eline geçecekti. Fakat Türkiye hükümeti Libya’da yaşanan olaylara müdahil oldu ve Türkiye ile Libya arasında deniz sınırı anlaşması yapıldı. Böylece Akdeniz’in güneydoğusunda İsrail’in Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan ile gaz konusunda iş birliği yapmasının önü kesilmiş oldu. Ayrıca bu anlaşma (East Med) boru hattı projesini fiilen sonlandırdı. Çünkü Türkiye bu anlaşma ile kendi ulusal sularından herhangi bir gaz boru hattının geçmesine izin vermeyeceğini belirtti. Bu anlaşmanın ardından geçen 3 yıllık süreçte ise Türk Deniz Kuvvetleri, Türkiye deniz sularında İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin yapacağı sondaj çalışmasını engellemek için birkaç tatbikat yaptı. Türkiye, Libya ile imzaladığı deniz sınırı anlaşmasının yanında Mısır’daki Sisi hükümeti ile yakınlık kurmaya çalışarak Mısır ile Türkiye arasında da bir deniz sınırı anlaşması yapmak için çabaladı. Türkiye’nin bütün bu faaliyetleri esasında İsrail’in Akdeniz’deki planlarını boşa çıkarmak içindir.
Türkiye ve Mısır arasındaki yakınlaşma diplomatik ve istihbarati görüşmeler şeklinde devam etti. Fakat istenilen kıvama bir türlü ulaşamadı. Çünkü Sisi hükümeti Türkiye’nin önüne oldukça ağır şartlar koydu. Bu şartlar; Türkiye’nin Libya’dan, Irak’tan ve Suriye’nin kuzeyinden çekilmesi, Türkiye’deki Mısırlı muhaliflerin ülkeden ihraç edilmesi, muhaliflerin televizyon kanallarının kapatılması gibi yerine getirilmesi neredeyse imkânsız şartlardı.
Hertzog’un Türkiye Ziyaretinin Arka Planı
Mısır- Türkiye ilişkileri her şeye rağmen eski dönemlere nazaran daha iyi bir noktaya gelmişti. Üstelik Türkiye, Doğu Akdeniz’de gerek Yunanistan’a gerekse Fransa’ya karşı oldukça sert ve kararlı bir duruş ortaya koymuştu. Gelinen noktada Türk hükümeti Doğu Akdeniz’de yaşanan krizin çözümünde İsrail ile yakınlaşmanın daha etkili olacağı kanaatine vardı. Bu vesileyle Şubat 2022’de, yeni bir yakınlaşma ve normalleşme ortamı oluşturmak amacıyla Türk hükümeti İsrail’e gizli bir heyet gönderdi. Bu ziyaret Mart 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog’un Türkiye’ye düzenleyeceği ziyaretin önünü açtı ve Hertzog ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir görüşme yaşandı. Bu görüşmede iki ülke arasında enerji ve savunma alanında yakınlaşmanın sağlanması, ticari faaliyetlerin arttırılması ve Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın en kısa zamanda durdurulması gibi konular ele alındı. Ayrıca İsrail gazının Avrupa'ya Türkiye üzerinden aktarılması konusunda fikir birliğine varılmasının önemine değinildi. Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanı’nın İsrail’e bir ziyaret düzenlemesinin faydalı olacağı noktasında görüş birliği oluşturuldu.
Tüm bu gelişmelerin yanında bir hususa değinmekte fayda görüyoruz. İsrail devleti herhangi bir komşu ya da bölge ülkesiyle yakınlaşmak istediği zaman kendi şartlarına hizmet edecek şekilde süreci yönetmeye çalışır. Bu şartlar, İsrail konusunda ciddi araştırmaları olan Salih El- Naami’nin teyit ettiği gibi Türkiye aleyhine olabilir. İsrail devleti ortaya koyduğu şartlar sonraki süreçte Türkiye’nin zararına olacak şekilde şantaj malzemesi haline getirebilir. Nitekim yakın tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.İsrail, Türkiye'de ikamet eden direniş örgütlerinin liderlerinin sınır dışı edilmesini istiyor. Bunların başında ise HAMAS, Filistin İslami Cihat Örgütü ve İstanbul'da ikamet eden diğer örgüt liderleri geliyor.
İsrail, Türkiye ve Mısır gibi güçlü devletlerden İran'ın insansız hava araçları ile yapacağı herhangi bir saldırıya karşı güvenlik teminatı istiyor. Türkiye ise 2018'den beri yaşadığı ekonomik krizi aşmak için bölgesinde barış ve istikrarı sağlamak, tüm bölge ülkeleriyle ticari ilişkileri artırmak için çabalıyor. Türk hükümeti İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri ile uzlaşmayı ve yakınlaşmayı bu nedenle kabul etti diyebiliriz.
Önümüzdeki günler -Ukrayna krizi sürecinde- Türkiye ve İsrail için zorlu bir süreç olacak. İki tarafın da güvenlik ve ekonomi konusunda ciddi beklentileri var. İki ülke arasında yaşanan bu yakınlaşma; ekonomi, enerji, savunma ve deniz sınırı anlaşması gibi alanlarda yaşanan sorunlara çözüm mü olacak yoksa İsrail, kendi şartlarında direterek Türkiye'yi şantaj etmeye devam mı edecek? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Henüz yorum yapılmamış.