Sosyal Medya

İSLAM

Sefa Geldin ey Mübarek Ramazan

Peygamber Efendimiz bu manayı ihtiva eden hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı, Ramazan diye isimlendirildi çünkü o günahları yakar (yok eder)

ÖMER ARİF

Ramazan-ı Şerif; bereketin sağnak sağnak yağdığı, füyuzât-ı İlâhiyye’nin âfâkı ve enfüsü kapladığı, sevapların kat kat katlandığı, kalplerin rahatladığı, Rabbimizin kullarının birbirleriyle hayırda yarıştığına nazar edip razı olduğu, meleklerine, kullarını gösterip onlarla öğündüğü mübarek bir aydır.
 
 On iki ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’i hasretle beklemenin sırrı, RAMAZAN lafzının mânâsında gizlidir. “Ramazan, lügat olarak yakıp yok eden” demektir. Peygamber Efendimiz bu manayı ihtiva eden hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı, Ramazan diye isimlendirildi çünkü o günahları yakar (yok eder).” (Camiu’s-Sağir, 2596). O günah ki dilde ağırlık, kabirde karanlık, sıratta boyunda yük, mahşerde rezillik, mizanda sefillik, huzuru İlâhiyye’de divana durulduğunda kula darlıktır.Kurtuluş yılın tamamına kıvamını verecek olan Ramazan-ı ihya etmektir.

Cennet rükünlerinden olan Uhud, şehitleriyle Ramazana bir başka hazırlanır.
Cennet kapılarını açıp cehennem kapılarını kapatacak ve şeytanları zincirlere vurmakla görevli melekler Ramazanın gelişine tarif edilmez bir mana ile bakar.

Ramazan umrecileri ayların sultanında farklı bir neşeyle lebbeyk sedalarını terennüm edebilmenin heyacanına kapılır.
Kuran bülbüllerini Ramazan hatimleri heyecanı kuşatır.Teravih için mescidlere koşan abidler müezzin efendinin salat-i teravihe niyyet..tabirini özlemle bekler.
Alemlerin Rabbinin meleklerine övündüğü Arafat Meydanında el kaldırıp dua edecek müminler, kendilerine melekleri şahit tutmak için Ramazan-ı Şerifi özlemle gözlerler.
 
Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’nin görevli melekleri Allah’ı zikreden kullarına dua ve istiğfar etmenin ve onlar için af dilemenin zevkini tekrar bir kez daha yaşamak için bu geceyi hasretle beklerler.
Gözünü göğe diken günahkar kullar cehennemden azatlı kullar defterine yazılmaları tazarru ve niyazıyla “Gel 11 ayın sultanı.” derler.

Ramazan müjdecisi melekler, Rabbimizin “Şahit olun ey meleklerim! Ben onları bağışladım.” kelamını duymayı ne kadar da çok isterler. Mescidlerde itikafı fırsat bilen zahidler Ramazan’da iki hac iki umre sevabı kazanabilmenin hesabıyla Ramazan itikafını özlerler. Kuranla fethedilen Rasulullah’a komşu Medine halkı müstesna gönüllerinin tekrar Ramazan-ı Şerifle coşması için Hoş geldin ya Ramazan hazırlığı yaparlar.

Allah için vermeyi sevenler bu mübarek ayda verebilmenin yarışı için hilali şevkle gözlerler.
Hacerül Esved’i Ramazan-ı Şerif’te doya doya öpsem, onu huzurullahta kendime şahit tutsam diyen Sudanlı aşıklar Lebbeyk diyerek harem yoluna düşerler. Cennetten bir kıymetli hediye Hacerül Esved’i görsem benim için ruknü yemaniyyi şefaatçi kılsam diyen Yemenli hikmet ehli kullar Ramazan’ı bir başka özler.

Alemler sultanına kabri saadet huzurunda bir Cuma vakti çokca salat ve selamla ömre bedel bir Cuma geçirsem hevesinde nice münip kullar hilale bir başka bakarlar. Bembeyaz ihramı içerisinde mikat mahalline varıp telbiye ile ruhunu arındırma hayaliyle geceler rüyalarında umrelere giden âşıklar bu kutlu misafiri sabırsızlıkla bekler.
Seni yazan şairler şiirlerini Ramazan namesi olarak mırıldanmak için seni bekler Ey kutlu misafir:

“On bir aylık yoldan geldin
Müminlere misafir oldun
Sefa geldin bize geldin
Ey Mübarek Ramazan
Çalışan kimseler kazanır
Müminler oruca özenir
Oruç sevmeyenler dert kazanır
Sefa Geldin ey Mübarek Ramazan
Evvelin rahmet, evsatın mağfiret
Ahirin cehennemden azat ettirmek
Buyurmuş Hazret-i Muhammed
Sefa Geldin ey Mübarek Ramazan”

Seccadesi üzerinde gözyaşı döken huşu sahibi kullar “Allah’ım imanı kalbime yapıştır.” duasını rukni yemani karşısında Hz. Adem gibi Rabbine yalvarmak için Ramazan-ı Şerif’i özler. Günah kirleriyle acımış gönüller, Rasulullah huzurunda “Ya Resulallah nice acımış gönülleri baldan daha tatlı kılan nefhayi muhammediyeyi rabbimiz katında şefaatçi kılıyoruz.” diyerek gönüllerini tatlandırmak için Ramazan’ı özlemle anar.
Elinde misvak ,sofrasında hurma, zemzem müezzinin Allahu ekber çağrısını özleyen kulaklar asla unutamadığı ezan sesini Ramazanda bir kez daha duymak ister.

Tavaf alanında dilinde tesbihlerle tavaf eden kullar ,beytül mamurda tavaf eden meleklere Ramazan ikliminde eşlik edebilmek için gel ya ramazan diyerek tavaf alanında adım atarlar.

Safa ile Merve arasında akan insan seli, Ramazan’da şevkle çağlayıp akmak için nerde kaldın ya ramazan özlemiyle yanıp tutuşurlar.
Hz. İsmail’in hatırası zemzemi elinde Ramazan iftarı bekleyen halis gönül sahibi müminler, rahmet ayını merhameti ilahiyeye nail olmak için sabırsızlıkla seni gözler Ey Ramazan.

Rasulullah minberi üzerindeki hatip ilk Ramazan Cuma hutbesi heyecanına şimdiden gark olup hoş geldin ya ramazan diyebilmenin arefesinde hamd ve şükreder. Mescidi Aksa, mahzuniyetle hürriyetine kavuşmuş bir şekilde Ramazan sevdalılarına mihmandarlık yapmak ister.Selahattin Eyyubi gözler.Hürriyetini özler.

Semadaki beytul mamurda her an tavaf eden 70 bin melek, Ramazan ayı bereketinden nasipdar olmak ister.
Ezan sesi, tekbir sesi, telbiye sesi Ramazanda gök kubbeyi doldurmak için seni bekler ey ramazan.
Allah (cc) Rasûlü (sav), Ashabını Ramazan-ı Şerif geldiği zaman şu sözlerle tebrik ederdi: “Size Ramazan ayı geldi. O mübarek bir aydır. Allah o ayda orucu farz kıldı. Cennetin kapıları açıldı, cehennem kapıları kapandı, şeytan zincire vuruldu. Onda öyle bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Kim o ayın hayrından mahrum kalırsa bütün hayırlardan mahrum olur.” Ebû Hureyre (ra) rivayetiyle Müsned ve Nesei’de zikredilen bu Hadis-i Şerif’i âlimlerin bir kısmı; Ramazan-ı Şerif ve bayramları tebrik için delil kabul etmişlerdir.

Allah’ım! Bizi bu kıymetli ayda hakkıyla istifade edenlerden kıl, mahrum olanlardan eyleme. “Eğer insanlar Ramazan ayının kıymetini bilselerdi senenin tamamının Ramazan olmasını isterlerdi.” Bu Hadis-i Şerif üzerinde yoğunlaşan zâhidler, “Biz nasıl olur da senenin tamamına Ramazan’ın faziletini ve mânevî havasını yayabiliriz?” diye düşünmüşler ve şöyle bir yol tutmuşlardır: Ramazan-ı Şerif’e altı ay kala Ramazan’a kalben ve rûhen hazırlanmaya başlamışlardır. Ramazan-ı Şerif bitince de beş ay acaba Ramazan’ın hakkını verebildik mi diye kendilerini hesaba çekmişlerdir. On iki ay devamlı gündemlerinde Ramazan ayının neşesini canlı tutmuşlardır.

Ramazan-ı Şerif; bereketin sağnak sağnak yağdığı, füyuzât-ı İlâhiyye’nin âfâkı ve enfüsü kapladığı, sevapların kat kat katlandığı, kalplerin rahatladığı, Rabbimizin kullarının birbirleriyle hayırda yarıştığına nazar edip razı olduğu, meleklerine, kullarını gösterip onlarla öğündüğü mübarek bir aydır.

Ramazan-ı Şerif, gecesiyle gündüzüyle ihya edilmeli. Rasûl-i Zişan Efendimiz (sav), Ramazan ayı girince ibadetini artırır özellikle son on gününde hanımlarını da geceleri ihya etmeleri için uyandırırlardı.
 
Ramazandan nasibini alamayanlar,Rasulullah diliyle:
Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildigim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!
 
İşte Ramazan ayı geldi. O mübarek bir aydır.
Zaman kıyam vaktidir.
İşte Ramazan ayı geldi.Vakit,şuurlanma zamanıdır.Kullara kulluktan Yaratana kulluğa  geçme vaktidir.
Meşrep nostoljilerinden İslamın istikametine ilhak vaktidir.Ehli sünnet vel cemaat itikadı üzere,islam ahlakıyla ahlaklanma vaktidir.
Şargın ve garbın tağutlarına başkaldırıp islamın nizamını bütün kainata hakim kılma vaktidir.

 İşte Ramazan ayı geldi.Zaman dostu düşmanı bilme vaktidir.Akan müslüman kanını durdurmak için,mazlumların duasını almak için,küresel din düşmanlarını durdurmak için islam birliğini kurma vaktidir.
Toprağın altına imanlı gitmek için gece gündüz iyilikle emir,kötülükten nehiy vaktidir.
 
İşte Ramazan ayı geldi. De ki: "Ey kendilerinin aleyhinde (günahta) haddi aşanlar! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar" Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir. (Zümer,53).İlahi aftan yararlanma vaktidir.
Rasulullah efendimize can-ı gönülden kulak verme vaktidir:.. Ne mutlu başkalarının ayıpları ile meşgul olmayıp kendi ayıpları ile meşgul olan kimseye. Ne mutlu kazancı helal içi ve dışı güzel olan, istikamet üzere yol tutan kimseye. Ne mutlu üzerine gereken vazifeleri eksiltmeksizin Allah için mütevazi biri olarak topladıklarından infak eden, fıkıh ve hikmet ehli kimselere karışan, fakir ve düşkünlere merhamet eden kimseye. Ve ne mutlu malının fazlasını infak eden, sözün fazlasını tutan hayatını sünnetin kuşattığı ve bidate sapmayan kimseye. “
 
İşte geldi RAMAZAN. HOŞ GELDİN RAMAZAN.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.