Sosyal Medya

SİYASET

Nijerya’da Hükümeti Kiliseler mi Ele Geçiriyor?

Daha ilginç olan ise Osinbajo kilise görevini bıraktıktan sonra onun yerine gelen papaz Okechukwu Enelamah birkaç ay sonra ülkenin ticaret bakanı olmuştur. Enelamah’ın yerine gelen papaz Alex Ayoola Okoh da özelleştirme idaresi başkanlığına getirilmiştir.

Musa Adebayo

20. yüzyılın ortasında Afrika’daki sömürgecilik hareketlerinin dinmesine paralel olarak misyonerlerin aracılığıyla Hristiyanlığı kabul eden Afrikalı Hristiyanlar, pentakostalizm adı verilen ideolojiyi benimseyerek kendi kiliselerini ve dini gruplarını kurmaya başladılar. Protestanlığın evanjelik kanadı içinde 20. yüzyılda bir akım olarak ortaya çıkan Pentakostal Hıristiyanlık, kutsalı tamamıyla bireysel deneyimlerde arayan ve ruhsal birliği vurgulayan mistik bir dini hareket olarak ifade edilmektedir. İnsanların başarı, refah ve iyileşmelerinde kutsal ruhun gücüne vurgu yapan pentakostal ideoloji, bağımsızlığını yeni kazanmış ve ilerleyen yıllarda birçok kalkınma sorunu yaşayacak olan Afrika ülkelerinde oldukça rağbet gördü ve hala da görüyor. Kıtanın en büyük ülkesi ve takriben 80 milyonluk Hristiyan nüfusuna sahip olan Nijerya’da Hristiyanların hemen hemen yarısı, yerli mega-kiliselerinden birinin üyesidir. 

Yıllar içerisinde üyelerinden aldığı “kilise vergisi” ve çeşitli hibelerinden ekonomik kazanç sağlayan Nijerya pentakostal kiliseleri, sağlık, bankacılık ve eğitim sektörüne birçok yatırım yapmıştır. Adeta ülkenin en büyük özel üniversiteleri kendilerine aittir. Bu mega-kiliselerin liderleri, kiliseden kazandıkları paralarla özel uçaklar ve lüks hayat yaşadıkları için çok sık eleştirildiler. Ancak bu yapılanmanın siyasetteki yeri, 2015 seçimlerinin öncesinde gündeme gelmeye ve sorgulanmaya başlandı. 2015 seçimlerine doğru Nijerya Hristiyan Topluluğu (CAN) Başkanı Ayo Oritejafor, sarayda çok sık görülen yüzlerden biri oldu. Hatta o sırada bu şahsın özel uçağıyla birtakım mühimmatlar satın almak üzere gönderdiği 4 kişi, Güney Afrika’da 9,3 milyon dolarla yakalandı. Ne yazık ki bu olayın iç yüzü hala aydınlatılamadı.

2015 seçimlerinin en karakteristik özelliklerinden biri de hiç şüphesiz ki dönemin cumhurbaşkanı olan ve tekrar cumhurbaşkanlığı için adaylığını açıklayan Goodluck Johnathan’ın önemli resmi kararları açıklamak için kiliseleri seçmesidir. Bütün bunlardan yola çıkarak ilk başta iki önemli aday PDP’li Johnathan ve APC’li Muhammed Buhari arasındaki yarışın, Hristıyan-Müslüman yarışına dönüşebileceği düşünülmekteydi. Ancak Müslüman olan Buhari’nin seçime girdiği dönemde yardımcılığını yapan Yemi Osinbaio adlı şahıs kendi halinde bir Hristiyan olmaktan ziyade Nijerya’nın en büyük pentakostal kiliselerinden olan RCCG’ın büyük papazlarından biridir. Yemi Osinbajo, 2015 yılında Muhammed Buhari’nin kazanmasında önemli bir koz olarak kullanılmıştı. Daha önce de Buhari başka bir papazla seçime girmişti.

Gelelim 2022’ye…

Yemi Osinbajo’nun 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayını açıklamasıyla birlikte, 2015 yılından beri hükümette Hristiyanlık ve RCCG kilisesi adına birçok faaliyet sürdürdüğü ortaya çıkmaya başladı. Daha ziyadesi ise RCCG’nın devleti ele geçirme teorisi tartışma konusu olmaya başladı. Pekâlâ RCCG kilisesi nedir ve cumhurbaşkanı yardımcısı Yemi Osinbajo tam olarak neyi temsil ediyor?

RCCG Nedir?

Açılımı Redeemed Christian Church of God (Tanrı'nın Kurtarılmış Hıristiyan Kilisesi) olan RCCG 1952 yılında, Rahip Josiah Olufemi Akindayomi tarafından kuruldu. Rahip Akindayomi’nin 1980 yılındaki ölümünden beri Rahip Enoch Adejare Adeboye kilisenin genel başkanlığını sürdürüyor. Adeboye, kiliseyi o zamandaki küçük çapından çok daha ileri boyutlara taşıyarak mega bir cemaat haline getirmeyi başardı. Bazı iddialara göre Adeoye’nin hedefi, kiliseyi Nijerya’nın her sokağında şubesi ve her bir ailesinde üyesi bulunan bir yapı haline getirmektir. Bunu bir metafor olarak düşünürsek hedef ciddi anlamda başarılmış durumdadır. Zira RCCG’nin Nijerya’daki üye sayısı 5 milyonu aşmış durumdadır ve ülke genelinde 14.000 civarında şubesi bulunmaktadır. Bununla birlikte dünyanın 100’den fazla ülkesinde yüzlerce şubesi de bulunmaktadır. Bütün bu şubeler, 2500 hektar genişliğinde bir araziye ve 3 milyon kişilik bir kampa sahip olan genel merkezden idare edilmektedir.

2015 Genel Seçimi ve Yemi Osinanjo’nun Ortaya Çıkışı

2015 genel seçiminden önce din unsuru, Nijerya seçimlerinde çok önemli bir rol oynamaktaydı. Yalnız 2015 seçimleri birtakım farklılıklar arz etti. O dönemde yaşanan Boko Haram olayları ve medya aracılığıyla İslamcı olarak nitelendirilen Buhari’nin tekrar aday olmaya karar vermesi, adayların din kavramı üzerindeki oldukça ciddi tartışmalar yapmasını mecburi kılmaktaydı. Buhari’nin partisi APC, kendisine yöneltilen birtakım eleştirileri boşa çıkarmak ve toplumda dengeyi sağlamak düşüncesiyle daha önce Lagos eyaletinin adalet bakanlığını yapan, papaz ve üniversite hocası Yemi Osinbanjo’yu cumhurbaşkanı yardımcılığına aday olarak seçti. Seçime gidilen süreçte, Osinbanjo’nun mensup olduğu mega kilisenin etkisi de inkâr edilmeyecek kadar büyüktü. Hatta “gösteriş olsun” diye Buhari’nin de seçim öncesinde kilisenin programlarına katılmışlığı da vardır.

Osinbajo, RCCG ve Devlet Kurumlarının Ele Geçirilmesi

Osinbajo’nun 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olacağını belirtmesiyle birlikte, ona ait olduğu iddia edilen bazı eski dosyalar ifşa edilmeye başlandı. Kamuoyunda patronundan daha fazla takdir alan Osinbajo’nun aslında milleti nasıl uyuttuğu ortaya çıkmaya başladı. Söz konusu iddialar, başta Farooq Adamu Kperogi ile bazı Müslüman şahıs ve gruplar tarafından ortaya atılmaktadır.
Saraya taşınmadan önce Osinbajo, RCCG kilisenin şubesi olan Olive Tree Parish’ı yönetiyordu. Bu şube, Afrika'nın en zengin adamlarından bazılarının yaşadığı Banana Island kenarında yer almaktadır. Lagos'taki en zengin Hıristiyanlardan bazıları da bu kiliseye gitmektedir ve Buhari’nin kendisine yardımcı olarak Osinbajo’yu seçmesinde çok kritik rol oynamışlardır. Rahip Osinbajo cumhurbaşkanı yardımcısı olduktan sonra, onun idare ettiği kilisenin aslında devlete yerleştirilecek adamları yetiştirdiğine yönelik birçok iddia ortaya atıldı ve bu iddialar kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışıldı.
Bu iddialar gerçekten de yabana atılacak iddialar değildir. Çünkü hükümette söz sahibi olan kişilerin büyük bir çoğunluğu bu kilisenin üyeleridir.

Daha ilginç olan ise Osinbajo kilise görevini bıraktıktan sonra onun yerine gelen papaz Okechukwu Enelamah birkaç ay sonra ülkenin ticaret bakanı olmuştur. Enelamah’ın yerine gelen papaz Alex Ayoola Okoh da özelleştirme idaresi başkanlığına getirilmiştir. Bir başka ilginç olay ise daha önce aynı kilisenin papazlığını yapan Olukayode Pitan da Nijerya Sınai Kalkınma Bankası (BOI) başına getirilmiştir. Bunların yanında Osinbajo, hükümetteki birçok önemli pozisyona RCCG papazlarının atanmasını sağlamıştır. Bu atanan kişiler ise başına geçtikleri kurumların neredeyse tüm çalışanlarını RCCG üyeleriyle doldurmaktadırlar.
Osinbajo’nun hükümette sürdüğü kilise taraftarlığının aslında kendi şahsının da ötesinde bir durum olduğu kamuoyuna sızdırılan bir bildirilerden açıkça anlaşılmaktadır. Bildirilerde RCCG yöneticileri, siyasete girecek üyelere destek sağlamak üzere kilisenin her şubesinde bir siyasi departmanın kurulmasını istemiştir. Kamuoyunda bu faaliyetlerin Osınbajo’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına destek sağlamak için yapıldığı düşünülmektedir. Fakat asıl amaç RCCG’yi hükümetin her kısmına yerleşmektir.

Sonuç

Nijerya'daki son olaylar açıkça göstermektedir ki hükümet gücü bir Hıristiyan kilisesi tarafından kasıtlı olarak ele geçirilmeye çalışılmaktadır. Genel halk bu noktada çok dikkatli olmalıdır. Bu unsurların çoğu hükümete değil, onları mevcut konumlarına yerleştiren güce sadıktır. Yani kilisenin başındakilere! Türkiye'de FETÖ örneğinde olduğu gibi, bireyler din kisvesi altında bazı pozisyonları elde etmişler devlet kurumlarının kontrolünü ele geçirmişlerdir. Bu tür durumlar, özellikle düşünce özgürlüğü ve dini uygulamalar söz konusu olduğunda ülkenin ilerlemesine ve birliğine tartışmasız biçimde zarar vermektedir. Söz gelimi Müslümanların halen önemli bir siyasi güce sahip oldukları Nijerya'nın güneybatısında yaşayan Müslümanlar, dinleri nedeniyle zulüm görmeye devam ediyorlar. Hristiyanlar ve liberal Müslüman liderler, Müslüman kadınların bazı enstitüler ve iş yerlerinde başörtüsü kullanma hakkına sürekli olarak karşı çıkıyorlar. Namaz kılmaya birçok kamu hizmeti veren kurumların patronları tarafından sıcak bakılmamaktadır.

Bu yüzden Müslümanlar, din ile hiç bağlantısı olmayan yozlaşmış liderleri tekrar tekrar desteklemek yerine, kendilerini temsil edebilecek güçlü liderler yetiştirmeye gayret etmek zorundadır. RCCG'yi veya Hristiyan hareketlerini kınamak kolaydır. Fakat bu kurumların ve hareketlerin Müslüman bakış açısına göre alternatiflerini üretemediğimiz sürece yapılan eleştirilerin ve kınamaların hiçbir anlamı olmayacaktır. Dolayısıyla en etkili çözüm iyi ve doğru alternatifler üretmektir. Bu nedenle, çok dinli bir toplumda İslam’ın izzetine uygun, Müslümanları gururlandırabilecek, yetenekli ve saygın liderler yetiştirmenin zamanı çoktan gelmiştir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.