Sosyal Medya

SİYASET

Mali ve Fransa Arasında Yaşanan Ayrılık

Mali ile Fransa arasındaki güvenlik anlaşmasının feshi, Fransa'nın Afrika'daki dış politikasının başarısızlığını gösteriyor. Dünya düzeni değişiyor ve Afrika yeni dünya düzeninde kesinlikle büyük bir rol oynayacaktır.

Boubacar Amadou Cisse
 
Mali Cumhuriyeti ile Fransa arasındaki askeri anlaşmanın feshinin ilan edilmesi, dünyada zaten en yüksek derecede yaşanan güvensizlik ortamından rahatsız olan birçok insanı ciddi anlamda şaşırttı. Bununla birlikte, eski Batı Afrika İmparatorluğu ile sömürgecisi arasındaki gelişmeleri yakından takip edenler için, anlaşmanın bu şekilde feshedilmesi sürpriz olmayacaktır.
 
İlişkilerin Tarihsel Arka Planı
 
Mali, yaklaşık on yıldır iç isyanlarla ve terörizmle mücadele ediyor. Mali’nin 1960'ta bağımsızlığını ilan etti. O günden beri ülkenin kuzey kesimindeki Tuareg ayrılıkçı hareketi ülkenin birçok alanda istikrarsızlıklarla karşı karşıya kalmasına neden oldu. Merkezi hükümetin barış anlaşmasına yönelik tüm çabaları, göçebe kabilelerin isyancı hareketleri karşısında başarısız oldu.  2012'de isyancılar bazı İslamcı terörist gruplarla güçlerini birleştirdiğinde durum daha da vahim bir noktaya geldi. Mali'nin kuzey bölgelerindeki büyük şehirler- özellikle Kidal, Timbuktu ve Gao- hızla bu grupların eline geçti. Şu anda merkezde yaşayanlar ve hatta güneydeki insanlar dahi ciddi tehdit altındadır. O dönemin geçici başkanı Profesör Dioncounda Traoré, yaşanan bu olaylardan sonra Fransa'dan askeri yardım istedi. Çok sayıda kaynak ve belge eski Mali cumhurbaşkanının isyancı-terörist grupların ilerlemesini durdurmak için sadece hava ve istihbarat desteği aradığını kanıtladı.  Paris yönetimi ise Mali’nin bu taleplerine karşılık birçok özel istekte bulundu ve çeşitli değişiklikleri şart koşarak Mali hükümetinin isteklerini reddetti.
 
Mali ve Fransa Arasında Yapılan Sözleşme
 
Mali ile Fransa arasındaki anlaşma üç ana alt anlaşmayı kapsıyor. 1. Serval Operasyonu (2012), 2. Barkhane Operasyonu (2014) ve 3. Takuba Kuvvetleri Operasyonu (2020). Bu üçüncüsü Fransa liderliğindeki Avrupa kuvvetlerinin ortak bir operasyonudur. Anlaşma, Mali ordusunun terörist grupları durdurmasına ve toprak bütünlüğünü sağlamasına yardımcı olmak için Fransız birliklerinin desteğini özetledi. Bu durum resmî belgede iyi bir şekilde açıklığa kavuşturulmuştur. Fransa'nın çağrısını takiben, BM barışın korunması için Fransızları desteklemeye geldi. Sonuç olarak, Mali, 4.000'den fazla Fransız ile yaklaşık 25.000 askerin varlığına tanık oldu. Ne yazık ki 9 yıl sonra, sadece merkezi bölgeler tamamen istikrarsızlaştırılmakla kalmadı, aynı zamanda güvensizlik ortamı merkezi bölgelere ve güneyin bazı bölgelerine de yayıldı. O halde Fransa'nın Mali'ye müdahalesinin beklenen sonuçları vermediği açıktır diyebiliriz.
 
İlişkilerde Yanlış olan Neydi

Fransız birliklerinin gelişiyle birlikte terörist saldırılar daha yaygın ve ölümcül hale geldi. Köyler yakılıyor ve binlerce insan güneye ve komşu ülkelere göç ediyordu. İsyancıların da "bağımsızlık" iddiasında bulunmasıyla dış müdahalenin tam bir başarısızlıkla sonuçlandığı kanıtlandı. Tarih bize Malililerin eski sömürgecileriyle iş birliği yapma konusunda her zaman hassas ve isteksiz olduklarını hatırlatmaktadır. Fransa'nın 1961'den beri Mali'de bir askeri üssü yoktu (o zamanki cumhurbaşkanı geri çekilmelerini istediğinde) ve bölge, 1890'lardan 1920'lere kadar işgalci birliklere karşı şiddetli devrimler sayesinde Fransa tarafından işgal edilmesi en zor bölgelerden biriydi. Buna ek olarak, eski sömürgeci, bir zamanlar doğal kaynaklar için bir cennet olan bu Afrika ülkesinin doğal kaynaklarını yasadışı olarak çıkarmakla suçlanıyor. Gerçekten de Mali büyük bir altın üreticisidir ve ham petrol, uranyum, doğal gaz noktasında yüksek bir potansiyele sahiptir.
 
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Temmuz 2021'de, Mali'de algılanan anti-Fransız duygular nedeniyle birliklerini geri çekmeye karar vermesiyle durum daha da kötüleşti. Bu tek taraflı karar birçok kişi tarafından bir hata olarak kabul edildi ve özellikle diplomatik bir karar değildi. Bu durum ayrılığa yol açan hızlı olayların sadece başlangıcıydı. Kısa bir süre sonra Mali Başbakanı Dr.  Choguel, BM Genel Kurulu'nda Fransa'nın kararını kınadı.  Mali hükümeti, Paris'in Bamako'nun otoritesini defalarca yasadışı ve gayrimeşru olarak nitelendirdiği misilleme olarak Fransa'nın Mali'deki büyükelçisi olarak bir persona non grata ilan etti. Daha sonra, Malili yetkililer Fransa'dan birliklerini derhal geri çekmesini istedi.
 
Yaşananlar Neye Yol Açtı

Zaten kırılgan olan ilişkinin bozulması, iki devlet arasındaki anlaşmanın Mayıs 2022'de feshedilmesiyle sonuçlandı. Bugüne kadar, Fransa hala tüm birliklerini Mali topraklarından çekmedi. Mali hükümeti, hava sahasının Fransızlar tarafından ihlal edilmesini defalarca kınadı.

Mali ile Fransa arasındaki ilişkiler son aylarda ciddi şekilde kötüleşti ve dünya genelinde jeopolitik huzursuzluklarla birlikte iki ülkenin bir süre daha barış anlaşmasından uzak kalacağı söylenebilir. Mali hükümeti şimdiden ekonomik ve askeri ortaklarını çeşitlendirmeye başladı. Sonuç olarak, diplomatik anlaşmazlıklar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi küresel siyasi alanın daha üst bir seviyesinde ortaya çıkacaktır.
 
Çıkarılacak Dersler

Birçok Afrikalı aktivist şimdiden Fransa'yı kıtadaki sömürgeci etkisini korumakla suçluyor. Afrika'daki eski Fransız sömürgeleri 20 devletten oluşmaktaydı. Bu küçük Avrupa devleti için önemli bir demografik ve ekonomik etki bölgesidir. Fransa'nın Afrika'daki egemenliğini sürdürmeye çalıştığı ve bunu -şimdiye kadar- CFA frangı (son derece tartışmalı para birimi) aracılığıyla, askeri darbeleri destekleyerek ve birçok ülkede diktatörleri destekleyerek başardığı inkâr edilemez. Afrika'nın önümüzdeki yıllarda genç nüfus bakımından ciddi oranda yüksek bir kapasiteye ulaşması bekleniyor. Bilginin anında ulaşılabilir olduğu ve birçok genç Afrikalının kaliteli bir eğitim aldığı bu modern dünyada, 19. yüzyıl emperyalist yöntemi arkaik hale geliyor ve hatta diğer krizleri tetikleyebiliyor.   Fransa'nın öğrenmesi gereken asıl ders, Afrika'ya şimdiye kadar bakış açısını değiştirmesi gerektiğidir. Bundan sonra Afrika ile daha saygılı ve kazan-kazan ilişkisi istemesi gerekir.
 
Sonuç

Mali ile Fransa arasındaki güvenlik anlaşmasının feshi, Fransa'nın Afrika'daki dış politikasının başarısızlığını gösteriyor. Dünya düzeni değişiyor ve Afrika yeni dünya düzeninde kesinlikle büyük bir rol oynayacaktır. Mali gibi ülkeler geleceklerini tanımlamaya, gitmek istedikleri yola karar vermeye başladılar. Bu adımlar beraberinde birçok riski de getirecektir ve Afrikalılardan fedakârlık isteyecektir. Ancak bu mücadele, tarihlerinde emperyalizmin sömürüsüne uğramış diğer ülkeler için kesinlikle bir ilham kaynağıdır. Bu mücadele başta Afrika ülkeleri -en azından Fransızca konuşanlar- için bir değişimin başlangıcı olabilir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.