SİYASET
PUTİN ve Çarlık Ortodoks Rus İmparatorluğu yeniden inşa etmek
Muhammed ABDULHAMİT
Moskova'da, on yedinci yüzyılın son üçte birinde, yüzyıllar sonra iktidardaki Romanov ailesinin soyundan gelen Beşinci Çar (1672-1725), Mikhail Romanov'un oğlu Çar Alexievich'in (Alex I) oğlu, Rusya'nın en büyük ve en önemli Çarlarından biri olacak olan Peter doğdu, Çarlığın rönesansını inşa eden,hedefini yükselten, Asya ve Avrupa'da coğrafyasını genişleten, yeni başkenti(st. Petersburg)'u inşa eden, küresel arenada etkili güç olarak stratejisini atan,ilk, Osmanlı ve İsveçli'lerden Ruslara, Karadeniz ve Baltık denizlerinde iki çıkış kazandıran,karakterin gücünü,kan dökülmesini,acımasız muameleyi,acımasız zulmü,siyasi zekayı,askeri beceriyi,kentsel,endüstriyel ve askeri hırsları birleştiren bir adam.
Ondan önce, Rusya bir tür ilkellik ve barbarlık içinde idi, Evet, onun dedesi 4. İvan "korkunç"(ö:1488 MS), Moskova ve Kiev arasında dağılmış ve çatışma halinde olan, Rusya'yı hükmeden Moğol Müslümanların mutlak hakimiyeti altında olan Rus Emirlikleri bir araya toplamayı başarabilmişti,Kırım Tatarları hanedanlığı hariç, Rusya'da yaşayan Moğol hanedanların çoğu hükmettiği gibi, ancak, torunu dedesinden daha hırslıydı.
İlk iktidar yıllarında, babasından kardeşi hasta olan 5. İvan(ö:1696) ile hükmetmeye mecbur bırakıldı,ancak, öz kardeşi Sofya iktidarı kardeşine sonra da kendisine olmasını istedi,her şey kendi elinde tutmak istedi,Kremlerindeki Sezaryen korumaların desteği ile, ancak Büyük Peter yardımcıları ve onu destekleyenlerin vasıtasıyla iktidarı ele geçirince -bazı tarihçilere göre- "Moskova'dakileri sadist ve acımasızca katliam" kararı aldı. Will Durant'a göre " Peter, İvan'a benzer ama mizah sahibi idi, modernleşmeye özlüyor ancak Batı'ya gıpta ediyor,incelik ve sanatlarına değil, aksine orduları ve donanımlarına, ve ticareti, sanayisi ve zenginliğine idi.
Medeniyetin bileşenleri olarak bütün gayesi bu erdemlere idi. Doyumsuz merakını da buradan başlıyor, her şey nasıl işlediğini bilmek ister ve sonra nasıl daha iyi çalıştırmanın yollarını arar,geceleri bile bunu ve şunu görmek için oraya buraya koşuşturarak yolculuklarında yardımcılarını yorar.
Bu yüzden, o zaman gelişmiş olan Hollanda, Fransa, Britanya ve İsveç gibi Avrupa ülkelerine ilgi duyduğunu ve taklit ettiğini biliniyordu,hatta ondan faydalanıp ülkesini inşa etmek için her yetenekli Avrupalı'yı kabul ederdi,ve bunun için, Moskova'nın geleneksel ve monotonluğundan uzak bir şekilde Rus İmparatorluğu'nun yeni başkenti inşa etmeye başladı; Yeni başkent, Batı tarzında inşa edilmiş ve Baltık Denizi'ne yakın başkent olan St. Petersburg'du, bazı tarihçilerin dediği gibi, ülke için yeni bir gelecek ve vizyon ifade ediyor:"Peter, Rusya'yı Batılılaştırmaya o kadar hevesliydi ki, Rusya'yı ona çekiyormuşçasına Baltık'a çevirdi ve ardından penceresinden Batı'ya bakmasını emretti. Bu amaç doğrultusunda ve donanmasına bir üs sağlamak ve bir dış ticaret limanı elde etmek için, diğer tüm düşüncelerini feda etti. Liman yılın beş ayı buzla çevrili olacağı doğru ama batıya bakacak ve denize dokunacak. Dinyeper nehri Rusya'yı Bizans ve Volga nehri Asyalı yaptığı gibi, Neva nehri de onu Avrupalı yapacak.
Peter,İsveç Krallığı, Letonya, Finlandiya ve Estonya'nın geniş bölgerini Rusya'nın egemenliğine tabi tutabildi ve St. Petersburg'u inşa etmek ve onu Rus İmparatorluğu'nun başkenti yapmak, Rusya'nın o sırada büyük bir dünya gücü olarak ilan edilmesiydi,MS 1714'te , İsveçli mahkumları St. Petersburg sokaklarında gezdirdikten sonra, Büyük Peter, ordusu ve halkı arasında durdu ve şöyle seslendi:"Ey bütün fetihlerimde bana eşlik eden,bütün işlerimde bana yardım eden şehzadeler,yurdumun ileri gelenleri ve dostlarım,yirmi yıl önce sizin veya atalarınızın hiç aklınıza geldi mi, bu hâle geleceğimizi ve benimle Baltık Denizi'nde savaşmak, ve zafer bayrakları ile yelken açacak, tüm kıyıları ele geçirecek,kalelerinde ve limanlarında Rus bayrakları kaldıracak gemiler inşa etmek, kendi ellerinizle yaptığınız filo ile cesaretinizle onlara karşı savaştınız,düşmanın filosunu darmadağın ettiğinizi söylemeye gerek bile yok.
KESKİN HIRS!
Peter, Novograd ve çevresinde Baltık Denizi'nde Rus egemenliğini edebildiyse ve hatta yeni başkenti St. Petersburg'u inşa etmeyi başardıysa,1696 - 1700 yılları arasında Kuzey Karadeniz'den ayrılan Azak Denizi'ndeki Azak kalesini ele geçirerek Karadeniz'e de ulaşabildi, o zamana kadar Rusların ne Ukrayna'da ne de Karadeniz kıyılarında hiç bir varlığı yoktu. O yıl MS 1700'de Peter dört aylık bir gezi için İngiltere'ye doğru yola çıktı,"Sezar zamanın büyük bir bölümünü tersanelerde teori eğitimi alarak geçirdi, Londra'nın civarlarında,Deptford'da Kraliyet filosu müfettişi Sir Anthony Dean'ın gözetiminde gemi inşasında teorik bir müfredat aldı. ..Biyografisini yazan Boganov'un zikrettiğine göre: İngiltere Kralı 3. William(ö:1702)'ın daveti üzerine, Peter, İngiliz filosunun ana üssü olan Portsmouth'a geldi ve o zamanlar dünyanın en büyük gemileri olan savaş gemilerinin manevralarını izledi.
1709'da, Rusya tarihinin en önemli savaşı, Büyük Peter ve kuvvetleri, bugün Ukrayna'nın kuzey doğusunda bulunan Poltova bölgesinde Kral 12. Charles liderliğindeki İsveç ordusuyla karşılaştığında gerçekleşti. Peter bu savaşta İsveç ordusunu ezmeyi ve kuzeybatı ve kuzey orta Avrupa'da yükselen gücünü ortadan kaldırmayı başardı, ve yenilgi, Charles'ı bir mülteci olarak Osmanlı İmparatorluğu'na kaçmaya zorladı, ve rakibi Büyük Peter, devletinin alanı Kuzeydoğu Ukrayna, Beyaz Rusya ve günümüz Polonya'sının büyük bir bölümünde genişletebildi. Bu stratejik zaferle Peter en önemli düşmanlarını yenmeyi başardı.
Sonraki on beş yıl boyunca, Peter kendi devletinin alanını genişletmeye, filolarını ve savaş endüstrisini güçlendirmeye ve hatta İmparatorluğu komşu ülkelerinin işlerine müdahale ederek onlar sürekli Rus kontrolü altına almaya adadı. Polonya, Ukrayna, Kırım Tatarları, Kuzey Kafkasya hatta daha uzak bölgeler "Romanya", Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan'da olduğu gibi, çoğunlukla -gördüğümüz gibi- o tarihte Osmanlı Devletinin egemenliği altındalar.
BÜYÜK PETER'in VASİYETLERİ VLADIMIR PUTİN'e İLHAM VERİYOR MU?!
Otuz yıldan fazla süren saltanat yıllarında, İmparator Büyük Peter, Rus gücünün çevresindeki dünyada hayatta kalması ve kalıcılığı için siyasi, askeri ve diplomatik strateji inşa etmeyi başardı, kendisinden sonraki haleflerine vasiyetler şeklinde yazdığı stratejidir. Üç asır önce yazılmış olan bu stratejinin - düşünerek ve karşılaştırmalı bir şekilde bakıldığında- şimdiki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kafkasya, Ukrayna, Karadeniz ve diğer savaşlarına tekabül etmesi dikkat çekicidir, Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Büyük Peter'in kişiliğine olan büyük hayranlığını her zaman dile getirmesi de dikkate değerdir. Ve belki de bu nedenlerle, onunla tanışan bazı Amerikan düşünürleri stratejistleri, örneğin Harald Malmgren gibi - Kennedy, Johnson, Nixon ve Ford gibi bir dizi Amerikan başkanının danışmanı - onu Büyük Peter'in kişiliğinin çağdaş bir Rus düzenlemesi olarak gördü.
İmparator Büyük Peter'in(ö: 1725) vasiyetlerinin çoğu, Kafkasya, Kırım, Baltık ve Ukrayna bölgelerini boyun eğdirilmesi, Finlandiya ve İsveç'e yönelik Rus tehdinin sürdürülmesi ve Ortodoks Kilisesi'nin küresel çapta "Üçüncü Roma" olarak ve Hıristiyanların hac ziyareti yeri olarak ona layık bir yere yerleştirilmesi gerekliliği etrafında dönüyor. Ek olarak Rusların askeri diplomasinin benimsemeleri ve Avrupa güçleri arasındaki anlaşmazlıkları kışkırtmak geliyor. Birçok tarihçi bu vasiyetleri aktardı, belki de bunlardan en ünlüsü "Tarih-i Cevdet"in yazarı Ahmet Cevdet Paşa'dır (1822 - 1895).
Peter'in vasiyetlerinin ilk maddesinde, Rus karar vericilerine savaşın gerekliliğine ve sürekliliğine çağırdığını görüyoruz "Askerlerin savaşa ve her zaman savaşmaya alışması ve Rus milletinin teyakkuz halinde olmak için savaş durumuna hazır olması gerekir, mali işleri düzeltmek için askerlere istirahat zamanı bırakmak,saldırı zamanı gelene kadar askeri teşkilatı sürekli tanzim etmek,bu şekilde Rusya, barış ve güvenlik zamanından arzını artırmak ve faydalarının kapsamını genişletmek suretiyle yararlanmalıdır,barışı bir savaş aracı olarak kullanmalıdır.
Büyük Peter'in tavsiyeleri Putin döneminde izlenen stratejiyle karşılaştırırsak, Putin'in buna olan derin inancını fark ederiz. Putin 2000'de iktidara geldiğinden bu yana en az yedi savaşa müdahale etti, ortalama her üç yılda bir savaş, göreceğimiz gibi, 2004'teki Çeçen savaşı,2008'de Güney Osetya savaşı, ardından 2014'te Kırım savaşı, ardından 2015'te Suriye savaşı ve Rusya'nın müdahalesi, ardından 2014 ve 2015'ten bu yana Doğu Ukrayna'nın Donbass'ı ele geçirmesi, ardından 2019'un sonlarında Rusya'nın Libya'ya müdahalesi, daha sonra 2022'deki mevcut Ukrayna savaşı.
Büyük Peter'in tavsiyeleri arasında, Rusya'nın Avrupa kıtasının işlerine karışması ve aralarında huzursuzluk ve bölünmeler yaratması gerekliliği yer almaktadır; Çünkü Avrupa'nın birleşmesi Rus çıkarları için bir tehlikedir, diyor ki: " Avrupa'daki meselelere ve durumlara fırsat buldukça müdahil olmak, bundan doğrudan faydalanmak için özellikle yakınımızdaki Almanya'da yaşananlar başta olmak üzere ihtilaf ve anlaşmazlıklara da müdahale etmek gerekiyor ". Bugün Rusya'nın Almanya'daki etkisini iki gaz boru hattı olan Nord Stream 1, 2'de görüyoruz, bunun yanı sıra, Doğu Almanya'nın Rusya'nın etkisi ve işgali altına girdiği Sovyet döneminden bu yana ideolojik etkisi devam ediyor, Sovyetler Birliği döneminde Putin'in Doğu Almanya'da bir istihbarat subayı olarak oynadığı rol ve Almanca bildiğini de biliyoruz, Avrupa kıtasında ne kadar önemli bir ülke olduğunu da biliyoruz.
Ve eğer Avrupalılar arasında anlaşmazlık yaratmak Rusya'nın çıkarına ise, o zaman -Büyük Peter'in göre- İsveç ve Polonya işlerine müdahale etmek zorunludur, çünkü bunlar Rusya'nın yakın ve doğrudan jeopolitik alanı içindedir. Peter der ki: "Rüşvet, Polonya'da nifak ve yolsuzluk çıkarmak ve iç karışıklıkları karıştırmak, ileri gelenlerine para vererek onları kazanmak ve Hükümet Konseyi'nin kontrolünü ele geçirmek için kullanılmalı. Mümkün olduğu kadar İsveç'in bazı bölgelerini ele geçirilmeli ve ardından geri kalanını ele geçirme fırsatını yakalamaya çalışılmalı. Bu ancak İsveç'i Rusya'ya saldırmaya kışkırtarak yapılabilir.
Belki de Putin'in İsveç ve Finlandiya'ya NATO'ya katılmaya karşı uyarısı, Büyük Peter'in yüzyıllar önce geliştirdiği bu stratejinin gerçekçi bir çevirisidir ve hatta Baltık ve Karadeniz üzerinde Rus kontrolünün zaruriyeti ifade ederek der ki: "Ruslar, günbegün kuzeyde Baltık Denizi ve güney Karadeniz kıyılarında yayılmalı". Rusya, Kırım'ı, Azak Denizi'ni, ve doğu Ukrayna'yı kontrol etmesi, sonra da Ukrayna'yı işgal ederse, Karadeniz üzerinde en büyük ve en güçlü otoriteye sahip olacaktır.
Nitekim Büyük Peter, stratejik bir Rus hedefi olarak İstanbul'un fethine odaklandı ve Büyük Peter, İstanbul'un önemini ve stratejik, coğrafi ve küresel konumunu farkında idi " İstanbul'a hakim olan tüm dünyaya hükmedebilir, bu yüzden Osmanlı İmparatorluğu ile art arda savaşlar yapmak gerekiyor ". Belki de Rusya'nın Kırım ve Ukrayna'yı işgali yoluyla Karadeniz'deki genişlemesi ve ondan önce Suriye'ye müdahalesi, Türkiye'yi kuzeyden ve güneyden kuşatma politikası olarak değerlendirilebilir.
Putin'in dış ilişkilerde Rus Ortodoks Kilisesi'nin rolünü yeniden canlandırdığını ve bu rolden yanlızca çevre dünyadaki Rusya, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'daki Ortodokslar üzerinde Rus etkisini genişletmede değil, aynı zamanda farklı mezheplerden olan Hıristiyanlara misyonerlik faaliyetleri de yürütüyor. Bu stratejinin Büyük Peter tarafından Rus stratejisinin bir parçası haline getirmiş olması dikkat çekicidir ve şöyle demiştir: " Roma mezhebinden olan, Papa'nın ruhani liderliğini inkar eden ve Macaristan ülkelerinde ve Osmanlı Devletinde ( Anadolu, Asya, Afrika, Kafkaslar, Balkanlar vb.) yayılmış olan tüm Hıristiyanları kazanmalıyız, ve onlara Rusya devletini referans almalarını sağlamalı ve her şeyden önce onlar üzerinde bir nevi nüfuz ve manastır yönetimine sahip olabilmemiz için doktriner bir liderlik kurmamız gerekiyor ve bu sayede düşmanlarımızın her birinin koruyuculuğunda kullanabileceğimiz kıskanç arkadaşlar elde etmeye çalışacağız.
Henüz yorum yapılmamış.