Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Ergenlik Problem mi?

Abdulfattah Adewale Popoola 

(Ifeoluwa Siddiq Oyelami tarafından İngilizceden Türkçeye çevirilmiştir)

Ergenlik sözcüğü, gelişim psikolojisinde sık rastlandığımız kavramlardan biridir. Fakat bu kavramın ne kadar gerçekçi olduğu ve insanın gelişim dönemlerinin tasnifi noktasında nereye tekabül ettiği pek sorgulanmamıştır. Erik Erikson gibi ünlü Batılı psikologlar, ergenlik dönemini, kişinin akranlarıyla uyumlu olma noktasında ciddi ilerlemelerin olduğu bir dönem olarak ifade ederler. Fakat kişinin bu dönemde köken ailesinden uzaklaşarak kimlik oluşturma ve bireyleşme sürecine giriş yaptığını da ifade ederler.

Onlara göre; bireyleşme ve akranlarla uyum olmak üzere bu iki fenomen genellikle ergenlikle ilişkili kafa karışıklığına yol açmaktadır. Bu çatışmadan yola çıkan Erikson, “kimlik (rol) karmaşası” teorisini ortaya koymuştur. Bu teoriye göre ergen kişi, kimlik duygusu kazanabilmek için ruhsal çökkünlük ve antisosyal davranışlara yönelmektedir. Dolaysıyla aileye, topluluğa ve dini kural ve normlara karşı çıkarak kendisini ebeveynlerinden bağımsız bir varlık olarak düşünmektedir. Bu bağlamda, ergenler sıklıkla mantıksız kararlar veren, pervasız davranan bencil insanlar olarak görülmektedir. Literatürde ergenler, kural ya da kaide tanımaksızın sadece kendilerini mutlu etmek için hareket eden bireyler olarak tanımlanır. Dolayısıyla birçok ebeveynde bu yaştaki çocukların sorunlu oldukları ve onlarla uğraşmanın zor olduğu algısı gelişmiştir.

Ergenlik, aslında biyolojik bir mesele olmaktan çok bir “sosyal oluşturmacılık” meselesidir. Yani bu gençlerde sorun olarak görülen bazı özellikler, doğal bir durum olarak değildir. Aksine toplumun onlara yüklemiş olduğu birtakım rollerin sonucu olarak ortaya çıkan davranışlar bütünüdür. Mesela Erikson'un kimlik (rol) karmaşası teorisine geri dönersek, gençlerin kim olduklarını ve gelişimsel dönüm noktasında nereye oturduklarını bilmedikleri görülmektedir. Gençler, genellikle çocuk gibi mi yoksa yetişkin gibi mi davranmaları gerektiği konusunda emin değiller. Çünkü baştan özelde aile genelde ise toplum, gençlere böyle bir boşluk oluşturmaktadır. Bu sebeple kimi ergenler duygusal olarak çocuksu ve ebeveynlerine aşırı derecede bağımlıyken, diğer grup hızla bağımsız kalmaya daha isteklidir.

Popüler görüşlere göre ergenler, genellikle olgunlaşmamış olarak tanımlanan, 13 ila 18 yaş aralığındaki çocuklardır. Bu nedenle, dünyanın çoğu ülkesinde insanlar için olgunluk ve sorumluluk yaşı 18’dir ve bu yaşın altındaki herkes çocuk olarak kabul edilmektedir. Ancak yanıt bekleyen soru şudur: Çocuklar için 18’in reşit olma yaşı olması neye göre belirlenmiştir? Ayrıca, ergenlik çağındaki çocukların henüz olgun ve sorumlu olmadıklarını düşünürsek, neden onlardan bir sorumluluk duygusu bekliyoruz ya da onların neden dünyanın nasıl döndüğünü anlamaları gerekiyor?

İslam’a Göre Ergenlik

İslam'a göre insan ya çocuktur ya da yetişkindir (bâliğ), arada başka bir tasnif alanı yoktur. Bu iki kategori arasındaki ayrım hem fizyolojik hem psikolojiktir ve bu da sorumlulukları beraberinde getirir. İslam hukukunda insanın, sorumluluk bakımından genellikle sadece iki büyüme aşamasından geçtiğini görüyoruz: çocukluk dönemi ve olgunluk dönemi.

İslami kaynaklara göre kız çocuğu âdet görmeye başlayınca erkek çocuğu ise ihtilam olunca olgunluğa erişir. Eğer bu şartlar oluşmamışsa -Malikî ve Hanefilerde kişinin 17 veya 18 yaşında olgunluk dönemine girildiği noktasında görüşler olmakla birlikte- on beş yaşında tam olgunluğa eriştiği görüşü kabul edilir. Mesela Peygamberimizin (sav) sünnetine göre 15 yaş, Müslüman bir gencin cihat için orduya katılma yaşıdır. Bu yaşta bireyin zihinsel, ruhsal ve biyolojik gelişimi olgunluk noktasına gelir ve birey “raşid” olarak kabul edilir. Kişinin bu yaşta aile ve toplum içinde birtakım sorumluluklara sahip olması beklenir.

Hz. Ali çocuk yetiştirme aşamaları hakkında şöyle demiştir:

“Hayatlarının ilk yedi yılında onlarla oyun oynayın, sonraki yedi yılda ise onlara öğretin, sonraki yedi yılda (ve sonrası) onlara tavsiyede bulunun.”

Hz. Ali'nin bu öğüdü 15 yaşın çocuklar için olgunluk ölçütü olduğu görüşünü desteklemektedir. Zira bir çocuğun hayatının ilk on dört yılını karakterize eden şey, eğlence ve öğrenmedir. On beş yaşına girince kişi, olgun ve sorumluluk sahibi bir birey olarak tavsiye almaya ve rehberlik edilmeye müsait bir noktaya gelmiş demektir.

İşte bu yaştaki bireye sorumluluk sahibi olduğu hissettirilince kişi büyüdüğünü anlar ve ona göre davranmaya başlar. Sorumluluk hissi verilecek bir kişinin öncelikle iyilik ve kötülük kavramlarını öğrenmesi gerekir

İslam tarihine baktığımızda birçok büyük Müslüman şahsiyetin ilk başarılarını henüz genç ve ergen diyebileceğimiz bir yaşta kaydettiklerini görürüz. Örneğin, Usaamah b. Zaid 17 yaşında Müslüman ordusunu yönetti, Muhammed Fatih 21 yaşında İstanbul’u fethetti, İmam Buhari Sahih-i Buhari'nin derlemesine henüz 16 yaşındayken başladı.

Günümüzde Ergenlerin Durumu

Günümüzde ergen dediğimiz kişiler giderek daha sorumsuz bir hale gelmekteler. Ebeveynlerin onlardan beklentileri giderek azalmaktadır. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise modern ergenlik söylemidir. Ebeveynler çocuklarına rehberlik etmek yerine onları sorumsuz bir hayat tarzına doğru sürüklemektedirler. Bireyler her türlü özgürlüğü hak ettikleri düşüncesiyle sadece haz peşinde savrulup gitmektedir. Fakat sorumluluk noktasında gençlerin birçoğu harekete geçmek istememektedir. Bu yüzden biyolojik olarak olgunlaşan gençler zihinsel ve kişilik olarak çocukluk döneminde saplanıp kalmaktadır. Dolayısıyla 30 yaşını geçen birçok bireyde dahi çocuksu davranışlar gözlemlenebilmektedir.

Sonuç olarak toplum balık çiftliklerinde olduğu gibi kategorize edilerek parçalanmamalıdır. Ebeveynler, ergenlik çağındaki çocuklarını, “ergen” kelimesinin arkasına sığınarak çocukluğa mahkûm etmemek zorundadır. Ergenlik çağına ulaşan bireylere sorumluluk alabilecek yaşa ulaştıkları hissettirilmelidir. Toplum tartışılamaz sınırlarla tasnif edilerek birbirinden ayrılmamalı, her yaş grubundaki birey diğerleri ile doğru iletişim ortamlarında bir araya gelebilmelidir. Çocuklarımız 18 yaşına gelmeden önce ilmi ve hikmeti yok saymayan, problem çözme kabiliyetine sahip bireyler olarak büyümelidirler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.