Sosyal Medya

SİYASET

Nijerya'da Güvenlik Sorunu: Sapık Müslümanlar ve Fesat Hristiyanlar Senaryosu

Ifeoluwa Siddiq Oyelami

Geçen hafta Al Jazeera İngilizce kanalı, Ope Adetayo adlı bir şahıs tarafından yazılan “Vahşi doğada kilise yok: Nijeryalı din adamlarını kaçırma çılgınlığında silahlı gruplar” başlıklı bir yazı yayınladı. Makalede, Nijerya'daki silahlı grupların Hıristiyanları ve özellikle de din adamlarını hedef aldığı öne sürüldü. Böylece sanki Müslümanlar “zayıf” Hristiyanları avlıyormuş gibi bir senaryo çizildi. Makalenin yazarı, iddialarını desteklemek için bazı istatistikler ve anlatımlar sunmuş olsa da bu istatistik ve anlatımlar kendi anlatısına hizmet eden yanıltıcı bilgilerden başka bir şey değildir. Bu da çok üzücü. Çünkü böyle aldatmacalar sorun çözmekten ziyade sorunları daha da karmaşık hale getirir. Söz gelimi, makalenin yazarı, Armed Conflict Location and Event Data Project'ten (ACLED) alıntı yaparak Hristiyanları hedef alan saldırılarda %25 artış olduğunu iddia etmektedir. Kaynağı olan raporda ise, “Hıristiyan karşıtı saldırılardaki artışa rağmen, Hıristiyan toplumu Nijerya'daki siyasi şiddetin baskın hedeflerinden biri değil” ifadesi yer vermektedir.
 
Aslında Hristiyan toplumunun şiddet hedefi olmamasının yanı sıra, Hristiyan hedeflerindeki söz konusu artış, Nijerya'daki genel şiddet artışına kıyasla düşüktür. Çünkü aynı rapora göre sivile karşı şiddetin %29 oranında yükseldiği ifade edilmektedir. Bu da şiddetin dini ya da etnik köken fark etmeksizin ülke genelinde bir artışa sahip olduğunu göstermektedir.

Belki Hristiyan yazar ve gazeteciler, ‘biz mabetlerde saldırılan kişilerden bahsediyoruz” demek isteyebilirler. Her ne kadar Müslümanlar cami saldırılarının istatistiklerini tutmasa da cami saldırılarının hayli yükseldiği aşikardır. Mesela Al Jazeera’nın yazıyı yayınladığı 30 Ağustos ve şu an arasında Zamafara eyaletinde bir camiye saldırıldı ve insanlar kaçırıldı. Bunun yanı sıra sadece bu yıl cami cemaatine veya imamına organize şekilde icra edilen birkaç saldırıdan bahsedilebilir. Yalnız Müslümanlar bunları, ‘saldırganlar bizim zafiyetimizden faydalanıyor’ olarak algılarlar. Diğer yandan Hristiyanların başına aynı şey gelirse Hıristiyanlar, ‘Müslümanlar bizi yok etmeye çalışıyor’ diyerek feryada başlarlar. O yüzden Hıristiyan yazarlar, bu teoriyi pekiştirmek için ‘Saldırıda Hristiyanlar ve diğer siviller öldü’ diye başlıklar atmaktadır. Zaman zaman da halk arasında husumet ve kırgınlık olacağını bildikleri halde Ope Adetayo’nun yaptığı gibi halka yanıltıcı istatistikler servis ederler. Mark Twain’in dediği gibi "Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, kahrolası yalanlar ve istatistikler".

Aslında Al Jazeera’da yayınlanan makalenin kasıtlı olarak istatistiklerle oynamasının yanında zamanlaması da şüphe uyandırıcı. Daha geçen ay, bir Müslüman din adamının Hıristiyan bir asker tarafından kasten öldürüldüğü ortaya çıktı. Bu mesele ise Nijerya'da Müslümanlara karşı işlenen şiddet suçlarının önemsiz görülmesine ilişkin endişeleri artırdı.
Bunları belirttikten sonra, bazı Hıristiyanların sırf inançları nedeniyle hedef alındığını hiçbir şekilde inkâr etmediğimizi ve bu kötü eylemleri hiçbir şekilde onaylamadığımızı belirtmek gerekir. Fakat herkes özellikle sosyoekonomik sorunların doğal bir sonucu olarak artan şiddet suçunun kurbanıyken, Nijeryalı Hıristiyanların sadece kendilerini kurban olarak göstermeleri son derece duyarsız bir bakış açısı.

Nijerya’da Şiddet Suçları

Son zamanlarda, Nijerya’da özellikle adam kaçırma, cinayet ve haydutluk gibi şiddet suçları hayli arttı ve ülkenin neredeyse tüm bölgelerine yayıldı. Bu suçlar, sözde İslamcı gruplar, haydutlar ve ayrılıkçı doğu (Hristiyan çoğunluğu) grupları tarafından işleniyor. Çoğu zaman, Ope Adetayo gibi yazarlar, haydutları ve İslamcı grupların, Müslümanların egemen olduğu bölgelerden geldikleri için İslam'ı temsil ettiklerini öne sürerler. Dolayısıyla bu gruplardan birkaç kelan etmekte fayda var:
Esas olarak ülkenin kuzeybatı kesiminden gelen haydut grupları, halkı (Müslüman nüfusu) yıllarca dehşete düşürdü. Bu gruplar, diğer birçok kuzey eyaleti gibi polis teşkilatından yoksunlar. Bu gruplar, fakir bir Müslüman eyaleti olan Zamfara eyaletinde altın madencilği faaliyetinin başlamasıyla birlikte yaptıkları eşkıyalıklar ile dikkat çekmeye başladılar. Hükümet, 2021 yılının başında eyaletteki şiddet olayları son bulsun diye eyalette her türlü madenciliği yasakladı. O zamandan beri haydut grupları, Boko Haram tarafından popüler hale getirilen (ve oldukça kazançlı bir iş olan) adam kaçırmayı benimsedi. Faaliyetlere başladıkları bölge Müslüman bir bölge olsa da gerçek şu ki, haydutluğun demografik ayrımı yoktur; inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun herkes mağdur olabilir. Peki ya sözde İslamcılar? Boko Haram, Ansaru ve ISWAP.

Sapık Müslümanlar: Terörist Gruplar

Burada konumuz olmasa da, Boko Haram, Ansaru ve ISWAP'ın teolojik çerçevesini ve işleyiş biçimini anlayan herkes bu grupların ne kadar duygusuz ve saçma gruplar olduğunu anlayacaktır. Elbette bu insanların İslam'ı temsil etmediğini ve Nijerya'daki Müslümanların kalplerinde olmadığını burada belirtmeye gerek yok bence. Şüphesiz onların zararları da Müslümanların üzerine maddi ve maddî olarak daha fazla olmuştur. Kuran'dan alıntı yapmak ve bize cihatla nasıl savaştıklarını anlatmak için videoların arkasına saklanmalarına rağmen, bu gruplar tarafından çok fazla Müslüman öldürüldü. Elbette bazı Hristiyanların inançlarından dolayı öldürüldüğü doğrudur. Ama öldürülen Müslümanların çoğu da inançları yüzünden öldürülüyor. Bu bağlamda Boko Haram ve onun uzantılarının kurban listesinde Hıristiyan din adamlarından daha çok Müslüman alim vardır. Söz gelimi, Nijerya Savunma Akademisi'nde güvenlik uzmanı olan Prof. Adam Okene Ahmad, profesörlük sunumunda (Inargural Lecture) sadece 2011-2015 yılları arasında Boko Haram tarafından 200'den fazla İslam aliminin öldürüldüğünü belirtti. Ve tahmin edin, bu onların inançları yüzünden!

Tabi, suçların nasıl sona erdirileceğini tartışmak yerine, kimin daha çok mağdur olduğunu analiz ediyor olmamız üzücüdür. Ancak sanki, herkes mağdur iken bazılarının diğerlerini kötü adamlar olarak sunmaları, işimizi zorlaştırıyor. Sonuçta ülkede şiddet yanlısı aşırı gruplarla mücadele ancak tüm paydaşların işbirliği ile gerçekleşir. Hristiyanların tek taraflı hikayeler uydurup Nijeryalı Müslümanları kötü resmetmesi veya siber zorbalara maruz bırakmasının kimseye bir faydası yok. Bu başlı başına bir şiddet eylemidir. İşler böyle devam ederse, şiddetin nasıl sona erdirileceğinden çok, kimin canının yandığını ve kimin daha çok incindiğini tartışmaya devam edebiliriz.

Fesat Hristiyanlar

Nijerya Hristiyan Derneği CAN ve bazı pentakostal liderleri tarafından temsil edilen Hristiyanlarla ilgili bir başka sorun da bir Müslüman ülkeyi yönetiyor diye hükümeti terör tiyatrosunda müttefik olarak göstermektir. Bu arada bizim yazımızın amacı da birçok şeyi düzene koymakta başarısız olan (geç kalan?) hükümet için bir savunma olarak görülmesin. Fakat teröre ve şiddet suçlarına karşı savaşı kazanacaksak olayları politik malzeme olarak kullanmamamız gerekiyor. Özellikle de söz konusu olaylar, uzun yıllardır devam eden sosyal adaletsizlik ve yapısal şiddetten dolayı kaynaklanıyor ise…Sonuç olarak bu sorunlarının sebebi kimdir? Nijerya Müslümanlar ve Hıristiyanlar değilse sorun nereden kaynaklanmaktadır?

Al Jazeera makalesi örneğinde Nijeryalı Hıristiyan yazarların ve liderlerin Nijerya'daki güvensizliğin sorunuyla nasıl oynamaya çalıştıklarını görüyoruz. Birçoğu, uluslararası arenada Nijerya'daki durumun taraflı bir resmini çıkarmaya çalışırlar. Bu mağdur zihniyeti, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Nijerya'yı dini ihlalciler listesinden çıkarma kararını reddedince CAN tarafından sergilendi. Ne yazık ki bugün, projelerine fon ve yardım akışını sürdürmek ve bazı ülkelerde sığınma güvencesi sağlamak için Batıda sahte ve tek taraflı hikayeler satan Hıristiyan bireylerin ve grupların olduğunu biliyoruz.

Sonuç

Hepimizin görebildiği kadarıyla, Nijerya'da güvenlik sorununda bir artış var. Suçların bir kısmının dini inançlardan kaynaklandığına şüphe yok. Ancak bu konuyu din üzerinden siyasallaştırmak haksızlıktır. Özellikle işlenen suçların çoğu din kaynaklı bile değilken. Geçmişte bunların bir kısmı Müslümanlara atfedilmiş, ancak faillerin Hıristiyan olduğu ortaya çıkarılmıştır. Hristiyanların medyayı güçlü bir şekilde kullanmaları ve mağdur zihniyeti, bu aldatmacayı gün geçtikçe daha da şiddetlendirdi. Evet, suç işlemek için dini kullanan bazı sapık Müslümanlar var ama sahte iddialar ve aldatıcı istatistikler kullanarak dolaylı olarak Müslümanları karalamaya çalışmak ülkenin durumunu iyileştirmez.

Ülkede güvenlik sorunu söz konusudur ve çözülmesi gerekiyorsa çözüm bulunur. Fakat insanlar hedef alınmamalıdır.  Nijerya Hristiyanlarının hayran kaldığı ABD’de mesela aşırı sağcı bir Hristiyan, Hristiyan olmayan bir göçmeni öldürdüğünde (bu da çok oluyor), kimse faillerin dinini tartışıp dindaşlarını hedef almıyor. Hiç kimse Hristiyanları veya beyazları kötü olarak tasvir etme yoluna gitmiyor. Aynı zamanda, şiddet yanlısı çevrecilerin eylemleri nedeniyle hiç kimse liberallere siber zorbalık yapmaz. Pekiyi, neden Nijerya’da daha çok Müslümanlara fazla zarar verdikleri halde bir takım sapık Müslümanlar yüzünden Müslümanlar siber zorbalığı maruz bırakılıyor? İşte cevaplanması gereken asıl soru bu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.