Sosyal Medya

SİYASET

Mali'nin sosyal-siyasal krizinde Mahmud Dicko'nun Rolü (Bölüm 2)

İmam Mahmud Dicko’nun, son yıllarda dini ve ulusal değerleri savunmak suretiyle birtakım siyasi kararlara karışması, ülke politikalarını etkilemesi ve muhalefet partilerinin beceremedikleri bazı siyasi işleri başarabilmesinden dolayı sadece sendikalar, dini ve sosyal gruplar değil siyasi partiler de onun etrafını sardı.

Oumar Tandjigora

Mali Cumhuriyeti, 1960 yılında bayımsızlığını kazandıktan sonra tek partili sisteme göre yönetiliyordu. Ancak 1991 yılında gerçekleşen askeri darbeden sonra yeni bir cumhuriyete (üçüncü cumhuriyet) geçmek üzere demokrasi lehine çok partili  sisteme geçiş yaptı. O günden bu yana birçok siyasi parti tarafından ülke yönetilmektedir. Bu sürelerde partilerin içinde bulunduğu yolsuzluk durumu; ülkenin savunma kapasitesi, eğitim seviyesi ve ekonomik kalkınmasında ciddi bir yetersizliğine yol açtı. Ardından da ülkeyi siyasi krize düşürdü. Dolayısıyla halkın ümitleri artık siyasilerden kesildi ve partilerin itibarı kalmadı.


Diğer yandan İmam Mahmud Dicko’nun, son yıllarda dini ve ulusal değerleri savunmak suretiyle birtakım siyasi kararlara karışması, ülke politikalarını etkilemesi ve  muhalefet partilerinin beceremedikleri bazı siyasi işleri başarabilmesinden dolayı sadece sendikalar, dini ve sosyal gruplar değil siyasi partiler de onun etrafını sardı.


Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keïta’nın (İBK) rejiminin düşürülme sürecine temel hazırlayan M5-RFP platformunun,  baştan soyal kurumlar ve siyasi partilerin ilgisini çekmesinin en önemli sebebi de arkasında İmam Dicko’nun olmasıdır. Zira onlar, Dicko’nun Mali halkı tarafından kazandığı güvenden dolayı onun iktidara karşı büyük kitleleri ayaklandırabileceğini biliyorlardı. 


İmam Dicko siyasetçi olmamasına rağmen kendi kişisel karizmasıyla 1980’lı yıllarından bu yana birçok cumhurbaşkanı ve sosyal kurumlar ile ilişkili olduğunu, Mali’nin siyasi ve sosyal hayatını iyice bildiğini söyleyebiliriz. Bu gerekçeyle M5-RFP platformu onu manevi lider olarak saymaktadır. Dolayısıyla Dicko, M5-RFP platformunun toplantılarının çoğuna katılmasa da aldıkları kararlarda onun etkisi bulunduğunu veya alınan kararların onun görüşleri çerçevesinde oluştuğunu söylemek mümkündür.


M5-RFP platformunun Dicko’nun elinde olduğu birçok olaylarla kanıtlandı.  Sözgelimi 15 Haziran 2020’de kendisi indirilen cumhurbaşkanı İBK, başbakanı Boubou Cissé ve eski cumhurbaşkanı olan General Moussa Traore ile gerçekleşen görüşme veya Batı Afrika ülkeleri örgütü ECOWAS’in temsilcileriyle yaptığı birçok özel görüşmeleri gibi toplantıları M5-RFP adına yaptı. Ayrıca 5 Temmuz’da M5-RFP’ın memorandumunu kendi eliyle  İBK’ya teslim etti. Elbette bu toplantıların en önemli gündemleri Dicko’yu, İBK’yi istifaya çağıran M5-RFP’ten vazgeçirmektir.   Fakat bütün çabalarına karşın onlara “Bir hain olarak ölmektense şehit olarak ölmeyi tercih ederim” sözüyle yanıt verdi.

Binaenaleyh İmam Dicko, protestoların kontrollü bir şekilde yapılmasını sağladı. 19 Haziran’da çatışmaya yol açılmaması için cumhurbaşkanlığı sarayına yönlenen protestocuları durdurdu. Aynı şekilde mallara hasar vermek ve malları yağmalamak gibi  olayları durdurdu ve durumu tamamen protestolarından arındırdı. Dolayısıyla ülkeyi ve canları kurtaran kişi olarak niterendirildi.  Onun bu tutumu, kendisine Ticani tarikatı şeyhi Muhammed Vuld Hemahullah’ın (Bouye Haidara) 2009 yılında destek sağladığı gibi  bu defa da büyük destek kazandırdı.


Askerlerin “halkın mücadelesini tamamlamak” için devreye girmesinden sonra İmam Dicko, “camiye dönüyorum” diye belirttikten sonra bunun artık ülke meselelerine değinmeyeceği anlamına gelmediğini ekledi. Dicko’nun hikayesi buraya kadar mı  yoksa daha dadevam edecek mi? Bunu tarih gösterecek. Ama gerçek şu ki modern Mali’nin tarihinde hiçbir dini lider siyasette böyle büyük rol oynamadı.  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.