Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Elon Musk'tan Sonra Twitter'ı Neler Bekliyor?

Ifeoluwa Siddiq Oyelami*

Dünyanın en zengin adamı Elon Musk, önceki sahipleriyle bir dizi yasal çekişmenin ardından geçen hafta Twitter’i resmen satın aldığını ilan etti. Bir anda gündeme oturan bu alışveriş, yalnızca şirket ve teknoloji dünyasından değil, aynı zamanda siyasi çevrelerden de tepkiler aldı. Anlaşmanın sonucu kuşkusuz bazı çevrelerde sevinç yarattı. Birçok kişi, Elon Musk'ın Twitter’i satın almasını, sosyal medya platformunda daha fazla ifade ve inanç özgürlüğüne yönelik uzun zamandır beklenen bir adım olarak görüyor. Elon Musk da  satın almanın ardından attığı 'kuş artık özgür' tweeti ile bu düşünceyi daha da güçlendirdi. Peki kuş tam olarak gerçekten özgür müdür?

Biri, zengin bir adamın bir mülk satın almasını neden umursadığını merak edebilir. Haklı fakat bu şirketin sahiplerinden ziyade yan ürünü olduğumuzu düşündüğümüz zaman bizi ilgilendirir ve bu satış kesinlikle tartışmaya değer. ‘Mavi ugulama’ Twitter'ın Meta ürünlerinden ve hatta Tiktok'tan daha az kullanıcısı olmasına rağmen, 2006'daki başlangıcından bu yana, dünyanın gerçek karar vericilerini -akademisyenleri, liderleri, ünlüleri ve iş adamlarını- ve büyük bir gençlik ordusunu çekmeyi başardı. Üstelik bu gençler de Twitter fenomenlerinden her zaman fikir almaya hazır. Donald Trump’ın başkanlığı sırasında, önemli siyasi kararlarını ilk olarak Twitter'da açıklamasıyla başlayarak birçok kişinin “twitter bürokrasisi” olarak adlandırdığı olgu da ortaya çıktı. Ne yazık ki, Trump da daha sonra Twitter'ın gücünün kurbanı oldu. Tabi, Trump’ın bu platforma dönüp dönmeyeceği belli olmasa da kesin olan bir şey var: Trump'ın sağcı hayranları, özellikle Elon Musk'ın bazı siyasi fikirlerini paylaştığı düşünüldüğünden, satın alma işleminden memnun.

Güney Afrika doğumlu Amerikalı bir teknoprenör olan Elon Musk, yüzyılın en önemli iş adamlarından biridir. ABD’nin teknoloji endüstrisinin merdivenlerine çıkarak artık özelleştirilmiş uzay hizmetleri ve elektrikli mobilite gibi önemli sektörlerde büyük pay sahibi. Ancak Elon Musk, batı neoliberal medyanın gönlünü kazanamamıştır. Sistem karşıtı fikirleriyle her zaman ilgi odağı olmuştur; popüler aşırı nüfus teorisi, yapay zekâ-insan söylemi ve COVID aşıları gibi konulara hiç önem vermediği gibi son zamanlarda Ukrayna'nın Rusya ile Batı destekli çatışmasını bırakması gerektiğini belirtti. Diğer yandan evli olmadığı birkaç kadından çocuğu olmasıyla düzensiz bir aile hayatı sürüyor. Ancak, özellikle Twitter'daki belirgin mizah anlayışı, onu dünya çapında birçok genç insan için bir ikon haline getirdi. Peki Elon Musk gibi birini Twitter gibi bir platforma yatırım yapmaya ne motive etti?

Elon Musk, anlaşmayı kesinleştirdikten sonra yayınladığı bir tweette platformu neden satın aldığını anlatmak için şöyle konuştu: “Medeniyetin geleceği için çok çeşitli inançların şiddete başvurmadan sağlıklı bir şekilde tartışılabileceği ortak bir dijital şehir meydanına sahip olmanın kritik olduğuna inanıyorum.” Ayrıca Twitter'ın 'herkese açık korkunç bir alan' olamayacağını belirtti. Bunun anlamı neyse... Elon Musk yeni bir özgürlük çağını başlatıyor olsa da, sınırsız bir konuşma ya da gözetimden yoksun bir platform çağını başlatmadığı çok açık. Aslında, şirketin farklı bakış açılarına sahip bireylerden oluşan bir moderatör konseyi oluşturacağına söz verdi. Ama tam olarak farklı bakış açısı nedir? ABD’nin en yaygın iki siyasi ideolojisinden, sağ ve soldan oluşan bir ılımlı ekibe atıfta bulunduğu varsayılabilir. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'ne fayda sağlarken, Elon Musk ve şirketinin uyduğu ABD yasaları tarafından tanınmayan 'popüler olmayan' görüşleri ifade etmeyi seçen hiç kimse için hiçbir fark yaratmaz. Dolayısıyla, LGBT karşıtı olarak kabul edilen aile yanlısı mesajlar, anti-Semitizm olarak yorumlanabilir, Filistin yanlısı mesajlar ve benzerleri ise hoş karşılanmayabilir.

Bu arada, hiçbir şeyin değişmeyeceğini söylemek de aynı derecede yanlıştır. Nitekim bunların bir kısmı medyada çok konuşuldu. Örneğin, daha önce tanınmış kişiler olarak kabul edilen Twitter kullanıcılarına ücretsiz olarak verilen mavi tik artık satın alınmak zorunda kalınabilir. Mavi tikler, daha önceden de kimin “yetkili” bir kaynak olduğu fikrine meydan okudu. Şimdi ise faturalandırıldığında, insanları “etkileme”nin artık bir bedeli olduğu için yatırım duygusu yarattığı anlamına geliyor.

 Elon Musk, tweetlerinden birinde Twitter'ı daha iyi bir reklam platformu haline getirme sözü verdi. Kapitalist bir iş adamından bundan başka bir şey beklenmez zaten! Platformu para kazanmak için satın almadığını iddia etmesine rağmen, gerçek şu ki çok para kazanacak ve bunu yapabilmesinin tek yolu Twitter reklamcılık algoritmalarını güçlendirerek reklamcıları ikna etmektir. Zaten, sosyal medya reklamcılığı, işletmelerin müşterilerinin karar verme sürecini etkilemesine olanak tanır. Maalesef, Twitter’da tüketicilik kültürünün daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. 

Politik olarak, Elon Musk'ın anlaşması, Twitter'ın eski sahibi Jack Dorsey'in yolunu takip edip etmeyeceği konusunda sorular doğurmuş olabilir. Jack, Nijerya'nın #Endsars protestoları örneğinde görüldüğü gibi, pratik olarak twittter’i silaha çevirmek ile kalmadı ve hükümet karşıtı gruplara açık destek verdi. Elon Musk'ın Starlinks internet takımyıldızı, Ukrayna savaşında şimdiden iz bıraktı ve İran ayaklanmalarında da tartışma konusu oldu. Bilinmeyen şey, Elon Musk'ın gelecekte Twitter protestolarını güçlendirmek için Starlinks kurulumunu bazı ülkelere kaçırma riskini alıp almayacağıdır. Bunlar çılgın varsayımlar gibi görünebilir, ancak teknoloji ve politika arasındaki son romantizm endişeleri artırıyor.

 İşin eğlenceli yanı, “Memlerin Kralı” olarak adlandırılan Elon Musk, özellikle “komedilere izin veren” bir Twitter sözü verdiğinden beri, memlerin kullanımını resmi veya gayri resmi olarak popüler hale getirebilir. Memler genellikle zararsızdır, ancak son derece kusurlu oldukları kanıtlanmıştır. Kritik konuları önemsizleştirirler ve dikkatli bir şekilde düşünmeden inançları desteklemek için fırsatlar sunarlar. Sahte haberlerin yayılmasına nasıl yardımcı olduğundan bahsetmiyoruz bile. Bu arada pek çok kişi, Elon Musk’ın Twitter başına gelmesi ile like yanında dislike ın da geleceğine inanıyor. Dislike, kötü görüşleri öne süren kişilerin etkisini düşürmek için faydalı olabilir. Ancak, zaten yaygın olan Cancel kültürü düşünüldüğünde, beğenmeme düğmesinin neler başarabileceği düşünülemez.

Sonuç olarak, Twitter'ı Elon Musk'ın mı yoksa bir başkasının mı yöneteceğinin çok fazla şeyi değiştirmeyeceğini vurgulamakta fayda var. Şirketin en büyük hissedarlarından bazılarının Müslüman olması da önemli değildir. Musk'ın işleri ne kadar sarsmak istediği önemli değildi, pek bir şey yapamayacaktı. Örneğin, bot Twitter hesaplarının yaygınlığı konusundaki tartışmalara rağmen, Elon Musk konuyu tekrar aktif olarak tartışmıyor gibi görünüyor. Böylece Twitter sonunda Twitter olarak kalacak. Platform, kendi medya neslinin tipik bir örneğidir. Bu sitelerin kullanıcıları, yalnızca tüketici olmalarına rağmen içeriklerini evlerinin rahatlığında oluştururken kendilerini 'özgür' hissediyorlar. Ne yazık ki, bu sorun herkesi etkiliyor.


*Zekiye Göç tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.