Sosyal Medya

SİYASET

İran’da İkilem: Din mi Mezhep mi?

Ebu Masum Mücahit

İran’ın Eylül 2022'den sonra başı sürekli dertte. Bunun nedenini İran yönetimi dış güçlerin etkisi olarak yorumlarken içerideki olaylara baktığımız vakit sadece dış güçlerin yönlendirmesinin olmadığını, özellikle iç siyasetteki uygulamaların da yer aldığını görmekteyiz. Özellikle 30 Eylül 2022 tarihinde ülkenin güneydoğusunda Pakistan, Afganistan bölgesindeki Sistan ve Belücistan eyaletindeki olayların tamamen sistem hatalarından kaynaklandığı görülür.

Sistan Belücistan eyaletinin Çobahar şehrinin polis karakoluna cinayet görgü tanığı olarak çağrılan 15 yaşında bir kız çocuğuna polis şefinin karakolda tecavüz iddaları. Bu iddialara yönelik merkezi yönetimin soruşturma açmaması, bunun da halkın tepkisini çekmesi, halkın gösteri yapması üzerine olayların başlaması, olaylar sırasında ülkenin batı tarafındaki gösterilere yumuşak tavır sergileyen yönetimin Belücistan'daki gösterilere çok sert tavır sergilemesi,halkın üzerine keskin nişancılarla ateş açılması  askerin  masumane bir gösteriye gerçek mermi ile müdahalesi insanı düşündürüyor.  Bu olayların hepsi hakikaten bir İslam devletinde değil, bir İslam toplumunda değil, Batı emperyalistlerinin sömürge toplumlarında bile olmaması gereken olaylar. Ama ne yazık ki adı İslam olan bir ülkede İslam adına yapılıyor bunlar. Tecavüz, polis şefi, soruşturma açılmaması, göstericilere gerçek mermi kullanılması, keskin nişancı ve sonuç: İlk gün 27 ölü yüzlerce yaralı. Belüçler cuma günü kan ve gözyaşının dökülmesi üzerine 30 Eylül Cuma gününe "kanlı cuma" demeye başlar. Bölgede diğer cuma günlerinde de gösteriler devam eder. Kasım ayına gelindiği vakit bölgedeki gösteriler sırasında ölü sayısı 100'e yaralı sayısı 1000'lere yaklaşır. Bu İran yönetiminin Belücistan bölgesinde yaptığı yanlışlarının ne ilkidir ne de sonuncusu olacaktır.

 Belücistan İran rejiminin her zaman sert tavırlar sergilediği bir bölge. Neden?  Çünkü Belüçler Sünni, Belüçler Farisi değil, halk fakir, bölgeye yatırımlar fazla yapılmamış, halkın geçiminde yasal olmayan kaçakçılık ve eroin ticareti var. Yani çok yönlü bir sorun yumağı Belücistan olayları. Pakistan- Afganistan sınırı çizilirken Belüçler üçe bölünmüş. Aşiret hayatı yaşayan Belüçler arasındaki kuvvetli bağ nedeniyle devletin kontrolü zorlaşmakta. Bu üç ülke ile hesapları olan Avrupa ülkeleri ne bu ülkelerin yerel anlamda çözüm üretmesine katkı sağlıyor ne de bu halkın devletle bütünleşmesi için çözüm üretmesine halkın devlete yaklaşmasına ortam hazırlıyor. İngilizler sınırları öyle bir çizmiş ki tam bir sosyolojik mühendislik yapmışlar. Üç devleti ve bir toplumu düşman yapmışlar. İstedikleri vakit toplumları karıştırmakta. Ülke yöneticileri kendilerini politika üretiyor zannediyor ama politikayı Batılıların ajanları üretiyor. Hem iktidardalar hem muhalefetteler.

İran devletinin bu yöre halkını ötekileştirmesini Batı eğitim sisteminde yetişmiş veya İran içerisindeki dönmeler (Mecusi, Farisi Yahudiler. Bunlar Müslüman gibi gözüküp Şii taraftarı gibi olup her zaman gemisini hareket ettirenler.) veya bizatihi diğer ülkelerin ajanlarının yönlendirmesiyle uygulanmış bir politika olabilir. Bu bölgenin kalkınması İran'ın kalkınması anlamına gelir. Bu bölge halkının ötekileştirilmesini isteyenler dünyanın haritasını çizen ve dünyayı sömüren emperyalist Batılı ülkelerdir. İran devletinin öncelikle adına İslam devleti diyorsa İslam’ın hükümlerine göre hareket etmesi gerekir. Adı İslam olup İslam’ın en önem verdiği konulardan olan insan olmanın beş özelliğinden biri olan namusun korunmasını bile sağlayamıyor. Devletin en üst yöneticileri bile namus kirletiyor, hakkını arayan, sorunu dillendirmek isteyen insanları da katlediyorsa bunun İslam’la hiçbir alakası olamaz. Değil İslam’ı, insani anlamda bile hiçbir yönü yoktur. Bu uygulamayı yapanlar İran’ı bölmek, İran'ı zor durumda bırakmak isteyen devletlerdir. İran oturup önce devlet nasıl olunur, politika nasıl yapılır, onları bir belirlesin. BM'ye üye olmak zaten iç ve dış anlamda polikasızlıktır. Emperyalizmin dediklerini yapacağım. BM beşli çeteye teslimim demek. Osmanlı devleti 600 sene yaşamış 500 sene adalet dağıtmışsa devlet olduğu içindir. Osmanlının kurucusu Osman Gazi'ye Şeyh Edebali'nin tavsiyesi: ‘’Ey oğul, bundan sonra bölmek bize bütünlemek sanadır. Ey oğul, güçlü kuvvetli, akıllı kelamlısın ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulup gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olmalısın.

Millet, kendi irfanı içinde yaşasın. Ona sırt çevirme, her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de diri tutan da bu irfandır. İşte İran'ı bunlar devlet yapabilir. Yoksa BM, Şangay, Fransa, Yahudi zenginler, bürokraside gizlenmiş Siyonistler değil.

 İran bu olayların bölgedeki radikal grup Ceyşül ADL'in silahlı saldırısından sonra olduğunu ieri sürse de Belücistan eyaletinin baş müftüsü Zahidan Cuma imamı İsmailzahi olayların silahlı gurupla hiçbir bağlantısının olmadığını ifade etti. Olayın tamamen sivil halk gösterisi olduğunu halkın üzerine ateş açılmasının olayları tetiklediğini ifade etti. Şeyh Abdulhamit Zahidan da cuma hutbesinde halkın taleplerine kulak verilmesini, tecavüz olayının mutlaka soruşturulmasını istedi. İran devletinde zaman zaman mezhepsel ve ırksal düşüncenin dışına çıkılmakta bu noktada yapıcı çalışmalar da başlatılmaktadır. Fakat bu çalışmalar sistem içine çöreklenmiş İslam dışı yapıların buna müsaade etmediklerini bu olaylarla daha net görmekteyiz. Çünkü 9-14 Ekim tarihi İran'da Vahdet Haftası olarak uygulanmakta. Ama İran rejiminin içine sızmış özellikle İsfahan Yahudilerinin etkisi buna müsaade etmemekte. Nitekim bu seneki vahdet haftasının kutlama etkinliklerine Sünni alim Abdulhamid İsmail Zahi'nin katılmama nedenini 30 Eylül olayları olarak göstermiş. Bu etkinliğin sadece sözde olduğunu ifade etmiştir.

 Belücistandaki tecavüz olayına İran İçişleri Bakanlığı soruşturma açıldığını ifade etse de halk tedirgin. Çünkü polis gösterilere katılanları tutuklamakta. Tutuklamaların devam etmesi, bu olayların ilk olmaması, daha önce de buna benzer olaylara rejimin çok sert tepki vermesi, olayların dışarıdan takibi olayların bitmeyeceği anlamına gelmekte.  Pakistan’da ve Afganistan'da yaşayan Belüçleri de tedirgin etmiş, bölge kaynayan bir kazan durumuna gelmiştir. Belücistan Sistan bölgesinde İran nüfusunun %5'i yaşarken İran’daki idam olaylarının % 19'u Belücistan'da olmaktadır. Bunun nedenleri elbette halkın fakir olması, kaçakçılığın yapılması, rejimin etnik ve mezhepsel farklı uygulamaları olsa da Belücistanlılardaki milliyetçilik akımlarının etkisi göz ardı edilemez. Bölgedeki yanlış uygulamalar arkasından yanlışları getirmiş.  Belüç milliyetçiliğini ve bölgedeki farklı ülkelerin desteklediği silahlı gurupları çıkarmıştır. Belüç milliyetçileri Belüçlerin Fars ve ari ırkından değil asil bir ırktan olduğunu ifade etmekteler.  Bu da özellikle Suudi ABD ve Pakistan yönetimlerinin özellikle bölgede faaliyet yürütmesini kolaylaştırmaktadır.

ABD Başkanı Biden son olaylar sırasında açıktan İran’ın batısındaki olaylara destek verdiğini açıklamış özellikle İran halkı artık kendi yönetimini 43 yıl ardan sonra kuracaktır, demiştir. Yine İran yönetimi İngiltere’nin olayları desteklediğini ifade etmişti. İran’daki bütün olaylar bize dış güçlerin olayları tırmandırdığını bu olayları tırmandırırken farklı bölgelerde farklı ekiplerin aynı hareket altında birleşebildiğini göstermekte. Aynı zamanda İran'ın farklı bölgelerinde farklı sorunlar çıkıyor. Hepsinin ortak noktası İran’ın yönetiminin yanlış uygulamaları. Hepsi İran’ın üye olduğu BM'nin baş aktörü ABD'nin işine yarıyor.  İnsanların hassas noktaları ile içerideki ajanları tarafından eylemler gerçekleştirilmektedir. Bugünkü tüm olaylarda İran'ın ABD öncülüğündeki küresel emperyalistlerin dediğini yapmaması, ABD'nin yanında değil Fransa ve Çin ile hareket etmesi yatmakta. İran'ın aklını başına alması gerekiyor. Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mısır olaylarında bölgeyi Müslüman halkın aleyhine olacak şekilde, emperyalistlerle beraber hareket etmiş, onlarla mezhepsel ve etnik çatışmanın içinde olmuştur. Kafire ne yaparsan yap onlar asla senden razı olmazlar, deyip Müslümanların çıkarlarını düşünürse ne Belücistan’da ne başka yerde bir problem çıkmaz. Rahmetli Necmettin Erbakan'ın dediği gibi demesi lazım İranlı yöneticilerin: “Tüm dünyayı bir damla Müslümanın kanına değişmem.”

İran Stratejik bir noktada, Belücistan daha stratejik bir noktada yer alıyor.  Özellikle İngiltere -Fransa savaşında Fransa'nın yanında yer alan İran’ın blok değiştirmesi İngiliz ve ABD bloğunu kazançlı çıkaracak. Bunun için İran olayları kazınacak. Belücistan karıştırılacak.  ABD'nin yanında Çin bloğuna karşı olması. Afganistan'da Taliban'a destek verip Çin yönetiminin sıkıştırılması lazım. Onun için İran her yerden kuşatılacak. İki ucu pis bir ilişki. Çin mi ABD mi? Fransa mı, İngiltere mi? İkisi de bizden değil. Biz de onlardan değiliz. Biz Müslümanlar arada. Kim kazanırsa kazansın biz kazanmadıktan sonra kaybedeceğiz. Çünkü batıl ancak ‘’Hakkın gelmesiyle yok olur."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.