Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Eğlence sektörü çocukları nasıl istismar ediyor?

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) çocuk işçiliğini tanımlarken çocuk işçiliğinin çocukların zihinsel, sosyal, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor.

İfeoluwa Siddiq Oyelami

9 Eylül’de Netflix tarafından yayınlanan Cuties (Minnoşlar) adlı film pedofiliyi özendirmesinden dolayı küresel çapta ciddi tepkiler çekti. Bir yandan insanlar filmi şiddetli bir şekilde eleştiriyorken bazı film eleştirmenleri, filmin gerçeği yansıtmayı istediğini öne sürerek “Tasvir, onay demek değildir.” sözüyle ödüllü filme hak vermeye çalışıyorlar. Bu mesnetsiz savunmanın çocuk istismarı yapan ve kız çocuklarını metalaştıran bir filmi temize çıkarmayacağı açıktır.  Oysa bu olay küresel toplum olarak bizim zihnimizde “Sahne sanatlarında çocukların rolü nedir, ne olması gerekiyor?” gibi bir soru uyandırmaktadır.


Birkaç araştırmanın  sonucu,  çocukluğunu sahnede geçiren birçok kişinin müstakbel hayatında çeşitli sorunları yaşadığını ortaya açık bir şekilde koymaktadır. Sözgelimi 2019 yılında İngiltere’nin The Sun gazetesi tarafından “Disney Curses” adıyla yayınlanan bir yazıda eski çocuk sanatçılardan bazılarının hayatlarına değinildi. Yazıda bu çocukların çoğunun madde veya alkol bağımlılığı, hiperseksüalite, intihar, mahkûmiyet gibi problemlerle karşılaştıkları belirtildi. Zaten aralarında çocukluğunu dolu dolu yaşayan biri bulmak da zordu. Bunun yanı sıra birçok çocuk sanatçının ebeveynleri ve ajanlar tarafından finansal istismara uğratıldığı biliniyor.


Eğlence sektöründe birçok çocuğun akıbetine baktığımız zaman neden çocuk sanat işçiliğinin henüz yasaklanmadığı sorusu karşımıza çıkıyor. Buna en çok verilen cevap sanattaki çocuk rolüdür. Peki, durum böyleyken eğlence sektöründeki çocuk rolünü oynayan çocukların oranı kaç? Yoksa sırf eğlendirmek için müzisyen, DJ, dansçı vesaire olarak çalışan çocukların rolü çocuk rolü olarak mı tanımlanmalıdır?


Mesela iki hafta önce Nijerya’daki Premiumtimes gazetesi, 6 yaşındaki Eze Chikamso adlı kız çocuğuyla röportaj yaptı. Bu çocuk para karşılığında partilerde yaptığı DJ işiyle Afrika’nın en genç Dj’sı unvanıyla meşhur.  Halbuki bu yaştaki bir çocuğun birçoğu ahlaksızlık içeren müzikleri oynatmasına izin vermek çocuğunn yeteneğini geliştirmekten uzak olup onu suiistimal etmektir.  Yahut da Amerika’da ilk 2017 yılında haberlere çıkan sözde “drag yıldızı” olan Desmont is Amazing’ın hikayesine bakalım. 11 yaşındayken eşcinsellik yaşam tarzına özendiren annesinin teşvikiyle drag (zenne) yolunu tuttu. Bu çocuk, gey kulübünde yetişkinlerin keyfine göre dans edip LGBT yürüyüşünde ön sıralarda yer alıyor. Daha ilginç olan şey ise “Good Morning America” gibi ABD’nin bazı TV programlarının bu çocuk konuk alarak sahne ışıklarının altına getirilmektedir. Tabi, kanunu ve nizamı olan herhangi bir devlette böyle işlere kalkışılmasının normal olmaması gerekiyor.


Bunların dışında birçok örnek bulunuyor. İlginç tarafı ise hemen hemen her toplumda “yıldızlık” imtihanıyla başa çıkan çocuk ve ergenler bulunmakta iken bu durumun gündeme gelen bir tartışma olmaktan uzak olmasıdır. Son yıllarda dünya çapında gitgide artarak çocuk işçiliği konusu hassasiyet kazanmıştır. Fakat tarlada, sokakta ve birçok mecrada uşaklık yapan çocuklara gözler yönlenirken eğlence sektöründe çalışan binlerce çocuğun kaderi göz ardı ediliyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) çocuk işçiliğini tanımlarken çocuk işçiliğinin çocukların zihinsel, sosyal, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor. Ulusal ve uluslararası kurumlar da duruma aynı çerçevede yaklaşmaya çalışıyor. Oysaki toplumumuz, geliri düşük çocuk işçileri eleştirirken ahlaksız hayat tarzıyla özdeşleşen eğlence sektöründeki yüksek gelirle çalışan çocukları yeterince sorgulamıyor. Halbuki bu sektörde çalışan çocukların psikolojisi, ağır işlerde çalışan çocuklarınken daha fazla derecede olumsuz etkilenmektedir.


Bunların ışığında sağlıklı bir nesil yetiştirmek için eğlence sektöründeki sistematik çocuk istismarı sorgulanmalıdır. Çocuklar, büyürken kendilerine reddedilme duygusu, kıskançlık, hiperseksüalitelik, takıntılı düşünceler ve davranışları aşılayan  bir sektöre maruz bırakılmamalıdır. Bazı kişilerinin menfaat uğruna   çocukların yaşlarından büyük işlere kalkışmalarına son verilmelidir. Çocukların naifliği üzerinde oynayarak onları yanlış yollara yönlendirebilen, onların geleceğini yok edebilen bir sisteme kurban olmamaları için toplum olarak konuyu yeniden düşünmek gerekiyor. Yetkilerin de çocukları metalaştıran bu işlere karşı gerekeni yapması umuduyla hoşça kalın!

1 Yorum

  1. Atilla

    Eylül 26, 2020 Cumartesi 21:47

    Çok yerinde bir eleştiri. Elinize sağlık.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.