Sosyal Medya

TARİH

Afrikalı Bir Mücahid: Ahmadu Bello

Ifeoluwa Siddiq Oyelami**

İngilizler, 1903’te bugünkü Kuzey Nijerya’ya tekabül eden Sokoto Devleti’nin topraklarını işgal etmişlerdir. Daha sonra, bu toprakları önceden işgal ettikleri güney bölgeye bağlamışlar ve Afrika’nın en kalabalık ülkesi olacak olan Nijerya adlı bir ülke kurmuşlardır. Sokoto Devleti, sultan ve bölge emirleri tarafından yöneltilen bir Müslüman devlet idi. İngilizlerin işgaliyle beraber devlet, egemenliğini kaybetti. Fakat devlet, bütün yönleriyle İngiliz yönetimi hakimiyetinde kalmaya devam etti. Bu yenilginin ardından kimi liderler işgal edilen topraklardan hicret etmişler; kimileri ise bu “siyasi” ve kültürel mirası devam ettirmek için İngilizlerin hakimiyet atında kalmayı kabul etmişlerdir. Bu mirası devam ettirenlerin başında ise modern Kuzey Nijerya’nın kurucu babası olacak Ahmadu Bello’nun ailesi gelmektedir.

Ahmadu Bello Kimdir?

Ahmadu Bello, 10 Ocak 1910’da günümüzdeki Sokoto eyaletinin Rabah şehrinde doğdu. Babası İbrahim, Sokoto Devleti’nin ilk sultanı olan Muhammad Bello’nun torunuydu. Yani bölgenin ilim ve siyaset açısından ileri gelen ailelerinden birisinin üyesiydi. Ahmadu Bello’nun böyle bir ortamda dünyaya gelmesi, onun ilk olarak İslamî eğitim almasını sağladı. Sonra İngilizlerin özellikle elit çocuklara sağladığı seküler eğitimden de nasibini almıştır. Bello, 1926’da öğretmen okuluna başladı. Ardından kendi şehrinde öğretmen olarak çalıştı.

1938’de Sokoto sultanlık yarışını, amcaoğlu Siddiq Abubakar’a kaybeden Ahmadu Bello’ya bir süre sonra Sokoto yönetimi sekreterliği ve Sardauna (Muhafız Komutanı) fahri unvanını verildi. 1948’de yerel yönetimlerle ilgili tecrübe kazanmak için İngiltere’ye gitti. Nitekim sömürge hükümetin yerel halklara siyasi katılım izni vermesiyle -özellikle kuzeyli elitlerin oluşturduğu- Kuzey Halk Kongresi (NPC)’a katılmış; 1954’te partinin başına geçmiştir. Ardından ise Kuzey Nijerya bölge lideri (Premier) olmuştur.

Ahmadu Bello’nun Siyasi Hayatı ve Görüşleri

Nijerya’nın bağımsızlığını kazandığı dönemde; en doğru siyasetin ne olduğu noktasındaki arayışlar, yerel siyasetçiler arasında birçok ideolojik tezin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dolayısıyla ülkede çok gergin bir atmosfer hâkim olmuştur. Mesela; sömürgeciler gittikten sonra onların kurdukları Nijerya devlet yapısı devam edecek midir? Devam edecekse hangi yöntemlerle devam edecek? Ülkenin dış politikası nasıl olacak? İşte bu tarz sorular ülke gündemini ciddi anlamda meşgul etmiştir. Hatta daha da ilginci bağımsızlık alalım ya da almayalım gibi tartışmalar bile yaşanmıştır. Ahmadu Bello’nun bu gerginlik ortamında ve sonrasında benimsediği yaklaşımlar belki de kendisini önemli yapan şeylerdir. İlerleyen satırlarda onun farklı konulardaki görüşlerine değinmeye çalışacağız.

• Nijerya Bağımsızlığı

Nijerya’nın bağımsızlığı konusundaki kanun teklifi ilk olarak 1953’te güney bölgesi liderlerinden oluşan Hareket Grup’u (AG) partisi tarafından “Bu parlamento Nijerya’nın 1956’da bağımsız olması için kararlıdır.” Şeklinde ifade ettiği cümleyle dile getirilmiştir. Ancak bağımsızlık ve özyönetim kavramlarının çekiciliğine rağmen Ahmadu Bello ile partisi, tarihi erken bulmuş ve teklife sıcak bakmamıştır. Elbette bu bir takım anglofil hareketleri olarak değerlendirilmese gerek. Onlara göre çoğunlukla Müslümanların bulunduğu kuzey bölgesi, nispeten gelişmemiş durumdaydı. Dolaysıyla insanları güneylilere ezdirmek istemediler. Zira o zamana kadar İngiltere’nin kurduğu okulların çoğu güneyde bulunmakta, resmi dil olan İngilizce ve modern devletten anlayan pek az kuzeyli bulunmaktaydı. Bunun için Ahmadu Bello, erken bağımsızlığa karşı çıkmıştır. O, öncelikli olarak yurt içi ve yurt dışı imkanlarıyla yeterli sayıda kuzeyli bürokrat ve teknik elemanı en hızlı şekilde yetiştirmeyi amaçlamıştır. Sonraki yıllarda gerek eğitim gerek refah seviyesi ve bürokrasideki eşitlik noktasında kuzeyliler güneylilerin seviyesine ulaşamamış olsa da bu program, kuzeylileri kendi bölgelerinde ikinci sınıf olmaktan kurtarmıştır.

• Nijerya Federal Hükümeti 

Ahmadu Bello, 1960’da bağımsızlığa kavuşan Nijerya’nın, tek bir devlet olarak devam etmesinden yana olmuş olsa da hiçbir zaman federal hükümet içinde bir makam talebinde bulunmamıştır.  Partisinin çoğunluğuna rağmen ne cumhurbaşkanlığı ne de başbakanlık peşinde koşmuştur. Aksine Kuzey Nijeryalıların lideri olmaya devam etmeyi tercih etmiştir. Belki de bunu, atalarının mirasını devam ettirmenin en iyi yolu olarak görmüştür. Zira emirlerin mevcut düzende bazı siyasi etkilere sahip olmalarını sağlamıştır.

• Kuzey Nijerya Yönetimi

Ahmadu Bello, ölümüne kadar Kuzey Nijerya’nın yöneticisi olarak kalmıştır. Bu dönemde halkın niteliğini arttırmak ve bölgeye sermaye çekmek onun birincil hedeflerindendi. Yerel ekonomiyi canlandırmak için farklı düzeydeki yatırımcılara başvurmuştur. Söz gelimi, onun zamanında Kuzey Nijerya tekstil sektöründe ciddi büyümeler yaşamıştır. Kuzey Nijerya Kalkınma Şirketi (NNDC), Kuzey Bankası ve Kuzey Nijerya Yatırımları Ltd. (NNIL) gibi bir dizi önemli kuruluşun kurulmasında etkin rol oynamıştır. Kuzey Nijerya'daki ilk üniversite onun tarafından kurulmuştur ve bu üniversite hala onun adını taşımaktadır.

Kuzeylilerin çoğunluğunun Müslüman olmasına rağmen, Ahmadu Bello diğer din mensuplarıyla barışı korumaya çalıştı. Allah’a kulluk etmenin, insanın çalışıp helal kazanç elde etmesinin önemini vurgulayan Ahmad Bello, Kuzey Nijerya için "Çalış ve ibadet et." (work and worship) sloganını benimsemiştir.

• Dış siyaset

Ahmadu Bello’nun dış siyaset anlayışına farklı taraflardan bakmak lazım. Kendisini nötral olarak tanıtan Bello, zamanında yükselen Panafrikanizm’e duygusal veya radikal değil, dengeli bir şekilde yaklaşmıştır. Ona göre Afrika birliği söz konusu olabilecekken baştan Afrikalı toplumların belirgin kültürel farklılıkları gibi sebeplerden dolayı Birleşik Afrika Devletleri gibi bir düşünce ortaya atılmasının erken olduğunu savunmuştur. Birçok Afrikalı liderin yaptığı gibi bütün sorunların kaynağı olarak sömürgeciliği suçlamamıştır. Bunun yerine, İngiltere başta olmak üzere dış ülkelerle topluma faydası dokunabilecek konularda iş birliği yapmayı gerekli görmüştür. Bununla birlikte Nijerya’nın, İngiliz Toplulukları (Commonwealth) gibi kimsenin savaşına ortak olmasına izin vermeyeceğini dile getirmiştir.

Ahmedu Bello otobiyografisinde, Batılı ülkelerin uyarı tonlarını kınadıktan sonra Nijerya’nın, komünizme geçmeyeceğini belirtmiş ve Sovyetler ile sağlıklı bir ilişki kuracağını söylemiştir. Kaldı ki, kimden gelirse gelsin Nijerya’nın ancak söz sahibi olabileceği ve sonradan devredebileceği dış sermayeye ihtiyacı olduğunu söylemiştir.

Ahmadu Bello, özellikle son yıllarında Panislamizm düşüncesine çok önem vermiştir. 1961-1962 arasında birçok Müslüman ülkeyi ziyaret ederek bu ülkelerin bir araya gelip iş birliği yapmaları gerektirdiğini savunmuştur. Bu ziyaretlerin sonucu olarak 1962 hac mevsiminde kurulan Dünya İslam Birliği (World Muslim League) başkan yardımcısı yapılmıştır. Panislamizm düşüncesi İsrail’e karşı tutumuna da yansımaktadır; İsrail’in fonlarla Afrika açılımını kapatmaya çalıştığı bu dönemde, bu işgalci ülkenin Nijerya’da önünü kesmeyi başarmıştır. 1964’te İsrail’in ülkesinin teklif ettiği maddi desteği reddetmiştir.
 

Ahmadu Bello’nun İslam’a Hizmeti

İslam dünyasında İslam birliğinin kurulması noktasında ciddi bir mücadele veren Ahmadu Bello, kendi ülkesinde de Müslümanların mücadelesinin öncüsü olmuştur. Adeta atalarının bir büyük asır öncesinde verdikleri cihat mücadelelerini, modern hükümet yasaları çerçevesinde devam ettirmiştir. Nijeryalı dâî olan Şeyh Abubakr Gümî’yi danışman olarak hep yanında tutmuştur. Onunla muhtelif çalışmalar yapmıştır.

Bölgedeki Müslümanların sorunlarını çözmek üzere lider ve alimleri bir araya getiren Cemât-ı Nasir-i İslam’ı (JNI) adlı bir platform kurmuştur. Bu platform, Müslümanların yaşadığı Kuzey Nijerya’da okullar açmış, sosyal ve kültürel faaliyetleri destekleyerek tefrika sorunlarını da çözmüştür.
Ahmadu Bello, bölgenin eski alimlerin eserlerini neşrettirmiş, bazılarını yerel dillere tercüme ettirmiştir. Güney Batı bölgesinde yaşayan Müslümanların konuştuğu Yoruba dilinde Kur’an meali neşretme konusunda Arabistan hükümetinden destek almıştır. Zira o tarihe kadar Kur’an’ın Yorubaca meali misyonerler tarafından yazılmıştır. Ahmadu Bello, İslam’ın girmediği köylere davetçileri görevlenmiştir.  Hristiyan misyonerlerin verdikleri maddi desteklerin önünü kesmek için İslam’ı tercih eden toplumlara çeşitli yönlerden destek vermeye çalışmıştır. Bello’nun bu çalışmaları, bugüne kadar Nijerya Hristiyanlarının tarih literatüründe çok büyük bir darbe olarak tasvir edilmektedir.

1965’te Ahmadu Bello’nun Dünya İslam Birliği konferansında yaptığı konuşmada misyonerlik sorunu, eşitsizlik, yoksulluk gibi Nijerya Müslümanlarının yaşadığı sorunlarını dile getirmiş; bunlara karşı attığı adımları, öneri ve taleplerini ifade etmiştir. İşte bu konuşma, onun Müslüman liderler arasında yaptığı son konuşma olmuştur. 15 Ocak 1966’da darbe yoluyla Nijerya Güney doğu bölgesinden gelen bir Hristiyan binbaşı tarafından öldürülmüştür.

Ahmadu Bello’nun Ölümü

Tarihçiler ve siyaset bilimcileri, Ahmadu Bello’nun öldürüldüğü Nijerya’nın ilk darbesini farklı şekillerde değerlendirmişlerdir. Darbe kurbanlarının darbecilerin bölgelerinden olmaması, darbenin etnik arka planlı olduğu tezini güçlendirmektedir. Hatta altı ay sonra bazı kuzeyli subayların karşıt darbe yaptıklarını görüyoruz. Yine bazıları darbenin İslam’ı hedef aldığını öne sürmüştür. Bunlardan Abubakr Gumi; darbeci Nzegwu’yla yaşanan bir diyalogu Where I Stand adlı kitabına alarak bu görüşü pekiştirmeye çalışmıştır. Durum ne olursa Allah’tan Ahmadu Bello’nun şehitliğini kabul etmesini diliyoruz.
Öldürdüğünde Harameyn ve Mescit-i Aksâ da dahil olmak üzere İslam dünyasının birçok yerinde gaip cenazesi kılınan Ahmadu Bello, dünyaya İslam birliği şuuru, modern Kuzey Nijerya ve Cemât-ı Nasir-i İslam gibi kurumların yanı sıra My Life (Hayatım) adlı otobiyografi de bırakmıştır. 

Nijerya’daki Hatırasına…

Nijerya Federal Cumhuriyeti, Ahmadu Bello’yu kurucu babalarından biri olarak saymaktadır. Nijerya’nın 200 Naira para notuna fotoğrafını koymuştur. Onun kurduğu ve Nijerya’nın en köklü üniversitelerden birine ismi verilmiştir. Eski Kuzey Nijerya’nın başkenti olan Kaduna eyaletinde Arewa House’de (Kuzey Evi) dokümanları bulunmaktadır. Araştırmacı John N. Paden’in yazdığı biyografi başta olmak üzere onun hayatı ve fikirleri üzerine birçok kitap yazılmıştır.
 
ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ
** Bu yazı, Kayseri Uluslararası Öğrenci Derneği (KUDER) tarafından düzenlenen 157. Lisansüstü Münazaranın özetidir. Katılımcılar: Lütfullah Zaid, İlias Aliev, Hussam Alsalameh ve Ifeoluwa Siddiq Oyelami.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.