Sosyal Medya

TARİH

Bahreyn Karmatiliği ve Günümüzdeki Etkileri

Ebu Masum Mücahit

İslam inancı hızlı bir şekilde yayılırken insanların çoğu samimi bir şekilde İslam’a girmiştir. Fakat karakter olarak bozuk, nifak çıkarmaya müsait olan ve sadece dünyevi güce tapan bazı topluluklar topluluklar görüntüde Müslüman olmuşlar ancak hakiki anlamda bu dini benimsememişlerdir.
Karmatiler, ilk olarak Abbasi halifesine karşı ayaklanan zencilerin isyanı sırasında ortaya çıkmışlardır. 9. yy.ın sonu 10. yy.ın  başında Abbasi halifelerinin ve devlet bürokrasinin lüks içerisinde yaşamasına bir tepki olarak ortaya çıkan zenci Müslümanların gösterileri, Toplum içinde Müslüman gibi gözüken fakat Müslümanlara ciddi anlamda kin ve nefret besleyen bazı topluluklar için bir fırsata dönüşmüştür. Kaos ortamını kendilerince fırsata çevirmek isteyen bu münafık topluluklar harekete geçmişlerdir. Zencilerin halkın fakirliğini gündeme getirerek başlattıkları isyan, Bahreyn’de yaşayan ve İslam ile yoğrulmamış fikirlere sahip olan bu toplulukların işini oldukça kolaylaştırmıştır. Nitekim vücuda giren mikrop her zaman uygun ortamı ve zamanı bekler. Toplumlar bir organizma ise o toplum içinde yaşayan fitneciler de mikrop gibidir.
 
Bu tarz bölücü ve nifak ehli yapılar kargaşanın ve karmaşanın olduğu zamanlarda ortaya çıkar.  Çünkü aklıyla hareket etmeyen duygusal insanlar, bu fikirlerden en çok da kaos zamanlarında etkilenirler. Kalbinde şüphe olanlar bu tür kirli akıntıların seline hemencecik kapılırlar. Çünkü artık akıl devre dışı kalmış ve insanlar sürü psikolojisi ile hareket etmeye başlamışlardır. Bu insan tipinin çoğunlukta olduğu toplumlarda hesabı olanlar kazanır, hasbi olanlar kaybeder. Bu yüzden kişiler liderleri ile haşr edilir, liderleri ile hesaba çekilirler. Bu nedenle kimin peşine takıldığımıza ve nereye götürüldüğümüze dikkat etmek zorundayız. Lider konumunda olan insanların sözlerine değil eylemlerine ve takvalarına bakmak zorundayız.

Karmatiliğin Yayılışı ve Güç Kazanması

Bahreyn Karmatiliğinin ilk lideri Hamdan İşi Esad, kısa boylu olduğu için onun arkasından gidenlere “karmati” denmiştir. Handan İşi Esad Sabilik’e (yıldızlara tapan) inanan bir köyde hicri 264’te dünyaya gelir.  Yıldızlara tapan biri iken sonradan Şia’nın İsmailiye mezhebine katılır.  İsmailye mezhebinde dai’liğe kadar yükselir ve kendisi da’iler atamaya başlar. Komünistler dünyada ilk komünist hareket olarak olarak karmatiliği kabul etmektedirler. Çünkü bunlar görünüşte zenginden alıp fakire verirler. Ama zengin'den alınan zekâtın %5'i dai’lere yani imamlara aittir. Da’iler artık büyük servetlere konarlar. Servete karşı çıkarlar ama zekâtın önceleri % 5 ine sonra hepsine sahip olurlar.  Hicri 280'de Abbasi halifesi bunların merkezlerini dağıtır.

Ebu Said Hasan karmati  Vasfak Körfezi yakınlarına doğar. Tahıl ticareti yapar Dai’lerden olur.   İran'da görev yapar. Bahreyn'in ileri gelenlerden birinin kızı ile evlenir. Bu evliliğe bağlı olarak Bahreyn aşiretleri kendisini ciddi anlamda destekler.  Ebu Sait Hasan 286'da Hafif’i, ardından da Ahsa’yı işgal eder. Basra'ya saldırır, Yemame’yi ve Umman’ı işgal eder. 301'de kölesi tarafından Ahsa Sarayı’nda öldürülür.  Fatimilere itaat etmediği için öldürüldüğü rivayet edilir. Süleyman İbni Hasan Hicri 311’de abisini öldürür ve yerine geçer. Da’ilerin emrine rağmen iktidarı ele geçirir. Basra’yı işgal eder. Tam 17 gün katliam yapar.  Hicri 312'de Mekke'ye giden hacılara saldırır, onları katleder. Sonra Kufe’yi işgal eder, Irak’taki Anbar’ı kuşatır. Hicri 315’te (M. 900) hiç kimse bunların korkusundan hacca gidemez.  Hicri 12 Ocak 317’de (Miladi 930'da) Kabe’ye saldırır.  30.000 hacıyı öldürür.  Zemzem kuyusunu hacıların cesetleriyle doldurur. Kâbe’nin örtüsünü yırtar.  Hacerül Esved taşını buradan Bahreyn'e taşır. Miladi 938 yılında çiçek hastalığından ölür. Adalet için zulüm, Hak için katliam yapar. Kâbe’ye saldırısından Kısa bir süre sonra ve genç yaşta ölmesi halk tarafından Allah'ın verdiği bir ceza olarak kabul edilir.  Kabe'ye saldırması ve hacıları öldürmesi çıkış aşamasında halkın yanında olduğu düşünülen Karmatilerin, ne kadar cani ve barbar olduğunun halk tarafından anlaşılmasını sağlar ve artık insanlar Karmatilikten uzaklaşmaya başlar. Taraftar bulamayan Karmatiler zamanla marjinal bir yapı haline dönüşür.  Süleyman İbni Hasan Bahreyn'de hac yeri kurar. Burayı daire şeklinde imar eder.  Safa ve Merve isimlerini burada bazı yerlere verir. Hacerül Esved’i de getirerek insanları zorla buraya hacca zorlar. Hac yapmayan bölgedeki 70.000 kişiyi öldürür. Zulm ile abad olmaya çalışanın sonu berbad olur. Nitekim Karmatiliğin çöküşü de Kabe’ye saldırmasıyla başlar. Ancak asıl çöküş sebeplerinin başında, başlangıçta sosyo-ekonomik bir tavırla ortaya çıktığını iddia eden Karmatilerin, sonradan kendilerinin zenginleşip halka zulmetmeye başlamaları gelmektedir. Adalet dağıtacağız diye yola çıkan Karmatiler nefİslerinin istediği şekilde hareket etmişler, insanları hunharca öldürmüşlerdir. Bu nedenle halk onların etrafından dağılıp gitmiştir.

Karmatilik Düşüncesinin Beslenme Kaynakları

Karmatililer, Ebu Tahir'den önce mecusilerin görüş ve düşüncelerini benimsemeye hatta onların tuttukları oruçları tutmaya başlarlar.  Ebu Tahir mecusileri öldürür, bunun üzerine Karmatilik İsmailiye mezhebinin görüşlerini benimsemeye başlar. Karmatilik radikalizm, Haşhaşilik ve Batınilik ile devam etti. Günümüzde ise emperyalizmin uşağı olan birçok Sufi hareketin içerisinde varlığını devam ettirmektedir. Karmatilik hareketinin etkilerini özellikle mezhepsiz, tekfirci ve radikal yapıların içerisinde daha somut bir şekilde görmekteyiz.

Yeryüzünde hiçbir zaman zalimler, firavunlar, fitneciler vb. hareketleri destekleyenler, peygamberlere, hakka ve adalete karşı gelirken “Biz size peygamberliğinizden dolayı karşı çıkıyoruz.”  Dememişlerdir. Tam aksine mantıksal olarak insanların aklına hitap etmişlerdir. Hakkı ve hakikati savunan ve tebliğ eden insanlara; “Sen evlatla babanın, köle ile efendinin arasını açıyorsun.” demişlerdir.

Karmatiler, eski Mecüsi Farisilerden oluşan bir topluluktur. Hz. Ömer zamanında bunlara dokunulmamış, Emeviler döneminde de sessiz kalınmıştır. Büyük bir kısmı İran’ın kuzeyindeki dağlık bölgeye yerleşen Mecusi Farslar, Abbasiler döneminde sürgün edilmişlerdir. Onlar da Müslüman gibi gözükerek kendilerini koruma altına almışlar fakat ilk fırsatta İslam içinde fitne hareketi başlatmaktan da geri durmamışlardır. (Anadolu’da birçok Yahudi ve Ermeni’nin Müslüman gibi gözükmesi ve her fırsatta İslam’a ve İslami değerlere hakaret etmeleri tıpkı Karmatilerin faaliyetlerine benzemektedir.)
Karmatilik’teki birçok düşünce Mecüsilik’in öğretileridir.  Karmatilikte nakıtlık düşüncesi esas oluşturur. Nakıtlık ise konuşan peygamber olarak ifade edilir.  Karmati inanç sistemi 7 imamdan oluşur. Onlara göre Allah'ın zatı ve subuti sıfatları yoktur.  Bu anlayışta avam ve havas farkı da önemlidir. Mesela; Batiniler, “Ayetlerin direkt anlamını sadece avam anlar, asıl anlamını ise nakıtlar anlar.” düşüncesini savunur. Buna göre; Kur'an'da peygambere öğretilen ayetlerden avamın anladığı gerçek maksatı ortaya koymaya yetmez. Asıl anlam batında gizlidir ve bunu en iyi nakıtlar anlar ve sadece imamlar yorumlayabilir.

Karmatilikte İbadet

Karmatilikte namaz iki vakitte iki rekât olarak kılınır. Bu iki vakit, güneşin doğuşu ve batışıdır. Kıble Beyt'ül haram değil Beytül makdis’tir. Takiye merkezi otoritenin karşısına direk çıkılamadığı zamanlarda inanç ve davranışların gizliliğidir.  Batın sırları söylememektir. imamlar takiyye yaparlar. Takiyye yaptıklarını bile takiyye yaparlar. Bazen imamlar gelecek ile ilgili bilgiler verirler. Bilgileri gerçekleşmeyince takiyye yapmış gibi gözükürler. Karmatiler vesilesiyle Mecusilik, putperestlik, yıldızlara tapanlar vb. birçok sapkın anlayış ve fikirler İslam’ın içindeymiş gibi gösterilmiştir.
Karmatilikteki ana düşüncelerden biri de avam ve havas düşüncesidir. Avan denilen kitle halktır. Havas ise filozof ve bilginlerin olduğu kitledir ve bunlara birtakım ayrıcalıklar verilmiştir.  Mesela bunların sözleri şüphe duyulmadan kabul edilmektedir ve bu zümre ilahlaştırılmaktadır.

Karmatilik ve Komünizm

Bazı komünistler tarihteki ilk komünistlerin bunlar olduğunu iddia etmektedir. Çünkü bunlar, zenginden alıp fakire vermişlerdir. Fakat Komünist Parti üyeleri nasıl ki dokunulmaz ve sınırsız para harcama hakkına ve devletin imkanlarını sınırsız kullanma hakkına sahipse Karmatilerde de imamlar aynı haklara sahip olmuşlardır. Çünkü onlar tanrının yeryüzündeki göstergeleridir. Önceleri zekâtın %5'inin verilmesi daha sonra ise tamamına yakınının imamların eline geçmesi tıpkı komünizmdeki sapkınlıkları akla getirmektedir. Çünkü Karmatilerin beslendiği kaynak ayetler ve sahih hadisler değildir.  Komünistler de tıpkı Karmatiler gibi ezilen halkın destekçisi olarak ortaya çıktıklarını iddia etmişlerdir. Fakat bir yandan aristokrasiye karşı çıktıklarını söylemişler bir yandan da insanları öldürüp onları köleleştirmişlerdir. Zulme ve haksızlığa karşı olduklarını söyleyen bu zümre, keyfi olarak Bahreyn'deki bütün camileri yıkmışlar, sadece Fars coğrafyasından birinin yaptığı düşüncesiyle bir camiye dokunmamışlardır. (Çünkü aslında onlar Mecüsi’dir) 
Camileri yıkarken “Siz Allah'a ibadet etmiyorsunuz, camiye ibadet ediyorsunuz.” düşüncesini ortaya atmışlardır. Karmatiler, İslam toplumunun içindeki sapık düşüncelerin ve İslam dışı felsefi akımların etkisinde kalmışlardır.  Bundan dolayı her türlü sapkınlığı, her türlü zulmü yapmaktan geri durmamışlardır.

Birçok İslam alimi bu sapkın fikir ve düşüncelere reddiye yazmıştır.  Nizamül-Mülk ve Gazali bunlardandır. Reddiyelere rağmen 21. yüzyılda Karmatiliğin etkisi hala devam etmektedir. İslam toplumlarında Kuran ve sünneti kafasına göre yorumlayan, hatta ayet ve hadislere doğrudan muhalif olan birçok cemaat ve örgüt bulunmaktadır. DAEŞ’in Suriye'de ve Irak'ta yaptıklarına baktığımızda Karmatilik düşüncesinin ne kadar etkili olduğunu görmekteyiz. DAEŞ’in Suriye'de Müslümanları öldürürken hemen sınır komşusu olan İsrail'e dokunmamıştır. Hatta DAEŞ’in sözde halifesi “Şimdi aramızda birliği sağlayacağız. Sonra onlara saldıracağız.” şeklinde bir açıklama yapmıştır.
 
Karmatilerin yanlış düşüncelerinden biri de Allah'ın isim ve sıfatlarını reddetmeleri ve Allah'ı ulvi nur diye tasvir etmeleridir.  Bunlara göre peygamberler dinin zahirini aktarmışlardır. Dinin batın kısmını ise sadece imamlar mukipler anlar. Bu yapı içerisinde bazı imamlara ilah tecelli etti, Allah tecelli etti diyenler bile bulunmaktadır. Vahiy Cebrail aracılığıyla gelmedi, cennet ve cehennem yok gibi düşünceler Karmatilik içerisinde oldukça yaygındır. Yine Reankarnasyon düşüncesini savunup Budizm ve Hinduizmden etkilendiklerini görmekteyiz. Kıblelerini Beyt'ül haramdan Beyt'ül makdis'e çevirmişler, orucu sadece -mecusilerde olduğu gibi- Nevruz ve mihricatta tutmuşlar, otoriteye karşı takiyye yapmışlardır. Karmatilikte Zerdüştük ve Budizm’in kalıntıları da etkili olmuştur.

Günümüz İslam toplumlarında bu sapkın düşüncele bitmemiştir. Ne zaman Ömerler biterse o zaman ortaya fitne çıkmaya devam etmektedir. O zaman ümmetin Ömer gibi gücü elinde bulundurması gerekir. Ömer gibi fitneye, fesada, yanlışa tepkisinin çok sert olması gerekir. Ömer gibi Kuran ve sünnete muhalif görüş belirtenlere tepkimizin net olması gerekir. İslam ve Müslümanların iyilik düşüncesi, insanlara faydalı olma düşüncesini kalbinde nifak olanlar her zaman suistimal etmektedir. Düşmanların en küçük bir taarruzunda bu fitne ve bozguncu takımı harekete geçmekte, İslam’a ve Müslümanlara saldırmaktadır.

Günümüzde Birleşik Arap Emirlikleri'nde -özellikle Dubai'de- yapılan Hindu tapınakları, Zerdüş muhabbetleri ve kiliseler Karmatilik düşüncesinin bu ülkede ne derece etkili olduğunu göstermektedir.  İdrak Post’ta daha önceden yazılmış olan “Emperyalizmin İleri Karakolu: Birleşik Arap Emirlikleri” yazısını okursak bunların günümüzde nasıl etkili olduğunu anlayabiliriz.
                                                           

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.