Sosyal Medya

SİYASET

Türkiye’de Deprem ve Deprem Gerçeği

Mücahit Bulut*

Türkiye’de daha önce dünyada eşi benzeri görülmemiş art arda iki deprem oldu. Bu depremler yaklaşık 130 atom bombası gücünde. 06 Şubat 2023 sabaha karşı 04.20’de birinci deprem, dokuz saat sonra ise aynı bölgede ikinci bir deprem meydana geldi. Türkiye’de yaşanan bu depremlerin; daha önce benzerinin olmaması, art arda gerçekleşmesi ve ABD Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı (HAARP) gemisinin bölgede bulunduğu bir zamanda meydana gelmesi çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.

Deprem yer yüzünde yaşanan sarsıntı ve titreşim olaylarına verilen isimdir. Sarsıntı ve titreşim Richter ölçeği ile ifade edilir. Richter ölçeğinde 1’den başlayarak 12’ye kadar bir ölçü biriminde depremin şiddeti gösterilir.

1 ile 4 arası hafif, 5 ile 8 arası orta, 9 ile 12 arasında meydana gelen depremler ise çok yüksek depremlerdir. Depremlerin insan üzerindeki etkileri sadece depremin şiddeti ile sınırlı değildir. Depremin süresi, zemin yapısı, dış yüzeye yakınlık, bina özellikleri, İnsan bilinci ve deprem sonrasında yapılanlar depremin insan üzerindeki etkisini belirleyen önemli noktalardır. Depremler çöküntü, Volkanik ve Tektonik diye ayrılır. Bizim bildiğimiz yıkıcı depremler genelde Tektonik (Yer hareketinden kaynaklanan) depremlerdir. Yerin içindeki magma, düdüklü tencerenin içindeki yemek gibi sürekli kaynar ve düdüklünün içinde biriken enerji gibi enerji biriktirir. Bu enerji arttığında basınçla kıta birleşim yerleri olan levha veya fay hatlarından yüzeye çıkar. Dünyada büyüklü küçüklü 20 levha vardır. Bu levhaların birleşim yerleri deprem alanlarıdır. Türkiye Avrasya, Afrika ve Arabistan levha sınırında olduğu için sık sık depremlerin olduğu bir ülkedir. 06 Şubat depremi, dünyanın en uzun fay hattı olan Afrika fay hattının bitiş noktası ve Avrasya fay hattının başlangıç noktasına yakın bir yerde oldu.  Uzun süreden beri biriken enerji buradan yüzeye çıktı.

Dünya deprem Haritası 

Türkiye Depremini Nasıl Anlamalıyız?

Türkiye’deki depremi sadece şiddeti ile değerlendirdiğimizde hata yaparız. Aynı bölgede, 30 km uzaklıkta ve deprem süreleri bir hayli uzun olan deprem olması, depremin yaydığı enerjiyi çoğaltmakta ve yıkım gücünü artırmaktadır. Türkiye’deki (Kahramanmaraş) depremler de enerjisi çok fazla olan depremlerdir. Enerjinin fazla olmasında şu etkenleri ifade edebiliriz;

1. Çok yakın alanda art arda iki deprem olması: Birinci depremde hasar alan binaların ikinci depremle yıkılması.

2. Sürelerinin çok uzun olması: Süre arttıkça yıkım artar. Düşünün bir boksör muhatabını 10 sn. yumrukluyor. Diğeri art arda 100 sn. yumrukluyor. Süre arttıkça yıkım sürenin karesi oranında artar. Çünkü muhatap zayıflar. Birinci depremden hemen sonra artçı deprem 6,6 şiddetinde oldu ve 102 sn, sürdü. Bu durum ikinci depremin yıkım gücünü oldukça arttırdı.

3. Yüzeye yakınlık: Deprem merkezi yerin altına indikçe yayılma alanı artar, güç zayıflar; yüzeye çıktıkça gücü artar, yayılma alanı azalır. Türkiye’deki deprem yüzeye 7 km. mesafede gerçekleşti. Bu durum yıkımı artırdı.

4. Zemin yapısı: Depremin dalgaları sert zemine değdiğinde sert zemin toplu mukavemet gösterir. Yıkım az olur. Ama toprak ve gevşek zemin alanına dalga vurduğu zaman, toplu mukavemet olmadığı için binanın bir yanı alçalırken diğer yön çöker. Bu durum da yıkımı artırır. Bu yüzden Türkiye depreminin Afşin, Elbistan, Kahramanmaraş, Malatya ve Amik ovalarında etkisi çok fazla olmuştur. Ovada toprak alüvyal olduğu için çok gevşektir ve zemin yer altı suyuna doygundur. Bu durumda da depremin yıkım gücü artmıştır.

Türkiye Deprem Haritası 

5. Binaların deprem yönetmeliğine uygun yapılması: Depremde yıkılan binaların % 80’inin eski bina olması, Türkiye’de son dönemde yapılan inşaatların daha sağlam yapıldığını göstermektedir.

6. Deprem sırasında yapılacaklar noktasında halkın bilinçli olması: Gece insanları depremin uykuda yakalaması, birinci depremde insanların önlem alamadığını gösterir. Bu da can kayıplarını artırmıştır. Yalnız ikinci depremin gündüz olması can kayıplarını azaltmıştır. Kış olması, havaların soğuk olması insanları evine yöneltmiş olabilir.

7. Deprem sonrası yapılan müdahale: Art arda iki büyük deprem olması, artçı sarsıntıların şiddetlerinin fazla olması ve uzun sürmesi, depremin halkın yoğun olduğu alanlarda gerçekleşmesi, 13 milyon insanı etkilemesi ve depremin yaşandığı coğrafyanın oldukça geniş olması yıkımı artırmıştır. Türkiye’nin yaklaşık % 15’i depremden doğrudan etkilemiştir. Bu durum deprem sonrasındaki müdahaleyi biraz geciktirmiştir. Son 22 yıldır Türkiye, devlet kurumları ve İHH gibi sivil toplum kurumları ile dünyadaki her depreme müdahale etmiştir. Ülkenin bu anlamda aslında çok tecrübeli bir ekibi var. Yıkılan binaların büyük çoğunluğunun şehir merkezlerinde olması, otoyol, otoban ve hava alanlarının bozulması, havanın yağışlı ve buzlu olması müdahaleyi geciktirmiştir. Halkın duyarlı olması, devlet erkanının bilinçli olması, vakıf ve derneklerin tecrübeli ve samimi gayretleri sayesinde depremin yaraları erkence sarılacaktır. Ama gidenler gelmeyecek. Nitekim deprem bölgelerine ilk günden itibaren profesyonel ekipler yönlendirilmiş, gıda, giyecek, araç-gereç sevkiyatı yapılmıştır ve yapılmaya da devam etmektedir. Halk toptan yardıma koşmuştur. Aynı zamanda yurtdışından da gelen yardımlar çok fazladır.  Ölenlere Allahtan rahmet, hastalara Allah acil şifalar versin.

Depremin seçimlere yakın olması siyasi rant bekleyenleri harekete geçirmiş, özellikle hükümetle arası iyi olmayan bir kısım insanların dezenformasyonlarını artırmıştır. Özellikle bazı bölgelere hiç yardım gitmedi, ayrımcılık yapılıyor gibi algılar oluşturularak oy devşirmeye çalışılmaktadır. Yine Türkiye’deki mevcut siyasi yapı ile arası bozuk olan ülkeler, ülke içerisindeki işbirlikçi elemanları aracılığıyla yapılan çalışmalarla ilgili olumsuz yayınlarını artırmaktadır.  Bu gayr-ı ahlakidir. İnsan olanlara yakışmaz. Ama bu durumdan rant elde etmek isteyenler, halkta karşılık bulamayacaklardır.

ABD HAARP Gemisi ve Türkiye Depremi

Türkiye’deki depremle ilgili dış devletlerin müdahalesi olduğu yönünde bilimsel açıklamalarda bulunan yapılar da mevcuttur. Depremleri ABD’nin HAARP dairesinin tetiklediği ifade edilmektedir. HAARP dairesi Alaska’da kurulmuştur. Bu kurum özellikle deprem ve tsunamiler oluşturarak devletleri istediği noktaya taşımaktadır. Nitekim ABD HAARP gemisinin İstanbul Boğazı’na demirlemesi, ABD bayrağını gerektiği ölçüden büyük olarak asması, Türk bayrağının küçük asılması Siyaset bilimciler tarafından Türkiye’ye bir had bildirme olarak yorumlanmaktadır. Bu gemiden hemen sonra İstanbul Kağıthane’de fay hattının olmadığı bir yerde gece depremin olması bu depremin yapay olarak oluşturulduğu fikrini gündeme getirmektedir. Bazı Jeofizik Profesörleri de bu görüşü desteklemektedir. Yine 24 saat sonra Kahramanmaraş’ta depremlerinin olması, biriken enerjinin ABD HAARP gemisi tarafından tetiklediği fikrini ortaya çıkarmaktadır.

500 yıldır uyuyan fay, nasıl oldu da ABD HAARP gemisi geldikten sonra harekete geçti?

Çünkü bu gemi ne zaman Türkiye ye gelmişse o zaman Türkiye’de deprem olmuştur. 2020 İzmir depreminde bu gemi Ege Denizi’nde idi. ABD gemisi gitti deprem durdu.  Yine 7.4’lük Gölcük depreminde bu gemi Gölcük yakınlarında idi. ABD Türkiye’den bir şey istediği zaman, istediği olmazsa bir depremle Türkiye’yi terbiye etmeye çalışmaktadır.  Bu deprem de bu habis geminin gelmesi ile oldu.

Rahmetli Prof. Dr.  Necmettin ERBAKAN derdi ki: “Her taşın altından bu küreselci Yahudiler çıkmaktadır.”

Pandemi döneminde küreselcilerin dediğini dinleyen Türkiye, Dünyayı açlıkla terbiye emek isteyen küreselcilerin gıda krizinde, Ukrayna- Rusya savaşında küreselcilerin dediklerini yapmadığı için mi geldi bu gemi ve bu deprem? Nitekim depremden üç gün önce Türkiye İçişleri Bakanı ABD Ankara büyükelçisine çok sert açıklamalarda bulundu. Bu bize ABD’nin bir şeyler karıştırdığını göstermektedir.

Sonuç

Siz kafirleri iktidar yaparsanız onlar ekini ve nesli yok eder. Kafirden dost, ayıdan post olmaz. Siz onların dinine girmedikçe onlar sizlerden razı olmazlar.Kuran-ı Kerim’de Enfâl Suresi’nin 60. Ayetinde de şöyle buyrulmaktadır: Siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve cihat için atlar hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız onun sevabı size eksiksiz ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.

Acilen BM gibi küresel sömürü güçlerinden ayrılmamız lazım. Bütün Müslüman halklar devletlerine bu çağrıyı yapmak zorundadır. İslam alemi olarak küresel her türlü yapıdan bağımsız olmalıyız. Acil mazlum halklar için yeniden hakka ve adalete dayalı bir sistem kurulmalıdır. İslam devletlerinde kadın, çocuk ve mazlum halka dokunulmaz. Ama bu kafirler için asıl olan sömürü, güç, menfaat ve paradır. O zaman mazlum halklar kendi haklarını koruyacak bir İslam Birliği kurmaya mecburdur. Müslüman ülkeler halklarının mal, can, namus, din ve akıl emniyetlerini koruma altına almalılar.


*Coğrafya Öğretmeni

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.