SİYASET
"Laiklik" tartışmaları Mali'de yeni anayasa projesini engelliyor
Oumar Tandjigora
Mali Anayasası, 2020 yılında gerçekleştirilen darbenin ardından cunta tarafından yürürlükten kaldırılmıştır. Eski anayasa, halkın sevmediği iki madde içermekteydi. Birinci madde, laikliği öngörürken, ikinci madde ülkenin resmî dili olarak Fransızcayı belirlemekteydi. Birinci madde, halkın çoğunluğunun (%95) dinî değerlerini koruma kaygılarını göz ardı ederken, ikinci madde halkın dil egemenliğini ve kültürünü yok saymaktadır. Ayrıca, Müslümanların muhafazakâr kesimi laikliğe karşı çıkarken, genellikle milliyetçiler (panafrikalılar) Fransızcanın resmi dil olarak kabul edilmesine karşı mücadele vermektedirler.
Yeni anayasa projesindeki ilginç noktalardan biri, Fransızcanın "yerel dillerle" değiştirilerek resmî dil seviyesinin düşürülmesi ve "iş dili" niteliği kazandırılmasıdır. Ancak, laiklikle ilgili açıklamalar dışında, hiçbir değişiklik yapılmamıştır. Bu durumda, yeni anayasa projesinin laiklik ve din konularıyla ilgili olarak mevcut anayasadan farklılaşmadığı söylenebilir. Bu nedenle Mali İmamlar Birliği, yeni anayasa projesiyle "Mali'nin laik bir devlet" olarak sınıflandırılmasını reddetti. Bu konuda Bamako'da bu ayın (Mart) başında yaptıkları toplantıda İmamlar, "laiklik" teriminin, yetkililerin belirli bir din veya inanca sahip insanlara karşı yaptığı eylemleri haklı göstermek için kullanılan geniş bir terim olduğunu ifade ettiler. İmamlar, anayasadan "laiklik" terimini çıkarmak ve "Mali, çoklu din ve mezhep birlikteliği olan bir devlet" ifadesiyle değiştirmek istediler ve yetkililerin "devletin laikliğini savunması nedeniyle Mali vatandaşlarını anayasa tasarısına "hayır" oyu vermeye çağırdılar.
Mali İmamlar Birliği'nin çağrısı, anayasa tasarısının halkoyuna sunulması için önemli bir engel oluşturdu. Mali Cumhurbaşkanı Assimi Goita, geçen şubat ayının sonunda anayasa tasarısını yeniden düzenledikten sonra ilk tasarının bazı maddeleri Mali sokaklarında tartışmalara yol açtı.
Anayasa yazımını denetleyen komite, değiştirilen maddelerin olduğunu ve bazı maddelerin birleştirildiğini, ilk taslaktaki bazı maddelerin çıkarıldığını ve diğerlerinin yeniden yazıldığını belirtti. Anayasa tasarısının maddelerinin sayısı 195'ten 191'e düşürüldü.
Referandum tarihinin yaklaşması Mali sokaklarında endişeye neden oluyor ve yetkililerin halkoylamasına sunacakları anayasa taslağına ilişkin yorum yapmaması, sadece referandumla ilgili değil, 2024 yerel, yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için taahhütlerine saygı gösterip göstermeyeceklerine dair endişeleri artırıyor.
Mali geçici yetkilileri ile Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) arasında yapılan anlaşma sonrasında geçici sürenin 2 yıla uzatılması ve Mali için yeni bir anayasa taslağı hakkında halkoylaması yapılmasına karar verildi ve bu halkoylaması 19 Mart 2023'te gerçekleştirilecekti.
Ancak yaklaşan bu tarihte, Mali Cumhurbaşkanlığı hala taslak anayasa metnini resmî gazetede yayımlamamıştır. Referandumda görev yapacak komitenin oluşturulmamış olması da endişeleri artırıyor. Bu komite, referandumdan en az 45 gün önce, yani 17 Şubat'ta çağrılması gerekiyordu ancak henüz yapılmadı.
Mali hükümetinin taahhütlerine sadık kalıp kalmayacağı konusunda belirsizliğin hüküm sürdüğü bir dönemde, bir sivil toplum örgütü anayasa referandumunun tarihini diğer seçim tarihlerini etkilemeden ertelemeyi önerdi. Mali Seçim Gözlem Koalisyonu (COCEM) önerisine göre, anayasa referandumu önümüzdeki Haziran ayında yapılmalıdır. Bunun nedeni, yetkililerin yeni ulusal kimlik kartlarını dağıtmak ve yeni idari kesimler bazında seçmen kaydını güncellemek için zaman vermektir.
Ancak referandumun tarihi ertelenirse, diğer seçimlerin tarihleri de ertelenir ve bu da Mali hükümetinin 2024 cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında sivillere güç devretme taahhüdüne sadık kalıp kalmayacağı konusunda endişeleri artırır.
Bu endişeler, Mali Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın son açıklamalarının ardından daha da arttı. Amadou Ousmane Touré, henüz herhangi bir seçim düzenlemek için gerekli koşulların sağlanmadığını söyledi.
Bütün bu açıklamalardan sonra bugün (10/03/2023) geçiş hükümeti yaptığı açıklamada, siyasi ve kurumsal reformların takvimi içinde 19 Mart 2023 tarihinde yapılması planlanan referandumun hafif bir gecikmeyle gerçekleşeceğini ve yeni referandum tarihi, Bağımsız Seçim Yönetimi Otoritesi ve seçim sürecindeki diğer tüm paydaşlarla istişare edildikten sonra belirleneceğini duyurdu.
Sonuç olarak, şu anda Mali'deki geçici hükümet halkın çoğu tarafından desteklenmektedir. Bu nedenle, yeni anayasa projesinde milliyetçilerin taleplerinin yerine getirilmesi ve muhafazakâr Müslümanların taleplerinin göz ardı edilmesi ülkede huzursuzluğa neden olabilir. Ayrıca, seküler iktidarların laiklikten vazgeçmeleri özellikle İslam'ın lehine olduğu düşünülerek daha da olumsuz neticelenebilir. Ayrıca, Müslümanların büyük bir kısmı bu laiklik tartışmalarında tarafsız kalmayı veya sessiz kalmayı tercih ediyor. Aksi takdirde, bu kesimin muhafazakâr kanadının yanında yer alması, laikliğin kaldırılmasına özellikle yeni anayasa projesinin hızlandırılması sonucunu doğurabilir.
Hala İslam ve Müslümanların aleyhine kanunların konulmasının sürdürülmesinin sebebi Müslümanların zayıflığa düşürülmesi isteğidir. Bu zayıflığın nedeni ise ayrılış ve menfaatin peşine düşmektir. Yüce Allah Enfâl Suresi 46. Ayetinde şöyle buyurmaktadır:
Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
Abdullah Gökgöz
Ocak 29, 2019 Salı 08:50
Zafer inanlarındır ve zafer çok yakındır.