Sosyal Medya

SİYASET

Bangladeş'te Hapiste Vefat eden Delwar Hossain Sayeedi Kimdir?

İbnul Ammar

Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi, tanınmış bir İslam vaizi ve Bangladeş Cemaat-i İslami'nin genel başkan yardımcısı (Nayeb-e-Ameer) 2 Şubat 1940'ta doğmuştur. 1962'de Sarsina Aliye Medresesi'nden yüksek lisans derecesini tamamladıktan sonra Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi yaklaşık beş yıldır dil, din, felsefe, bilim, siyaset, ekonomi, dış politika, beşerî bilimler, insan bilimleri ve diğer alanlarında bilgi edinmek için vakit geçirmiştir. 1967'den itibaren Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi kendisini 'Dayee İlallah' olarak adamıştır. Yaklaşık 50 yıl boyunca Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi halklar önünde açık konuşmalar yapmıştır ve Bangladeş'in farklı yerlerinde halklara İslam’ın davetini yaymıştır. Binlerce kişi Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi'nin konuşmalarını dinledikten sonra Müslüman olmuştur.

Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi, 1979'da Bangladeş Cemaati'ne katılmıştır ve 1982'de partinin üyesi (Rukon) olmuştur. 1989'da Bangladeş Cemaati'nin Meclis-i Şura (danışma konseyi) üyesi olarak seçilmiştir. Ayrıca 1996-2001 ve 2001-2006 yılları arasındaki dönem için Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi Bangladeş milletvekili olarak seçilmiştir. 2010 yılında Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi Bangladeş Cemaat-i İslami'nin genel başkan yardımcısı (Nayeb-e-Ameer) olarak atanmıştır. Bangladeş Cemaati'nin diğer üst düzey liderleri gibi Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi de Bangladeş'in mevcut laik rejimi tarafından baskıya ve işkenceye maruz kalmıştır. Bunların bir parçası olarak, 29 Haziran 2010'da Bangladeş laik rejimi tarafından, Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi, Bangladeş Cemaat-i İslami genel başkanı (Ameer) Mevlâna Motiour Rahman Nizami ve parti genel sekreteri Ali Ahsan Muhammed Mücahit de dahil olmak üzere üç üst düzey Cemaat liderleriyle birlikte Dini duyguları yüreklendirmek üzerine bir suç duyurusunda bulunduğu için tutuklanmıştır. Herkes ertesi gün kefaletle serbest bırakılsa da şiddet, vandalizm ve diğer bazı siyasi meseleler de dahil olmak üzere başka bazı davalardan yeniden suçlanmışlar. Bunun için onlar sorguya çekildiler ve bir aya yakın süre sorguda kalmışlardır. Tüm bu siyasi davalardan kefaletle serbest bırakılmaya başlarken, 1971'deki kurtuluş savaşı sırasında soykırım, tecavüz ve toplu katliam yapmakla suçlanmışlardır; ayrıca iki genel sekreter yardımcısı Muhammad Kamaruzzaman ve Abdul Qader Mollo ve bir diğer üst Cemaat lideri Mir Kasım Ali de dahil olmak üzere diğer üç Cemaat lideriyle birlikte dava açılmıştır.

1971 kurtuluş savaşında Cemaat liderlerinin savaş suçları nedeniyle sorgulandığı Bangladeş'teki Uluslararası Suç Mahkemesi (ICT), esas olarak kurtuluş savaşı sırasında suç işleyen Pakistan ordusunu ve yerel işbirlikçilerini sorgulamak için kurulmuştur. Bu mahkeme, 1973 yılında ICT Yasası olarak bilinen Uluslararası Suçlar (Mahkemeler) Yasasına dayanarak 1973 yılında kurulmuştur. Ancak bu Cemaat liderlerinin hiçbiri o dönemde savaş suçlarıyla suçlanmamıştır. 1971'de meydana gelen savaş suçları meselesi çözülmüş olsa da mevcut laik rejim olan Bangladeş Avami Lig 2009'da yeniden iktidara geldikten sonra bu konuları bir kez daha gündeme getirip Uluslararası Suç Mahkemesi'ni (ICT) yine kurmuşlardır ve 38 yıl sonra Bangladeş Cemaat-i İslami'nin tüm üst düzey liderlerine karşı kurtuluş savaşı sırasında savaş suçu suçlamaları düzenlemişlerdir.

2009 yılında iktidara gelen Avami rejiminin Bangladeş'te kurduğu Uluslararası Suç Mahkemesi (ICT) hakkında birçok tartışma var. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) ve İnsan Hakları İzleme (Human Rights Watch) gibi birçok uluslararası insan hakları örgütü, bu mahkemenin şeffaflık eksikliği için sık sık eleştirmiştir. Aslında, Uluslararası Suç Mahkemesi (ICT) başkanı Mohammad Nizamul Huq ile Brüksel'de yaşayan Bangladeşli bir Avukat Ahmed Ziauddin arasındaki Skype konuşmaları ve e-postaları sızdırılmıştır; burada 28 Ağustos ile 20 Ekim 2012 arasında 17 saatlik görüşme ve Eylül 2011 ve Eylül 2012 tarihleri arasında 230'dan fazla e-posta yer almıştır. Bunlar, 8 Aralık 2012'de İngiliz haftalık gazetesi 'The Economist'te ve daha sonra da 9 Aralık 2012'de Bangladeş'in günlük gazetesi 'Amar Desh'de yayınlanmıştır. Tüm bu Skype konuşmaları ve e-postalar, komploların nasıl yapıldığını ve kurtuluş savaşı sırasında savaş suçları işleyen Cemaat liderlerinin uydurulması ve adli infaz yoluyla idam edilmelerinin sağlandığını göstermiştir. Bu Skype konuşmaları ve e-postalar, bu Cemaat liderlerine karşı tüm davaların nasıl açıldığını ve onların adli infaz yoluyla infaz edilmesi planının nasıl yapıldığını da göstermiştir. Uluslararası Suç Mahkemesi (ICT) başkanı Mohammad Nizamul Huq, tüm bu Skype konuşmalarının ve e-postalarının sızdırılması nedeniyle 11 Aralık 2012'de istifa etse de Bangladeş hükümeti bu mahkemeyi açık tutmuştur ve Cemaat liderlerini sorgulamaya devam etmiştir ve onları mahkeme aracılığıyla idam etmiştir. Ayrıca, tüm Skype konuşmalarını ve e-postalarını yayınlayan Bangladeş'in günlük gazetesi 'Amar Desh', 13 Aralık 2012’de mahkeme kararıyla yasaklanmıştır.

Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi, Bangladeş Cemaati'nin lideri olsa da onun güzel sesi ve motive edici konuşması nedeniyle parti dışından ve hatta diğer siyasi partilerden çok sayıda hayranı vardır. Bangladeş halkları arasında Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi 'Kuş Kur'an-ı' olarak da bilinmektedir. Bu nedenle 28 Şubat 2013'te Uluslararası Suç Mahkemesi (ICT) tarafından ona idam cezasına çarptırılmasının hemen ardından tüm Bangladeş'te parti içinden ve dışından tüm hayranlar ve destekçileri protesto ve kargaşa başlatmıştır. Bu protesto ve kargaşa polis ekipleri ve halklar arasında çatışmaya dönüp protestolar sırasında ülke çapında yaklaşık 100 protestocu öldürülmüştür. Britanya Yayın Şirketi (BBC), bu Bangladeş'teki siyasi şiddetin en kötü günü olarak değerlendirmiştir. Daha sonra Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi'nin avukatı, mahkeme tarafından verilen bu karara karşı yüksek mahkemeye itiraz dilekçesi sunmuştur. Eylül 2014'te Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi'ye verilen karar, idam cezasından ömür boyu hapis cezasına değiştirilmiştir. Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi'nin kalp hastalığı olduğundan, düzenli tıbbi kontrolü için hapishaneden hastaneye götürülmesi gerekmiştir. 14 Ağustos 2023 günü sabah saatlerinde göğüs ağrıları nedeniyle hastaneye kaldırılmıştır ve daha sonra aynı gün akşam 20.40'ta hayatını kaybetmiştir. Tıbbi otorite Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi'nin kalp krizi geçirdiğini belirtmiştir.

Sadece Mevlâna Delwar Hossain Sayeedi değil, diğer bazı Cemaat liderleri de mahkemede sorgulanırken hapishanede ölmüştür. Örneğin, Bangladeş Cemaati'nin kıdemli genel başkan yardımcısı (Kıdemli Nayeb-e-Ameer) Mevlâna Abul Kalam Muhammed Yusuf, mahkemeye savaş suçları suçlamasında bulunduğu için hapishanede gözaltındayken 9 Şubat 2014'te 87 yaşında kalp krizi nedeniyle ölmüştür. Ayrıca mahkeme tarafından 90 yıl hapis cezasına çarptırılan Bangladeş Cemaati'nin eski genel başkanı (Ameer) Profesör Ghulam Azam, 23 Ekim 2014 tarihinde esir hastanesine kaldırılırken 91 yaşında hayatını kaybetmiştir. Bangladeş Cemaat-i İslami'nin diğer bir genel başkan yardımcısı (Nayeb-e-Ameer) Mevlâna Abdus Sobhan, 14 Şubat 2020'de 83 yaşında ölmüş. Mevlâna Abdus Sobhan tıbbi tedavi için esir hastanesine kaldırılmıştır ve Uluslararası Suç Mahkemesi (ICT) tarafından idam cezası verilmiş. Avukatları, idam cezasına karşı Yargıtay'a itirazda bulunmuştur ve temyiz süreci devam ederken hayatını kaybetmiştir. En son Mevlâna Delwar Hossain Sayedee, 14 Ağustos 2023'te, 83 yaşında, tıbbi tedavi için hastaneye kaldırıldığı sırada kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.