Sosyal Medya

İSLAM

Hac 2024: Medyanın Hacı ölümlerini haberleştirme şekli ikiyüzlülük müdür?

Bu yılki hac ibadeti sırasında doğal olarak bazı hacı adayının hayatını kaybettiği ve hac ibadetinin zorluğunun, dönemin sert hava koşullarının hacı adayları için sıkıntı yaratmış olabileceği bir gerçek. Ancak, medyanın konuyla ilgili yayınlarının çoğunun İslamofobik eğilimler taşıdığı, en azından kötü niyetli olduğu iddia edilebilir.

Khalid Afolabi

Hâlâ hafızalarımızda tazedir; 28 Mayıs 2022'de, Paris'teki Fransa Stadı'nda yaşananlar, heyecan ve gerilim dolu bir gösteri olması beklenen gecenin, endişe ve hayal kırıklığı çığlığına dönüşmesine yol açtı. Liverpool ve Real Madrid'in, kulüp futbolunun en gözde kupası olan Şampiyonlar Ligi kupasını almak için sonuna kadar mücadele etmesi gereken bu büyük maçın öncesinde, taraftarlar stadyumun girişinde mahsur kaldı. Tren hatlarının tam olarak çalışmaması, trafik sıkışıklığı ve aşırı kalabalık nedeniyle oluşan bu durum, bilet sahteciliğine karşı mücadele ve ardından Merseyside polisinin kötü taktiklerle müdahalesi ile daha da kötüleşti.

Kaos, ezilmemeleri için kadın ve çocukların kalabalıktan çıkarılmasını gerektiren izdihamla doruk noktasına ulaştı. Gün doğumunun ardından, çeşitli haber kanalları maça eşlik eden trajedileri yayınlamak için yarışırken, medyada bir kargaşa yaşanması kaçınılmazdı. Ancak bu, çağdaş dünyada insanları en çok birleştirdiği varsayılan unsura fazla yüklenmek olurdu. Kârlı futbol dünyası için çok pahalıya mal olabilecek bu durum karşısında, medya ertesi gün konunun viralliği nedeniyle kayıtsız kalamayacağıyla beraber yayınlarında olayı üstü kapalı ifadeler ile işleyip oyunu öne çıkardılar.

Gel gelelim, son birkaç gün içinde çeşitli haber kaynakları, yeni tamamlanan Hac ibadetinde kaydedilen 1.301 vefata ilişkin raporları gündeme taşıdı. Bu haberlerin bazıları sanki sinsice yapılmış gibi görünüyor. Örneğin BBC, 21 Haziran tarihli manşetinde "Suudi Arabistan'da bu yılki Hac ziyaretinde yaşanan ölümlerin arkasında ne var?" diye yazıyor. Reuters ise 19 Haziran tarihli manşetinde "Hac yolculuğunda yüzlerce kişi aşırı sıcaktan öldü" ifadesine yer veriyor. CBS News, 20 Haziran tarihli haberinde "Suudi Arabistan'daki aşırı sıcaklar nedeniyle 2024 hac yolculuğunda 1.000'den fazla kişi öldü" başlığını kullanmış. Hindustan Times da 24 Haziran'da "2024 Haccında ölü sayısı 1300'ü geçti; ölenler arasında 100 Hintli var" başlığını atmış.

Bu manşetlerin altında, içeriklerin çoğu Müslümanların hassasiyetlerini ve haccın, Müslümanların atıfta bulunduğu ve uyguladığı İslam'ın temel esaslarından biri olduğunu dikkate almamış görünüyor. "Ulu Cami çevresindeki sokaklarda yatan cesetler" (CBS News) ve "hac trajedisi" (Hindustan Times) gibi ifadeler ve cümleler bu varsayımı doğruluyor. Hatta Reuters, okuyucularının zihinlerini son otuz yılda hac ibadeti sırasında meydana gelen izdiham, çadır yangını ve diğer kazalarla tazeleyecek kadar ileri gitmiş. Tabii ki, sosyal medya kullanıcıları arasında, medyanın haberleri abartarak hacıyı vahşi bir aktiviteymiş gibi gösteren insanlar da görülüyor.

Ölüm sayısı normal mıdır?

Bu yılki hac ibadeti sırasında doğal olarak bazı hacı adayının hayatını kaybettiği ve hac ibadetinin zorluğunun, dönemin sert hava koşullarının hacı adayları için sıkıntı yaratmış olabileceği bir gerçek. Ancak, medyanın konuyla ilgili yayınlarının çoğunun İslamofobik eğilimler taşıdığı, en azından kötü niyetli olduğu iddia edilebilir.

Her ne kadar masum ya da dikkatsiz Müslüman muhabirleri günah keçisi olarak kullanmış olsalar da, haberleri bu denli ağır bir üslupla aktaran haber kuruluşlarının çoğunun gayrimüslim kaynaklar olması bu hipotezi doğrulamaktadır. Özellikle, Hac ibadetinin manevi ve dini önemini göz ardı ederek trajediye odaklanan haberler, Müslüman toplulukların hassasiyetlerini yeterince dikkate almamaktadır.

Peki, dünya gündeminin merkezine oturttukları bu konuyu irdelemeyim. Gerçekten de 1300 hacının hayatını kaybetmesi endişe verici midir ki hac ibadeti, cani bir ritüel olarak gösterilsin? Bu soruları cevaplamak için, öncelikle dünyaca ölüm oranlarını ve olayın bağlamını daha yakından incelemeliyiz. Söz gelimi, CIA World Factbook'a göre, dünya çarpında günde ölüm oranı 1000 kişi başına 7.9 olarak tahmin ediliyor. Bu istatistiği göz önünde bulundurduğumuzda, Mekke'de yaklaşık 2 hafta boyunca ibadet eden 2 milyon hacıdan 1300'ünün ölmesi, gerçekten olağanüstü bir durum mu? Basit bir hesapla, bu orandan hareket edecek olursa, 2 milyon kişiden yaklaşık 16.000 kişinin hayatını kaybetmesi beklenebilir. Fakat, 1300 ölümün nispeten düşük olmasıyla birlikte çok doğal bir şeydir.

Elbette, medyanın her alandaki haberlerde daha fazla objektiflik, samimiyet ve hesap verebilirlik sergilemesini gerektirmekle birlikte, Suudi Arabistan yetkilerini, eksiklerden muaf tutmamaktadır. Yetkisiz kişilerin hacca katılımını azaltmak için daha sıkı tedbirler alınmalı ve hacıların hava koşullarını yumuşatmak için daha fazla yeniliğe ihtiyaç duyulmaktadır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.