Sosyal Medya

SİYASET

Bangladeş'te Protestolar: Kontenjan Hareketi nedir, ne istiyor?

Ibnul Ammar

Son günlerde internette karşılaştığımız görüntüler, şiddetin ve kaosun hâkim olduğu yerlerdeki acıları gözler önüne seriyor. Gazze'den Sudan'a kadar pek çok bölgeyi etkileyen bu krizlerin yanı sıra, Müslüman ülkelerinden biri olan Bangladeş'te de büyük bir ayaklanma patlak verdi. Ülkenin hükümeti, protestocuları sert müdahalelerle bastırırken, interneti kapatarak dünyayla olan bağlantılarını kesmeye çalışıyor. Peki, bu olayın arkasında neler yatıyor? Protesto eden öğrenci grupları hangi taleplerle harekete geçtiler?

Kamu sektörde kontenjan meselesi

Bangladeş'te birinci ve ikinci sınıf kamu sektöründeki atamaların yüzde 56'sı belirli kesimlere ayrılan kontenjanlardan yapılmaktadır; geri kalan yüzde 44 ise genel iş adaylarından alınmaktadır. Bu yüzde 56'lık kontenjanın yüzde 30'u bağımsız savaşçıları kapsar, yüzde 10'u kadınlara, yüzde 10'u belirli bölgelere, yüzde 5'i azınlıklara ve geri kalan yüzde 1'i ise engellilere ayrılmıştır. Bu istatistiklere göre, Bangladeş'te kamu sektörüne alımda gerçekten yetenekli olanların azınlıkta olduğu söylenebilir.

Kadın, ilçe, azınlık ve engelli kontenjanlarına kimsenin itirazı olmasa da yüzde 30'luk bağımsız savaşçısı kontenjanı konusunda üniversite öğrencileri arasında uzun süredir bir huzursuzluk yaşanmaktadır. Kamu sektöründe bu kadar çok sayıda kontenjan olması nedeniyle daha az vasıflı adayların ilgisini çektiğine dair iddialar vardır. Dolayısıyla birçok uzmanlar, kamu sektöründe kontenjan sisteminin yaygın olması nedeniyle gerçek yeteneklerin kamu işlerinden büyük ölçüde mahrum kaldığını iddia etmektedir. Ayrımcılığın da büyük ölçüde nedeni olduğuna inanmaktadır.

Özgürlük savaşçıları kimlerdir?

Bangladeş'te “Muktijoddha” olarak bilinen özgürlük savaşçıları, 1971 yılında Pakistan'a karşı verilen Kurtuluş Savaşı sırasında ülke için savaşan kişilerdir. Savaştan önce bu kişilerin çoğu, devlet işleri de dahil olmak üzere çeşitli olanaklara erişimi olmayan sıradan köylülerdi. Kurtuluş Savaşı sırasında kimileri hayatını kaybetti ve kimileri ise felç oldu. Hayatta kalanlar o zamandan beri iyi ve istikrarlı ekonomik koşulları sürdürmeyi başaramadılar. İşte çözüm olarak hükümet tarafından kendilerine sağlanan ayrıcalıklardan biri de özel bir istihdam kotasıdır. Ancak özgürlük savaşçılarının çoğu ya eğitimsizdi ya da bu kotadan yararlanamayacak kadar yaşlıydı. Sonuç olarak, hükümet onların çocuklarını da devlet işleri için söz konusu kontenjan sistemine dahil etmiştir.

Kontenjan nasıl sorunu oldu?

Bağımsız savaşçılarına yönelik kontenjan sistemi geçici veya kısa süreli olarak getirilmiş olsa da sonrasında uzun süre devam etmiştir. Bir noktada bağımsız savaşçılarının ikinci kuşağının ötesinde, üçüncü kuşak yani onların torunlarına da kamu sektöründe işe alımlarda özel kontenjanını kullanma fırsatını sunulmaktadır. İşte sisteme itirazlar buradan başlamıştır. Yani anayasada toplumun “geri kalmış sınıflarına” fayda sağladığı belirtilmektedir. Burada kadınlar da geri sınıflara dahil edilirken bağımsız savaşçılarından hiçbir yerde bahsedilmemektedir. Bunun nedeni, tüm bağımsız savaşçılarının yoksul ya da kırsal kesimdeki geri kalmış insanlar olmamasıydı. Bağımsızlık savaşına pek çok şehirli ve varlıklı insan da katılmıştır. Dolayısıyla bağımsız savaşçılarını tek cümlede geri kast olarak adlandırma imkânı yokmuştur.

Bangladeş'te uzun süredir birinci ve ikinci sınıf kamu işleri için yüzde 56'lık bir kontenjan, ayrıca üçüncü ve dördüncü sınıf işler için yardımcı polis gücü ve savunma üyesi kontenjanı ve hükümetteki kadın ilk okul öğretmenleri için yüzde 50'lik bir kontenjan bulunmaktadır. Sonuçta gerçek, yetenekli ve nitelikli iş adayları bu kontenjanlardan mahrum bırakılıyormuştur. Sonuç olarak, 2018 yılında Bangladeş'teki farklı üniversitelerden öğrenciler kontenjan reformu talebiyle kontenjan karşıtı bir hareket başlatmıştır.

Öğrencilerden gelen talep, birinci ve ikinci sınıf kamu işlerinde kontenjanın yüzde 56'dan yüzde 10'a düşürülmesi yönündeymiştir. 4 Ekim 2018 tarihinde Kamu Yönetimi Bakanlığı, Bangladeş'teki üniversite öğrencilerinin talepleri karşısında bir genelge yayınlayarak kontenjan sisteminin tamamını iptal etmiştir. Ancak 2021'de bağımsız savaşçılarının bazı çocukları yüzde 30'luk bağımsız savaşçısı kontenjanının geri alınması için yüksek mahkemeye dilekçe yazmıştır. Bunu göz önünde bulundurarak Yüksek Mahkeme, 5 Haziran 2024'te kamunun bağımsız savaşçısı kontenjanını iptal etme kararının geçersiz olduğunu ilan etmiştir. Bu sayede, birinci ve ikinci sınıftaki kamu işlerinde görev yapan yüzde 30'luk bağımsız savaşçısı kontenjanı eski durumuna getirilmiştir. 

Yüksek Mahkeme’nin kararından bu yana öğrenciler kararın iptali için protesto gösterisi yapmaktadır. Birkaç gün süren gerginlikten sonra öğrenciler Kurban Bayramı nedeniyle eyleme 29 Haziran'a kadar ara vermiştir. Ardından 30 Haziran'da yeniden hareket başlamıştır ve 1 Temmuz 2024'ten itibaren bu kontenjan reformu hareketi ülke geneline yayılmıştır. Hareketin başında öğrenciler dört nokta taleplerinden bahsetmişlerdir. Ancak artık işi bir noktaya getirmişlerdir; bu da tüm kademelerdeki mantıksız ve ayrımcı kontenjanların kaldırılması ve anayasada adı geçen geri kalmış topluluklara yönelik kotaların asgari düzeye indirilmesi ve yasanın meclisten geçmesidir. Bu, öğrencilerin asıl amacının kontenjanı yeniden düzenleyerek yüzde 5 ila 10'a getirmek olduğu anlamına gelmektedir. Bağımsızlığın ardından uzun bir süre bağımsız savaşçısı kontenjanı konusunda herhangi bir memnuniyetsizlik veya tartışma yaşanmamıştır. Sorun, bağımsız savaşçılarının torunlarının bu kotadan yararlanmaya başlamasıyla ortaya çıkmaktadır. Bağımsız savaşçıları ülke için çok fedakârlık yapmıştır ancak uzmanlar üçüncü nesil bağımsız savaşçısı kontenjanından yararlanmanın haklı olduğunu düşünmemektedir. Üstelik bunca yıl süren bağımsızlığın ardından bağımsız savaşçılarının ailelerinin maddi durumu daha da iyileşmiştir.

Başbakan Hasina olayı nasıl körükledi?

Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın bir röportajında kullandığı tek bir kelime, öğrencilerin öfkesini ateşleyip sokağa çıkmasına neden olmuştur. Bir gazeteci, Başbakan Şeyh Hasina'ya, öğrencilerin bağımsız savaşçı torunlarının bağımsız savaşçı kontenjanından faydalanmalarından duydukları mutsuzluğu dile getirirken, Hasina "Bağımsız savaşçıların torunları kontenjandan yararlanamazsa rajakarların torunları mı yararlanacaktır?" demiştir. "Rajakar" işbirlikçi demektir ve Bangladeş bağımsızlık savaşına karşı Pakistan askerleriyle birlikte savaşmış olan insanları ifade eder. Bu grup, kurtuluş savaşı sırasında toplu katliamlar, soykırımlar, vandallıklar ve tecavüzler gibi korkunç suçlara karışmıştır. Bu nedenle, Bangladeş'te "rajakar" kelimesi büyük nefretle anılır ve Başbakan'ın öğrencilere bu şekilde hitap etmesi büyük bir öfke yaratmıştır. Protestolar sırasında öğrenciler, “Ami ke, tumi ke, rajakar, rajakar” ("Ben kimim, sen kimsin, işbirlikçi, işbirlikçi") sloganını atmaya başlamışlardır. İşte ülkeye hizmet etmek için eğitim alan öğrenciler, Başbakan'ın bu kelimeyi kullanarak onlara hakaret ettiğini değerlendirmişlerdir.

Bangladeş'teki kontenjan hareketi artık öğrencilerle polis arasında şiddetli çatışmalara dönüşmüştür. Ülkenin dört bir yanındaki üniversite ve kolejlerden öğrenciler, kontenjan reformu talebiyle sokaklara dökülmüştür. Barışçıl toplantılar düzenleyen öğrencilere polis, kurşun sıkmakta, mermi atmakta ve sopalarla saldırmaktadır. İlk raporlara göre, polis saldırıları sonucunda yüzlerce kişinin öldüğü ve binlerce kişinin yaralandığı belirtilirken, gerçek sayı henüz bilinmemektedir.

Olayın seyri değişiyor

Bangladeş Yargıtayı derhal bir karar alarak, bağımsız savaşçıları için kotanın yüzde 5'e, azınlıklar için yüzde 1'e, engelliler ve üçüncü cinsiyet kişileri için de yüzde 1'e indirildiğini, geri kalan yüzde 93'ün ise liyakate dayalı olarak alınacağını bildirmiştir. Ancak, öğrenciler, protesto sırasında öldürülenlerin sorumlularının yargılanması talebiyle protestolarına devam etme kararı almıştır. Polisin kontrol altına alamadığı protestolar ülkenin her yerine yayılmıştır. Hükümet, protestoları kontrol altına almak için interneti ve sosyal medyayı kapatma kararı almış ve ayrıca silahlı kuvvetleri görevlendirmeye karar vermiştir.

Durum şu anda oldukça istikrarlı kalsa da protestocular bir basın toplantısı aracılığıyla iktidara ve halklara, protestler sırasında öğrencileri öldürenlerin ardındakilerin yargılanması talebiyle hareketlerine devam edeceklerini bildirmiştir. Çok sayıda video görüntüsünde, polisin çok sayıda eğitim kurumuna girip öğrencilere kurşun sıktığı ve sopalarla saldırdığı görülmektedir. İktidar partisinin (Bangladeş Awami Birliği) öğrenci kanadı olan Bangladeş Chattra Birliği bile polisle iş birliği yaparak bu toplu katliama hep birlikte dahil olmuştur. Kız öğrenciler de polis güçleri ve iktidar partisinin öğrenci kanadı tarafından öldürüldü ve işkenceye uğramışlardır. Tüm bu kanıtlar, Bangladeş'teki iktidar partisinin ve onun polis gücünün, Bangladeş'teki tüm öğrenci topluluğuna karşı durduğunu göstermektedir. Görünüşe göre Bangladeş'teki tüm öğrencilere karşı savaş ilan etmişlerdir. Durumun Bangladeş tarihindeki en acımasız olay olduğu değerlendirilmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.