İSLAM
Sosyal Medya Şakaları: İslam’da Mizahın Etik Sınırları var mıdır?
Ridwan Olamilekan MUSTAPHA
Dünyanın her yerinde her yaştan insanı etkileyen sansasyonel sosyal medya şaka eğilimi gün geçtikçe daha da yaygınlaşıyor. Bu şakalar, bazen sadece skeç yapımcılarının izleme oranı yükseltme amaçlı düzenlediği basit rol oyunları olarak kalıyor. Bazen de öyle değildir; tamamen yabancı kişilere yapılıyor. Kimileri şakaların mağdurlarına “hediye” veriyor. İşte internetin sunduğu sınırsız özgürlük, toplumsal duyarlılığı yok ederek eşek şakalarının eğlenceli bir eylem olarak görülmesini sağlıyor. Peki, gerçek etik kurallar nedir ve İslam bu konuda ne diyor?
Dünyaca “prank” olarak bilinen eşek şakaları, genellikle birini aptal yerine koyma amacı taşıyan oyunlar olarak tanımlanıyor. Bu tür eylemler, bazen hafif yaramaz ve gülünç olabilir. Ancak, çoğu zaman başkalarının onurunu veya huzurunu hiçe sayarak, onları kandırma veya alay etme anlamına gelir. Şakalar genellikle yabancıları rahatsız etmeyi, belirsiz ve kışkırtıcı sorular sormayı, toplum içinde tuhaf davranışlarda bulunmayı veya açıkça tacizde bulunmayı içerir. Neredeyse her internet kullanıcısı, skeç yapanların masum insanlara şaka yaptığı sayısız videoya tanık olmuştur.
Etik Sorusu
Sosyal medya şakalarının popülerleşmesinden önce, birçok kültür kendi şaka yöntemlerine sahipti. Ancak bu şakalar, büyük ölçüde birbirini tanıyan kişiler arasında yapılırdı ve her zaman haysiyete saygı gösterilirdi. Bugün ise, bir yabancı, haberi olmadan birini hedef alabilir, ona şaka yapabilir, izleme trafiği oluşturabilir, para kazanabilir ve izleyicileri eğlendirebilir. Bu süreçte, şaka yapılan kişi saygınlığını kaybedebilir. Bu durum, etik açıdan ciddi bir sorgulamayı gerektiriyor.
Pek çok kişi, şakayı yaparken hedef kişinin sağlığını göz önünde bulundurmadan hareket ediyor. Özellikle skeç yapımcıları, sıklıkla insanları bazen sağlıklarını etkileyebilecek tehlikeli durumlara dahil ediyorlar. Bu tür şakaların yol açabileceği şok, birçok kişinin zihinsel dayanıklılığının sınırlarını zorlayabilir. Hatta bazı şakalar, tehdidin gerçek olduğuna inanan kişilerin paniğe kapılmasına ve kaçış hareketleri yapmasına neden olabilir. Şaka yapılan kişinin hipertansiyon gibi bir sağlık sorunu varsa ya da Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Aralıklı Patlayıcı Bozukluk veya Paranoid Kişilik Bozukluğu gibi rahatsızlıkları varsa, bu durum, şaka yapan kişiye zarar verebilecek hatta ölümle sonuçlanabilecek tepkilere neden olabilir. Şaka yapılan kişi kaçmaya çalışırken düşüp hayatını kaybederse, bu durum, özellikle zararlı şakalar yapan skeç yapımcıları açısından büyük bir endişe kaynağıdır.
Daha da üzücüsü ise, çocukların bu şaka trendini takip ederek ebeveynlerine son derece saygısız bir şekilde şaka yaptığı durumlar da yaşanmaktadır. Bu tür davranışlar, çocukların mizah adı altında ebeveynlerine kaba bir şekilde şaka yapmasını içeren önemli bir sosyal ahlaksızlığı temsil etmektedir.
İslam bu konuya ne diyor?
İslam, iyi ahlaka büyük önem verir ve her Müslümanı, Müslüman olsun ya da olmasın, başkalarıyla örnek bir şekilde ilişki kurmaya teşvik eder. İslam, başkalarını tehlikeye atabilecek, korku uyandırabilecek veya tehdit oluşturabilecek her türlü davranışı reddeder. Başkalarının onurunu, kişiliğini veya refahını olumsuz yönde etkileyen eylemler kesinlikle kınanır. Sosyal medya şakalar bu onaylanmayan kategoriye girer. Mizah, şakalar ve eğlenceli davranışlar coşku uyandıran etkileşimli iletişim biçimleri olabilir, ancak bunların etik sınırlar içinde, saygılı ve düşünceli bir şekilde uygulanması gerekir.
Aslında din, mizaha karşı değildir. Araştırmalar, dinleri hakkında derin bir anlayışa sahip bireylerin genellikle olumlu bir mizah anlayışına sahip olduğunu ve bu mizahın yalnızca başkalarına gülümseme ve kahkaha getirmekle kalmayıp, aynı zamanda eleştirel düşünme ve iç gözlemi teşvik ettiğini göstermiştir. Bu nedenle, mizah eğlendirmenin ötesine geçmeli, düşünceli bir tefekküre ve yarattığı mutluluğun daha derin bir takdirine ilham veren bir araç olarak hizmet etmelidir. Bu bağlamda, sahabeler Resulullah’a (s.a.v) “Ya Rasûlullah! Sen bize şaka ediyorsun” diye sordular. O da, “Evet, ama ben gerçekten başka bir şey söylemem” diye cevap verdi. (Edeb-I Müfred no. 265). Bu hadis, Allah Resulü’nün (s.a.v) ashabıyla şakalaştığını, onları mutlu etmek için şaka yollu sözler söylediğini ve bunu onlarla topluca veya bireysel olarak yaptığını göstermektedir. Ancak şakalaşırken bile yalnızca doğruyu söylemiş ve haktan ayrılmamıştır.
Başka bir hadiste Hz. Peyagmber şöyle buyurdu: “Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından, şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir köşk (verilmesin)e kefilim.” (Ebu Davud, Edeb 7)
Peygamber Efendimizin (s.a.v) yaşlı bir kadınla olan karşılaşmasını ele alalım. Kadın, Peygamberimize gelip, “Ey Allah’ın Elçisi!” diyerek, “Beni cennete sokmasını Allah’tan rica et!” demişti. Peygamberimiz (s.a.v) şaka yollu olarak, “Ey Ümmü Fulân! Yaşlı kadınlar cennete giremez!” demiştir. Kadın bu sözü duyduktan sonra ağlayarak arkasını dönünce, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ona yaşlı bir kadın olarak cennete giremeyeceğini söyle, çünkü Allah şöyle buyuruyor: ‘Şüphesiz biz cennet kadınlarını yeni bir yaratılışla yarattık. Böylece onları, kocalarına gönülden bağlı ve yaşça onlara eşit bakireler kıldık.’ (Vâkıa: 35-37)” (Muhtasaru’ş-Şemâili’l-Muhammediyye, no. 205). Bu hadis, Peygamber Efendimizin (s.a.v) şaka yollu sözleriyle bile, her zaman hak ve doğruyu ifade ettiğini ve cennette yaşlı kadınların da gençleşmiş olarak bulunacağını müjdelediğini göstermektedir.
Sonuç
İslam’a göre neyin etik ve doğru olduğu sorusunun yanı sıra, birçok ülkede insanların rızası olmadan filme alınmalarına karşı yasalar bulunmaktadır. Örneğin, kişilerin bilgisi veya rızası olmadan görüntülerin internete yüklenmesi, özel hayatın gizliliğinin ihlali ve başkalarının kişisel alanının işgali nedeniyle cezai suçlamalara yol açabilir. Şakalardan kaynaklanan diğer potansiyel suç eylemleri arasında taciz, takip, kamu huzurunu bozma ve sıkıntı yaratma gibi durumlar yer almaktadır. Aşırı durumlarda, bir şaka sonucunda bir kişinin hayatını kaybetmesi durumunda, şakacı niyetine bakılmaksızın kasıtsız adam öldürme suçlamasıyla karşı karşıya kalabilir. Kasıtsız adam öldürme, ihmal yoluyla birinin ölümüne neden olmak olarak tanımlanır ve bu tür olaylar ciddi yasal sonuçlar doğurabilir.
Sonuç olarak, İslam mizahı ve şakayı sınırlar dahilinde kabul etse de, sosyal medya şakaları genellikle İslam hukuku tarafından belirlenen etik sınırları ihlal eder. Şakalar çoğu zaman aldatma unsurları içerir, aşağılanmaya, saygısızlığa ve kınanmaya yol açabilir. Ayrıca, eşyaları saklama ve başkalarıyla alay etme gibi yaramazlıklarla ilişkilendirilir. Ebu Davud ve Tirmizi’nin eserlerinde aktarıldığı üzere, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şaka veya ciddi durumlarda bile, bir kardeşin eşyalarını almaktan sakınılmasını tavsiye etmiştir. Bu kaygılar ışığında, Müslüman kardeşlerimizi tüm ilişkilerinde Allah’tan korkmaya ve bizi Allah’ın huzurunda günahkâr konumuna düşürecek her türlü eylemden kaçınmaya çağırıyorum. Sosyal medya şakaları yapmak, ideal bir Müslüman kişiliğine yakışmaz. Bu nedenle, çeşitli medya kontrol kurullarının skeç yapımcılarının hesap verebilirliğini sağlaması yerinde olacaktır. Ayrıca, hükümetlerin, bireylerin toplumsal huzursuzluğa yol açma potansiyeli olan şakalara ne ölçüde katıldıklarını düzenlemesi gerekmektedir. Şakaların halkın ruh sağlığı üzerinde zararlı etkileri olabilir ve toplumsal uyumu tehdit edebilir.
Henüz yorum yapılmamış.