SİYASET
Siyonistler Mısır ve Türkiye’den Neler İstiyor?
Muhammed Abdülhamid
Geçen yıl Ekim ayında, Hamas, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik bir askeri operasyon başlattığını duyurdu. Bu operasyonun ardından İsrail, Gazze’ye savaş açtı. Yaklaşık bir yıldır İsrail, Gazze’yi büyük ölçüde tahrip edip yağmalıyor. Sonuç olarak, yaklaşık 40 bin şehit verildi ve on binlerce kişi yaralandı. Bunun yanı sıra, Gazze’deki binalar ve altyapı büyük ölçüde yok edildi.
İsrail’in, Hamas’ın başlattığı bu saldırıyı Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırmak için kullandığını görüyoruz. İsrail, Gazze üzerinde tam kontrol sağlamanın, Tevrat’taki projesinin sonraki adımlarına geçiş anlamına geldiğini biliyor. Bu adımlar şunlardır:
- Gazze’yi yeniden işgal etmek, İsrail’e Batı Şeria’yı daha acımasız bir şekilde yeniden işgal etme bahanesini verecek. Belki de bu, Ramallah’taki Mahmud Abbas yönetimini yok etmeye kadar varabilir.
- Mescid-i Aksa’nın yıkılmasını hızlandırmak ve yerine Süleyman Mabedi’ni inşa etmek.
- İsrail, bundan sonra Nil ile Fırat arasındaki bölgeyi ele geçirme aşamasına geçecektir.
Dikkat çekici olan, Erdoğan, Sisi ve Ürdün Kralı Abdullah’ın Siyonistlerin hedeflerinin tehlikelerine dair uyarılarda bulunmalarıdır. Hatta bazı İsrailli bakanların, “Nil’den Fırat’a” sloganı altında düzenlenen konferanslarda yer aldıkları da tespit edilmiştir.
Bu Tevrat projesini gerçekleştirmek için İsrail, birçok tehlikeli strateji uygulamaktadır. İlk olarak, Gazze halkını Sina’ya yerleştirip karşılığında Mısır’ın borçlarını silme teklifinde bulundu. Ancak bu, gelecekte İsrail’in Sina’ya terör bahanesiyle müdahale etmesine zemin hazırlayacak büyük bir tuzaktı.
Mısır hükümeti bu teklifi kesin bir şekilde reddetti ve bunu, 1979’da imzalanan barış anlaşmasına rağmen İsrail’in Mısır’a ve halkına yönelik bir komplo olarak gördü. İsrail, Mısır’ın Gazze halkının Sina’ya yerleştirilmesine karşı olduğunu görünce, askeri olarak Filistin Rafah’a girmekte ve burayı yıkmakta ısrar etti, ardından Filadelfiya Koridoru’nu işgal etti.
Peki, Mısır’ın İsrail’in terk etmesinde ısrar ettiği Filadelfiya Koridoru nedir?
Bu koridor, Mısır sınırıyla paralel olarak uzanan dar bir kara şerididir. Gazze Şeridi’nin bir parçası olup, Mısır, Camp David Anlaşması sırasında bu alanın Filistin egemenliğinde kalmasında ısrar etmiştir. Ancak İsrail, bu şartı defalarca ihlal etmiştir, son olarak birkaç ay önce bu anlaşmayı çiğnemiştir. Hatta İsrail, Filistin Rafah sınır kapısını tahrip etmiştir ki bu kapı, Mısır Rafah sınır kapısına birkaç metre mesafededir.
Siyonistlerin Filadelfiya Koridoru’nda ve Filistin Rafah sınır kapısında bulunmaları, Mısır tarafı için bir provokasyon olup, bu durum Sina’ya müdahale için bir bahane oluşturabilir. Daha da tehlikeli olan, siyonistlerin Mısır’ı ekonomik olarak zayıflatmaya çalışmalarıdır. İsrail, Mısır’a akan Nil sularının miktarını azaltmak veya durdurmak için Etiyopya ile iş birliği yapmaktadır. Bu, Mısır ile Etiyopya arasında silahlı bir çatışmaya yol açabilir ve İsrail, bu durumu ileride Sina’da genişlemek için kullanabilir.
Dahası, İsrail’in Tevrat’taki kehanetlerini gerçekleştirmek amacıyla Güneydoğu Türkiye’de Dicle ve Fırat nehirlerinin kaynaklarını kontrol altına alma arzusu vardır. Bu kontrol, şu anda doğrudan bir işgalle gerçekleşmesi zor olsa da, özellikle Gazze ve Güney Lübnan’da savaş devam ederken, bu bölgedeki terörist gruplara destek vererek dolaylı yoldan gerçekleştirilebilir. Türkiye bu gruplarla on yıllardır mücadele etmektedir, ancak İsrail’in kontrolü başka yollarla da olabilir.
Siyonistlerin nihai amacı, Müslümanların en büyük kutsal mekânlarını; Mescid-i Aksa ve Mescid-i Nebevi’yi ele geçirmek, son aşamada ise eğer yapabilirlerse Kabe’yi kontrol etmektir. Bu sayede İslam’ı içeriden yok etmeyi ve Orta Doğu’daki Müslümanları siyonist hegemonyaya tam anlamıyla bağımlı hale getirmeyi hedefliyorlar.
Siyonist plan sadece askeri yollarla değil, siyasi yollarla da yürütülmektedir. Birçok Arap ülkesiyle normalleşme süreci başlatmışlardır. İlk olarak Mısır ve Ürdün ile normalleştiler, ardından Fas ve son olarak birçok Körfez ülkesiyle. Şu anda, stratejik önemi nedeniyle Suudi Arabistan’ı hedef almış durumdalar.
Siyonist plan aynı zamanda kültürel normalleşmeyi de hedeflemektedir. Özellikle Arap ülkelerindeki ders müfredatlarını değiştirmeye çalışmakta, Kur’an ayetlerini ve hadisleri, özellikle cihatı teşvik eden veya Yahudilerin gizli hedeflerini ortaya koyan kısımları kaldırmayı amaçlamaktadır. Hatta bu yeni müfredatlar, eşcinsellik ve pedofiliyi kabul etmeye, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi diğer dinleri İslam ile eşitlemeye çalışmaktadır.
İsrail’in bu tehlikeli projesini hızlandırmasını engelleyen tek şey, bugün sadece kendi halkı için değil, aynı zamanda bölgedeki birçok ülke, özellikle Mısır, Türkiye ve Körfez ülkeleri için de direnen Gazze’dir. Bu ülkeler, siyonist ve masonik dünya projesi için en önemli bölgelerdir.
Bilindiği üzere, Mısır ve Türkiye, Orta Doğu’da en büyük iki Sünni ülkedir. Bu ülkelerin zayıflaması veya bölünmesi, siyonist projenin çıkarınadır. Siyonistlerin hedeflerine ulaşabilmesi için bu ülkelerde iç karışıklıkların ve bölünmelerin olması gerekmektedir. Bu nedenle, Mısır ve Türkiye’yi hedef alan siyonist projeye karşı çok dikkatli olunmalıdır.
Henüz yorum yapılmamış.