SOSYAL-KÜLTÜR
Futbol Siyonizm İzninde: Rusya’ya Karşı Sert İsrail’e Karşı Sessiz
Ridwan Olamilekan Mustapha
Tarihte FIFA Dünya Kupası Yasakları
Bu noktada FIFA’nın Dünya Kupası’na katılacak ülkelerle ilgili siyasi ve etik nedenlerle zaman zaman yasaklar ve kısıtlamalar uyguladığını hatırlatalım ki, kayda değer örnekler şunlardır:
Ülke |
Yasaklandığı Yıl(lar) |
Yasaklama Nedeni |
Yeniden Kabul veya Çözüm Durumu |
Güney Afrika |
1961 |
Ayrımcılık (apartheid) politikaları; ırklar arası spor takımlarına yasak getirilmesi |
Apartheid’in son bulmasının ardından 1990’larda yeniden kabul edildi |
Yugoslavya |
1990 |
Balkan çatışmasında hükümetin agresif eylemleri nedeniyle BM yaptırımları |
Yugoslavya’nın dağılmasının ardından yeniden kabul edildi |
Endonezya |
2015 |
Hükümetin futbol federasyonuna müdahalesi |
2016’da yeniden kabul edildi |
Kuveyt |
2016 |
Hükümet müdahalesi |
Çözüm sonrası yasak kaldırıldı |
Myanmar |
2018 |
Umman’a karşı oynanan maçta taraftar şiddeti |
2018 elemelerinden yasaklandı, itiraz sonrası yeniden kabul edildi |
Rusya |
2022 |
Ukrayna’ya karşı savaş. |
Devam ediyor |
Kenya |
2022 |
Hükümetin müdahalesi: Futbol Kenya Federasyonu’nu fon suiistimali nedeniyle feshetmesi |
Geçici yasak |
Zimbabve |
2022 |
Hükümetin müdahalesi; Zimbabve Futbol Birliği’nde dolandırıcılık ve cinsel taciz suçlamaları |
Geçici yasak |
Elbette FIFA yasaklarının yıllar içinde nasıl uygulandığı göz önüne alındığında, FIFA’nın takımları her zaman siyasi nedenlerle yasaklamadığını söylemek yanlış olmaz. İlk olarak 1961 yılında Güney Afrika’ya karşı uygulanan yasaktan önce Nazi Almanyası’nın 1938 Dünya Kupası’na katılmasına izin verilmişti. 1978’de ise Arjantin 1978’de Dünya Kupası’na katılmış ve ev sahipliği yapmıştı. Ancak bir yandan o dönemdeki askerî rejimi, insan hakları ihlal ediyordu, diğer yandan final siyasi tutukluların işkence gördüğü bir gözaltı merkezinin yakınında gerçekleşti. Yine 2022’deki İran’daki hükümet karşıtı protestolar nedeniyle, milli takımın turnuvadan dışlanması talep edilmişti. Ancak FIFA bu çağrıya kulak vermedi. Hatta uzmanlar, siyasi sebeplerle takımların turnuvalardan dışlanmasının, Hindistan ve İsrail gibi ülkelerdeki insan hakları ihlalleri nedeniyle sorunlu bir emsal yaratabileceği görüşünü sürdüler.
Avrupa’da İsrail Takımlarına Karşı Protestolar
Filistin yanlısı protestocular ile İsrail futbol kulübü Maccabi Tel Aviv taraftarları arasında 7 Kasım 2024 tarihinde Ajax ile oynanacak UEFA Avrupa Ligi maçı öncesinde Amsterdam’da gerilim arttı. Çatışmalar, Maccabi taraftarlarının Dam Meydanı’nda bir Filistin bayrağını yırtması, Arap karşıtı sloganlar atması ve işaret fişekleri patlatmasıyla başladı. Bu olayların ardından Maccabi taraftarları, bir taksiyi tahrip etti ve Filistin bayrağı asılı evlere saldırdı. Ertesi gün, Maccabi taraftarlarının saldırgan sloganlar eşliğinde stadyuma doğru yürüyüşe geçmesi durumu daha da kötüleştirdi. Her ne kadar maç yüksek güvenlik önlemleri altında sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmiş olsa da, İsraillilerin başlattığı olaylar maç sonrasında Amsterdam sokaklarını karıştırdı.
Tabi ki, her zamanki gibi “uluslararası tepkiler” gecikmedi. ABD Başkanı Joe Biden, saldırıları kınadı ve Birleşmiş Milletler durumu “şok edici” olarak nitelendirdi. Öte yandan Filistin Futbol Federasyonu’ndan Dima Said, olayı antisemitik bir çerçevede değerlendirilmesine karşı çıkarak, Gazze’deki devam eden şiddet ortamında uluslararası müsabakalara katılmasının sorunlu olduğunu vurguladı.
Çatışmaların ardından, İsrail takımlarının Avrupa’daki gelecekteki maçlarının güvenliği konusunda endişeler arttı. Örneğin, Türkiye, Maccabi Tel Aviv’in Beşiktaş ile oynayacağı bir sonraki Avrupa Ligi maçını tarafsız bir sahada gerçekleştireceğini duyurdu. Fransa’da ise, Fransa ile İsrail arasında oynanan UEFA Uluslar Ligi maçının yapıldığı Stade de France yakınlarındaki Saint-Denis’de protestolar meydana geldi. Protestocular, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırıma benzeten bir BM raporuna atıfta bulunan pankartlar taşıyarak, Fransız hükümetinin maça ev sahipliği yapma kararına şiddetle karşı çıktılar. Protestoya katılan film yönetmeni Samy, Fransa-İsrail maçını kınayarak, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak tanımladı ve adalet mücadelesine devam edeceklerine dair söz verdi.
Sonuç
Yukarıda anlatılanlardan açıkça anlaşılmaktadır ki futbol dünyasında bariz bir çifte standart söz konusudur ve FIFA, futbol faaliyetlerinde siyasetin etkisini zımnen onaylıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından gösterilen hızlı tepki, futbol camiasının Ukrayna’ya verdiği desteği açıkça gösteriyor. La Liga maçlarında Ukrayna bayrakları dalgalanmış, sosyal medyada #StopUkraineInvasion (Ukrayna işgalini durdur) etiketi yaygınlaşmış ve dayanışma mesajları resmi düzeyde paylaşılmıştır. Buna karşın, İsrail söz konusu olunca FIFA’nın sessizliği ve kararlarını sürekli ertelemesi, derin bir ikiyüzlülüğün göstergesidir. Kaldı ki, FIFA’nın adım atması beklenirken, bu eylemsizlik zulme ortak olunduğuna dair açık bir mesaj vermektedir.
Rabbimiz şöyle buyurdu, “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Maide 5:8)
Henüz yorum yapılmamış.