Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Futbol Siyonizm İzninde: Rusya’ya Karşı Sert İsrail’e Karşı Sessiz

Ridwan Olamilekan Mustapha

Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından FIFA, Rus milli takımı ile kulüp takımlarının tüm futbol faaliyetlerinden menedildiğini duyurdu. Şubat 2022’de yürürlüğe giren bu karar, Ukrayna’ya destek gösterisi ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’in eylemlerini kınama amacı taşıyordu. Aynı süreçte, İngiltere Premier Lig ekiplerinden Chelsea’nin o dönemdeki sahibi Roman Abramovich, Putin ile olan bağlantıları ve finansörlük iddiaları sebebiyle İngiltere hükümetinin yoğun baskısına maruz kaldı. Abramovich, bu baskılar neticesinde kulübünü satmak zorunda kaldı. Ancak burada FIFA’nın tutumundaki tutarsızlık dikkat çekiyor. FIFA, Rusya’nın 17 yaş altı takımlarına yönelik yasağı kaldırırken bile yalnızca “Rusya Futbol Birliği” adı altında, bayrakları, marşları veya milli takım formaları olmadan ve tarafsız renklerle oynamalarına izin verdi. İsrail, Filistin halkına yönelik uzun süredir devam eden zulüm ve insan hakları ihlalleri uyguluyor. Ancak FIFA, Rusya’ya karşı işlenen yaptırım mekanizması neden İsrail konusunda işlevsiz kaldı? 
 
FIFA sessizliğini korurken, birçok futbolcu ve kulüp Filistin ile dayanışma göstermeye devam etti. İskoçya’nın Celtic kulübü, “Yeşil Tugayı” gibi gruplar, “Özgür Filistin” pankartları açarak desteğini ifade etti. Leicester City’nin yıldızları Hamza Choudhury ve Wesley Fofana (şu anda Chelsea’de oynuyor) FA Kupası zafer kutlamalarında Filistin bayrağını sergilerken, Riyad Mahrez, Mohamed Salah, Paul Pogba ve Sadio Mane gibi futbolcular da sosyal medya paylaşımlarında Filistin bayrağı ve #FreePalestine etiketini kullanarak dayanışma sergilediler. Eric Cantona ise “Filistin için Umut” tişörtü giyerek ve Hoping Foundation (Umut Vakfı)’na bağış çağrısında bulunarak Filistin davasına dikkat çekti. 
 
İsrail erkek milli futbol takımı, 1970 Dünya Kupası’ndan bu yana uluslararası bir turnuvaya katılmamış olsa da, Euro 2024'e katılması dolayısıyla Dünya Kupası'na katılma ihtimali doğuyor. Bu da FIFA'nın tutarsız uygulamalarını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Filistin Futbol Federasyonu Hukuk Departmanı Başkanı Katarina Pijetlovic’e göre, FIFA, İsrail Futbol Federasyonu’na, Filistin topraklarını (Batı Şeria ve Doğu Kudüs) kendi topraklarıymış gibi kullanma ve futbolu işgalci yayılmayı teşvik etmek amacıyla bir araç olarak kullanma izni vermektedir. Bu durum, FIFA’nın insan hakları ihlallerine katkıda bulunduğunu ve işgal ve sömürgeciliği kolaylaştırdığını gösteriyor.

Tarihte FIFA Dünya Kupası Yasakları

Bu noktada FIFA’nın Dünya Kupası’na katılacak ülkelerle ilgili siyasi ve etik nedenlerle zaman zaman yasaklar ve kısıtlamalar uyguladığını hatırlatalım ki, kayda değer örnekler şunlardır:

Ülke

Yasaklandığı Yıl(lar)

Yasaklama Nedeni

Yeniden Kabul veya Çözüm Durumu

Güney Afrika

1961

Ayrımcılık (apartheid) politikaları; ırklar arası spor takımlarına yasak getirilmesi

Apartheid’in son bulmasının ardından 1990’larda yeniden kabul edildi

Yugoslavya

1990

Balkan çatışmasında hükümetin agresif eylemleri nedeniyle BM yaptırımları

Yugoslavya’nın dağılmasının ardından yeniden kabul edildi

Endonezya

2015

Hükümetin futbol federasyonuna müdahalesi

2016’da yeniden kabul edildi

Kuveyt

2016

Hükümet müdahalesi

Çözüm sonrası yasak kaldırıldı

Myanmar

2018

Umman’a karşı oynanan maçta taraftar şiddeti

2018 elemelerinden yasaklandı, itiraz sonrası yeniden kabul edildi

Rusya

2022

Ukrayna’ya karşı savaş.

Devam ediyor

Kenya

2022

Hükümetin müdahalesi: Futbol Kenya Federasyonu’nu fon suiistimali nedeniyle feshetmesi

Geçici yasak

Zimbabve

2022

Hükümetin müdahalesi; Zimbabve Futbol Birliği’nde dolandırıcılık ve cinsel taciz suçlamaları

Geçici yasak

 

Elbette FIFA yasaklarının yıllar içinde nasıl uygulandığı göz önüne alındığında, FIFA’nın takımları her zaman siyasi nedenlerle yasaklamadığını söylemek yanlış olmaz. İlk olarak 1961 yılında Güney Afrika’ya karşı uygulanan yasaktan önce Nazi Almanyası’nın 1938 Dünya Kupası’na katılmasına izin verilmişti. 1978’de ise Arjantin 1978’de Dünya Kupası’na katılmış ve ev sahipliği yapmıştı. Ancak bir yandan o dönemdeki askerî rejimi, insan hakları ihlal ediyordu, diğer yandan final siyasi tutukluların işkence gördüğü bir gözaltı merkezinin yakınında gerçekleşti. Yine 2022’deki İran’daki hükümet karşıtı protestolar nedeniyle, milli takımın turnuvadan dışlanması talep edilmişti. Ancak FIFA bu çağrıya kulak vermedi. Hatta uzmanlar, siyasi sebeplerle takımların turnuvalardan dışlanmasının, Hindistan ve İsrail gibi ülkelerdeki insan hakları ihlalleri nedeniyle sorunlu bir emsal yaratabileceği görüşünü sürdüler.

Avrupa’da İsrail Takımlarına Karşı Protestolar

Filistin yanlısı protestocular ile İsrail futbol kulübü Maccabi Tel Aviv taraftarları arasında 7 Kasım 2024 tarihinde Ajax ile oynanacak UEFA Avrupa Ligi maçı öncesinde Amsterdam’da gerilim arttı. Çatışmalar, Maccabi taraftarlarının Dam Meydanı’nda bir Filistin bayrağını yırtması, Arap karşıtı sloganlar atması ve işaret fişekleri patlatmasıyla başladı. Bu olayların ardından Maccabi taraftarları, bir taksiyi tahrip etti ve Filistin bayrağı asılı evlere saldırdı. Ertesi gün, Maccabi taraftarlarının saldırgan sloganlar eşliğinde stadyuma doğru yürüyüşe geçmesi durumu daha da kötüleştirdi. Her ne kadar maç yüksek güvenlik önlemleri altında sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmiş olsa da, İsraillilerin başlattığı olaylar maç sonrasında Amsterdam sokaklarını karıştırdı.

Tabi ki, her zamanki gibi “uluslararası tepkiler” gecikmedi. ABD Başkanı Joe Biden, saldırıları kınadı ve Birleşmiş Milletler durumu “şok edici” olarak nitelendirdi. Öte yandan Filistin Futbol Federasyonu’ndan Dima Said, olayı antisemitik bir çerçevede değerlendirilmesine karşı çıkarak, Gazze’deki devam eden şiddet ortamında uluslararası müsabakalara katılmasının sorunlu olduğunu vurguladı.

Çatışmaların ardından, İsrail takımlarının Avrupa’daki gelecekteki maçlarının güvenliği konusunda endişeler arttı. Örneğin, Türkiye, Maccabi Tel Aviv’in Beşiktaş ile oynayacağı bir sonraki Avrupa Ligi maçını tarafsız bir sahada gerçekleştireceğini duyurdu. Fransa’da ise, Fransa ile İsrail arasında oynanan UEFA Uluslar Ligi maçının yapıldığı Stade de France yakınlarındaki Saint-Denis’de protestolar meydana geldi. Protestocular, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırıma benzeten bir BM raporuna atıfta bulunan pankartlar taşıyarak, Fransız hükümetinin maça ev sahipliği yapma kararına şiddetle karşı çıktılar. Protestoya katılan film yönetmeni Samy, Fransa-İsrail maçını kınayarak, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak tanımladı ve adalet mücadelesine devam edeceklerine dair söz verdi.

Sonuç

Yukarıda anlatılanlardan açıkça anlaşılmaktadır ki futbol dünyasında bariz bir çifte standart söz konusudur ve FIFA, futbol faaliyetlerinde siyasetin etkisini zımnen onaylıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından gösterilen hızlı tepki, futbol camiasının Ukrayna’ya verdiği desteği açıkça gösteriyor. La Liga maçlarında Ukrayna bayrakları dalgalanmış, sosyal medyada #StopUkraineInvasion (Ukrayna işgalini durdur) etiketi yaygınlaşmış ve dayanışma mesajları resmi düzeyde paylaşılmıştır. Buna karşın, İsrail söz konusu olunca FIFA’nın sessizliği ve kararlarını sürekli ertelemesi, derin bir ikiyüzlülüğün göstergesidir. Kaldı ki, FIFA’nın adım atması beklenirken, bu eylemsizlik zulme ortak olunduğuna dair açık bir mesaj vermektedir.

Rabbimiz şöyle buyurdu, “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Maide 5:8)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.