EKONOMİ
Çöplükteki Elmas Afrika (Dünyanın alacaklısı nasıl borçlusu oldu)
Basit bir deyişle; dünyaya borçlu olan Afrika değil, daha çok “dünya Afrika'ya borçludur”. Sözde yoksul kıta, fark edilmese de “dünyanın alacaklısı” dır.
Boubacar Amadou Cisse
Herhangi bir ülkenin veya kıtanın sürdürülebilir sosyoekonomik gelişimi için finansal ve ekonomik bağımsızlık çok önemlidir. Bu gerçekten Afrika ülkeleri istisna değildir. Bu ülkeler uzun zamandır ekonomik büyüme söz konusu olunca adeta alay konusu olmuşlardır. Fakat herkesin kendine sorması gereken kritik bir soru şudur: Afrika neden fakir? Yoksa gerçekten fakir mi? Tabii ki değil, aksine Afrika'nın dünyanın alacaklısı olduğu iddia edilirse buna şaşmamak gerekir.
Afrika'yı ve onun dinamik ekonomisini anlamak için bazen batı medyasındaki iddialardan vazgeçmek ve sahnenin arkasındaki gerçekleri anlamak için çabalamak gerekir. Yukarıdaki sorunun basit cevabı şudur: Afrika zengindir, hatta çok zengindir. Ancak, tüm durumu anlamak için bazı kritik ve objektif analizlere dalmamız gerekiyor. Bu kıtanın çok sayıda ekonomik komplonun kurbanı olması şaşırtıcı olmamalı. Bu iddialar başka bir komplo teorisi değil, gerçeklerdir. Onları birlikte analiz edelim.
Afrika kıtası her yıl topraklarından muazzam sermaye çıkışı yaşıyor. Afrika ile ilgili 2020 Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) raporuna göre, her yıl Afrika'nın GSYİH'sinin %3,7'sine eşit olan tahmini 88,6 milyar dolar, kıtayı yasadışı sermaye kaçışı olarak bırakıyor. Yasa Dışı Finansal Akışlar (IFF); para ve diğer varlıkların kaynakta, transfer veya kullanımda yasa dışı olan sınırlar arası hareketi olarak tanımlanır (UNCTAD, 2020). Bu, kıtadaki herhangi bir sürdürülebilir kalkınma programını önemli ölçüde engelliyor. Kabul edilemez görünebilir veya tüm mali şeffaflık önlemleri uygulandığında bu 21. yüzyılda böyle bir mali açığın tüm kıtada nasıl meydana gelebileceğini düşünmek zor olabilir.
Cevap da basit: Bu açık kasıtlıdır ve büyük ekonomiler için bir dizi fırsat oluşturmaktadır. Yasa dışı çıkışlar; vergi kaçakçılığı, ticari uygulamalarda yanlış faturalama, yolsuzluk, suç faaliyetleri ve hatta hırsızlık şeklinde gerçekleşiyor. Bu saçma gelebilir ama gerçekten de özellikle yoksulluğun ve yolsuzluğun hüküm sürdüğü ve birçok insanın günlük yaşamda mücadele ettiği bir yerde makul. Birçok büyük şirket bunu yerel vatandaşları sömürme fırsatı olarak görüyor. Örneğin, microsoft ve diğer teknoloji devleri, elektronik cihazlar için yasa dışı olarak kobalt ve diğer vazgeçilmez hammaddeleri çıkararak kıtanın yağmalanmasına katkıda bulunuyor.
Ne kadar ironik görünse de aynı rapor, 2013 ile 2015 yılları arasında Afrika'nın yıllık toplam 48 milyar dolarlık resmi kalkınma yardımı ve 40 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım aldığını gösteriyor. Diğer bir deyişle, Afrika kıtası şu anda yılda yaklaşık 89 milyar dolar kaybederken, 2013-2015 arasında toplam 102 milyar dolar yardım aldı. Bu durum sözde kalkınma yardım fonlarını kıta için tamamen anlamsız hale getiriyor.
Bu yeterli değilmiş gibi 2000 ile 2015 yılları arasında kıta yasa dışı sermaye çıkışları nedeniyle 836 milyar dolar kaybederken kıtanın toplam dış borç stoku 770 milyar dolara yükseldi. Basit bir deyişle; dünyaya borçlu olan Afrika değil, daha çok “dünya Afrika'ya borçludur”. Sözde yoksul kıta, fark edilmese de “dünyanın alacaklısı” dır.
IFF'ler büyük ölçüde maden çıkarma ürünlerinden oluşmaktadır (UNCTAD'a göre 2015'te 40 milyar $). Sorunlar vurgulanmış olsa da bu sorunların kıtanın ekonomik durumunu ne ölçüde etkilediği bilinmemektedir. Bununla birlikte bu sorunların sürdürülebilir kalkınma hedeflerine (SKH'ler) ulaşılmasında büyük bir kısıtlama olduğu da reddedilemez. Örneğin, rapor ayrıca yüksek IFF'ye sahip Afrika ülkelerinde hükümetin sağlık için düşük IFF'ye sahip ülkelere göre %25 daha az ve eğitim için %58 daha az harcadığını belirtiyor.
Tarih kendini tekrar eder ancak farklı bir biçimde. Afrika kıtası köleliğin ve ardından sömürgeleştirmenin kurbanı oldu. Bugün yeni sömürgecilikle Afrika halkı birçok sosyoekonomik tutarsızlıktan muzdarip olmaktadır. Yasa dışı sermaye çıkışlarının Afrika ekonomisi üzerindeki tam etkisi ölçülemez. Bu büyük bir zorluk ama bir gün bunun üstesinden gelineceğini umuyoruz. Bu arada, 'Afrika dünyanın alacaklısı' olduğunu iddia etmek güvenlidir.
Henüz yorum yapılmamış.