Sosyal Medya

SİYASET

Gazze: İsrail'in Sağlık Savaşı

Dr. Fifi Haci*

Yeni bir yılın başlangıcıyla birlikte İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarına yeni bir boyut ekledi: sağlık sektörüne yönelik terör! Son saldırı, Gazze’nin kuzey bölgesine hizmet veren ve mütevazı imkanlarla çalışan tek hastane olan Kemal Edvan Hastanesi’ni hedef aldı. Zaten kötü durumda olan sağlık sektörünü tamamen çökertmeyi amaçlayan bu vahşi saldırıda, hastane tamamen yakılıp kullanılamaz hale getirildi. Daha da vahimi, hastane içerisinde bulunan yaralılar ve hastalar işgal güçleri tarafından zorla dışarı çıkarıldı, baskı, dayak ve aşağılamaya maruz bırakıldı ve tutuklandı. İnsanlık dışı uygulamalar burada da bitmedi; soğuk havada kıyafetlerini çıkarmaya zorlanan bu mazlumlar, en temel insan haklarından mahrum bırakıldı.

DSÖ Aralık 2024 raporuna göre, 4 Aralık 2024 itibarıyla Gazze’de 591 sağlıkla ilgili saldırı gerçekleşmiştir. Bu saldırılar, 33 hastane de dahil olmak üzere toplamda 122 sağlık tesisine ciddi zarar vermiş ve 146 ambulansı etkisiz hale getirmiştir.

Gazze’de sağlık

İsrail saldırıları başlamadan önce dahi Gazze’deki hastaneler, ilaçların %44’ünde, tıbbi sarf malzemelerinin %32’sinde ve laboratuvar ile kan bankası malzemelerinin %60’ında ciddi eksiklikler yaşıyordu. Ancak savaşın patlak vermesiyle, yıllardır süren kuşatmanın yıprattığı sağlık sektörü, artık dayanma gücünü tamamen kaybetme noktasına geldi.

Sağlık sektörü, ekipman ve tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle adeta felç olmuş bir şekilde hizmet vermeye çalışmaktadır. Hayat kurtarmak için gerekli en temel imkanlardan bile mahrum bırakılan Gazze halkı, işgal güçlerinin bu insafsız politikalarının bedelini ağır bir şekilde ödemektedir.

Besin

İşgalciler, yalnızca ilaç ve tıbbi malzemelerin değil, temel gıda ürünlerinin ve hatta unun girişini bile engelleyerek halkın sağlık sorunlarını daha da derinleştirmiştir. Gazze halkının büyük bir kısmı, geçtiğimiz yıl boyunca neredeyse sadece ekmekle, yani yalnızca karbonhidratla beslenmek zorunda kalmıştır. Bu tek yönlü beslenme, başta çocuklar, yaşlılar ve orta yaş grubu olmak üzere tüm yaş gruplarında ciddi sağlık sorunlarına yol açmıştır.

Özellikle 5 yaş altı çocuklar, bu beslenme yetersizliğinin en ağır sonuçlarını yaşamaktadır. Zayıflık, kilo kaybı ve gelişim geriliği gibi sorunlar bu yaş grubunda yaygın hale gelmiştir. Bu durum, çocukların normal büyüme süreçlerini olumsuz etkilediği gibi bağışıklık sistemlerini de zayıflatarak onları hastalıklara karşı savunmasız bırakmaktadır.

Enfeksiyon Tehlikesi

Gazze halkı, bölgenin yalnızca %30’unu kapsayan bir alana sıkıştırılmış ve sert yaşam koşulları altında hayatta kalmaya çalışmaktadır. Kışın dondurucu soğuğu ve yazın kavurucu sıcağına karşı hiçbir koruma sağlamayan çadırlarda, insanca yaşam mücadelesi verilmektedir. Bununla birlikte, savaş uçaklarının saldırıları sonucu hayatını kaybedenlerin cesetlerine ulaşma korkusu, bu insanlık dramını daha da derinleştirmektedir. Filistin Sivil Savunması’na göre, geçen ay, Aralık 2024 itibariyle, +10.000 kişinin hala enkaz altında kayıp olduğu bildirilmiştir. Cesetlerin yerinde kalması, sağlık açısından ciddi tehlikeler yaratmış ve enfeksiyonlar ile cilt hastalıklarının hızla yayılmasına neden olmuştur. Ancak bu hastalıklara çözüm bulma noktasında sağlık sektörü tamamen çaresiz durumdadır. Medya aracılığıyla bu vakalar defalarca dile getirilmiş ve yayılmalarını durdurmak için çaba sarf edilmiştir; ama nafile!

Daha korkutucu bir durumu ise, bir kadın doğum uzmanıyla doğumlar ve doğan bebeklerin sağlık durumu hakkında gerçekleştirdiğimiz uzun görüşmede, dehşet verici detaylar ortaya çıktı. Özellikle Memedeni Hastanesi’ne getirilen birçok vakada, yaralardaki enfeksiyonların olağanüstü bir hızla yayıldığı tespit edilmiştir. Bu ciddi durum, Siyonist rejimin daha önce kullanmadığı bakteriyolojik silahları denemiş olabileceği şüphesini uyandırmaktadır. Bu Beşar Esad’ın Suriye halkına karşı kullandığı bazı silahlar ile aynısıdır.

Ne yazık ki, DSÖ raporlarındaki bulaşıcı hastalıklarla ilgili en güncel istatistikler 30 Haziran 2024’e aittir. Yine bu verilere göre, o tarihe kadar 974.253 akut solunum yolu enfeksiyonu vakası, 103.385 uyuz ve bit vakası, 65.368 deri döküntüsü vakası, 11.214 suçiçeği vakası ve 104.766 akut sarılık sendromu vakası kaydedilmiştir. Ancak bu rakamların son yedi ayda nasıl bir artış gösterdiği düşünülmesi bile korkutucudur.  Zira hastalıkların yayılma riski, yoğunluk, su kıtlığı, sanitasyon sorunları, rutin sağlık hizmetlerinin aksaması ve sağlık sektöründeki aksaklıklar gibi birkaç faktör nedeniyle yüksek kalmaktadır.

Kadın Sağlığı

Gazze’de doğurganlık çağındaki 500.000’den fazla kadın, temel sağlık hizmetlerine erişimden yoksun bırakılmış durumda. Kısmen faaliyette olan 17 hastanenin sadece dokuzu ve dört sahra hastanesi doğum hizmetleri sunmaktadır. Ancak bu sınırlı imkânlar, ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır.

60.000’den fazla hamile kadın, doğum öncesi ve annelik bakımı almakta ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Tahminlere göre kadınlardan 5.500’ünün bilinmeyen bir kaderle doğum yapmak zorunda kalacak. Hatta bazı yardım kuruluşları, evsiz kalan ve barınma imkânı bulamayan kadınların sokaklarda doğum yaptığını belgeledi. 

Son olarak, İslam ümmetini, uluslararası toplumu, insan hakları örgütlerini ve ilgili mercileri, Siyonist işgal güçlerini Gazze’deki tıbbi personeli bombalamalar altında korumaya almak, kan dökülmesini durdurmaya zorlamak ve Gazze halkına tam güvenlik sağlamak için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. Aynı zamanda, ambargonun kaldırılmasını, açlık ve sıkıntının sonlandırılmasını ve Gazze halkının barış içinde yaşamaları için gerekli tüm temel ihtiyaçların sağlanmasını talep ediyoruz. Gazze’nin sesine duyarsız kalmak, insanlık onuruna darbe vurmaktır!


*Dr. Ebu Yezan İmamoğlu tarafından İdrakpost Arapça Sitesi'ndeki orijinal metinden Türkçeye çevrilmiştir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.