Sosyal Medya

YAZARLAR

Ümmetimizin tekrarlanan trajedisi .. Çözümü nedir?

Günümüz İslam coğrafyasına baktığımızda, geleceğe dönük planları olmayan, plan yapamayan bir topluluk haline geldiğini gözlemlemekteyiz.

Ebü Masum Mücahit
 
Günümüz İslam coğrafyasına baktığımızda, geleceğe dönük planları olmayan, plan yapamayan bir topluluk haline geldiğini gözlemlemekteyiz. Müslümanlar, düşmanlarının işlerini kolaylaştırmakta, onların yaptığı planlar karşısında direnç göstermeyi bırakın; saman çöpü gibi oradan oraya savrulmakta, rencide edilmekte, vatanı ve toprağını yağmalatmakta. Kendilerine itaat etmeyen İslam ülkelerinin liderleri aşağılanarak uşaklarına öldürtülmekte! (Libya).
 
Tekrarlayan oyun
 
“Ben dünyanın hakimiyim. Bende bulunan nükleer silahlar senin gibi köle ülkede bulunamaz. Ancak benim sana müsaade ettiğim şeyler sende olabilir” anlayışıyla, önce yağmalayıp sonra liderlerini öldürmekteler. Nükleer silah var diye Irak’ın geldiği hal ortada! Müslümanların değerlerine, Peygamberlerine en kötü bir şekilde saldırılmakta.   Akılları kiralanmakta, madenleri yok pahasına alınmakta. Ve bunların hepsi yapılırken demokrasi, özgürlük teraneleri çalınmakta.
 
Yeryüzünde 1800’lü yıllardan sonra Müslümanlar kendi haklarını koruyamamaktadır. Geleceğe dönük bir projeleri de yok. Halbuki Kitabımız,“Düşmanlarınızı korkutmak için besili atlar besleyin.” dediği halde haklarımızı korumak için plan yapmamışız. Bunun yanında güçlerimizi de dağıtmışız. Müslümanların 1600’lü yıllardan sonra dünyada rehavete kapılmaları ve “Yeryüzünde fitne ve fesadı ortadan kaldırıp din yalnız Allah’ın oluncaya kadar çalışın.” ayetini unutup (Enfal 139)  İslam’ın izzetinin gerilemesine yol açılmıştır. II. Mahmut ile Batılılar karşısında artık kendilerini küçük görme, batılılaşma furyası başlamıştır. Önce heybetleri , sonra izzetleri yok olmuştur. Yeni bir ihya hareketi ve mücadele ruhu gelişmediği için bu durumlara düşülmüştür.

Müslümanların özellikle 1900’lerden sonra sadece savunmaya geçtiklerini, hatta savunmayı bile başaramadıklarını görmekteyiz.  İslam coğrafyasının bu duruma düşmesinde, üst akıl diye günümüzde ifade edilen geleceğe dönük plan yapan kurumların olmaması, önemli bir etkiye sahiptir. Osmanlı’da halife bunu sağlıyordu.  İngilizler Müslümanlar için halifelik makamının ne kadar önemli olduğunu biliyorlardı. Bunun için o makamı kullanabilmeyi veya ortadan kaldırmayı istediler. Selahaddin Eyyubi, haçlılara karşı koyabilmenin Müslümanların birliğinden geçtiğini bildiği için, Halifenin desteğini almıştır. Fakat birçok hırs sahibi melik bu mücadelesine destek vermemiştir! Tarih, ibret alınarak tekerrür etmemesi lazımdı.

Bugün birçok ülke, İsrail ve Batılı devletlerle dost oluyor!  İçeride yetişen Müslümanları korumuyor İslam’ın izzetini düşünmüyor. Ve sömürgeci ülkelerin tuzaklarını engellemiyor. Hatta onlara kendi insanını teslim ediyorlar. Bizlerin içinde usul bilmeden yetişen gençleri kurdukları tuzaklarda kullanarak yok ediyorlar. Bu usul bilmeyen dini bilgisi zayıf olan gençlere ajanlarına kurdurdukları örgütler aracılığı ile yok ediyorlar. (Daeş, Elkaide, Bokoharam…) Küçük yerli kabilelerinin bile birer başkanları olmasına rağmen, İslam coğrafyasında Müslümanların ne dini ve ne de siyasi bir başının olmaması, Müslümanların kendi haklarını koruyamamaktadır.  Çalışmalar, başarısızlıkla sonuçlanmaktadır çünkü plana dayanmamaktadır. Birlik ve beraberlik içinde değildir. Güçlü ve kuvvetli olmadığı için başarı sağlanmamaktadır. Hatta topraklarında kurulan sistemler hain yetiştirmektedir. Halkı Müslüman olan ülkelerde yöneticiler Allah’ın ahkamı ile hareket etmemektedir.  Uygulanan kanunlar insanlarda sıkıntılara neden olmaktadır.

O halde ne yapmalıyız? 

Nefsimizi terbiye etmeli, insanları açıkça uyarmalıyız!
Dünyalık küçük menfaatleri bırakıp Allah’ın rızasını kazanmak için çalışan, dünyayı tanıyan genç nesiller yetiştirmeliyiz.
İslam alimler birliğini canlandırıp bunların sesini gür çıkarmalıyız.
İslam alimler birliği başkanının etkisini artırmalıyız.
Pozitif bilimlerle İslam’ı iyi bilen alimler yetiştirip onları batılıların belalaştırmasına karşı koruyacak yapılar oluşturmalıyız.

Müslümanların geleceğe dönük plan yapacak bir birimi acilen oluşturulmalıdır.  Yoksa bu zihni karışık Müslümanların bir kısmı hürriyet diye dün II. Abdülhamid’i tahttan indirmişlerdi. Bugün Arap baharında Siyonist batının oyununa geldiler. Bu gidişle yarın tekrar oyuna geleceklerdir!   Bizim, hiçbir zaman Batının kullanamadığı, onların atacağı adımı önceden bilen Müslümanları farklılıklarına rağmen bir araya getiren Erbakan hocayı tanımaları gerekmektedir. Onun siyasi ve ekonomik mücadelesini, ulusal ve uluslararası düzeyde öğrenmek için acilen bir enstitü kurmaları gerekiyor.

Allah (C.C),  “Toptan Allah'ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah'ın size olan nimetini anın. Düşmandınız, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da onun sayesinde kardeş oldunuz.” )Ali İmran Suresi 103(. ayetinde durumu açık bir şekilde ifade etmektedir. Müslümanlar, ne kadar Allah'ın ipine sarılıp bir liderin etrafında toplanırlarsa o zaman ateş çukurunun kenarından kurtulacaklarını Allah Teâlâ apaçık bir şekilde vaat etmektedir.

1 Yorum

  1. Raşit

    Kasım 01, 2020 Pazar 14:41

    Yazının tüm özeti: Çağımız Müslümanlarının Erbakan hocayı tanımaları ve onun gibi aksiyon adamı olmak zorundalar.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.