Sosyal Medya

SOSYAL-KÜLTÜR

Kitap Analizi: Gençlerle Başbaşa Kitabından Dersler

“Gençlerle Başbaşa” kitabı burada devreye giriyor. Kitap, bu dünyada başarılı olmanın yolundaki engelleri nasıl aşacağımızı ve hedefe giden doğru yolu nasıl bulacağımızı anlatıyor.

Ahmed Abdulatif


Biz insanlar olarak niye yaratıldık? Neden geldik bu dünyaya? Bu sorulara verilebilecek en kapsamlı cevap, hiç şüphesiz ki Allah’ın halifesi olarak  yer yüzünü imar etmek ve  daha iyi hale getirmek olacaktır.


 Elbette dünyayı imar etmek başlı başına bir değişim ve dönüşümü zorunlu kılmaktadır. İlk olarak bilmemiz gereken nokta ise  bu dönüşüm ve değişimin başlangıç noktasının kendi nefislerimiz olduğu gerçeğidir. Kendimizi bir yolcu olarak düşünürsek varış noktamız hem dünya hem de ahiret başarısıdır. Hedefe ulaşmak için yürüdüğümüz bu yol meşakkatli ve engellerle doludur. Özellikle gençler bu yolu şaşırmakta, engellere takılıp kalmakta ya da yollarını kaybetmektedir


İşte Türk hukukçu ve siyaset adamı Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in  kaleme aldığı “Gençlerle Başbaşa” kitabı burada devreye giriyor. Kitap, bu dünyada başarılı olmanın yolundaki engelleri nasıl aşacağımızı ve hedefe giden doğru yolu nasıl bulacağımızı anlatıyor.


Kitabın bölümlerine geçmeden önce belirtmemiz gereken bir nokta var:  Hedefe ulaşmak için farklı yollar olabilir. Herkesin farklı farklı başarı hikayeleri vardır ve herkes kendi hikayesini kendisi yazıyor. Tabii ki  hepimiz hata yapabiliriz ama önemli olan o hatadan ders çıkararak bir daha aynı hataya düşmemektir. Hepimiz engellere takılabiliriz. Yine önemli olan yılmadan tekrar ayağa kalkabilmektir. Hatta hepimiz başarısız da olabiliriz. Burada da önemli olan tekrar denemekten ve hedefe doğru yürümekten asla vazgeçmemektir.


Şimdi kitap hakkında konuşmaya başlayabiliriz. Birinci bölümde yazar başarıya giden yolun tehlike ve düşmanlarından bahsediyor. Bunlardan birincisi tembelliktir yani türlü bahaneler üreterek sorumluluklarımızı yerine getirmemektir. Bunu irademizi kullanarak yenebiliriz. İkinci düşman kötü arkadaştır. Elbette kişiyi tanımadan kötü arkadaş olup olmadığını tahmin etmek zordur ama tanıdıktan sonra onunla devam etmek insanı hedeften uzaklaştırır. Üçüncüsü ise kötü örnektir ki bunu ikinci ile birleştirmek doğru olur.


 İkinci bölümde ise yazar başarılı olmanın şartlarından bahsediyor. İlk şart iradeli olmaktır.  Evet, başarılı olmak ve yükselmek gayretin meyvesidir. Gayret ise iradenin ifadesidir. İradenin ne olduğunu açıklamak için yazar bizim yaptığımız tüm hareket ve davranışlarımızı dört kategoriye ayırır. Birincisi insiyaki hareketler; yani farkında olmadan ya da iradesiz yapılan hareketler. İkincisi itiyatlar: Yani şuurlu olarak yapılmaya başlanan hareketler, sonradan -sürekli yapılmasından dolayı-  farkında olmadan alışkanlık haline gelenlerdir. Üçüncüsü: Telkin hareketleri yani başkaları tarafından biz farkında olmadan bize aktarılan duygu ve düşünceler ki bu saydığımız üç harekete refleks veya otomatik hareketler diyoruz. Geride kalan dördüncüsü ise şuurlu ve iradeli hareketlerimizdir. Yaptığımız fiili hiçbir şeyin etkisi altında kalmadan bizzat uygulayıcısı, sevk ve irade edicisi olarak yaptığımız hareketler  demektir.


Üçüncü bölümde ruh ve karakterin terbiye ile değişip değişmeyeceği konusu tartışılıyor. Her ne yaparsak yapalım  bazı huylarımızı değiştiremeyiz.  Bunlar bizim benliğimize ve biyolojik yapımıza işlemiştir. Huylarımızın çoğu ise alışkanlıklar sonucu ortaya çıkar.  Zor olsa da bunları terbiye, spor ve güçlü bir iradeye değiştirebiliriz.


Özellikle biz Müslümanlar olarak çok çalışmak zorundayız. Batı kültüründen belki alacağımız en iyi örnek verimli çalışma disiplinidir. Yazar burada verimli çalışmanın üç önemli şartından bahseder. Bunlar:  bedeni, hissi ve akli şartlardır. Başarı bedel ister. Başarılı olmak için gereken bedeli bir dönem ödemeyenler başarısızlığının  bedelini ömür boyu öder.  O yüzden vaktimiz varken gereken bedeli ödeyelim ve asıl hedefimize ulaşalım.    

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.