EKONOMİ
Dolar ve Küresel Sömürü
1971 yılına kadar Amerika dolarları altın karşılığı basmaya başlar ama 1971 yılında alınan kararla altın karşılığı dolar basmaktan vazgeçilir
Ebu Masum MÜCAHİT
Bugün küresel sistem, yeni dünya düzeni, modernizm veya çağdaşlık diye bilinen şey aslında modern bir kölelik. Yeni dünya düzenini inşa eden üst akıl diye bildiğimiz Siyonizm ve onun uşakları hükmünde olan ABD, İngiltere, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler kurdukları oyunlarla dünyayı sömürüyor ama doymuyorlar. Daha fazla sömürmek için yeni sistemler kuruyorlar. İşte bu sisteme “yeni dünya düzeni” veya “Yeniden resetleme” diyorlar. Bu Derin kölelik sisteminin ucu “Tapınakçılar” a kadar uzanır. 14. yüzyılda Fransız kralı tapınak şövalyelerinin mal varlıklarına el koyup faaliyetlerini yasaklayınca Tapınak şövalyeleri Avrupa’daki -o gün için bankacık diyebileceğimiz- bankacılık sistemini kuruyorlar. Bu topluluk faiz sitemini işletmekte, mal biriktirip şatolar inşa etmekte, devletlere borç vermekte idi. Tapınak şövalyelerinin üst düzey yöneticileri servetleri ile birlikte sırra kadem bastılar. Yani yeraltına çekildiler. Daha sonra Fransa'da masonluğu kurarak bu topluluğun tekrar legalleştiklerini görüyoruz. 18 yüzyılın sonlarında Fransız devrimi ile adına demokrasi dedikleri silahla kraliyet ailesinden öç aldılar.
Fransız Devrimi aslında açığa çıkmayan Siyonistlerin, tapınak şövalyeleri içerisine gizlenerek daha sonra da masonluk adı altında teşekkül ederek icra ettikleri bir olaydır. Siyonistler dünyadaki insanları özgürlük, hürriyet, milliyetçilik, demokrasi diye aldatarak Fransız Devrimi’ni icra etmişlerdir.
Fransız Devrimi ile siyasete giren Siyonizm Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı ile hem küresel siyaseti hem de küresel ekonomiyi ele geçirmiştir. Bugün dünyadaki ülkelerin bastığı paralar pul değerinde iken Amerika'nın bastığı kağıdın oldukça değerli olması, bu paranın dünyadaki bütün paralara yön vermesi ve dünyadaki bütün paraların Amerikan parasına göre basılması aslında büyük bir haksızlıktır. Çünkü bu durum kölelik, sömürü ve zulüm üretmektedir. İşin asıl acı tarafı ise bu zalimlerin kitleleri demokrasi, özgürlük, insan hakları diyerek sömürmeleridir.
Para nedir?
Aslında para alın terinin ve emeğin karşılığıdır. İnsanoğlu emeğini lazım olduğu anda kullanmak üzere bir yerde saklamak ister. Çok çalışır onu biriktirir. Biriktirdiklerini, emeğini, alın terini bir yerde saklar ve bu saklama unsuru para olarak ifade edilir. İnsanlar devlet kurarlar. Para devletler tarafından basılır. Devletlerin bağımsız olmalarının işareti ülke içinde ve ülke dışında kendi paralarıyla yapmış oldukları ticarete bağlıdır. İnsanlar emeklerini parayla korurlar ve devletleri kurarlar ki alın terimizi korusun, başkaları alın terimizi çalmasınlar diye. Para ilk zamanlarda dünyada az bulunan altın ve gümüşe bağlı olarak basılırdı. Altın ve gümüşün değeri genellikle ülkelerde aynıydı. Ama bu metal paraların ülkeler arasında ve insanlar arasında dolaşması taşınması zor olduğu için banknot para diye bildiğimiz kâğıt para basılmaya başlandı.
İlk kâğıt para 7. yy. da Çin'de tüccarlar arasında senet olarak ortaya çıktı. 1120 yılında Çin hükümeti kâğıt paranın daha kolay taşınması ve basım maliyeti az olmasından dolayı kâğıt para basmaya başladı. Para, 14. Yüzyılda İtalya'da banknot olarak ortaya çıktı. Banknot ‘’banka notu’’ anlamına gelmektedir. 19. Yüzyılda ise İngiliz hükümeti sterlini altın karşılığında basmaya başladı ve bundan sonra ülkeler banknot parayı hazinelerinde bulunan altına göre basmaya başladılar. Dünya genelinde banknot para kullanımı I. Dünya Savaşı'na kadar sorunsuz kullanıldı. Ancak I. Dünya Savaşı'ndan sonra banknot parayı basan ülkeler arasında sıkıntılar çıkmaya başladı. Her ülke İkinci Dünya Savaşı'ndan önce kendi parasıyla Ticaret yaparken İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyaya düzen vermek isteyen özellikle siyonistler hem siyasi sistemi düzenlemek hem ekonomik sistemi düzenlemek için Birleşmiş Milletleri kurduklar. Siyaseti dizayn için Birleşmiş Milletler'e bağlı olarak kurdukları IMF ve Dünya Bankası gibi oluşumlar siyonistlerin ekonomiyi kontrol altında bulundurmak için kurdukları kuruluşlardır. Bu kuruluşlar 1944 yılında Birithan wots toplantısı ile doları altın karşılığı bastıklarını duyurdular ve 35 dolar 1 ons altın bedelindedir dediler.
Ülkeler paralarının artık altına endeksli basmıyor, dolara göre basıyorlardı. Dünya Bankası'na üye olan ülkeler ticaretlerini dolar karşılığında yapmaya başladılar. Tüm dünyada dolar ile ticaret anlaşmaları yapılmaya başlandı. 1950’lere gelindiğinde Birleşmiş Milletler'e üye olan her ülke o gün pek anlamadı ama ticaretini dolarla yapmaya başladı. 1944’ten sonra dolar, altın karşılığı basılmaya başlayınca ülkeler de güya Merkez Bankalarına dolar koydukları miktarda banknot bastılar. Bu durum doların yani kâğıdın altının yerine geçmesine neden oldu. Amerika'nın kâğıdı dünyadaki diğer kâğıtları alt etmeye başladı ve Amerika dünyanın emeğini bu şekilde sömürmeye başladı. Ülkeler bir türlü uyanmıyordu. Önceleri her şey iyi gidiyordu. Ne zaman durumun farkına varıldı iş işten geçmiş oldu. Artık ülkeler istese de dolarsız ticaret yapamıyordu. Yapmak isteyenin başına gelmeyen yoktu. Libya lideri Kaddafi petrolü kendi paramla satacağım dedi ve bir yıl sonra öldürüldü. Türkiye Halk Bankası davasında da benzer bir durum yaşandı.
Dolar felaketi
Dolarla ticaret Amerika için başta iyi oldu ama daha sonra dolar da Amerika'nın başına bela olacaktır. Kennedy olayında ve Trump olayında daha net anlayabiliyoruz.
Siyonistlerin kurduğu, başını Rockefeller’in CFR düşünce kuruluşu, Chasmaneter Bank, SOROS Vakfı gibi kurumlar Amerika siyasetini etkilemeye başladılar. Bu oluşumların Amerika başkanlarını etki altına almalarına bağlı olarak 4 Mart 1951’de Amerika Merkez Bankası FED’e bağlandı. Yani çok uluslu şirketlere, dünyaya yeni nizam vermek isteyen, dünyayı elinde oynatmak isteyen bir avuç azınlık olan Rothschild ve Rockefeller ailesi ne bağlanmış oldu. Tabii bu durum Amerikan yerlilerini rahatsız eder. Bu çok uluslu şirketleri daha fazla istemektedirler. Doların, daha fazla sömürmek isteyen Rothschild ve Rockefeller ailesine bağlanması özellikle Kennedy’i rahatsız eder. Kennedy 4 Haziran 1963 yılında Amerikan Merkez Bankasını tekrar hükümete bağlayan bir yasa çıkarır ama aradan 5 ay geçer ki Kennedy suikast ile öldürülür. Kennedy’nin öldürülmesi 24 Kasım 1963’tür. Kenedy’nin almış olduğu hükümete bağlama kararı artık bir türlü uygulanmaz. Bugün bildiğimiz Amerikan doları aslında siyonizmin parasıdır. Bugün dünya gelirinin % 60’ ı bu çok uluslu şirketlerindir. Dolardaki üçgen ve içindeki göz bunu anlatır. Anlayan için… Anlamak istemeyenlere en güzel teşhisi Kuran koyar: Onlar kördür, sağırdır ve dilsizdirler.
Bugün doların dünya hegemonyasına baktığımız zaman görüyoruz ki doların gücü hala Kennedy suikastinin açığa çıkmasını engellemiştir. Bugün uluslararası ticaretin yüzde yetmişi dolarla yapılır. Merkez bankalarının rezervlerinin yarısı dolardan oluşmaktadır. Yıllık 7 milyar banknot dolar basılır ama karşılıksız. Doların yüzde altmışı ABD dışında kullanılır. Dolarla ticaret yapılması ülkelere atom bombalarının atılmasından daha kötüdür. 1971 yılına kadar Amerika dolarları altın karşılığı basmaya başlar ama 1971 yılında alınan kararla altın karşılığı dolar basmaktan vazgeçilir. Karşılıksız para basılmaya başlar. Dünyanın hâkimi nasılsa biziz, dünyanın emeklerini, alın terlerini nasıl olsa biz sömürüyoruz. Bize kimse karışamaz, başka ülkelerin insanları çalışırlar, altın edinirler. Biz kâğıt fabrikasında üretmiş olduğumuz kâğıtlarla o ülkelerin emeklerini, alın terlerini kâğıtla alırız. Bu dünyadaki bütün ülkelerin bağımsızlıklarını tanımamadır. İnsanlara ve insanlığa hakarettir. Hâlbuki insanı insan yapan beş ana özellik vardır. Bunlar akıl emniyeti, nesil emniyeti, din emniyeti, mal emniyeti ve Can emniyetidir. Emeğiniz korunmuyorsa insan olduğunuz tartışılır ve 1971 yılından sonra artık bu aileler dünyadaki bütün insanların emeklerini çok rahat bir şekilde sömürmeye başlamışlardır.
Doların hakimiyeti ve İslam çözümü
Hatta bununla da yetinmeyip banknot basımı pahalı, o zaman tahvil senetleri basalım noktasına kadar gelmişlerdir. Merkez bankalarında dolar bulunan ülkelere diyelim ki bankanızda dolar durmasın siz bize verin, bankanızda yer işgal etmesin, biz size kâğıt verelim. Bu sefer kâğıtları verirler dolar alırlar ve dolar basmaktan da kurtulurlar ve bugün üçkâğıt oyunuyla Dünya sömürmeye devam etmektedirler. Bu dünya sömürüsünün devam edebilmesi için Birleşmiş Milletler, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, UNESCO gibi ne kadar uluslararası kuruluş varsa bunlara da görevler düşmektedir. Paylaşımdan büyük pay almalarına rağmen Avrupalı devletler bile doların karşılıksız basımından ciddi derecede rahatsız olmuş durumdalar. 1971 yılında Avrupa devletlerinin yöneticileri ABD Hazine Bakanı John Connaly’e durumu ilettiklerinde Connaly şu cevabı verir: ‘’Dolar bizim paramız, sorun sizin sorununuzdur’’. Bugün dünyayı küresel güçlerin nasıl sömürdüğünü anlamakta zorlanıyoruz.
Eski Türkiye başbakanı, antiemperyalist, büyük düşünür ve siyaset adamı rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’yı anlamalıyız ve takip etmeliyiz. O İslam dünyası ve insanlığın kurtulması için İslam dinarı projesini başlatmıştır. Tabii o dönemde ülkemizdeki küresel sistemin temsilcileri olan Mason siyasetçiler dalga geçmişlerdir. Mason siyasetçilerin uyuşturduğu, kandırdığı halkımız da o dönem bunu anlamamıştı ama bugün bu durum daha iyi anlaşılmaktadır. Bugün artık banknot basmaya, tahvil senedi ile uğraşmaya bile gerek duymamaktadır. Çünkü paranın % 100’ ünü kontrol edememektedir. O zaman diyebiliriz ki hala hayırlı işler için yardımlar yapılıyor. Allah için çalışmalara paralar aktarılıyor.
Küresel emperyalistler ve sömürü odakları bitcoin gibi sanal paralarla artık dünyayı yönlendirmeye çalışmaktadır. Sanal para ile herkesi, her şeyi daha iyi kontrol ve takip etmeyi amaçlamaktadır. Daha önceki yazılarımızda, özellikle bu küreselcilerin ne anlama geldiğini nasıl çalıştığını anlatmıştık. O kâfirler iktidar olduğu vakit ( Güç sahibi ) ekini ve nesli yok ederler. O zaman biz Müslümanların güç ve iktidarı dünyada ele geçirmemiz gerekiyor. (Enfal suresi 139) Bunun için gece gündüz çalışmalıyız. Önce insanları bilgilendirmeliyiz. Sonra şuurlu bir insan olarak çalışmalıyız. (Tevbe suresi 24). Tabii izzetli ve onurlu yaşamak istiyorsak.
İnsan olarak yaşamamız geçmişimizi bilmemize ve dünyada bize karşı oynanan oyunları bilmemize bağlıdır .
Acilen yeniden iman edip Allah ve Rasulü bizim birinci önceliğimiz yapmalıyız.
Allah’ın Rasulü gece gündüz durmadan Allah’ın dinini ( Emrettiği hayat tarzını) insanlara nasıl anlattıysa biz de anlatmalıyız.
Ölümü ve hesap gününü unutmamalıyız.
Şuurlu Müslüman toplumlar oluşturmalıyız.
İslam âlimler birliğini güçlendirip etkisi yaygınlaştırmalıyız.
Müslüman ortak pazarını kurulmalıyız. Peygamberimiz Medine’de ilk olarak Yahudi pazarına karşı Müslüman pazarı kurmuştu.
Müslümanların ortak parası olmalı ve onunla ticaret yapılmalıyız.
İslam para transfer sistemi oluşturulmalıyız.
İslam birliğini acil bir şekilde oluşturulmalıyız.
İslam ordusunu acil bir şekilde kurmalıyız.
Unutmayalım ki Firavunların piramitlerini köleler yapmıştır. Ama Musalar yıkmıştır. Firavun zamanındaki kölelerin yemeleri, içmeleri, yatmaları garanti idi. Günümüzdeki modern kölelerin hiçbir şeyleri garanti altında değildir. Bu köle düzenini yıkmamız lazım, bu köle dizeninin altını üstüne getirmemiz lazım. İnsanlar sistemin önemini anlamış olsalardı, her türlü işlerini güçlerini bırakırlar, önce sistemi değiştirirlerdi. (Necmettin ERBAKAN)
Beyinde hürleşmeyenler, zihnen hür olamazlar. ABD’de 1862’de kölelik kaldırılınca köleler serbest kalırlar. Ama köleler bir hafta içinde efendilerinin tekrar yanına gelir ve köleliklerinin devamını isterler. Beyinde hür olmadıkları için. Bugün insan olmamız için Müslüman olarak yaşayıp Müslüman olarak ölmemiz için, malımızı , canımızı namusumuzu, aklımızı , neslimizi korumamız için hakka ve adalete bağlı yeni bir sistem kurmamız gerekiyor. Onun için her türlü işimizi bırakıp dünya sistemini yeniden kurmamız gerekmektedir. Şeyh Şamil der ki “karşı kıyıda savaşmayanlar kendi kıyılarını kaybederler.’’
Henüz yorum yapılmamış.