Sosyal Medya

İSLAM

Mûsa b. Şâkir ve Oğulları Halife Me’mun’un Desteklediği Bilim Adamları

Abbasiler döneminde İslam medeniyetinin kucakladığı ve sahiplendiği dâhiler arasında Musa b. Şakir’in oğulları da yer almaktaydı. Mucit olan baba ve oğulları veya üç dahi: Muhammed, Hasan, Ahmed. Musa b. Şakir’in oğulları kimdir?

Muhammed Abdülhamid
 
Araplar, Persler, Sindîler, Berberîler, Türkler ve diğer Müslüman olan İslam milletlerinin kendi aralarında diğer bir yönden Müslümanlar ve özellikle Yunanlar, Hintliler, Çinliler ve diğer gayri müslim milletlerin arasında tercüme faaliyetlerinin ve kültürel ve bilimsel alışveriş hareketlerinin aktif olduğu altın çağı; miladi 7. ve 8. / hicrî 2. asrın ikinci yarısından itibaren Harun Reşit’in, oğlu Me’mun’nun ve Mu’tasım’ın halifelik dönemlerinde Abbasî Halifeliği zenginliğinin, toprak genişliğinin, refah seviyesinin, aktifliğinin ve gücünün doruk noktasına ulaştı.
 
Başta halifeler ve alimler olmak üzere her sınıftan Müslümanlar askeri gücün yanı sıra dini ve kültürel potansiyellerini fark ettiler. Halife Me’mun, üniversite diyebileceğimiz zamanında tüm Dünya’nın en büyük bilimsel ve teknolojik kurumu olan Me’mun’un Dünya’nın en büyük kütüphanelerinden birini içerisinde kurduğu, en büyük tercümanları atadığı, Yunanlıların, Bizanslıların, Süryanilerin, Hintlilerin, Perslerin ve diğer milletlerin ellerinde olan felsefi ve deneysel bilimleri çoğaltmaları için Dünya’nın dört bir tarafına göndermesinin yanı sıra bu dev kuruma bilimsel araştırmalar yapmak üzere zamanın önde gelen astronomi, matematik, mühendislik tıp vs. ilim adamlarını atayarak ilmi araştırmalar büyük bir servet harcadığı meyvesi hızlı yetişecek “Beytül Hikme” denilen devrimci bir projeye destek verdi.

Halife Me’mun, dâhilere ve ilmi çalışma yapan ailelere de çok önem verirdi. Bilime verilen bu önemin, İslam medeniyetinde bilim tarihine, bilimsel gelişmelere ve icatların tarihine çok büyük bir etkisi vardır. Abbasiler döneminde İslam medeniyetinin kucakladığı ve sahiplendiği dâhiler arasında Musa b. Şakir’in oğulları da yer almaktaydı. Mucit olan baba ve oğulları veya üç dahi: Muhammed, Hasan, Ahmed. Musa b. Şakir’in oğulları kimdir? Hayatlarında bilim tarihine kazandırmış oldukları bilimsel gelişme ne idi? Ve Niçin Halife Me’mun onlara en üst düzeyde yardım etti, destekledi? Yazımızın genel çerçevesi bu sorular etrafında dönmektedir.

Baba Desteğinden Devlet Desteğine

Musa b. Şakir, Abbasi halifesi Harun Reşit ve onun oğulları Emin ve Me’mun zamanında hicri 3./miladi 9. Asırda Bağdat’ta yaşadı. Astronomi alanında ve astronomik takvim hesap cetveli ile meşhur oldu. Bu alandaki şöhretinden dolayı Halife Me’mun onu sarayının astroloğu olarak atadı. Bağdat köprüsü üzerine büyük bir rasathane inşa etmesine izin verdi. Rasathanenin yapımında üç oğlu: Muhammed, Hasan ve Ahmed’de yardım ettiler. Yapmış oldukları gözlemleri bazı yönlerden; Batlamyus ve ondan sonra gelen matematikçilerin ve astrologların kayıtlarından daha doğru kaydettiler.

Halife Me’mun; Musa b. Şakir’i oğullarıyla birlikte Kuzey Irak’ta Sincar bölgesine, bir boylam derecesine denk gelen mesafeyi ölçmek üzere (Bu mesafe 360 derece olarak tahmin edildiğinden, bu Dünya'nın çevresini ölçmeye eşdeğerdir) bir bilimsel heyetin başına görevlendirdi. Uzun ve ince hesaplamaların ardından heyetin ulaştığı sonuç; Dünya yörüngesinin mesafesinin 66.6 Arap Mili yani 47.356 km olduğudur. Bu sonuç, bugün ki Dünya’nın yörüngesinin 40.000 km olduğu bilimsel gerçekliğe yakındır.

Musa b. Şakir’in vefatının üzerine; Halife Me’mun, erken yaşlarda dehalarını ve astronomi, matematik ve mühendsiliğe olan ilgilerini fark etmiş olduğu üç küçük olduğuna kucak açtı. Onları Bağdat valisi İshak ibn. İbrahim el-Musabî’ye emanet etti. Onlarla özel olarak ilgilenmenin ne kadar gerekli olduğunu ona anlattı.

İshak; onları kendi yanından hem talebe olarak hem de ümit vaat eden araştırmacılar olarak meşhur astronomi alimi Yahya b. Ebî Mansur’un gözetimine, Beytül Hikme müessesine gönderdi.

Halife Me’mun, Rum beldelerindeki savaşlara ve seyahatlere rağmen bu üç kardeşin durumunu takip etti. Onların durumunu öğrenmek için onlarla ilgilenen İshak el-Musabî’ye elçiler gönderdi. İşte böylece üç kardeş, devletin kanatları altında yetiştiler. En büyük modern ilmi müessese Beytül Hikme’de tecrübeli alimlerin münazaralına şahit oldular. En modern İlmi araştırmaları, deneyleri ve Beytül Hikme’nin zamanın en büyük tercümanlarının olduğu tercüme kısmından çıkan modern tercüme faaliyetlerini gördüler.

İslam Medeniyetinin En Eski Bilimsel Ekiplerinden Biri!

Üç kardeş; Matematik, mühendislik, astronomi ve mekanik alanlarında farklarını ortaya koydular. Bu farklılıklarını ve tecrübelerini diğerlerinden ayıran bir özellikleri de araştırmalarında ve çalışmalarında birbirleri ile yardımlaşmalarıdır. Kardeşler, yaklaşık olarak 1200 yıl önce hicri 2./miladi 9. asrın ilk yarısında İslam medeniyet tarihinin en eski ve en meşhur bilimsel araştırma grubunu oluşturmuş oldular.

İlgileri ve istekleri uzmanlaşacakları bilimsel alanı seçmelerinde etkili oldu. Muhammed; matematik, meteoroloji ve mekanik inşaatlar alanına önem verdi. Çalışmalarının çoğunu bu alanlar üzerinde yoğunlaştırdı. İlminin çok olmasından dolayı “Hakîm bin Musa” diye lakaplandırıldı.
Ahmet ise mekanik ilmini sevdi. O alanda iyice uzmanlaştı. Alanında kendisinden önce daha hiçbir kimsenin ulaşmadığı seviyeye ulaştı. Tarihçi Kıftî, onun hakkında “Mekanik ilmi dışında ilmi kardeşi Muhammed’den daha azdır. Ama mekanik ilminde ne kardeşi ne de öndan önce bu alanda çalışma yapmış hiç kimse onun eline su dökemez” demiştir.

Üçüncü kardeş Hasan, mühendislikte usta idi. Mühendisliğin sanatlarına ve sırlarına hakimdi. Çözülmesi zor, karmaşık problemleri çözebilecek dahiyane bir hafızaya sahibti. Sürekli matematik ve mühendislikle uğraşırdı. Sürekli bir düşünme halinde idi. Kendisinin bu durumunu şöyle anlatıyor: “Ben bir grupta veya bir mecliste düşünceye dalmış idim. Onların ne söylediklerini duymuyor, onları hissetmiyordum. Bir gün düşünmeyi fazla uzatmışım, düşüncelere iyice daldıktan sonra bir baktım Dünya gözlerimde kararmış, kendimden geçmişim veya bayılmışım.”

“el-Hiyel” kitabı veya “Mekanik” kitapları üç kardeşin bir grup olarak ortaya koymuş oldukları en meşhur kitap sayılır. Musa b. Şakir’in bu üç oğlu sadece mekanik alanında adlarını duyurmadılar. Onların bu ortak çabaları ölümlerinden bu yana 1.200 yıl geçmesine rağmen bugün hala aramızda olan büyük icatlarla sonuçlandı.

Buluşlar ve Yetenekli Bakımı Arasında Üç Kardeş

Musa’nın oğulları, çevre dostu bir testi tasarladılar. Musluğunun açılması ile birlikte belli bir miktar su aktıktan sonra suyun akışı kesiliyor. Biraz zaman geçtikten sonra yeniden su akmaya başlıyor. Bu işlem testideki su bitene kadar bu şekilde devam ediyor. Bu sistem modern hamamların banyolarındaki ve yüzme havuzlarındaki fıskiyelerin sistemine benzemektedir. Üç kardeş; şamandıra, tıpa, üst tarafı depo alt tarafı iki havuz olacak şekilde testiyi ikiye ayırmak için bir ayırıcı plaka ve testinin içerisinden havuzlara ulaşacak bir sifon kullandılar. Musluğun icadından yüzlerce yıl önce bu alette son derece gelişmiş bir mekanizmadır.

Musa b. Şakir’in oğullarının matematik ve mekanik temelli icadı, denizlerden inci ve istiridyeleri çıkarmak ya da nehirlerin, denizlerin ve kuyuların dibine batırılmış nesneleri ayıklamak için "otomatik kanca" olarak adlandırılabilecek bir kanca idi. Bu kanca veya "Kepçe" modern kancaların çalışma mekanizmasından farklı değildir. Hareketlerini kontrol etmek için kullanılan zincirlerle birbirine bağlanmış iki yarımküreden yapılmışlardı.

Musa’nın oğullarının uğraştığı tuhaf şeyler arasında, el organının mekanizmasına dayanan, otomatik olarak çalışan son derece karmaşık bir müzik aleti vardı. Buna daha önce cihazlarında geliştirdikleri dişliler, dönen kollar, valfler, çeşitli sifonlar ve kaldıraçlar gibi birçok şey eklediler. Bu cihazın çalışmasını bir sanatçının vücuduna bağlamak için bir tasarım geliştirdiler. Matematikteki en önemli eserlerinden biri, birçok Arap ve Avrupalı matematikçi ve gökbilimcilerin tasdiklediği "Basit ve Küresel Formların Alanını Bilmek" kitabıydı.

Musa b. Şakir’in oğullarının ele aldığı garip şeylerden biri, manuel organ çalışması mekanizmasına dayanan çok karmaşık, kendi kendine çalışan bir müzik aletiydi ve buna dişliler, dönen kollar, vanalar, çeşitli sifon ve kollar gibi enstrümanlarında geliştirdikleri birçok şeyi eklediler ve bu cihazın çalışmasını bir piyanistin vücuduna bağlayacak bir vizyon geliştirdiler. Matematik alanındaki en önemli çalışmalarından biri, birçok Arap matematikçi, astronom ve Avrupalı tarafından güvenilen "Basit ve Dünyevi Formların Uzayı Bilgisi" kitabıdır.

Musa b. Şakir’in oğulları birbirleri ile sürekli iş birliği halinde olduklarından dolayı ekip olarak yapmayı düşündükleri ortak çalışmaların birçoğunu başardılar. İslam medeniyetinin arasında araştırmacı grup olarak yerlerini aldılar. Bu çalışmalarının yanı sıra Abbasi halifelerinin kendilerini bulup desteklediği gibi devlet ricâlini ve halifeleri genç yetenekleri bulup onlara destek vererek cesaretlendirmeleri için gayret sarf ettiler. Harun Reşid’in torunu Abbasi Halifesi Mütevekkil’in; Samura’daki sarayına yakın bir yerden araştırmaları için ev olarak kullanmaları için hediye etmiş olduğu evi, zamanlarının en önemli araştırma merkezi haline getirdiler. Merkezin içine, Halife Me’mun’un kurmuş olduğu Bağdat’taki Beytül Hikme’nin çeviri bölümüne benzer bir çeviri bölümü kurarak astronomi, matematik ve tıp alanlarında çok sayıda kitap çevirdiler.

Bazı tarihçiler; Musa bin Şakir'in oğullarının çeşitli ilim dallarında yazılmış ilmî eserleri getirtmek için Roma ülkelerine ilmi görevliler gönderdiklerini, Huneyn bin İshak, Habeş bin al-A’şam ve Sabit bin Kurra gibi en tecrübeli ve bilgili tercümanları getirip Arapçaya tercüme ettirdiklerini anlatmıştır. Aylık olarak ulaşım ve tercüme için maaşları yaklaşık beş yüz dinar kadardı. Bu ailenin kendi zamanlarında bilimin gelişmesi için ne kadar emek ve mal harcadıklarını ve cömertliklerini ortaya koymaktadır.

Muhammed bin Musa bin Şakir yani en büyük oğul ve Hakîm bin Musa; hicrî 259 miladî 872 yılında, 70 yaşında öldüler. Diğer kardeşlerinin tam olarak ne zaman öldüğü bilinmemektedir. Büyük ihtimalle bilimsel kariyerinin ardından hicri 3/ miladi 9. Asrın sonlarında vefat etti. Halifelik makamının bilimsel araştırmalara ne kadar önem verdiğini gördük. Bilime ve bilimsel araştırmaya olan bu ilgi, bugün robotik bilimleri olan uygulamalı mekanik bilimlerinde büyük yeniliklere ve buluşlara yol açmıştır. Musa bin Şakir'in oğulları gibi kendilerinden önce gelenlerin çalışmalarına göre Arap bilim adamlarının ilk robotu yüzlerce yıl önce icat ettiklerini öğrenince şaşırmıyoruz. Bu konuya da başka bir yazımızda değineceğiz.
 
Tercüme Ali Ramazan Arif

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.