editorbet giriş Deneme Bonusu veren siteler editorbet giriş

Kurban Askıya Alınır mı: Fas’ta Kralın Çağrısına Dair

İslam dünyası Kurban Bayramı’nı sabırsızlıkla beklerken, bu yıl Fas’ta alışılmadık bir uygulama gündemde. Kral 6. Muhammed, 27 Şubat 2025’te yaptığı açıklamada vatandaşlarına yaklaşan bayramda kurban kesmekten kaçınmaları çağrısında bulundu. Bu çağrı, son yedi yıldır ülkeyi etkisi altına alan şiddetli kuraklık karşısında alınmış ciddi bir önlem olarak değerlendiriliyor. Kuraklık, yalnızca su kaynaklarını değil, hayvan popülasyonunu da ciddi şekilde etkiledi.

Aslında bu, Fas tarihinde bir ilk değil. 1966 yılında dönemin kralı 2. Hasan, benzer bir kuraklık krizinde halkını aynı yönde uyarmıştı. Dolasıyla, söz konusu kararın İslam hukuku çerçevesinde meşruiyeti ve toplumsal-dini etkileri üzerine düşünmek, kanaatimce hayli önem arz ediyor.

Kurbanın Hükmü

Kurban, Allah’a teslimiyetin ve kulluğun sembolü. Kur’an’da ve hadislerde yer bulan bu ibadet, belirli günlerde ve belli şartlara uygun hayvanların kesilmesiyle yerine getirilir. Ancak bu ibadetin hükmü, fıkıh mezheplerine göre değişiyor. Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinin büyük çoğunluğu kurbanı “sünnet-i müekkede” olarak değerlendirirken, Hanefi mezhebi, maddi gücü yetenler için onu vacip sayar.

Kurban ibadeti, İbrahim Peygamber’in Saffat Suresi 37:102–107 ayetlerinde anlatılan sarsılmaz teslimiyetinin hatırasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v), kurbanı “büyük dedeniz İbrahim’in sünneti” olarak tanımlamış, kesilen hayvanın her bir tüyü için sevap vaat edildiğini belirtmiştir. Rivayetlerde, bayram günlerinde Allah’a kurban kesmekten daha faziletli bir amel olmadığı vurgulanır. Bu ibadet, bireysel bir kulluk olduğu kadar, toplumsal dayanışmanın da güçlü bir ifadesidir.

Kurbanın Önemi

Özellikle ekonomik zorluklara rağmen bu ibadetin yaşatılmaya çalışılması, onun Müslüman toplumlar için ne kadar köklü bir refleks olduğunu gösterir. Bazı alimler, geri ödeme garantili faizsiz borçlarla dahi kurban kesilmesini teşvik etmiştir. Hac Suresi’nde belirtildiği üzere, deve, inek, koyun ve keçi makbul kurbanlık hayvanlardır. Yedi kişinin bir araya gelip büyükbaş bir hayvanı birlikte kurban etmesi de meşrudur. Kurbanın etinin yoksullara ulaştırılması ise ibadetin sosyal boyutunu pekiştirir. Çünkü Allah Teala şöyle buyuyor: “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; Allah’a ulaşan, ancak sizin takvanızdır.” (Hac Suresi 22:37).

Fas Bağlamında İslami İçtihadın Esnekliği

Peki, böyle bir ibadet askıya alınabilir mi? Fas özelinde sorunun kaynağı net: Ülkenin Tarım Bakanlığı’na göre yağışlar son 30 yılın ortalamasının yüzde 53 altına düştü, hayvan sayısı da yüzde 38 oranında azaldı. Bu da fiyatları fahiş seviyelere çıkardı. Ortalama bir ailenin bu yükün altına girmesi artık kolay değil.

Bu noktada, kralın konumunun sadece siyasi olmanın yanı sıra dini sorumluluklar taşıdığını da unutmamak gerekiyor. “Ülkemiz iklimsel ve ekonomik zorluklarla karşı karşıyadır ve bu da hayvancılığın önemli ölçüde azalmasına neden olmuştur,” diyen Kral 6. Muhammed, niyetini açıkça ortaya koydu. Yani bu tutum, aslında Allah’ın emrine başkaldırı değil, halkın geçim derdine merhametle yaklaşmayı esas alan bir duruş olarak yorumlanabilir.

İşte burada İslam hukukunun esnek yapısı devreye giriyor. Makasıdü’ş-Şeria olarak bilinen esaslara göre, dinin amacı sadece ibadet değil; canın, malın, aklın ve neslin korunmasıdır. Zararı önlemek, fayda elde etmekten öncelikli kabul edilir. İhtiyaç hâli, zaruret gibi değerlendirilir. Kuraklık ve ekonomik çöküş de bu kapsama girer.

Ayrıca Kral’ın talimatı, İslam hukukunda yer alan “otorite sahibi olanlar halkın maslahatını gözeterek karar almalıdır” ilkesine de dayanabilir. Bu noktada Maliki mezhebinin görüşü dikkat çekiyor. Fas’ta ağırlıkla benimsenen bu mezhebe göre kurban, belirli şartlar oluşmadığında yerine getirilmesi gerekmeyen, tavsiye edilen bir ibadettir.

Karşı Görüş ve Değerlendirme

Ancak her çağrı gibi bu da eleştirisiz kalmadı. Bazı Müslümanlar, ekonomik ya da çevresel nedenlerle böylesine köklü bir dini vecibenin askıya alınmasını sorguluyor. Bu kesim, devlet destekli sübvansiyonlar, ucuz hayvan ithalatı ya da toplu kurban kesimi gibi alternatiflerin denenebileceğini savunuyor. Onlara göre bu çağrı, uzun vadede Müslüman kimliği ve geleneği üzerinde aşındırıcı bir etki yaratabilir. Üstelik böylece bir yaklaşım, dini vecibelerini yerine getirmekten kaçınmak için bahane arayan bazı Müslümanların eline koz verebilir.

Netice itibarıyla, bu durum, tüm dünya Müslümanlarına bir mesaj veriyor: Dini ritüellerin ruhunu kaybetmeden, çağın getirdiği zorluklara nasıl uyum sağlayabiliriz? Yaklaşan Kurban Bayramı, Kral’ın bu çıkışları ışığında, gelecekteki tartışmalara zemin olacak bir imtihan. Müslümanlar olarak bu mesajı iyi okumalı, dinimizin özüne sadık kalarak yolumuza devam etmeliyiz!