Onur madalyası, on milyon İsveç kronu, medya manşetleri, röportajlar ve tebrik yağmuru… Ama asıl mesele bu değil. Nobel Barış Ödülü, çoğu zaman iktidara giden bir pasaport işlevi görür. Size küresel kurumlarda ve seçkin üniversitelerde platformlar açar. Sözleriniz sosyal medyada alıntılanır; yayıncılar, ne kadar önemsiz olursa olsun, yazdığınız her şeyi basmak için sıraya girer. Bir saatlik bir konuşma size binlerce dolar kazandırabilir. Çünkü artık bir Nobel Ödülü sahibisiniz ve görüşleriniz birdenbire “önem” kazanır.
Tüm bunlar, ABD’yi yöneten milyarder Donald Trump gibi biri için pek bir anlam ifade etmeyebilir. Yine de o, Nobel Barış Ödülü’nü çaresizce istiyordu. “Kimsenin çözemediği” sekiz çatışmada “barışı sağladığını” iddia etmişti. Ancak merak etmeyin: Trump ödülü kazanamadı ama onun kadın versiyonu sayılabilecek Venezuelalı politikacı María Corina Machado, Oslo merkezli komite tarafından bu yılın Nobel Barış Ödülü sahibi ilan edildi.
Trump’a göre Machado onu arayarak “bu ödülü gerçekten hak ettiğini” ve “onun onuruna ödülü kabul ettiğini” söyledi. X hesabında da ödülü Trump ve Venezuela halkına ithaf ettiğini ifade ederek bunu doğruladı. Peki Donald Trump’ın Venezuelalı hayranı María Corina Machado kimdir?
Machado ve Siyasi Kariyeri
58 yaşındaki Machado, endüstri mühendisi olarak yetişmişti ancak 2000’li yılların başından beri Venezuela siyasetinde aktif rol oynamaktadır. Demokrasi yanlısı STK Súmate’nin kurucularından biri olan Machado, 2010’da Ulusal Meclis’e girdi. 2014’e gelince Meclis’ten ihraç edildi.
Amerika yanlısı tutumuyla tanınan Machado, 2012’den bu yana cumhurbaşkanlığına aday olmaya çalışmaktadır. 2024 seçimleri öncesinde muhalefetin birleşik adayı olmak üzere ön seçimleri kazandı ancak milletvekilliği döneminde “mali usulsüzlük” yaptığı gerekçesiyle mahkeme kararıyla adaylığından men edildi.
Kendini liberal ve anti-komünist olarak tanımlayan Machado, yeni liderlerin küresel bir ağını oluşturmayı hedefleyen ABD Yale Üniversitesi’nin Yale World Fellows Programı’nın da üyesidir. Ulusal petrol şirketi PDVSA dahil olmak üzere devlet işletmelerinin özelleştirilmesini savunmuş, ülkesindeki ekonomik sıkıntıları derinleştiren uluslararası yaptırımları desteklemiş ve devlet başkanı Nicolás Maduro’nun askeri müdahaleyle görevden alınması çağrısında bulunmaya devam etmiştir.
Trump’ı destekleyen Venezuelalı Amerikanlar olan “MAGAzelans” grubunun güçlü desteğini alan Machado, uzun süredir eski ABD başkanına hayranlığını gizlememektedir. Bu yıl ABD donanması, uyuşturucu kartelleriyle mücadele bahanesiyle Karayipler’e konuşlandırıldığında Venezuela hükümeti bu hamleyi rejim değişikliği girişimi olarak nitelendirmiştir. Fakat Machado Washington’un bu darbe operasyonuna açık destek vermiştir.
Faşizm ve Siyonizm
Trump’a bu derecede hayran olan Machado, ona yakın siyasi çevrelerle ilişkiler kurmaktan da çekinmemiştir. Güçlü bir İsrail yanlısı ve belirgin şekilde Müslüman karşıtı bir tutum sergilemiştir. Ocak 2019’da Benjamin Netanyahu’nun Trump destekli Juan Guaidó’ya verdiği desteği hatırlatan mesajını alıntılayarak ona teşekkür etmiştir. Machado, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini desteklemiş ve 2009’da Venezuela tarafından kesilen Tel Aviv ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını taahhüt etmiştir.
8 Aralık 2018 tarihli ve dönemin Arjantin Cumhurbaşkanı Mauricio Macri ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya hitaben yazdığı mektubunda, ülkesinin İran ve “aşırıcı gruplarla” ittifak içinde olduğunu ileri sürerek Venezuela’ya müdahale çağrısı yapmıştır.
2020’de Machado’nun partisi Vente Venezuela, Netanyahu’nun Likud Partisi ile “strateji, jeopolitik ve güvenlik alanlarında iş birliği yapmak üzere” bir anlaşma imzalamıştır.
Avrupa’daki birçok aşırı sağ parti gibi, Machado da Siyonizm ve Hristiyan Siyonistlerle ortak bir zemin bulmakta gecikmedi. 8 Şubat 2025’te Madrid’de düzenlenen “Avrupa için Vatanseverler” zirvesine gönderdiği video mesajda, Trump’a övgüler yağdıran ve Müslüman karşıtı sloganlar atan aşırı sağcı liderlerle aynı safta yer aldı. İsrail’in Likud Partisi’nin bu aşırı sağ ittifakın gözlemci üyeleri arasında olduğunu da hatırlatmaya gerek yok.
Siyasi dostlukları ve kamuya açık açıklamaları açıkça gösteriyor ki Machado’nun “özgürlük” anlayışı Siyonist ve Batılı güçlerin menfaatleriyle eş değerdir.
Nobel Barış Ödülü mü?
Böylesine bir figürün Nobel Barış Ödülü’nü alması, barışın anlamını sorgulatıyor. Nobel komitesi kimin barışını ödüllendiriyor?
Tarih, “demokrasi” ve “özgürlük” bayrakları altında savaşları meşrulaştıran, haksız yaptırımları onaylayan ve darbeleri destekleyen birçok Nobel sahibine tanıklık etmiştir. Machado bu gelenekten geliyor. Kendi hükümetine karşı menfaatçi askerî harekât çağrısında bulunan, soykırımcı bir rejimi açıkça destekleyen biri. Ama tüm bunlar “demokrasi savunuculuğu” olarak sunuluyor.
Elbette sormadan duramıyoruz, acaba Machado’yu ödüllendirmek, Venezuela hükümetini zorla devirmeye ve ülkenin petrolünü ele geçirmeye yönelik yeni bir girişimin ahlaki gerekçesi midir?
Hani “parlayan her şey altın değildir” derler ya…tam bundan bahsediyor. Nobel Barış Ödülü kazanan herkes barışçıl değildir.
*Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve İdrakpost editöryal politikasını yansıtmayabilir.

0 Yorum